Irak, cumhurbaşkanı seçim oturumunun kaderinin belirleneceği kritik bir haftaya giriyor

Erbil’e atılan füzeler krizin bir parçası haline geldi.

Irak, cumhurbaşkanı seçim oturumunun kaderinin belirleneceği kritik bir haftaya giriyor
TT

Irak, cumhurbaşkanı seçim oturumunun kaderinin belirleneceği kritik bir haftaya giriyor

Irak, cumhurbaşkanı seçim oturumunun kaderinin belirleneceği kritik bir haftaya giriyor

İran ile Irak’taki vekilleri arasındaki rol değişiminin son zamanlarda doruk noktasına ulaşmasıyla birlikte füzeler Irak’taki kriz hattında kendine en geniş şekilde yer buldu. İran Devrim Muhafızları, Mossad karargâhının varlığını gerekçe göstererek Erbil’i 12 balistik füze ile vurdu.
Irak Meclisi ve hükümeti Erbil saldırısı dehşetinin ardından kendine gelir gelmez açıklamalar yayınlama, gerçekleri açığa çıkarma komisyonları kurma ve ‘dost ve komşu’ ülkelere Irak’ın egemenliğine saygı duyma çağrıları yapmakla yetinirken, her zamanki gibi kimliğini açıklamayan bir grup Beled Hava Üssü’ne 4 katyuşa füzesi yağdırdı. İsminin açıklanmaması kaydıyla Şarku’l Avsat’a konuşan Iraklı bir yetkili, Irak’ın ABD’den satın aldığı F-16 uçaklarının bulunduğu Beled Hava Üssü’ne yönelik bu tür saldırıların değişmeyen bahanesinin Amerikalı askerlerin üsteki varlığı olduğunu belirtti.
Iraklı yetkili, “Irak’ın bu üssünde ülkeler arasındaki doğal anlaşmalar kapsamının dışında hiçbir yabancı varlık göstermiyor. Uçaklar ithal edildiğinde, uçak üreticisi tarafının yerine getireceği teknik çalışma ve bakıma ihtiyaç olur. Bunlar, tüm ülkeler arasında alışıldık meselelerdir. İthal edilen silahın türüne göre, uçak eğitmenlerinden ve diğerlerinden oluşan bu tür teknikerlerin bulunması doğal bir durum. Bu, yeni bir şey değil. Zira Irak Hava Kuvvetlerinin kuruluşundan beri Irak herhangi bir menşeden uçak ithal ettiğinde, eğitim ve bakım işlemlerini uçağı ihraç eden taraf üstlenir. Böyle bir üssün bombalanması ve yabancı kadroların kendilerine koruma sağlanmadığı için üssü terk etmesi, Irak’ı pratikte hava gücünden mahrum edebilir. Bu, Irak için büyük bir kayıp olur. Nitekim halen terörle ve çok sayıda güvenlik sorunuyla karşı karşıyayız” değerlendirmesinde bulundu.
Iraklı siyasi parti ve gruplar, gelecek hafta cumartesi günü yapılması planlanan cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili krizi çözme imkânı noktasında çıkmaz sokağa girerken, siyasi mesajlara dönüşen füze saldırılarının devam etmesi ihtimali söz konusu. İran tarafının Irak’ı bombalamayı sürdürebileceğini ilan etmesinin yanı sıra, Bağdat Ortak Operasyonlar Komutanlığı’nın verdiği istihbarat bilgilerine göre önümüzdeki gün ve saatlerde başkent Bağdat’ta iki noktaya füze saldırısı düzenlenebilir. İstihbarat haberinin içeriğine göre saldırının hedefi olmaya aday iki nokta; Uluslararası Bağdat Havaalanı ve Yeşil Bölge.
Siyasetteki gelişmelere gelince, ne Şii Sadr Hareketi ile Şii Koordinasyon Grubu arasındaki ilişkilerde ne de Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ile Kürdistan Demokrat Partisi arasındaki ilişkilerde yumuşama işareti görülmüyor. İki taraf da cumhurbaşkanı adaylarının seçim yarışında galibiyet elde etmesi amacıyla cumartesi günü yapılacak oturum için destek toplamaya devam ederken- adaylardan birinin seçimde galibiyet elde edebilmesi için milletvekillerinin üçte iki çoğunluğunun oylarını alması gerekir- eldeki tüm veriler bu hususta kapıların tamamen kapalı olduğunu gösteriyor. Zira Egemenlik İttifakı, Sadr Hareketi ve KDP’den oluşan üçlü ittifakın yaklaşık 170 oyu bulunurken, Koordinasyon Grubu, Azim Koalisyonu ve KYB’den oluşan Ulusal Kararlılık İttifakı ise yaklaşık 133 oya sahip. İki taraf, oturumda gizli oylama yapılması kararından dolayı muhalif ve bağımsız milletvekillerinin oylarını ve karşı taraftaki milletvekillerini kendi taraflarına çekebilmeye ümit bağlıyor. Bununla birlikte iki taraf da cumhurbaşkanı seçim oturumunun ikinci turunun yapılabilmesi için gereken basit çoğunluk şartını milletvekillerini oturumdan çekme yoluyla bozabilir ve böylece oturumu geçersiz kılabilir. Çünkü ikinci oturumun yapılabilmesi, 220 milletvekilinin oturumda kalmaya devam etmesine bağlı.
Şu ana kadar iki taraf arasında bir uzlaşı sağlanamaması nedeniyle, önümüzdeki veya ondan sonraki raunt füzelerle halledilmek isteniyor. Irak Meclisi ‘en büyük meclis grubunu’ belirleme ve ardından yeni hükümeti kuracak başbakanı görevlendirmeye başlayabilmek için Yüksek Federal Mahkeme’nin cumhurbaşkanını seçme görevini yerine getirmesi için tanıdığı ‘kısa süreye’ mahkûm durumda. Meclis, cumhurbaşkanını seçme görevinde başarısız olursa çatışmalı tarafların önünde zor seçeneklerin yer aldığı bir kapı açılacak. Bu seçeneklerin arasında Meclis’in kendini feshetmesi, erken seçim çağrısının yapılması ya da Meclis’in kendini feshetmemesi halinde Yüksek Federal Mahkeme’nin Meclis’i feshetmesi ve yeni seçimlere gidilmesi bulunuyor.
Ufukta bir orta yol görünmezken, siyasi gruplar ‘sıfır’ seçeneğine ulaştıklarının farkındalar. Bazılarına göre çözüm, füzeler. Özellikle de İran’dan ateşlenmesi muhtemel füzeler.
İsminin açıklanmaması kaydıyla Şarku’l Avsat’a konuşan bir Kürt politikacı, “Irak’ta Mossad olmadığından değil aksine İran’ın, Kürdistan Demokrat Partisi lideri Mesud Barzani’ye tehditlerini yönelttiği bahanesinin ifşa olması nedeniyle Kürdistan’daki Mossad hikayesi şaka gibi. Mossad, Bağdat Yeşil Bölge’deki ABD Büyükelçiliği de dahil olmak üzere çeşitli kılıflarla Irak’ta varlık gösteriyor. Ancak son günlerde meydana gelen ve tekrarlanması muhtemel tüm gelişmeler, İran’ın, Şii cepheyi parçalamakla suçladığı Barzani’ye verilen açık sert mesajlardır” dedi.
Kürt politikacı, “Aslında Kürt çevrelerinin birçoğu Barzani’nin Şiilerin bir tarafı olmadan diğer tarafla yol yürümesine şaşırdı. Barzani belki de şu anda gittiği bu yöne gitmemeye en çok özen gösteren Kürt liderdi. Bu da şaşkınlık yaratan bir durum haline geldi. Barzani muhtemelen İran’a karşı ateşle oynamanın tehlikesinin farkına vardı. Ancak Barzani’nin, karakterinden dolayı sonucu ne olursa olsun tutumundan veya kararından geri adım atması zor” diye konuştu.



