Dibeybe, seçimler yapılana kadar iktidarda kalmakta kararlı

BM ve ABD, Libya'da tansiyonun yükselmesini önlemek için baskı yapmaya devam ediyorlar

Dibeybe, dün, Trablus'ta düzenlenen Seçimlere Destek Kadın Forumu'na katıldı (UBH)
Dibeybe, dün, Trablus'ta düzenlenen Seçimlere Destek Kadın Forumu'na katıldı (UBH)
TT

Dibeybe, seçimler yapılana kadar iktidarda kalmakta kararlı

Dibeybe, dün, Trablus'ta düzenlenen Seçimlere Destek Kadın Forumu'na katıldı (UBH)
Dibeybe, dün, Trablus'ta düzenlenen Seçimlere Destek Kadın Forumu'na katıldı (UBH)

Birleşmiş Milletler (BM) ve ABD’nin baskısı, Libya’da, Temsilciler Meclisi’ni (TM) ve Devlet Yüksek Konseyi’ni (DYK), daha önce yapılamayarak ertelenen seçimlerin anayasal temeli üzerinde uzlaşı sağlanması amacıyla ortak bir komite oluşturmaları için zorlamaya devam ediyor. Öte yandan Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe, planlandığı gibi Haziran ayında seçimler yapılana kadar görevde kalacağını üstü kapalı bir şekilde bir kez daha yineledi.
Dibeybe’nin seçimlerin düzenlemesini ‘tüm Libyalıların çözüm ve kurtuluş yolu olarak bir talebi ve hükümetinin görevinin bir parçası olduğunu’ ifade etmesi, başbakanlık görevinden ayrılma niyetinde olmadığının bir göstergesi olarak görüldü. Dibeybe dün, başkent Trablus'ta, ‘Seçimler için Birlikte’ sloganıyla düzenlenen ‘Seçimlere Destek Kadın Forumu’nda dün yaptığı konuşmada, “Hükümet, bu misyonundan asla vazgeçmeyecek. Seçimleri düzenleme görevinden asla vazgeçmedik ve vazgeçmeyeceğiz. Ben bu konuda kesinlikle geri adım atmadım, ama diğer taraflar attılar. Seçimleri, geçici süreci uzatma ve zorlu bir diyalog süreci ile değiştirdiler. Şimdi güvenliğimizi ve çocuklarımızın geleceğini tehdit eden askeri konvoylar hareket ediyor.
UBH adına açıkladığı ‘halkın güvenliğini yeniden sağlama planının Libya’da sadece birkaç kişinin siyaset sahnesi üzerindeki kontrolünden yararlananlar tarafından reddedileceğini’  söyleyen Dibeybe, hükümetinin planının, ‘iktidar paylaşımı veya seçim sürecini kesintiye uğratmak için değil, demokratik dönüşüm için bir plan’ olduğuna dikkati çekti.
Dibeybe, ‘fanatik ve maceraperest’ olarak nitelediği kişileri, ‘iktidarda kalmak ve ülkede yeniden siyasi bir bölünme yaratmak için seçimleri engellemek ve seçim yasalarının çıkarılmasının yerini bir uzatma sürecini ile değiştirmekle suçladıktan sonra TM’ye hitaben, seçim yasası taslağını destekleyenin halka en yakın kişi olduğunu, barışçıl değişimi destekleyenin Libyalıların güvenini kazanacağını söyledi.
On yıl boyunca aynı TM’nin iktidarda kalmasının mantıksız bir durum olduğuna işaret eden Dibeybe, bu durumun Libyalıların petrol fiyatlarındaki yükselişten faydalanmasını engellediğini, savaşı ve bölünmeyi teşvik ettiğini söyledi. Tüm Libyalıları, barışçıl yollarla bu durumu protesto etmeye ve özellikle Libya, tarihi bir aşamadan geçerken bunu yapacak cesareti olduğunu söylediği seçimler için baskı yapmaya çağıran Dibeybe, geniş bir halk hareketinin başlatılması çağrısında bulunarak, “Ya çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini sağlayan demokratik bir dönüşüme ulaşırız ya da bu fırsatı kaybederiz” dedi.
26 Nisan'ı Libyalı kadınlar için ulusal bir gün olarak ilan eden Dibeybe, yaklaşan seçimlerde kadınların siyasi rolünün artırılmasını desteklediğini ve kadınların seçim sürecine aktif olarak katılmaları gerektiğini vurguladı. Ancak Dibeybe’nin kadınların siyaset sahnesindeki yeri ile ilgili olumlu tutumu, forum sırasında seçim kampanyaları kapsamında kadınların kullanıldığını öne süren ve hükümetin ortak toplantı çağrılarına yanıt verilmemesi çağrısında bulunan siyasi partilerden birinin başkanıyla sözlü bir tartışmaya girmesini engellemedi.
