İsrail parlamentosu ‘dünyanın en ırkçı vatandaşlık yasasını’ onayladı

Hükümet ve muhalefetin iş birliği ile onaylanan yasa ile Filistinlilerin aile birleşimi engelleniyor.

Batı Şeria'nın Nablus bölgesi yakınlarında, yasa dışı Yahudi yerleşimlerine yönelik düzenlenen eylemi izleyen İsrailli askerler. (EPA)
Batı Şeria'nın Nablus bölgesi yakınlarında, yasa dışı Yahudi yerleşimlerine yönelik düzenlenen eylemi izleyen İsrailli askerler. (EPA)
TT

İsrail parlamentosu ‘dünyanın en ırkçı vatandaşlık yasasını’ onayladı

Batı Şeria'nın Nablus bölgesi yakınlarında, yasa dışı Yahudi yerleşimlerine yönelik düzenlenen eylemi izleyen İsrailli askerler. (EPA)
Batı Şeria'nın Nablus bölgesi yakınlarında, yasa dışı Yahudi yerleşimlerine yönelik düzenlenen eylemi izleyen İsrailli askerler. (EPA)

İsrail'deki Yüksek Arap İzleme Komitesi, Adalet Hukuk Merkezi ve Zarar Gören Aileler Hareketi, İsrail Parlamentosu’nun Filistinli ailelerin birleşmesini engelleyen ‘aile birleşimi yasasını’ onaylamasını kınadı. Söz konusu yasayı ‘dünyanın en ırkçı yasası’ olarak niteleyen örgütler, ‘aile birleşimi yasasının’ hükümet ve muhalefet arasındaki nadir görülen bir mutabakat çerçevesinde onaylandığına dikkat çekti.  
Yasanın kabul edilmesine öncülük eden İsrail İçişleri Bakanı Ayelet Shaked, Twitter hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Bu yasa birinci derecede Siyonist, ulusal ve güvenlik odaklıdır. (Yasayı onaylayarak) Yahudi demokratik devlet fikrinin, her vatandaşın devleti anlayışının üstesinden geldiğini kanıtlamış olduk.”
İsrail'de ilk olarak 2003'te kabul edilen ve her yıl uzatılan tartışmalı ‘aile birleşimi’ yasası, İsrail vatandaşı Filistinliler ile işgal altındaki Batı Şeria ve Gazze’deki Filistinliler ya da yabancı bir ülke vatandaşıyla yapılan evliliklerin ardından "aile birleşimini" zorlaştırıyor. Anayasa Mahkemesi söz konusu yasanın ‘insan haklarına aykırı’ olduğunu belirterek hükümete yasayı onaylamaması ya da yeni bir vatandaşlık yasası hazırlaması tavsiyesinde bulunmuştu. İsrail hükümeti, insan hakları örgütlerinin tepkisinden çekindiği için yasanın onaylanmasını ağırdan alıyordu.

