Esed’in BAE ziyareti: Suriye’deki Rus ve İran varlığının geleceğini neler bekliyor?

Mart 2018’de Doğu Guta’da Esed ve Putin’in fotoğrafları önünde duran Rus ve Suriyeli askerler (Reuters)
Mart 2018’de Doğu Guta’da Esed ve Putin’in fotoğrafları önünde duran Rus ve Suriyeli askerler (Reuters)
TT

Esed’in BAE ziyareti: Suriye’deki Rus ve İran varlığının geleceğini neler bekliyor?

Mart 2018’de Doğu Guta’da Esed ve Putin’in fotoğrafları önünde duran Rus ve Suriyeli askerler (Reuters)
Mart 2018’de Doğu Guta’da Esed ve Putin’in fotoğrafları önünde duran Rus ve Suriyeli askerler (Reuters)

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ziyareti şaşırtıcı değil. Son yıllarda ilişkilerin seyrindeki bu değişim için uluslararası bir çerçevenin oluşturulması bekleniyordu. Aynı şekilde İran’ın Suriye’de perde arkasındaki aktör olması dolayısıyla, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın Şam’ı ziyaret etmesi de beklenen bir durumdu.
2018’in sonlarında Şam ve Abu Dabi arasındaki ilişkilerin yeniden başlaması, Esed ile Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayet arasında gerçekleşen ve kamuoyuna duyurulan telefon görüşmeleri, Esed’in Kasım ayında BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed’i Şam’da karşılaması değişimin işaretleri idi. BAE yönetiminin Batı’nın tepkilerine rağmen Arap dünyası ve Şam arasındaki ilişkilerin normalleşmesi ve Şam’ın Arap ve uluslararası kurumlara geri dönmesi amacıyla yürütülen diplomasi hamlesine liderlik etmesi, Abu Dabi’nin ilişkilerinin yönünü Tahran, Ankara, Tel Aviv ve diğerlerine doğru genişletmesinin bir sonraki adımı Esed’in karşılanmasıydı.
Esed’in 2011’den bu yana ilk kez bir Arap ülkesini ziyaret etmesi genel konjonktür, özellikle de ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin İran ile nükleer anlaşmaya dönme konusuna büyük önem vermesine ve Tahran’ın şartlarına ve tehditlerine karşı esneklik göstermesine karşılık Ortadoğu’ya önem atfettiğini ve çekilmeyeceğine dair ‘garantiler’ verdiğine dair kamuoyu önünde açıklamalar yapmasına rağmen, Ortadoğu’dan çekilme planını uygulamaya devam etmesinden ayrı değerlendirilemez. Biden yönetimi ayrıca 11 yıl sonra insani yardımlardan, DEAŞ ile mücadeleden ve Ceaser (Sezar) Yasası’ndan bağımsız olarak Suriye dosyasını öncelikleri arasına dahil etti.
Buna karşılık, Ortadoğu'da kayda değer bir Rus varlığı söz konusu. Rusya’nın, 2015 sonunda Suriye’ye doğrudan askeri müdahalesinin ardından başlıca Arap ve bölge ülkeleriyle siyasi, güvenlik ve enerji konularını içeren görüşmeler ve girişimlerde bulunması bölgedeki Rus varlığını güçlendirdi.
Rusya, bir yandan Ukrayna'daki sorunla meşgulken, Ukrayna savaşı Suriye’yi gölgede bıraktı. Zira Suriye şu anda birinci olarak Rusya’nın Ukrayna’da kan kaybetmesiyle, ikinci olarak İran, petrolü, Devrim Muhafızları ve vekil güçleri üzerindeki yaptırımların kaldırılması ve İran’ın Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) artan saldırıları, üçüncü olarak İsrail’in nükleer anlaşmadan ve İran’ın İsrail’in kuzey sınırına mevzilenmesinden duyduğu rahatsızlık, dördüncü olarak da Batı-Rusya bölünmesinin derinleşeceği yönündeki bölgesel ve uluslararası değerlendirmelerle karşı karşıya. Suriye bu mevcut denklemde Tahran’ın “yumuşak ilerlemesi” ile Moskova’nın “sert çekilmesi” arasında kalacak.