Avrupa Birliği (AB) Libya Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Sabadell Jose, dün, TM’nin başbakan adayı Fethi Başağa ile görüştü. Jose ve Başağa, görüşmede, ülkede tansiyonun yükselmesini ve şiddetin tırmanmasını önlemenin ve siyasi krize seçimlerin önünü açan bir çözüm bulmanın gereğine değindiler. Görüşmede, bunun ekonomide güvenin inşa edilmesi konusunda rol oynayabileceğinin altını çizdiler. Jose, AB’nin Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams’a tam destek verdiğini açıkladı.
ABD'nin Trablus Büyükelçisi ve Özel Temsilcisi Richard Norland, TM ve DYK komitelerinin başkanlarıyla seçimlerin anayasal temeli üzerinde uzlaşı çabalarını ve cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri sürecinde daha önce kaydedilen ivmeyi yeniden sağlamanın yollarını görüştü.
ABD’nin Trablus Büyükelçiliği tarafından dün Twitter üzerinden yayınlanan kısa açıklamasında Norland, TM’nin Anayasa Diyalog Komitesi’nde kendisine temsilciler atamasından memnun olduğunu ifade etti.
Libya Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı Sayih ile görüşen Büyükelçi Norland, görüşmeyle ilgili değerlendirmesinde, BM Genel Sekreteri'nin Libya Özel Danışmanı Williams’ın seçimlerin anayasal temelinin oluşturulması için kurulmasını önerdiği komisyonun, bu hedefe yönelik atılan bir sonraki pratik adımı temsil ettiğini belirterek, tüm tarafları süreci desteklemeye çağırdı.
Norland, Sayih’in, Libyalı taraflar arasında ileriye dönük siyasi bir anlaşmaya varılması halinde seçimleri düzenlemeye hazır olduklarını söylediğini aktardı.
Öte yandan BM Genel Sekreteri'nin Libya Özel Danışmanı Williams, başkent Trablus'tan ülkenin doğudaki Bingazi şehrine iki haftayı aşkın bir süredir askıya alınan uçak seferlerinin yeniden başlatılmasını istedi. Ülke genelinde hareket özgürlüğünün ‘saygı duyulması gereken temel bir insan hakkı’ olduğunu vurgulayan Williams, yetkilileri daha fazla gecikmeden uçuşları yeniden başlatmaya çağıran Libyalıların yanında olduğunu söyledi.
Williams, Çek Cumhuriyeti’nin Trablus Büyükelçisi Jan Vycital ile geçtiğimiz Cuma akşamı Tunus'ta yaptığı görüşmede Büyükelçi Vycital’in ülkesinin, Libya’da seçimlerin yapılmasının önünü açacak olan anayasal temel üzerinde uzlaşma için TM ile DYK arasında BM’nin himayesinde yapılan görüşmelere olan desteğini açıkladığını söyledi. Williams, Vycital ile Libya'ya yönelik tüm uluslararası çabaların koordineli ve yapıcı olmasını sağlamanın önemi konusunda hemfikir olduklarını da sözlerine ekledi.
Diğer taraftan Libya Başkanlık Konseyi Sözcüsü Necva Vehibe, Başkanlık Konseyi’nin Libyalı tüm taraflarla çalışma ve Williams’ın başlattığı girişimi destekleme konusundaki kararlılığını bir kez daha yinelerken DYK ve TM'yi Williams’ın girişimini başarıya ulaştırmak için bir araya gelmeye ve seçimlerin önünü açmaya çağırdı.



Barzani: Irak'ın baş ağrısı seçimlerden sonra başlayacak

 Irak Bağımsız Seçim Komisyonu çalışanları, oy kullanma hazırlıkları kapsamında sandıkları taşıyor. (Reuters)
Irak Bağımsız Seçim Komisyonu çalışanları, oy kullanma hazırlıkları kapsamında sandıkları taşıyor. (Reuters)
TT

Barzani: Irak'ın baş ağrısı seçimlerden sonra başlayacak

 Irak Bağımsız Seçim Komisyonu çalışanları, oy kullanma hazırlıkları kapsamında sandıkları taşıyor. (Reuters)
Irak Bağımsız Seçim Komisyonu çalışanları, oy kullanma hazırlıkları kapsamında sandıkları taşıyor. (Reuters)