Yasa on binlerce Filistinliyi etkiliyor 
İçişleri Bakanı Ayelet Shaked, mevcut hükümetin haziran ayından kurulmasından bu yana ‘aile birleşimi’ yasasının onaylanması için çaba gösteriyor. Ancak Shaked bunu şimdiye kadar başaramamıştı. Bunun nedeni ise hükümet koalisyonunda yer alan solcu Meretz Partisi, İslami Hareket Partisi (Birleşik Arap Listesi) ve İşçi Partisinden bazı milletvekillerinin itirazlarıydı. Bu nedenle üç ay önce yapılan parlamento oylamasında başarısız olan Shaked, muhalefetteki aşırı sağ partileri ile anlaşma yoluna gitti. Aşırı sağcı görüşleriyle öne çıkan Dini Siyonizm Partisi, vatandaşlık verme şartlarının daha da zorlaştırılması koşuluyla Shaked’e destek verdi.  
Parlamentoda düzenlenen oylamada, ‘aile birleşimi yasası’ 45 oy farkla onaylandı. 15 milletvekili yasa aleyhinde oy kullandı.  
Birleşik Arap Listesi’nin Başkanı Eymen Avde "Bennett ve Netanyahu, mesele Filistinlilere karşı olduğunda derin farklılıklarının üstesinden gelip uzlaşabiliyor” açıklamasında bulundu. Milletvekili Ahmed Taybi de açıklamasında şunları söyledi:
“Bu kanun Filistinlilerin özel hayatına müdahalede bulunuyor. Herkes dilediğiyle evlenebilir. Bu çirkin ve ırkçı yasa binlerce Filistinlinin eşleri ve çocuklarından ayrı yaşaması anlamına geliyor. Filistinliler sevdikleriyle evlendikleri için toplu olarak cezalandırılıyor.”
Yasadan zarar gören ailelerin temsilcileri yaptıkları yazılı açıklamada, söz konusu yasayı kınadı ve geçmesinin sorumluluğunu kısmen Birleşik Arap Listesi’ne yükledi. Açıklamada “Birleşik Arap Listesi milletvekilleri mecliste yasa karşıtı itirazlarda bulunabilirdi ancak efendilerini memnun etmek için bu yolu tercih etmediler” denildi.  
Yüksek Arap İzleme Komitesi’nden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Mevcut hükümet, kendisinden önceki tüm hükümetlerin bir devamı olduğunu ve Araplara yönelik düşmanlıkta selefleri ile yarıştığını göstermiştir. Bu yasa, İsrail yönetimine hâkim olan vahşi zihniyeti yansıtıyor ve her gelen hükümet tarafından daha da ağırlaştırılıyor. Bu yasanın temeli, insan olarak varlığımızı yadsıyan Yahudi Siyonist anlayışına dayanmaktadır. Filistin halkının kendi topraklarında işgal altında dahi yaşama hakkı olmadığını düşünüyorlar.”
İzleme Komitesi, ‘ırkçı suç yasasının’ on binlerce Filistinliyi etkilediğine işaret ederek, herhangi bir hukuki, siyasi ve ahlaki meşruiyeti olmadığını vurguladı. Eski dönemlerde istisnai olarak bazı ailelerin birleşimine izin verildiğini hatırlatan komite, ‘Irkçı yasanın onaylanmasını kutlayan’ İçişleri Bakanı Shaked döneminde bahsi geçen istisnaların daha da azaltılacağını savundu.  
Adalet Hukuk Merkezi, söz konusu yasayı ‘dünyanın en ırkçı yasası’ olarak niteledi. Yapılan açıklamada, hiçbir ülkenin vatandaşının aile kurma tercihine bu boyutta bir müdahalede bulunmadığına işaret edildi, Knesset’in Yeşil Hat ve Kudüs’te Yahudi çoğunluğu sağlamak amacıyla demografik gerekçelerle ‘aile birleşimi yasasını’ onayladığı belirtildi. Ayrıca bu onayın, ırkçı vatandaşlık yasasıyla uyumlu olduğu vurgulandı. 
İslami Hareket Partisi’nin üyeleri yasa tasarısı aleyhinde oy kullansa da hükümetin düşmesini engelleyen kararlarını savundular. Koalisyon üyesi İslami Hareket Partisi lideri Mansur Abbas, hükümetin düşmemesi için aldıkları kararın Arap vatandaşlarının çıkarlarını savunma amacı taşıdığını belirttiği açıklamasında şunları söyledi:
“Hükümeti desteklerken dikkate aldığımız bir dizi husus bulunuyor. Eşitlik sağlanması ve şiddetin önlenmesi de bunların arasındadır. Ayrıca mücadelemiz sayesinde Negev’in kalkınması için 5 milyar şekel (yaklaşık 1,5 milyar dolar) tahsis edilmesini sağladık.”  



