3 günlük süre sona erdi: Irak Meclisi cumhurbaşkanı adaylık kapısını kapattı

Nasıriye kentinde dün fiyat artışlarını protesto eden Iraklı bir kadın gösterici (AFP)
Nasıriye kentinde dün fiyat artışlarını protesto eden Iraklı bir kadın gösterici (AFP)
TT

3 günlük süre sona erdi: Irak Meclisi cumhurbaşkanı adaylık kapısını kapattı

Nasıriye kentinde dün fiyat artışlarını protesto eden Iraklı bir kadın gösterici (AFP)
Nasıriye kentinde dün fiyat artışlarını protesto eden Iraklı bir kadın gösterici (AFP)

Irak Meclis Başkanlığı, ülkede ‘siyasi tıkanıklık’ olarak bilinen durumun devam ettiği bir ortamda, cumhurbaşkanı adaylık başvuruları için tanıdığı 3 günlük sürenin sona ermesi ile adaylık kapısını kapattı.
Irak Yüksek Federal Mahkemesi, Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) eski cumhurbaşkanı adayı Hoşyar Zebari’yi yarış dışı bırakma kararının ardından Meclis’in ikinci kez cumhurbaşkanı adaylık kapısını açmasının Anayasa’ya aykırı olduğuna hükmetti.
Mesud Barzani liderliğindeki KDP’nin Meclis’in ikinci kez cumhurbaşkanı adaylık kapısını açmasından yararlanarak aday ilan ettiği Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) İçişleri Bakanı Reber Ahmed Barzani’nin adaylığının akıbeti, Federal Mahkeme’nin bu hükmüyle bir bilinmeze dönüştü. KDP, bu bilinmezlik sebebiyle zor bir pozisyonun içine düşmesinin akabinde Federal Mahkeme KDP’ye can simidi olarak görülebilecek bir karar aldı ve Meclis, üçüncü kez cumhurbaşkanı adaylık kapısını 3 gün süreyle açtığını duyurdu. Nitekim bu karar KDP’ye Hoşyar Zebari’nin yerine Reber Ahmed’i aday gösterme fırsatı sundu. Federal Mahkeme Meclis’in ikinci kez cumhurbaşkanı adaylık kapısını açması kararına yapılan itirazları kabul etmekle birlikte, Meclis Başkanlığı’na tek seferliğine ve son kez adaylık kapısını açma izni verdi. Böylece Meclis pazar günü düzenlediği oturumda cumhurbaşkanı adaylık sürecinin yeniden başlatılması konusunda oylama yaptı. Meclis’te 256 milletvekilinin katıldığı oylamada 203 milletvekilinin evet oyuyla cumhurbaşkanı adaylık kapısı yeniden açıldı.
Meclis’in ilan ettiği üç günlük adaylık başvuru süresi dün itibariyle sona erdi. 5. Dönem 1. Yasama Yılı’nın başında olan Meclis’in, yeni cumhurbaşkanının seçileceği oturumun tarihini belirlemesi bekleniyor.
Şarku’l Avsat’a konuşan bir meclis kaynağı, “Rekabet eden onlarca aday arasından yeni cumhurbaşkanının seçileceği oturum 20 Mart’tan sonra düzenlenecek. Meclis Başkanlığı cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili tüm adaylar arasında tamamen tarafsız bir mekanizma için tüm araç gereçleri hazırladı. Gizli oylama yapılacak” bilgisini verdi.
Federal Mahkeme’nin cumhurbaşkanı seçim oturumunun düzenlenebilmesi için meclis üyelerinin üçte iki çoğunluğunun oturuma katılması şartını değerlendiren kaynak, “Federal Mahkeme’nin kararları tüm merciler için kesin ve uygulama noktasında bağlayıcıdır. Mahkeme yaptığı içtihatta, yeni cumhurbaşkanının seçileceği oturumun düzenlenebilmesi için üçte iki çoğunluğun yani Irak Meclisi’nin 329 üyesinden 220’sinin oturuma katılmasını şart koştu. Adaylardan herhangi biri, birinci turda bu kadar oy (220 oy) alamazsa (ikinci turda) üçte iki çoğunluk katılımının korunması şartıyla basit çoğunlukla seçimin kazanılması mümkün olur” ifadelerini kullandı.
Meclis Başkanlığı’nın verilerine göre cumhurbaşkanlığı koltuğu için 50’den fazla aday yarışıyor. Ancak yarış iki aday arasında geçiyor: Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) adayı ve mevcut Cumhurbaşkanı Berhem Salih ile KDP’nin adayı Reber Ahmed Barzani. Irak’ta 2003 sonrası oluşan siyasi geleneğe göre cumhurbaşkanı Kürtlerden seçiliyor.
KDP ve KYB arasında cumhurbaşkanlığı koltuğu ile ilgili bir çeşit uzlaşı vardı. Ancak bu uzlaşı 2018 seçimlerinde bozuldu ve her iki parti kendi adaylarıyla seçime girdi. 2018 seçimlerinde KYB Irak’ın şu anki Cumhurbaşkanı Berhem Salih’i aday gösterirken, KDP ise, şu anki Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin’i aday ilan etti. Yeni Meclis döneminde de aynı senaryo tekrarlanıyor. Ancak bu kez Şii cephenin dağılması, siyasi parti ve grupları birbirine hasım iki ittifak çatısı altında topladı: Mukteda es-Sadr liderliğindeki Sadr Hareketi, Mesud Barzani liderliğindeki KDP, Muhammed el-Halbusi ve Hamis el-Hancer’in liderliğindeki Egemenlik İttifakı’ndan oluşan ‘üçlü ittifak’ ile ona karşı kurulan Şii Koordinasyon Grubu, KYB ve Sünni Azim Koalisyonu ittifakı.
Sadr ulusal çoğunluk hükümetinin kurulmasını isterken, Koordinasyon Grubu en geniş katılımın sağlandığı bir hükümetin kurulmasını talep ediyor. İki hasım ittifak, Meclis’te üçte iki çoğunluk şartını engelleyecek imkana sahip. Bu durum, geriye kalan anayasal kazanımların (cumhurbaşkanının seçilmesi ve yeni hükümeti kurma görevini verecek en büyük meclis bloğunun belirlenmesi) sürdürülmesini zorlaştırıyor.
Bu siyasi tıkanıklığın ortasında bugünden başlayarak 20 Mart’a kadar siyasi gruplar orta bir yol bulma veya Mustafa el-Kazımi’nin yönettiği ‘günlük işleri yürütme statüsündeki’ hükümetin belirsiz bir süreye kadar sürmesi ümidi ile son müzakere ve uzlaşı turlarına başlayacak. Değerlendirmelere göre, siyasi gruplar arasında bir anlaşma veya uzlaşı sağlanmazsa, Meclis’i feshetme ve yeni erken seçim çağrısında bulunma yoluna gidilebilir.



Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından... Cep telefonlarımız uzaktan patlatılabilir mi?

Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)
Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)
TT

Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından... Cep telefonlarımız uzaktan patlatılabilir mi?

Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)
Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)

Lübnan genelinde Hizbullah çağrı cihazları ve telsizlerine yönelik eşi benzeri görülmemiş güvenlik ihlali ve salı ile çarşamba günleri binlerce eş zamanlı patlama, kişisel cep telefonlarının ne kadar tehlikeli olduğu ve nasıl uzaktan patlatılabildiği konusunda birçok soruyu gündeme getirdi.

Cep telefonu bataryaları son derece yanıcı kimyasallardan üretilir, ancak bir kontrol ünitesi doğrudan bataryaya bağlıdır ve bataryayı güvende tutmak için özel bir yazılımla donatılmıştır.

DeepSAFE Technology'nin kurucusu ve McAfee, Intel ve Nokia'da güvenlik ve koruma araştırmaları eski başkanı olan Ahmed Sallam'a göre bu kontrol ünitesi, en önemlisi tüm üniteyi bataryanın sıcaklığını ateşleme noktasına yükseltebilecek kötü amaçlı yazılım içeren başka bir ünite ile değiştirmek olan çok sayıda hackleme yöntemi ile kötü niyetli olarak manipüle edilebilir. Bu, Lübnan vakasında olduğu gibi belirli cihazları hedef almak için yapılabilir.

grbtny
Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarında hayatını kaybedenler için düzenlenen cenaze töreninden (AFP)

Şarku’l Avsat'a konuşan Sallam, “Kötü niyetli bir şekilde üretilebilen bataryalar da var. Bunlar ya sıcaklığı belirli bir dereceye yükselterek ya da patlatma sistemini harekete geçiren bir ünite aracılığıyla ateşlenebilen patlayıcı maddeler içerirler. Tüm bunlar, radyo dalgaları ya da herhangi bir kablosuz elektrik dalgası yoluyla uzaktan sinyal alabilen harici bir iletişim ünitesi ile bataryaya içeriden bağlı çok küçük bir kontrol ünitesi yerleştirilerek yapılabilir” ifadelerini kullandı.

Sallam sözlerini şöyle sürdürdü: “Dış dünya ile iletişim olmasa da patlamalar senkronize edilebilir. Kötü amaçlı yazılım, tıpkı saatli bombaların çalıştığı gibi, tüm patlamaların aynı anda gerçekleşmesi için belirli bir anı bekleyebilir.”

