Tunus Cumhurbaşkanı Said kendi çevresinde de yalnızlaşıyor

Tunus Cumhurbaşkanı Said’e yakın isimler, siyasi kararlarına karşı çıkıyor. Önemli meselelerin ele alınmasında siyasi güçlerin bulunmadığına yönelik uyarıda bulunuyorlar

Tunus muhalefetinin geçtiğimiz hafta sonu başkentin merkezinde düzenlediği protestolardan bir kare (AFP)
Tunus muhalefetinin geçtiğimiz hafta sonu başkentin merkezinde düzenlediği protestolardan bir kare (AFP)
TT

Tunus Cumhurbaşkanı Said kendi çevresinde de yalnızlaşıyor

Tunus muhalefetinin geçtiğimiz hafta sonu başkentin merkezinde düzenlediği protestolardan bir kare (AFP)
Tunus muhalefetinin geçtiğimiz hafta sonu başkentin merkezinde düzenlediği protestolardan bir kare (AFP)

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’in fikir ve yaklaşımlarına karşı çıkanların sayısı giderek artıyor. Cumhurbaşkanı’na yakın görülen ve kararlarını güçlü bir şekilde destekleyen partiler son dönemde, 25 Temmuz 2022 tarihinde yapılacak referandum ve 17 Aralık’ta parlamento seçimleri içeren siyasi harita başta olmak üzere, elektronik istişarenin etkinliği ve sonuçları, olağanüstü hal (OHAL) süresinin uzatılması ile ilgili olarak Said’in açıkladığı kararlarla uyuşmayan tutumlarını açıkladılar.
Cumhurbaşkanı Said’in 25 Temmuz’a ilişkin kararlarının destekçisi olarak görülen Halk Hareketi’nin Genel Başkanı Zuheyr el-Megzavi, ulusal istişareye katılanlar tarafından sağlanan verileri ve cevapları bir araya getirmek üzere Cumhurbaşkanı tarafından görevlendirilen komite üyelerinin açıklanması için çağrısında bulundu. Megzavi, cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan bu istişarenin, Tunus’taki krizi sona erdirmek için siyasi diyaloğun sağlanmasının yerini tutmayacağını vurguladı.
Megzavi, dün solcu Sumud Koalisyonu tarafından düzenlenen “25 Temmuz’dan sonra Tunus’da hangi siyasi sistem uygulanacak?” başlıklı bir basın toplantısında, “Cumhurbaşkanının soruları belirleyen, gündeme getiren ve her şeyi yapan kişi olmasını kabul etmiyoruz. Bunu kendisiyle yaptığımız görüşmelerde de, kamuoyu açıklamalarında da dile getirdik” ifadelerini kullandı. Aynı zamanda, önemli dosyaların ele alınmasına yönelik aşamalarında Tunus’taki siyasi güçlerin çoğunun bulunmadığına yönelik uyarıda bulundu.
Cumhurbaşkanı Said tarafından onaylanan olağanüstü hal tedbirleri konusunda partinin tutumu ile ilgili olarak, Megzavi 25 Temmuz 2021 tarihindeki adımların sadece Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmediğini, aksine medya profesyonellerinin, politikacıların, sivil toplumun ve Tunus ulusal örgütlerinin katılımı ile 10 yıl boyunca devam eden mücadelelerin ve direnişin doruk noktası olduğunu belirterek, önemli meselelerde, söz konusu milli güçlerin de yer almalarının sağlanmasının Cumhurbaşkanı’nın görevi olduğunu belirtti.
Tunus Cumhurbaşkanı daha önceki açıklamalarında, 15 Ocak’ta başlayan ve 20 Mart’ta sona eren elektronik ulusal istişarenin, önerileri toplayacak bir komiteyi içereceğini belirtmişti. Ancak bu komitenin oluşumu, üyeleri için önerilen isimler ve Tunus'taki siyasi sistemin geleceğini belirlemek üzere 25 Temmuz 2022 tarihinde gerçekleştirilmesi planlanan halk referandumu yapılması için onaylanacak sonuçları ile ilgili bilgi vermemişti. Bu durum Cumhurbaşkanı’nın sert eleştirilere maruz kalmasına neden oldu.
Aynı bağlamda, Anayasa hukukçuları Prof. Dr. Sadık Belaid, Sumud Koalisyonu tarafından düzenlenen basın toplantısında Tunus’taki parlamenter sistem ile ilgili “Başarılı olmadı, zira Fransa ve İngiltere gibi diğer sistemlerde hazır olarak ithal edildi” ifadelerini kullandı. Belaid “Demokratik sistemi seçtik ve dünyanın bazı ülkelerinde başarılı olduğunu, ancak sonuçları Tunus'ta ters teptiğini öne sürerek onu Meclis aracılığıyla somutlaştırdık, ancak Tunus’ta sonuçları ters tepti.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Said’e yakınlığı ile bilinen Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Emin Mahfuz, Tunus’ta ‘anayasal diktatörlük’ olarak tanımladığı durumun bir an önce sona ermesi ve Cumhurbaşkanı’nın 14 Aralık’ta açıkladığı siyasi haritayı gözden geçirmesi gerektiğine yönelik çağrıda bulundu. Tunus ile ilgili olarak “Şu anda anayasal bir diktatörlük altında yaşıyor, ancak bu kelimenin olumsuz anlamıyla değil, daha ziyade kuvvetler ayrılığı ilkesinin askıya alınması ile ilgili. Böyle bir durum, sadece olağanüstü hal durumunda geçerlidir” dedi.
Mahfuz, Nahda Hareketi lideri ve Meclis Başkanı Raşid Gannuşi’nin milletvekili ve meclis başkanı sıfatına itimat etmeye devam etmesinin, -kendi ifadeleri ile- ‘devlet yasalarına ve anayasaya karşı bir isyan’ olduğunu zira Tunus Anayasası’nın 80’nci Maddesi’nin, Cumhurbaşkanına ülkeyi tehdit edebilecek her türlü tehlikeye karşı mücadele kapsamında olağanüstü hal tedbirleri alma hakkı verdiğini belirtti.