Mamdani'nin New York'taki zaferi İsrail'de paniğe yol açtı

New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, San Juan'daki Karayip İslam Merkezi'ni ziyareti sırasında bir konuşma yaptı. (EPA)
New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, San Juan'daki Karayip İslam Merkezi'ni ziyareti sırasında bir konuşma yaptı. (EPA)
TT

Mamdani'nin New York'taki zaferi İsrail'de paniğe yol açtı

New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, San Juan'daki Karayip İslam Merkezi'ni ziyareti sırasında bir konuşma yaptı. (EPA)
New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, San Juan'daki Karayip İslam Merkezi'ni ziyareti sırasında bir konuşma yaptı. (EPA)

Zohran Mamdani'nin New York Belediye Başkanı seçilmesi, İsrail'de paniğe yol açtı. İsrail halkı, Amerikan siyasetinde nadir görülen bir biçimde Filistin yanlısı mesajla hareket eden bir politikacının zaferini kabullenmeye çalışıyor. Siyasi yelpazenin her kesiminden İsrailliler, dünyanın en büyük ikinci Yahudi nüfusuna sahip bu şehirde Mamdani'nin seçilmesinin, İsrail'in en önemli müttefiki olan ABD ile ilişkilerin daha da gerginleşmesine yol açacağından endişe ediyor. Öte yandan Yahudi seçmenlerin neredeyse üçte birinin Mamdani'yi desteklemiş olması acıyı daha da artırdı. Kudüs sakini Hana Yeger, seçimden sonraki gün AP'ye verdiği demeçte, “Bu çok kötü. Yahudiler, İsrail ve herkes için çok kötü. Başka ne diyebiliriz ki?” ifadelerini kullandı.

Mamdani'nin seçim kampanyası, çocuk bakımı ve uygun fiyatlı konut eksikliği gibi bir dizi yerel ekonomik konuya odaklandı. Ancak İsrail'de onun Filistin yanlısı gündemi tek önemli konu. Seçimler, Amerikan halkı, özellikle de genç Demokrat seçmenler arasında İsrail'e olan desteğin azaldığını gösteren tutum değişikliğinin en güçlü örneği oldu. Bu değişim, İsrail'in Gazze'ye karşı yürüttüğü acımasız savaşa duyulan öfkeyle hızlanmış görünüyor. İsrail hükümeti yetkilileri, Müslüman olan Mamdani'yi antisemitik ve İsrail düşmanı olarak nitelendirerek öfkelerini dile getirdiler.

Analistler, bu sert tepkilerin siyasi istikrarsızlık konusunda ne kadar endişeli olduklarını gösterdiğini söyledi. Yahudi Halkı Politika Enstitüsü analisti Shmuel Rosner şöyle yazdı: “Yahudilerin güç, para, kültürel ve siyasi etkisinin bu kadar yoğun olduğu bir yerde bile, açıkça İsrail karşıtı bir Amerikan politikacı seçilebiliyor… Mamdani'nin yaptığı şey, İsrail'e karşı çıkmanın siyasi açıdan kârlı olabileceğini, ya da en azından zararlı olmadığını kanıtlıyor.”

İsrailliler Mamdani'nin zaferine tepki gösteriyor

İsrail, New York şehriyle her zaman özel bir ilişki içinde oldu. İsrailli turistler ve politikacılar için popüler bir destinasyon olan şehir, koşer restoranlarla (Yahudi beslenme kurallarına uygun yemekler sunan) dolu ve Yahudi toplumu ile ilişkilere büyük önem veren bir İsrail konsolosluğuna ev sahipliği yapıyor. Şarku’l Avsat’ın AP'den aktardığına göre, sokaklarda ve metro istasyonlarında sık sık İbranice duyuluyor. Ancak 34 yaşındaki Mamdani, seçim kampanyası boyunca New York belediye başkan adaylarının genellikle benimsediği İsrail yanlısı tutumu açıkça reddederek İsraillileri endişelendirdi. İsrail'in var olma hakkını desteklediğini belirtse de, Yahudileri diğerlerine göre kayıran herhangi bir devlet veya sosyal hiyerarşiyi, evrensel insan haklarına olan inancına aykırı olarak tanımladı. Bu, birçok İsraillinin ‘hakaret’ olarak gördüğü bir açıklama. Bu görüş, İsrail'in demokratik ideallerini sınadı; zira İsrail'in Filistinli vatandaşları sürekli ayrımcılığa maruz kalıyor ve milyonlarca Filistinli Batı Şeria'da İsrail işgali altında yaşıyor.