Önümüzdeki salı günü yapılacak olan parlamento seçimlerinden birkaç gün önce Irak’ta bekleyiş ve temkin havası hâkim. Ülkede giderek artan şekilde, seçimler sonrasındaki dönemde üst düzey makamlar üzerinde şiddetli bir çekişme yaşanabileceği ve önceki dönemlerde olduğu gibi hükümetin kurulmasının yeniden aksayabileceği yönünde konuşmalar yapılıyor.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani, önümüzdeki dönemi Irak için ‘siyasi bir baş ağrısı’ olarak nitelendirerek, Bağdat'taki federal hükümet ile Erbil'deki bölgesel hükümet arasında devam eden anlaşmazlıkların ‘tüm Irak için baş ağrısına yol açacağı’ uyarısında bulundu.

Barzani, mevcut seçimleri yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendirdi, ancak uzun süreli bir krizin önlenmesi için merkezi hükümet ile IKBY arasında, özellikle petrol, bütçe ve yetkiler konusunda süregelen anlaşmazlıkların çözülmesi gerektiğini vurguladı.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani (AP)Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani (AP)

Üç pozisyon için yarış

2003 yılından bu yana Iraklılar, yazılı olmayan bir uzlaşma temelinde iktidarı paylaşıyorlar: Başbakanlık Şiilere, Cumhurbaşkanlığı Kürtlere ve Meclis Başkanlığı Sünnilere veriliyor. Ancak bu formül şu anda yeniden gözden geçirilmeye çalışılıyor.

Eski Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi, bu kez Sünni Araplara cumhurbaşkanlığı makamının verilmesi, karşılığında Kürtlerin meclis başkanlığını üstlenmesi, başbakanlığın ise Şiilerin elinde kalması önerisinde bulundu.

Bu arada Şii kampı, mevcut Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani ile göreve geri dönmek isteyen selefi Nuri el-Maliki arasında açıkça bölünmüş durumda.

Maliki, ‘engelleyici üçte bir’ (yani hükümetin kurulmasını engelleme yetkisine sahip büyük bir azınlık) yönteminin kullanılma olasılığına işaret etti. Bu durum, uzun sürecek bir siyasi boşluk yaşanabileceği endişelerini artırdı.

Sudani ile Maliki arasındaki ilişkiler oldukça gergin. Sudani, Sünni ve Kürt güçlerle ittifaklar kurarak parlamento çoğunluğunu elde etmeye çalışırken, Maliki, Tahran’a yakın Koordinasyon Çerçevesi’nin kendi arkasında saf tutmasına güveniyor. Ancak, ‘engelleyici üçte bir’ taktiğinin kullanılması olasılığı, Sudani'yi geçici başbakan konumunda tutabilir ve bu da yeni hükümetin kurulması gecikirse ona ek bir avantaj sağlayabilir.

Öte yandan, silahlı Şii gruplar ‘Şii çoğunluğun iktidarda olması gerektiğini’ vurguluyor. Onlara göre, 2003 yılında önceki rejimin devrilmesinden bu yana Şiiler ‘sadece birkaç yıl’ iktidarda bulunabildi; bu da onların gözünde güç dengesinde bir bozulmaya işaret ediyor.

Musul’daki aday afişlerinin önünden elektrikli bisikletiyle geçen bir genç (AFP)Musul’daki aday afişlerinin önünden elektrikli bisikletiyle geçen bir genç (AFP)

Dış etkiler

Dış güçler, yeni hükümetin şekillenmesinde önemli bir rol oynuyor. ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya'nın adı, Bağdat'taki siyasi çevrelerde öne çıkıyor. Savaya, Bağdat'ta bir dizi önde gelen adayla görüşmelerde bulundu.

Buna karşılık İran'ın etkisi, 2020 yılında Bağdat'ta ABD'nin düzenlediği saldırıda öldürülen Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani dönemine kıyasla azalmış görünüyor. Süleymani'nin halefi İsmail Kaani, Irak sahnesinde daha az etkili olarak görülüyor ve bu da Washington'a daha fazla manevra alanı sağlıyor.

Gözlemciler, bu bölünmelerin 2021 senaryosunun tekrarlanmasına yol açabileceğinden endişe ediyor. 2021'de, büyük siyasi bloklar arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle hükümetin kurulması süreci bir yıldan fazla sürmüştü.

