Mısır ve İsrail, Şarm eş-Şeyh-Tel Aviv arasında doğrudan bir uçuş için anlaşma imzalandı

Tel Aviv ve Şarm eş-Şeyh arasında doğrudan bir hat faaliyete geçecek.

İsrail büyükelçiliği tarafından Ekim ayında yayınlanan, bir Mısır uçağının Ben Gurion Havalimanı'na varışını gösteren bir fotoğraf (Facebook)
İsrail büyükelçiliği tarafından Ekim ayında yayınlanan, bir Mısır uçağının Ben Gurion Havalimanı'na varışını gösteren bir fotoğraf (Facebook)
TT

Mısır ve İsrail, Şarm eş-Şeyh-Tel Aviv arasında doğrudan bir uçuş için anlaşma imzalandı

İsrail büyükelçiliği tarafından Ekim ayında yayınlanan, bir Mısır uçağının Ben Gurion Havalimanı'na varışını gösteren bir fotoğraf (Facebook)
İsrail büyükelçiliği tarafından Ekim ayında yayınlanan, bir Mısır uçağının Ben Gurion Havalimanı'na varışını gösteren bir fotoğraf (Facebook)

Mısır Hava Yolu şirketi Egypt Air’a bağlı bir uçağın, İsrail’deki Ben Gurion Havalimanı’na varışından yaklaşık 5 ay sonra, Mısır ve İsrail hava taşımacılığı yollarını güçlendirecek adımlar atıyor. İsrail Başbakanı Naftali Bennett, Şarm eş-Şeyh ile Tel Aviv arasında doğrudan bir uçuş gerçekleştirmek üzere bir anlaşma imzalandığını ve bu hattın gelecek aydan itibaren faaliyete geçmesinin beklendiğini duyurdu.
Mısır anlaşmanın ayrıntıları hakkında açıklama yapmazken, İsrail hükümeti yaptığı açıklamada taşımacılık konusunda atılan adımın ‘iki ülke arasındaki doğrudan uçuşları genişletmeyi’ hedeflediğini belirtti. Bu konunun, Bennett ile Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi arasında Eylül ayında Şarm eş-Şeyh’teki gerçekleştirilen görüşme sırasında bir toplantıda ele alınmış olduğu ifade edildi.
İsrail’den yapılan açıklamada, “Yeni anlaşmanın taslağı, Milli Güvenlik Kurulu ve Mısır hükümeti yetkilileriyle yürütülen uzun bir sürecin ardından, İsrail Güvenlik Ajansı başkanlığındaki bir İsrail heyetinin katılımıyla geçtiğimiz günlerde hazırlandı” denildi.
1979 yılında Mısır ve İsrail tarafından imzalanan barış anlaşmasından bu yana, antlaşmanın ve düzenlemelerin devam etmesine rağmen ilişkilerin seviyeleri farklılık gösterdi. Söz konusu barış antlaşması daha önceki yıllarda ‘soğuk barış’ olarak nitelendirilmişti.
İsrail’in açıklamasında, Bennett’in İsrail-Mısır ilişkilerini geliştireceği sebebiyle bu anlaşmaya yönelik takdirlerini ifade ettiği aktarıldı. Açıklamaya göre, Bennett iki taraf arasındaki işbirliğinin birçok alanda genişletildiğini ve bunun iki halkın çıkarına katkıda bulunduğunu belirterek “Her iki tarafın da, bu bağı güçlendirmek için yatırım yapması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Mısır Hava Yolu şirketi Egypt Air’ın logosunu taşıyan bir uçak, Mısır-İsrail arası ilk uçuş olarak Ekim ayında Tel Aviv yakınlarındaki Ben Gurion Havalimanı’na iniş yaptı. İsrail Sivil Havacılık Otoritesi bunu ‘tarihi’ bir gelişme olarak nitelendirdi. İsrail’in Kahire Büyükelçiliği ise, “İki ülke arasında ekonomik ilişkiler başta olmak üzere ikili ilişkileri güçlendirmek için son derece önemli ve memnuniyetle karşılanan bir adım" olarak değerlendirdi.
Mısır’dan İsrail’e yapılan bu doğrudan uçuştan önce, taşımacılık iki ülke arasındaki uçuşlara özel olarak 1982 yılında kurulan Air Sinai aracılığıyla yapılıyordu. Egypt Air, Ekim ayında gerçekleştirilen uçuşa kadar İsrail’e doğrudan uçuş yapmamıştı.
Ekim ayında Mısır havayollarına ait uçağın Ben Gurion Havalimanı’na varışında, bir ülkeden diğerine gerçekleştiren ilk uçuşu kutlamaya yönelik dünya çapında bir gelenek olan su tankı ile yapılan selamlama sırasında çekilen ve Kahire’deki İsrail Büyükelçiliğinin resmi sayfalarından yayınlanan fotoğraflar ilgili çekmişti.