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

Mamdani ayrıca, Gazze Şeridi'ndeki savaşı soykırım olarak nitelendirdi. İsrail hükümeti ise bu suçlamayı reddetti. Mamdani, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun şehre ayak basması halinde onu gözaltına alacağına söz verdi ve Gazze Şeridi'ndeki yıkıcı savaş nedeniyle İsrail sanayi ve akademi dünyasıyla ilişkilerini kesebileceğini ima etti. Bu görüşler, ana akım Yahudi gruplar ve İsrail destekçileri tarafından antisemitizm suçlamalarına yol açtı. Ancak Mamdani, antisemitizmle mücadeleye defalarca kendini adadı ve merkez sol Yahudi liderlerle güçlü ittifaklar kurdu. AP'nin yaptığı bir ankete göre Mamdani, Yahudi seçmenlerin yaklaşık yüzde 30'unun oyunu aldı.

Salı akşamı düzenlenen törende Mamdani, “New York'taki Yahudilerin yanında duran ve antisemitizm belasıyla mücadele etmekten çekinmeyen bir şehir yönetimi kuracağız” dedi. Çarşamba sabahı ülkenin popüler Ordu Radyosu’nu dinleyen İsrailliler, Mamdani'nin zaferiyle ilgili kınama ve endişe dolu yorumlar duydu. İsrail'in Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Danny Danon, Mamdani'nin belediye başkanlığı görevini üstlenmesinin, şehrin polis gücünü kontrol etmesi nedeniyle ‘New York'taki Yahudi topluluğunun güvenlik duygusunu’ zedeleyebileceğini belirtti.

New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, San Juan'daki Karayip İslam Merkezi'ni ziyareti sırasında (EPA)New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, San Juan'daki Karayip İslam Merkezi'ni ziyareti sırasında (EPA)

İsrail'in Diaspora ve Antisemitizmle Mücadele Bakanı Amichai Chikli, sosyal medyada Mamdani'yi hedef alan bir dizi illüstrasyon paylaştı. Bunlar arasında, 11 Eylül 2001 saldırıları sonrasında yanan Dünya Ticaret Merkezi kulelerinin yeniden paylaşılan bir görüntüsü de vardı ve altında ‘New York çoktan unuttu’ yazıyordu. New Yorklu Yahudileri İsrail'e taşınmaya çağıran Chikli, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı bir paylaşımda, “Küresel özgürlüğün sembolü olan şehir, anahtarlarını bir Hamas destekçisine teslim etti” dedi. Bu söylem, İsrail'de ABD politikasının yeni bir yöne kaydığına dair derin bir korkuyu yansıtıyor. Uluslararası Kriz Grubu'nun (ICG) kıdemli analisti Mairav Zonszein konu hakkında yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Çok uzun bir süredir, İsrail yanlısı politikacılar ve İsrail yanlısı görüşler ABD iç politikasını domine ediyordu. Büyük ölçüde halen de öyle. Mamdani'nin zaferi, Amerikan Yahudilerinin, özellikle de genç neslin değiştiğini ve İsrail yanlısı politikaların artık ABD iç politikasında tekel konumunda olmadığını gösteriyor.”