Irak anayasası, başbakanın atanması ve hükümetin kurulması için net süreler belirlemiş olsa da, gecikmeler için herhangi bir ceza öngörülmemesi, bu sürelerin önceki deneyimlerde büyük ölçüde sembolik kalmasına neden oldu.

Şii, Sünni ve Kürt güçler arasındaki bölünmenin devam etmesi ve ABD ile İran arasındaki rekabetin yeniden alevlenmesi ile birlikte, Barzani'nin bahsettiği ‘seçim sonrası baş ağrısı’ sadece siyasi bir metafor değil, hem Iraklılar hem de komşuları için beklenen bir gerçeklik gibi görünüyor.


Tunus: Muhalefet, tutuklu bir politikacı ile dayanışma amacıyla açlık grevine başladı

İnsan hakları aktivistleri, Tunus'un güneydoğusundaki Bli sivil hapishanesinin dışında, tutuklu aktivist Cevher Bin Mübarek'in serbest bırakılması için toplandı, (AFP)
İnsan hakları aktivistleri, Tunus'un güneydoğusundaki Bli sivil hapishanesinin dışında, tutuklu aktivist Cevher Bin Mübarek'in serbest bırakılması için toplandı, (AFP)
TT

Tunus: Muhalefet, tutuklu bir politikacı ile dayanışma amacıyla açlık grevine başladı

İnsan hakları aktivistleri, Tunus'un güneydoğusundaki Bli sivil hapishanesinin dışında, tutuklu aktivist Cevher Bin Mübarek'in serbest bırakılması için toplandı, (AFP)
İnsan hakları aktivistleri, Tunus'un güneydoğusundaki Bli sivil hapishanesinin dışında, tutuklu aktivist Cevher Bin Mübarek'in serbest bırakılması için toplandı, (AFP)

Nahda Hareketi Lideri Raşid el-Gannuşi'nin de aralarında bulunduğu Tunuslu önde gelen muhalif isimler, dokuz gündür açlık grevinde olan ve sağlık durumunun ciddi şekilde kötüleştiğini söyledikleri tutuklu siyasetçiyle dayanışma amacıyla açlık grevine başlayacaklarını duyurdu.

Gözaltına alınan siyasi aktivist Cevher Bin Mübarek (Şarku'l Avsat)Tutuklu siyasi aktivist Cevher Bin Mübarek (Şarku'l Avsat)

Tunus'un ana muhalefet koalisyonu olan Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin kurucu ortaklarından Cevher Bin Mübarek, Şubat 2023'ten beri tutukluluğunu protesto etmek için geçen hafta yiyecek, su ve ilaç talebini reddederek açlık grevine başladı. Nisan ayında, insan hakları örgütleri tarafından eleştirilen toplu bir davada "devlet güvenliğine karşı komplo kurmak" ve "terör örgütüne üye olmak" suçlamalarıyla 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığı habere göre Bin Mübarek'in ailesi ve muhalefetteki Nahda ve Cumhuriyetçi partilerin liderleri greve katılacaklarını açıkladı. Bin Mübarek'in babası, deneyimli aktivist İzzeddin Hazgui, Tunus'ta düzenlediği basın toplantısında, "Cevher'in durumu endişe verici ve sağlığı kötüleşiyor" diyerek, "Ailesi olarak yarın dayanışma açlık grevine başlayacağız" ifadelerini kullandı. Ancak hangi akrabalarının eyleme katılacağını belirtmedi. Hazgui, "Aktivistler olarak (Cumhurbaşkanı) Kays Said'i affetmeyeceğiz" dedi. İnsan hakları grupları daha önce, Cumhurbaşkanı Said'in Temmuz 2021'de iktidara gelmesinden bu yana Tunus'ta sivil özgürlüklerde keskin bir düşüş yaşandığı konusunda uyarıda bulunmuş ve eleştiride bulunanların çoğu hapse atılmıştı.

Raşid Gannuşi, Bin Mübarek'le dayanışma amacıyla açlık grevine başladığını duyurdu (EPA)Raşid Gannuşi, Bin Mübarek'le dayanışma amacıyla açlık grevine başladığını duyurdu (EPA)