Suriye’de İran’ı çevrelemesi beklenen Rusya’nın artık kendi dertleriyle meşgul olması üzerine, “Arap rolünün” Suriye’ye geri dönmesi, “boşluğun doldurulması”, bölgede ve dünyada yaşanan gelişmelerin ortasında bir Arap bölgesel ağ arayışına girilmesi ve Suriye’deki İran varlığıyla başa çıkma konusunda eski ve yeni yaklaşımların test edilmesi gerektiğini ifade eden sesler yükselmeye başladı. Esed’in BAE ziyareti sonrası iki ülkeden yapılan resmî açıklamalar arasındaki çelişkiler de bunun belirtileri. Zira BAE resmi haber ajansı Wam’ın aktardığı açıklamada, Şeyh Muhammed ve Esed arasındaki görüşmede “Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasına ve yabancı güçlerin çekilmesine vurgu yapıldı” ifadesi kullanılırdı. Suriye resmi haber ajansı SANA’nın aktardığı açıklamada ise “BAE’nin Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve istikrarını desteklemedeki tutumu sabittir. Şeyh bin Zayed, Suriye topraklarında gayri meşru bir şekilde bulunan tüm yabancı güçlerin çekilmesi gerektiğini vurguladı” ifadelerine yer verildi.
Şam, “Suriye hükümetinin talebi” üzerine geldiği belirtilen perde arkasındaki İran’ın varlığını “meşru” olarak niteliyor. Aynı niteleme Rusya’nın varlığı için de geçerli. Suriye, bu iki ülkenin topraklarındaki varlığını “gayri meşru Türk ve ABD işgalinden” ve “İsrail düşmanından” ayrı tutuyor.
Esed ve Arap yetkililer arasındaki geçmiş toplantılarda, İsrail ile olan “İbrahim Anlaşmalarına” değinilmiş ve Esed bu anlaşmaları kınamaktan çekinmişti. Bir taraftan Şam ve Tel Aviv arasında kanallar açmak, diğer taraftan Tel Aviv ve Moskova’nın Suriye’deki askeri koordinasyonunu desteklemek için kesinlikle bir dizi girişimler oldu. Bu girişimlerin hedefi ise İran’ın Suriye’deki “stratejik mevzilenmesini” engellemekti.
Şüphesiz birbiri ardına gelen gelişmeler bu denkleme uyum sağlamayı gerektiriyor. Esed’in BAE ziyaretinden üç gün sonra Mısır’ın Şerm eş-Şeyh kentinde, Şeyh Muhammed bin Zayed, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve İsrail Başbakanı Naftali Bennett’i bir araya getiren üçlü bir toplantı düzenlendi.
Şeyh Abdullah bin Zayed Esed ile Şam’da görüşmeden önce Washington’ı ziyaret etti. Washington Esed ile “normalleşmeyi desteklemediğini” vurguladı. Ancak Şeyh Abdullah bin Zayed, Esed Abu Dabi’ye ulaşmadan önce Ukrayna konusunda ABD-Rus gerginliğinin hâkim olduğu bir ortamda Moskova’da Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile bir araya geldi.
Daha da dikkat çekici olan, Esed’in BAE’ye ulaşmasının saatler öncesinde ABD’li ve batılı yetkililer “üç hayıra” bağlılıklarını yineledi: siyasi bir başarı sağlanmadığı sürece izolasyonu kırmaya hayır, yaptırımların kaldırılmasına hayır ve imara katkı yapmaya hayır. Söz konusu yetkililer aynı zamanda “savaş suçlularını yargılama” ve “suçlardan sorumlu olanlardan hesap sorması için ulusal mahkemeleri desteklemekten” de söz ediyorlardı.
Ülkesi Ceaser (Sezar)Yasası silahına ve yaptırımlarına sahip olan ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price’ın, Washington’ın, Abdullahiyan’ın ülkesi üzerindeki yaptırımların kaldırılmasına yaklaşılmasıyla birlikte Abu Dabi’den dönen Esed’i ziyaret etmesini değil de Esed’in BAE ziyareti karşısında “hayal kırıklığına uğradığını” ve “Esed’e meşruiyet kazandırma girişimlerinden endişe duyduğunu” ilan etmesi şaşırtıcı değil. Şam ile beraber Batı’nın yaptırım kılıcı altına giren Moskova’nın “Suriye’nin meşru Devlet Başkanı’nın karşılanmasından memnuniyet” duyduğunu belirterek, Esed’in BAE ziyaretini olumlu karşılaması da şaşırtıcı değil. Suriye’de kafalar karışık ve yeni hamlelere ayak uydurmaya yönelik girişimler söz konusu.



Gazze ateşkesi: Arabulucuların çıkmazı aşmak için seçenekleri neler?

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Endonezya Hastanesi’nde kefene sarılmış kızı için ağlayan Filistinli bir baba (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Endonezya Hastanesi’nde kefene sarılmış kızı için ağlayan Filistinli bir baba (AFP)
TT

Gazze ateşkesi: Arabulucuların çıkmazı aşmak için seçenekleri neler?