Mısır'ın İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerini Güney Sudan'a yerleştirme planını engellediği doğru mu?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Kahire'deki el-İttihadiye Sarayı'nda Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Kahire'deki el-İttihadiye Sarayı'nda Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır'ın İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerini Güney Sudan'a yerleştirme planını engellediği doğru mu?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Kahire'deki el-İttihadiye Sarayı'nda Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Kahire'deki el-İttihadiye Sarayı'nda Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Medya raporları, İsrail'in Güney Sudan ile Filistinlileri bu ülkeye yerleştirmek için görüşmeler yaptığını ortaya koydu. Diğer yandan Mısır'ın tutumu ve İsrail'in Gazzelileri nakletme planını engellemedeki rolü hakkında sorular ortaya atıldı. Cuba'nın bu konuda İsrail tarafıyla herhangi bir görüşme yaptığını yalanlamasına rağmen, ‘Mısır'ın Güney Sudan'a Filistinlileri kabul etmemesi için baskı yaptığı’ haberleri çıktı.

Mısır, Filistinlileri Gazze Şeridi’nden, ister kendi topraklarına ister başka bir ülkeye olsun, yerinden etme girişimlerini ‘Filistin meselesinin tasfiyesi’ olarak değerlendirerek resmi ve tekrarlı bir şekilde reddettiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığına göre, İsrail ile Güney Sudan arasında Gazze Şeridi sakinlerinin Güney Sudan'a yerleştirilmesi olasılığını görüşmek üzere görüşmeler yapıldı. Bunun İsrail'in Gazze Şeridi'nden toplu göçü kolaylaştırmak için daha geniş çaplı çabalarının bir parçası olduğu bildirildi.