Trablus'taki çatışmalar, Dibeybe'nin Libya'daki nüfuzunun arttığını gösteriyor

Libya güvenlik güçleri, Trablus'un Ebu Selim bölgesinde gece boyunca yaşanan çatışmaların ardından geri alınan bir polis karakolunu koruyor (AFP)
Libya güvenlik güçleri, Trablus'un Ebu Selim bölgesinde gece boyunca yaşanan çatışmaların ardından geri alınan bir polis karakolunu koruyor (AFP)
TT

Trablus'taki çatışmalar, Dibeybe'nin Libya'daki nüfuzunun arttığını gösteriyor

Libya güvenlik güçleri, Trablus'un Ebu Selim bölgesinde gece boyunca yaşanan çatışmaların ardından geri alınan bir polis karakolunu koruyor (AFP)
Libya güvenlik güçleri, Trablus'un Ebu Selim bölgesinde gece boyunca yaşanan çatışmaların ardından geri alınan bir polis karakolunu koruyor (AFP)

 

Trablus'ta gece saatlerinde rakip silahlı gruplar arasında çıkan şiddetli çatışmalarda en az altı kişi ve güçlü bir silahlı grubun lideri öldürüldü. Çatışmalar dün salı günü şafak vakti “istikrarın yeniden sağlandığının” duyurulmasıyla sona erdi.

Acil Durum ve Tıp Merkezi salı günü yaptığı açıklamada, “Güney Trablus'taki yoğun nüfuslu Ebu Selim bölgesi civarındaki çatışmaların yaşandığı yerden altı kişinin cesedinin çıkarıldığını” söyledi.

Pazartesi günü başlayan ve saatlerce süren, makineli tüfekler ve roketatarlar da dahil olmak üzere ağır silahların kullanıldığı çatışmalarda başka olası can kayıpları ve yaralanmalar bildirilmedi.

Yerel medya araçları Ganiva lakaplı Abdulgani el-Kikli’nin öldürüldüğünü bildirdi. İstikrarı Destekleme Birimi Başkanı olan Kikli, 2011'den bu yana Trablus'un önemli bölgelerini kontrol eden en önemli silahlı grupların kilit liderlerinden biri.

Muhammed el-Menfi başkanlığındaki Başkanlık Konseyi'ne bağlı gibi görünen İstikrarı Destekleme Birimi, İçişleri ve Savunma Bakanlıkları tarafından güvenliğinin sağlanması gereken devlet kurumları ve hayati öneme sahip tesisler üzerinde kontrolünü zorla dayatan en önemli silahlı gruplardan biri.

AFP'nin doğruluğundan emin olamadığı görüntüler, Kikli'nin yerde yattığını ve yakın mesafeden vurulduğu gösteriyor.

Analist Celal Harşavi, Ganiva'nın yeğeninin, “Trablus'taki silahlı grupların en güçlü ve etkili liderlerinden biri” olan adamın pusuya düşürüldüğünü söylediğini aktardı.

Harşavi, “Kikli’nin bankalar, telekomünikasyon, idareler ve hatta üst düzey diplomatik görevler gibi kilit pozisyonlara kendisine sadık kişileri atayabildiğini” açıkladı.

Salı günü okullar ve Trablus Üniversitesi güvenlik önlemleri kapsamında ikinci bir duyuruya kadar eğitime ara verdiler. Daha sonra Üniversite çarşamba gününden itibaren eğitime yeniden başladığını duyurdu. İçişleri Bakanlığı, “Vatandaşlar ile memurlara işlerine dönme” çağrısı yaparak, durumun “güvenli ve istikrarlı” olduğunu vurguladı.