Uzun bir hapis cezasına çarptırılan 84 yaşındaki Gannuşi, resmi Facebook sayfasından yaptığı paylaşımda açlık grevine katıldığını duyurdu. Gannuşi, açlık grevinin Bin Mübarek’i desteklemeyi ve "yargı bağımsızlığını ve özgürlükleri savunmayı" amaçladığını belirtti. 2023'ten beri hapiste olan Gannuşi, "yasadışı yabancı fonlama" ve "devlet güvenliğine karşı komplo" da dahil olmak üzere çeşitli suçlamalarla 37 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Gannuşi, bağımsızlığı olmayan ve yalnızca Said'in emirlerini yerine getiren yargıçlarla karşı karşıya gelmeyeceğini söyleyerek, tüm davalarda mahkemeye çıkmayı reddetti. Merkez Cumhuriyetçi Parti'nin tutuklu genel sekreteri Issam Chebbi de dün açlık grevine başladığını duyurdu. Parti lideri Wissam Sghaier, bazı parti üyelerinin greve katılacağını belirterek, parti genel merkezinin "oturma eylemi için açık olduğunu ve yarın sabah saat 8:00'de greve başlayacağımızı" vurguladı.

Cevher Bin Mübarek'in birkaç yakını ve Tunus İnsan Hakları Birliği'nden bir heyet, Bin Mübarek'in tutulduğu Tunus'un güneydoğusunda Bli'deki sivil cezaevini ziyaret ederek "sağlığında ciddi bir bozulma" olduğunu bildirdi. Serbest bırakılmasını talep etmek için cezaevi yakınında büyük bir kalabalık toplandı. Tunus İnsan Hakları Birliği, Bin Mübarek'i açlık grevini sonlandırmaya ikna etmek için "çok sayıda girişimde" bulunulduğunu, ancak kendisinin "reddettiğini ve kendisine yönelik adaletsizlik düzeltilene kadar greve devam etme kararlılığını" dile getirdiğini bildirdi. Çarşamba günü cezaevi yetkilileri, Bin Mübarek'in adını vermeden, açlık grevi sonucunda herhangi bir tutuklunun sağlık durumunun kötüleştiğini yalanlayan bir açıklama yayınladı.

Hapishanelerdeki açlık grevleri, Tunus'taki muhalefet liderlerinin çoğunun hapiste olduğu ve muhalefet partilerinin Cumhurbaşkanı Said'i Tunus'u "açık hava hapishanesine" çevirmekle ve yargıyı "otoriter yönetimi" pekiştirmek için kullanmakla suçladığı bir dönemde gerçekleşiyor. Said ise iddiaları kesin bir dille reddediyor.


İsrail, Gazze'den getirilen rehinenin kimliğini açıklıyor ve Gazze Şeridi'ne yönelik topçu bombardımanını sürdürüyor

Filistinliler Han Yunus'ta yıkılmış bir binanın önünde duruyor (DPA)
Filistinliler Han Yunus'ta yıkılmış bir binanın önünde duruyor (DPA)
TT

İsrail, Gazze'den getirilen rehinenin kimliğini açıklıyor ve Gazze Şeridi'ne yönelik topçu bombardımanını sürdürüyor

Filistinliler Han Yunus'ta yıkılmış bir binanın önünde duruyor (DPA)
Filistinliler Han Yunus'ta yıkılmış bir binanın önünde duruyor (DPA)

İsrail, bugün yaptığı açıklamada, Uluslararası Kızılhaç Komitesi aracılığıyla Hamas'tan dün teslim aldığı cenazenin, 7 Ekim 2023'teki saldırıda öldürülen İsrail-Arjantin vatandaşı bir rehineye ait olduğunu duyurdu.

Ordu açıklamasında, "Ulusal Adli Tıp Enstitüsü'nde İsrail Polisi ve Askeri Hahamlık iş birliğiyle kimlik tespit işlemlerinin tamamlanmasının ardından" Lior Rodalev'in ailesine "cenazesinin İsrail'e defnedilmek üzere geri gönderildiği" bildirildi.

Bu gelişme, İsrail topçularını bu sabah Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'un doğusunda bulunan bölgeleri bombalaması ve ateşkesin 29. gününe girerken Şeridin çeşitli bölgelerinde yıkım operasyonlarının devam ettiği bir zamanda gerçekleşti.

Şarku’l Avsat’ın Filistin haber ajansı Safa’dan aktardığına göre İsrail uçakları bugün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'un doğusunda bulunan bölgelere üç hava saldırısı düzenledi. Bombalama, şehir üzerinde alçak irtifalı insansız hava araçları (İHA) uçuşları sırasında gerçekleşti.

Han Yunus'un kuzeydoğusundaki bölgelerde de kapsamlı yıkım operasyonları gerçekleştirildi. İsrail savaş gemileri, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah açıklarında ateş açtı.

Hamas ve İsrail arasındaki ateşkes anlaşması 10 Ekim'de yürürlüğe girdi.