Ancak Güney Sudan Dışişleri Bakanlığı bu iddiaları yalanladı. Bakanlık tarafından çarşamba akşamı yapılan açıklamada, “Cuba, Gazze Şeridi sakinlerinin Güney Sudan'a yerleştirilmesi için İsrail ile görüşmeler yaptığına dair son medya haberlerini kesin olarak yalanlıyor. Bu iddiaların hiçbir dayanağı yok; Güney Sudan'ın resmi tutumunu ve politikasını yansıtmıyor” ifadeleri yer aldı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, daha önce ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze nüfusunun büyük bir kısmını ‘gönüllü göç’ olarak nitelendirdiği bir şekilde başka ülkelere yerleştirmek istediğini söylemişti. Netanyahu salı akşamı yaptığı açıklamada, “Savaş hukukuna göre, nüfusun ayrılmasına izin vermek doğru olur” dedi.

Güney Sudan'ın tutumunu memnuniyetle karşılayan Filistin Devlet Başkanlığı, dün yaptığı açıklamada, ‘Cuba'nın İsrail işgal makamlarının yürüttüğü soykırım, açlık ve yerinden etme girişimlerine örtülü olarak katılmamasını’ övdü.

İsrail medyası, İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerini başka ülkelere nakletmek için diğer ülkelere teklifler sunduğunu belirtti. İsrail Kanal 12 televizyonu, Netanyahu hükümetinin ‘Endonezya, Somali, Uganda, Güney Sudan ve Libya’ olmak üzere 5 ülkeyle, Gazze Şeridi'nden sürülecek Filistinlileri kabul etmeleri için görüşmeler yaptığını bildirdi.

AP, Mısırlı yetkililerin ‘İsrail'in Filistinlileri kabul edecek bir ülke bulma çabalarından, Güney Sudan ile yaptığı temaslar da dahil olmak üzere, aylardır haberdar olduklarını’ söylediğini aktardı. Yetkililer, ‘Güney Sudan'a Filistinlileri kabul etmemesi için baskı uyguladıklarını’ ifade ettiler.

Mısır Dışişleri Konseyi Üyesi Büyükelçi Salah Halime, Mısır'ın İsrail'in Filistinlileri yerleştirmek için bahsettiği ülkelerle temas halinde olduğunu düşünüyor. Halime, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Kahire, temaslarıyla Filistinlileri yerinden etme girişimlerinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve Arap, İslam ve Avrupa ülkelerinin bunu reddettiğini vurgulamayı hedefliyor” dedi.

Halime sözlerini şöyle sürdürdü: “Filistinlileri yerinden etme çağrıları Arap ve uluslararası kamuoyu tarafından reddediliyor. Buna rağmen İsrail bu çağrılarda ısrar ediyor. Kahire, bu önlemleri reddetmek için diplomatik temaslarını yoğunlaştırıyor. İsrail hükümetinin son uygulamaları, Filistin meselesini ortadan kaldırarak, sözde ‘Büyük İsrail’ hayalini gerçekleştirmek amacıyla yapılıyor.”

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, geçtiğimiz temmuz ayında Güney Sudanlı mevkidaşı Monday Simaya Kumba'dan bir telefon aldı. Mısır Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre, görüşmede ‘ikili ilişkilerin güçlendirilmesi yolları’ ele alındı.

Kahire Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Dr. Tarık Fehmi, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Mısır'ın Filistinlilerin yerinden edilmesini reddeden tutumu, diğer ülkelerin tutumlarına müdahale etmek anlamına gelmez. Mısır'ın bu konudaki tutumu sabit ve açıktır. Filistin meselesini korumak için bunun gerçekleşmemesi konusunda uyarıda bulunur, ancak diğer ülkelere kendi tutumunu dayatmaz” ifadelerini kullandı.

Fehmi'ye göre İsrail, Filistinlilerin Gazze Şeridi’nden yerinden edilmesini kabul ettirmek için bazı Afrika ve Arap ülkelerindeki kriz ve çatışmalardan yararlanmaya çalışıyor. Fehmi, “Uluslararası toplumun yerinden edilme çağrılarını reddeden tutumu göz önüne alındığında, bu hamleler İsrail'in planının başarıya ulaşacağı anlamına gelmiyor” dedi.

Filistinlilerin Güney Sudan'a yerleştirilmesi konusunda tartışmalar, Güney Sudan Dışişleri Bakanı'nın geçen hafta İsrailli mevkidaşının daveti üzerine Tel Aviv'i ziyaret etmesinin ardından başladı. Güney Sudan medyası ise İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Sharren Haskel'in Cuba'ya resmi bir ziyaret gerçekleştirerek iki taraf arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi için yollar aradığını bildirdi.