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Endonezya Hastanesi’nde kefene sarılmış kızı için ağlayan Filistinli bir baba (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Endonezya Hastanesi’nde kefene sarılmış kızı için ağlayan Filistinli bir baba (AFP)

Hamas'ın 7 Ekim 2023'ten bu yana devam eden savaşı sona erdirecek kapsamlı bir anlaşmanın imzalanması önceliğinde ısrar etmesi ve geçici ateşkes önerisini göz ardı etmesinden sonra Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasının tekrar başlaması yeni bir krizle karşı karşıya.

Özellikle İsrail'in gerilimi artırması ve ABD Başkanı Donald Trump'ın önümüzdeki ay bölgeye yapacağı ziyaretin yaklaşması nedeniyle ateşkes anlaşmasını kabul etmeye kapıyı kapatmayan Hamas, daha önce Doha'da liderleriyle görüşen ABD Başkanı Donald Trump'ın rehine işlerinden sorumlu özel temsilcisi Adam Boehler'e kapsamlı bir anlaşmanın imzalanması konusunda pozisyonlarının aynı olduğunu bildirdi. Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar bu durumu, Filistin hareketinin manevraları ile Binyamin Netanyahu hükümetinin gerilimi artırması arasında çok zor ‘parmak ısırma’ aşamasının tanımı olarak görüyor.

Uzmanlar arabulucuların rolü konusunda, kapsamlı bir anlaşmaya varmaya ya da iki tarafı yeniden yakınlaştırmaya çalışmak ile Hamas'ın hafta ortasında İsrailli muadile sunulmadan önce prensipte kabul ettiği son Mısır önerisine göre, ABD'nin ve muhtemelen Türkiye'nin desteği ve garantisiyle kapsamlı bir anlaşmaya yol açacak kısmi ateşkesi kabul etmeleri için iki tarafa baskı yapmak arasında bölünmüş durumda.

Alternatif bir öneri sunan Hamas'ın Gazze'deki lideri Halil el-Hayye, perşembe akşamı televizyonda yaptığı konuşmada, ‘hareketin, İsrail'in bölgeden çekilmesini garanti altına alan ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdiren bir anlaşma çerçevesinde, tüm esirlerin İsrail tarafından alıkonulan mutabık kalınan sayıda Filistinliyle takas edilmesini öngören bir anlaşmayı derhal müzakere etmeye hazır olduğunu’ söyledi. El-Hayye, “Tüm esirlerin ve işgal tarafından tutulan mutabık kalınan sayıda mahkûmun serbest bırakılmasını içeren kapsamlı bir paket üzerinde müzakerelere derhal başlamaya hazır olduğumuzu yineliyoruz. Bunun karşılığında işgal, halkımıza karşı yürüttüğü savaşı tamamen durdurmalı ve Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmelidir” ifadelerini kullandı.

El-Hayye sözlerini şöyle sürdürdü: “Kısmi anlaşmalar Netanyahu ve hükümeti tarafından, bedeli tüm esirlerin feda edilmesi olsa bile, imha ve açlık savaşının sürdürülmesine dayalı siyasi gündemine bir kılıf olarak kullanılıyor. Biz bu politikanın bir parçası olmayacağız.”

El-Hayye, ABD Özel Temsilcisi Adam Boehler'in esir dosyası ve savaşın birlikte sona erdirilmesi yönündeki tutumunu memnuniyetle karşılayarak, bunun, ‘hareketin kapsamlı bir anlaşmaya varılması yönündeki tutumuyla kesiştiğini’ söyledi. Diğer yandan, ‘Hamas'ın bizim şartlarımıza uygun bir şey sunması halinde bu teklife sıcak baktıklarını’ belirten Boehler, esirler konusunda kapsamlı bir anlaşmaya varılması ihtimalinin her zaman mevcut olduğunu ifade etti.

erlerinden edilmiş Gazzeli kadın ve çocuklar, eşyalarıyla birlikte bir kamyonetin arkasında seyahat ediyorlar. (AFP)Yerlerinden edilmiş Gazzeli kadın ve çocuklar, eşyalarıyla birlikte bir kamyonetin arkasında seyahat ediyorlar. (AFP)

CNN, ismi açıklanmayan bir Hamas liderinin pazartesi günü “Kahire'den gelen İsrail teklifini reddediyoruz ve kapsamlı bir anlaşma istiyoruz” dediğini aktardı.

Maariv gazetesi tarafından dün yayınlanan yeni bir ankete göre İsraillilerin yüzde 62'si çatışmaların durdurulması ve Gazze Şeridi'nden çekilme karşılığında tüm esirlerin bir kerede serbest bırakılacağı bir anlaşmaya destek verirken, yüzde 21'i buna karşı çıktı, yüzde 17'si ise fikrini belirtmedi.