Filistinliler Mamdani'nin zaferini kutluyor

Filistinli politikacı Mustafa el-Bergusi, “Mamdani'nin seçilmesi gerçekten ilham verici. Bu, genç Yahudiler de dahil olmak üzere, ABD'deki genç neslin siyasi ve sosyal adaletsizliğe karşı büyük bir ayaklanma içinde olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda bu, Filistin davasının, ABD de dahil olmak üzere, dünya çapında bir iç seçim meselesi haline geldiğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.


İran, Washington'un anlaşmayı "eşitlikçi bir konumdan" sonuçlandırmak için "gerçek irade" göstermesi gerektiğini belirtiyor.

İran bayrağı (Arşiv- Reuters
İran bayrağı (Arşiv- Reuters
TT

İran, Washington'un anlaşmayı "eşitlikçi bir konumdan" sonuçlandırmak için "gerçek irade" göstermesi gerektiğini belirtiyor.

İran bayrağı (Arşiv- Reuters
İran bayrağı (Arşiv- Reuters

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanlığı'na bağlı Siyasi ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi Başkanı Said Hatibzade, bugün yaptığı açıklamada, ABD'nin eşit şartlarda bir anlaşmaya varmak için gerçek bir iradesi olması halinde bunun mümkün olduğunu söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Devrim Muhafızları'na bağlı Tesnim haber ajansından aktardığına göre, Japonya'da düzenlenen bir konferansta konuşan Hatibzade, İran füzelerinin ulusal egemenliği ve toprak bütünlüğünü korumanın bir aracı olduğunu ve müzakere konusu olmadığını ifade etti.

Hasarlı nükleer tesislere erişimin son derece sınırlı olduğunu ve "iş birliği ve ortak faaliyetler için yeni mekanizmalar bulunması gerektiğini" belirten Hatibzade, Tahran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile olumlu iş birliğine hazır olduğunu da belirtti.

Japonya'nın NHK gazetesiyle yaptığı görüşmenin ardından bir röportaj veren Hatibzade, ABD ile nükleer müzakerelerin yeniden başlamasının tamamen Washington'un yaklaşımına bağlı olduğunu belirterek, "Eğer Amerika eşitlikçi bir konumdan anlaşmaya varmak için gerçek bir iradeye sahipse, o zaman bu mümkündür" ifadelerini kullandı.


Rutte: NATO'nun nükleer tatbikatları, onun güçlü bir caydırıcılığa sahip olduğunu göstermiştir

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, (EPA)
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, (EPA)
TT

Rutte: NATO'nun nükleer tatbikatları, onun güçlü bir caydırıcılığa sahip olduğunu göstermiştir

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, (EPA)
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, (EPA)

Reuters'a göre, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, ittifakın bu ayın başlarında gerçekleştirdiği yıllık nükleer tatbikatların başarısının, kendisine Rus tehditlerine karşı "NATO'nun nükleer caydırıcılığının güvenilirliğine dair mutlak bir güven" verdiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın haftalık Alman gazetesi Welt am Sonntag’dan aktardığına göre Rutte, "Rusya tehlikeli ve pervasız bir nükleer söylem kullandığında, vatandaşlarımız paniğe gerek olmadığını bilmeli, çünkü NATO'nun güçlü bir nükleer caydırıcılığı var" ifadelerini kullandı.

Şöyle devam etti: "(Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin şunu bilmeli ki, nükleer bir savaş asla kazanılamaz ve asla nükler savaş olmamalı."

Putin, Rusya'nın 2022'de Ukrayna'yı tam kapsamlı işgalinden bu yana Batı'yı olası nükleer sonuçlar konusunda defalarca uyardı.

Geçtiğimiz ay, Rusya'nın konvansiyonel füzelerle saldırıya uğraması halinde nükleer silah kullanabileceğini ve Moskova'nın nükleer güçle desteklenen herhangi bir saldırıyı ortak bir saldırı olarak değerlendireceğini açıkladı.