İsrail Gazze kulelerini hedef alıyor... Hamas tutuklu kartını açıyor

Filistinliler, dün Gazze Şehri'nin batısındaki Maştaha Kulesi'ni hedef alan İsrail hava saldırısının ardından yükselen dumanı izliyor (EPA)
Filistinliler, dün Gazze Şehri'nin batısındaki Maştaha Kulesi'ni hedef alan İsrail hava saldırısının ardından yükselen dumanı izliyor (EPA)
TT

İsrail Gazze kulelerini hedef alıyor... Hamas tutuklu kartını açıyor

Filistinliler, dün Gazze Şehri'nin batısındaki Maştaha Kulesi'ni hedef alan İsrail hava saldırısının ardından yükselen dumanı izliyor (EPA)
Filistinliler, dün Gazze Şehri'nin batısındaki Maştaha Kulesi'ni hedef alan İsrail hava saldırısının ardından yükselen dumanı izliyor (EPA)

İsrail, Hamas'a esirlerini serbest bırakması için baskı yapma çabalarının bir parçası olarak dün Gazze Şehri'ndeki kuleleri yıkma politikasına yeniden başladı. Bu gelişme, Hamas'ın Gazze Şehri'ndeki iki rehinenin videosunu yayınlayarak esir sorununu gündeme getirmesinden birkaç saat sonra gerçekleşti. Bu hamle, şehri işgal planını bozma girişimi olarak yorumlandı.

Uçaklar, yüzlerce dairenin bulunduğu ve Gazze şehrinin batısındaki en yüksek binalarından biri olarak kabul edilen Maştaha Kulesi'ni iki aşamalı olarak füzelerle bombaladı. İsrail ordusu, Hamas'ın kulenin içinde “terörist” altyapı kurduğu gerekçesiyle saldırdığını iddia etti, ancak kule yönetimi bunu yalanlayarak yalnızca yerinden edilmiş sivillerin kuleye girmesine izin verildiğini vurguladı.

Bu arada Kassam Tugayları, iki tutuklunun görüntülerini yayınladı. Tutuklulardan biri, esir alanların kendisine Gazze'de kalacağını söylediğini, bunun da İsrail ordusunun kente saldırısı sırasında hayatının tehlikede olacağı anlamına geldiğini belirtti.

Öte yandan, Mossad eski başkanı Yossi Cohen, muhalefet liderleri Avigdor Lieberman ve Gadi Eizenkot'un Binyamin Netanyahu'ya karşı muhalefet partilerini birleştirmek için açıkladığı girişimi desteklediğini söyledi.

Bu arada, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Filistin devletini tanıma kararının arkasında durduğunu belirterek, İsrail'in tehditlerinin kendisini caydırmayacağını ifade etti.


Suudi Arabistan, Netanyahu'nun Filistinlilerin yerinden edilmesine ilişkin açıklamalarını kınadı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AFP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AFP)
TT

Suudi Arabistan, Netanyahu'nun Filistinlilerin yerinden edilmesine ilişkin açıklamalarını kınadı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AFP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AFP)

Suudi Arabistan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Filistinlilerin Refah Sınır Kapısı da dahil olmak üzere topraklarından zorla çıkarılması ve zorla yerinden etme amacıyla abluka ve açlığa devam edilmesiyle ilgili tekrarlanan açıklamalarını en sert şekilde kınadı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı'ndan dün yapılan açıklamada, söz konusu uygulamaların uluslararası hukuk ve ilkelerin yanı sıra, en temel insani standartların da açıkça ihlali olduğu belirtilerek, Krallığın bu konuda Mısır'a tam desteğinin sağlandığı ifade edildi.