Pazartesi akşamı uçaklar Trablus Havalimanı'ndan başkentin 200 kilometre doğusunda bulunan Misrata'daki güvenli bir yere nakledildi ve çok sayıda uçuş bu şehre yönlendirildi. Daha sonra havalimanına uçuşlar yeniden başlatıldı ve Mitiga Uluslararası Havalimanı hava sahası da açıldı.

Nüfuz haritasındaki değişim

Pazartesi akşamı Libya'nın başkentinde güçlü bir silahlı grubun liderinin öldürülmesi, saatlerce süren şiddetli çatışmalara ve grubunun kalesinden çıkarılmasına yol açtı. Bu durum, Trablus hükümetiyle ittifak halindeki silahlı grupların nüfuzunun güçlenmesiyle sonuçlanabilir.

Yıllardır Trablus'un geniş bir bölümünü kontrol eden Kikli'nin öldürülmesi, bundan daha geniş bir bölgenin istikrarı açısından da sonuçlar doğurabilir.

Libya önemli bir enerji ihracatçısı olup uzun süredir rakip doğulu ve batılı silahlı gruplar arasında bölünmüş durumda. Akdeniz'i geçerek Avrupa'ya ulaşmak isteyen göçmenler için bir hareket noktası ve bölgedeki rakip güçlerin mücadele alanı konumunda. Libya çatışması Rusya, Türkiye, Mısır ve BAE'yi de kendine çekti.

Kikli'nin öldürülmesinin ardından Ulusal Birlik Hükümeti, Başbakan Abdulhamid Dibeybe'nin düzensiz silahlı gruplar olarak adlandırdığı gruplara karşı güvenlik operasyonunun tamamlandığını duyurdu. Kikli'ye bağlı militanlar cezaevlerini yönettiler ve bakanlıklarda, devletin mali kuruluşlarında görevler üstlendiler.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nden Tarık Megerisi, “Ganiva, Trablus'un fiilen kralıydı. Takipçilerinin bir kısmı İç Güvenliği kontrol ederken, diğer bir kısmı da Merkez Bankası'ndan yapılan nakit transferlerinin dağıtımını kontrol ediyorlardı. Ayrıca birçok kamu şirketi ve bakanlık da kontrolleri altındaydı” dedi.

Trablus'ta otoritenin güçlenmesi, son yıllardaki kendisini zorla görevden alma girişimlerinin ardından Türkiye'nin müttefiki ve Ulusal Birlik Hükümeti'nin Başkanı Dibeybe’yi de güçlendirecek. Aynı zamanda Doğu Libya'daki silahlı gruplarla kapsamlı çatışmadaki pozisyonunu destekleyecek.

Dibeybe liderliğindeki Ulusal Birlik Hükümeti'ne bağlı silahlı gruplar, Kikli başkanlığındaki İstikrarı Destekleme Birimi'nin uzun süredir elinde tuttuğu bölgeleri ve üsleri hızla ele geçirdi. Ele geçirilen bölgeler arasında örgütün kalesi olan Ebu Selim bölgesi de yer alıyordu.

Kikli'nin devrilmesiyle birlikte Savunma Bakanlığı'na bağlı ve Dibeybe ile müttefik grupların, özellikle de Mahmud Hamza komutasındaki 444. Tugay ile 111. Tugay ve Misrata'dan gelen Ortak Harekât Gücü’nün daha büyük bir rol üstlenmesi mümkün.

Dibeybe'nin müttefiklerinin birleşmesi, Batı Libya'nın, komutan Halife Hafter'in on yıl önce rakiplerini tasfiye ederek ve diğer grupları kendi kontrolüne girmeye zorlayarak iktidarı ele geçirdiği Doğu Libya’ya benzemesine yol açabilir.

Atlantik Konseyi araştırmacılarından İmadeddin Badi, “Bu, Trablus'ta daha önce görülmemiş düzeyde bir saha kontrolünün önünü açıyor ve silahlı grupların sayısının azaltılmasını sağlıyor” dedi.

Libya, Muammer Kaddafi rejiminin 2011 yılında devrilmesinden bu yana bölünmelerle boğuşuyor. Ülke iki hükümet tarafından yönetiliyor: Biri uluslararası toplum tarafından tanınan ve Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki Trablus'taki hükümet, diğeri ise doğuda Usame Hamad’ın başkanlık ettiği ve Meclis ile Mareşal Halife Hafter tarafından desteklenen hükümet.