Los Angeles'taki California Üniversitesi Kimya Bölümü'nde yardımcı doçent olan ve pil geliştirme ve üretiminde uzmanlaşmış bir ABD şirketi olan Nanotech Energy'nin bilim ve teknoloji şefi Maher el-Kady, “Lübnan'daki patlamalar tesadüfen değil, kasıtlı olarak meydana geldi. Büyük olasılıkla cihazlara uzaktan etkinleştirilen bir kontrol devresi yerleştirilmişti. Bu da patlamaların senkronizasyonunu açıklıyor” şeklinde konuştu.

cdvfgthy
Lübnan Ordusu tehlikeli gördüğü telsiz ve çağrı cihazlarını imha etmek üzere topluyor. (AFP)

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan el-Kady, “Herhangi bir bataryanın patlamasına yol açabilecek birkaç mekanizma vardır. Bunlardan ilki, mobil cihazın ya da elektrikli otomobilin bataryaya metal bir cismin girmesine yol açan bir kazaya maruz kalması ya da batarya parçalarının sıkışmasına ve parçalarının tahrip olmasına yol açan yüksek orandaki basınç yahut da bataryanın yüksek bir yerden düşerek parçalarının tahrip olmasıdır. İki olasılık daha var: Birincisi bataryanın sıcaklığının çok yüksek oranlara çıkmasına neden olarak patlamasına yol açan harici bir katalizörün varlığı ve ikincisi de bataryanın içindeki pozitif terminalin negatif terminale bağlanmasına yol açan harici bir etkileyicinin varlığıyla ilgili” ifadelerini kullandı.

Uzmanlara göre cep telefonları hacklenebilir. Ayrıca üretim ya da tedarik aşamalarından herhangi birinde ya da internet üzerinden erişilerek patlatılmak üzere içlerine kötü niyetli yazılımlar entegre edilebilir.

El-Kady, kasıtlı bir dış neden olmaksızın, üretim hataları nedeniyle bir pilin patlama olasılığının 10 milyon pil başına bir pili geçmediği konusunda kamuoyuna güvence verirken, pillerin 150 santigrat derecenin üzerine çıkabilen yüksek sıcaklıklara dayanmasını sağlamak için titiz testler yapıldığını da belirtti. Ancak bu durum, çağrı cihazlarında ve modern mobil cihazlarda bulunan lityum-iyon pilleri ‘saatli bomba’ olarak tanımlamasına engel olmadı. “Pil patlamalarının neden olduğu hasar, pilin boyutuna ve kullanıcının konumuna veya insan vücudunun hayati organlarından herhangi birine ne kadar yakın olduğuna bağlıdır” diyen el-Kady, elektrikli arabalar söz konusu olduğunda durumun daha da kötüleşeceğini, çünkü batarya boyutlarının bir cep telefonu bataryasının 5 bin ila 7 bin katına ulaşabileceğini belirtti.

Tedarik zincirleri

Yaşananların tekrarlanmasının nasıl önlenebileceği konusunda ise Sallam, tedarik zincirinin güvence altına alınması gerektiğine işaret ederek, Lübnan'a gelen cihazlarda olası değişiklikleri kontrol etmenin ve içlerine yeni bileşenler yerleştirilip yerleştirilmediğini test etmenin birçok yolu olduğunu açıkladı.

 

ascdvrg
Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)

Teknik olarak, hassas bir terazi kullanılarak, ne kadar küçük olursa olsun cihazın ağırlığındaki herhangi bir değişiklik tespit edilebilir, böylece üzerinde herhangi bir değişiklik yapılıp yapılmadığı anlaşılabilir. Bu hassas terazi, başta batarya olmak üzere her bir birimin ağırlığını doğru bir şekilde hesaplamak için kullanılmalıdır. X-ray ve CT Scan gibi radyolojik cihazların yanı sıra patlayıcılar için kimyasal tespit üniteleri de kullanılabilir ve tüm bu teknik araçlar genellikle havaalanlarının içinde kullanılır. “Lübnan örneğinde meselenin ele alınışında büyük bir güvenlik açığı olduğunu düşünüyorum” diyen Sallam, herhangi bir patlayıcı maddenin varlığını ya da yokluğunu teyit etmek için kullanılabilen teknolojilerin mevcut olduğunu vurguladı.

fvrbgty
Çağrı cihazı patlamalarının kurbanları (AP)

Medya kuruluşlarına göre, Lübnan'daki çağrı cihazları Tayvanlı bir şirket tarafından tasarlanmış ve Avrupa'da bilinmeyen başka bir şirkete üretim lisansı verilmişti. Bu nedenle üretim güvenliği ve uygulama kalitesi ile ilgili konular tespit edilememiş olabilir.

Genel olarak çağrı cihazları, ister alıcı uçta tek yönlü bir bağlantı olsun, ister alıcı ve verici uçta iki yönlü bir bağlantı olsun, iletişim sürecini kontrol etmek için bir sunucuya ihtiyaç duyar. Ancak Sallam'a göre bu sunucular veri tabanlarına sahip ve genellikle siber saldırılara ve hacklere karşı savunmasız olan dijital işletim sistemlerini çalıştırıyor.

“Çağrı cihazları tedarik zinciri boyunca değiştirilebilir, aynı şey sunucular için de geçerli olabilir” diyen Sallam, cihazların kendilerinin de değiştirilebileceğini ve üretim süreçleri ya da nakliye ve tedarik zincirleri sırasında ‘kötü niyetli’ yazılımlar eklenebileceğini açıkladı.