Suudi Arabistan, başta Güvenlik Konseyi daimi üyeleri olmak üzere uluslararası toplumun, İsrail'in Filistin halkına ve topraklarına yönelik saldırgan politikalarını durdurmak için müdahale etmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, gerekçesi ne olursa olsun her türlü yerinden etme eylemini reddetti ve işgalci yetkililerin soykırım ve sivillere yönelik ağır ihlallerden sorumlu tutulması çağrısını yineledi.

Bu suç ve ihlallere derhal son verilmesi, Filistin halkına koruma sağlanması ve 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devlet kurma yönündeki meşru haklarının yerine getirilmesi gerektiğini vurgulayan bakanlık, bölgenin güvenlik ve istikrarının ancak bu şekilde sağlanabileceğini kaydetti.

Körfez İşbirliği Konseyi Genel Sekreteri Casim el-Budeyvi ise bu tehlikeli ve sorumsuz açıklamaları en şiddetli şekilde kınayarak, bunların etnik temizlik suçunu işlemeyi açıkça teşvik eden ve tüm uluslararası sözleşmeler, normlar ve yasaları açıkça ihlal eden beyanlar olduğunu ifade etti.

El- Budeyvi, bölgesel ve uluslararası düzeyde reddedilen bu tür tehlikeli açıklamaların ve uygulamaların, işgal güçlerinin adil ve kapsamlı bir barışa ulaşma çabalarını engellemek ve başkenti Doğu Kudüs olan 1967 sınırları içinde bağımsız bir Filistin devleti kurma şansını baltalamak için izledikleri saldırgan tutumu bir kez daha kanıtladığını vurguladı.

Uluslararası toplumu, tüm taraflarıyla birlikte, hukuki ve insani sorumluluklarını acilen üstlenmeye, bu tehlikeli uygulama ve açıklamaları durdurmak için kararlı ve acil önlemler almaya, bölge ve dünya istikrarını tehdit eden durumun tırmanmasını önlemeye ve başta Arap Barış Girişimi ve uluslararası meşruiyet kararları temelinde, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkı ve bağımsız devletini kurma hakkı olmak üzere meşru haklarını desteklemek için çalışmaya çağırdı.


Yemen’de el Kaide güvenlik güçlerine saldırdı 3 kişi öldü, 15 kişi yaralandı

Yemen'deki Arap Yarımadası El Kaidesi unsurları (yerel medya)
Yemen'deki Arap Yarımadası El Kaidesi unsurları (yerel medya)
TT

Yemen’de el Kaide güvenlik güçlerine saldırdı 3 kişi öldü, 15 kişi yaralandı

Yemen'deki Arap Yarımadası El Kaidesi unsurları (yerel medya)
Yemen'deki Arap Yarımadası El Kaidesi unsurları (yerel medya)

Bir askeri sözcü ve bölge sakinleri, dün Yemen'in güneyindeki Abyan eyaletinde El Kaide tarafından gerçekleştirildiği sanılan saldırıda 3 askerin öldüğünü, 15 askerin yaralandığını bildirdi. Bu saldırı, dağlık bir bölgede militanları takip etmek için düzenlenen güvenlik operasyonu sırasında meydana geldi ve eyalette beş aydan uzun süredir meydana gelen ilk saldırı oldu.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Güney Geçiş Konseyi güçlerinin askeri sözcüsü Muhammed el-Nakib yaptığı açıklamada, saldırının iki aşamalı olduğunu ve Loder şehrinin doğusunda, Üçüncü Destek ve Takviye Tugayına ait bir askeri aracı insansız hava aracıyla (İHA) hedef aldığını söyledi. Tek bir silahlı kişi tarafından gerçekleştirilen doğrudan saldırıda ise iki asker öldü ve 10 asker yaralandı. Yaralılardan bazılarının durumu ciddi.

Sözcü, güvenlik güçlerinin militan unsurların aktif olduğu Abyan'ın doğusundaki Mudiyah bölgesinde düzenlediği operasyonda bir askerin öldürüldüğünü ve 5 askerin de yaralandığını belirtti. Sözcü, silahlı kişilerin Abyan eyaleti ile ülkenin merkezindeki komşu el-Bayda eyaletini birbirine bağlayan dağlık bölgelere kaçtıklarını ifade etti.

El Kaide'nin küresel çapta en aktif kollarından biri olan Yemen kolu, İran destekli Husi grubu ile Yemen hükümeti arasında on yıldır süren savaşı, ülkenin güneyindeki varlığını güçlendirmek için kullanıyor.

Güney Geçiş Konseyi, "Doğu Okları" adını verdiği operasyon kapsamında, iki buçuk yıldan uzun süredir Abyan Valiliği'ndeki grup unsurlarına yönelik askeri operasyonlarını yoğunlaştırdı.