Hamas'ın tutumunun ardından dün İsrailli bir güvenlik kaynağı, ‘İsrail'in Gazze Şeridi üzerindeki askeri baskıyı yoğunlaştıracağını, bu reddin Hamas'a ve üst düzey yetkililerine zarar vereceğini, havadan, denizden ve karadan askeri baskının artacağını’ söyledi. Maliye Bakanı Bezalel Smotrich dün X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, “Hamas'a cehennemin kapılarını açmanın ve Gazze Şeridi'ni tamamen işgal edene kadar çatışmaları yoğunlaştırmanın zamanı geldi” dedi.

Mısırlı askeri uzman Tümgeneral Semir Ferec, “Hamas'ın nihai çözüme adım adım değil, bir kezde ulaşılmasını istediğini ve bu isteğin ABD'nin arzusuyla uyumlu olduğunu” belirterek, bunun Trump'ın Ortadoğu ziyareti öncesinde Amerikan baskısıyla karşılaşabilecek olan Binyamin Netanyahu'nun arzusuyla çeliştiğine işaret etti.

Beyt Lahiya'da İsrail saldırısında öldürülen akrabaları için ağlayan Filistinli bir kadın (AFP)Beyt Lahiya'da İsrail saldırısında öldürülen akrabaları için ağlayan Filistinli bir kadın (AFP)

Filistinli siyasi analist Dr. Eymen er-Rakab, askıdaki ateşkesin ‘parmak ısırma’ aşamasında olduğuna inanıyor. Özellikle de Beyaz Saray'daki toplantıda Trump'ın talimatıyla bu ayın sonuna kadar mühleti olduğunun farkına varan Netanyahu'nun büyük tırmanışıyla birlikte bu çok zor bir aşama. İsrail medyasına sızan bilgilere göre Hamas da bunun farkında ve bu nedenle İsrail Başbakanı üzerindeki baskıyı arttırmayı reddediyor.

Er-Rakab, İsrail'in önerisinin Netanyahu tarafından reddedilmek üzere sunulduğunu, özellikle de çekilmeden ya da esirlerin serbest bırakılmasının anahtarlarından bahsetmemesi gibi birçok kusuru olduğunu ve Hamas'ın ‘kapsamlı bir anlaşma’ çağrısında bulunan yanıtının Washington'dan gelen önceki açıklamalarla örtüştüğü için İsrail içinde geniş kabul gördüğünü belirtti.

Başta Kahire ve Doha olmak üzere arabulucular Hamas'ın pozisyonu hakkında yorum yapmadı. Ancak Halil el-Hayye'nin kapsamlı bir anlaşmaya bağlı kalınması yönündeki konuşmasından önce Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani perşembe günü Moskova'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede, “Filistin halkının acılarını sona erdirecek bir anlaşmaya varmak için görüşleri yakınlaştırmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

İsrail'in Gazze'nin Şucaiyye mahallesinde bir konuta düzenlediği saldırının gerçekleştiği bölgeyi inceleyen Filistinli arama kurtarma görevlileri (AFP)İsrail'in Gazze'nin Şucaiyye mahallesinde bir konuta düzenlediği saldırının gerçekleştiği bölgeyi inceleyen Filistinli arama kurtarma görevlileri (AFP)

Er-Rakab, Mısır ve Katar'ın Hamas'ın ‘kapsamlı bir anlaşma’ talebini dikkate almaksızın kısmi bir ateşkese varmak ve uzlaşmaya yönelik yaklaşımlar oluşturmak için agresif bir şekilde hareket edeceğine inanıyor. Hamas, Mısır'ın kalıcı bir ateşkesin önünü açan son kısmi önerisini kabul etmeye istekli. İsrail hafta ortasında, hareketin silahsızlandırılmasını da içeren bir teklifle karşılık verdi, ancak bu teklif reddedildi.

Mısır ve Katar krizi çözüp görüşleri yakınlaştırana kadar Washington'un önemli bir adım atmayacağına inanan Ferec, ABD'nin Hamas'a garanti vermesi koşuluyla Trump'ın bölgeye yapacağı ziyaret öncesinde özel bir baskıyla ABD müdahalesinin belirleyici olacağına inanıyor.

Ferec'e göre arabulucuların ‘kapsamlı anlaşmanın’ tamamlanması, ABD taahhüdü ve pratikte savaş öncesiyle aynı olmayan silahsızlanmanın reddinin nasıl aşılacağına dair anlayışlar dışında bir seçeneği yok.