İstikrar Hükümeti’nin önündeki en önemli zorluklar: Uluslararası tanınırlık ve Trablus’a giriş

İstikrar Hükümeti Başbakanı Fethi Başağa ve Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe. (AFP)
İstikrar Hükümeti Başbakanı Fethi Başağa ve Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe. (AFP)
TT

İstikrar Hükümeti’nin önündeki en önemli zorluklar: Uluslararası tanınırlık ve Trablus’a giriş

İstikrar Hükümeti Başbakanı Fethi Başağa ve Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe. (AFP)
İstikrar Hükümeti Başbakanı Fethi Başağa ve Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe. (AFP)

Libya’da yeni İstikrar Hükümeti’nin Başbakanı Fethi Başağa’nın, Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe’yi tecrit etme girişimi, ülkedeki siyasi krizi daha da karmaşık hale getirdi. Temsilciler Meclisi tarafından bu ayın ortalarında hükümeti kurmakla görevlendirilen Fethi Başağa Trablus’a girmek ve uluslararası tanınırlığa kavuşmak gibi ciddi zorluklarla karşı karşıya kaldı.  
Başağa ve Dibeybe arasındaki görüş ayrılıklarını azaltmak için ABD’nin arabuluculuk girişimi de şu ana kadar herhangi bir olumlu sonuç doğurmadı. Uluslararası ve bölgesel taraflar, ülkede yeniden çatışmalar yaşanabileceği yönünde endişelerini dile getirirken, siyaset sahnesindeki belirsizlik yerini koruyor.  
Doğu ve Batı kampları arasında bölünmüş olan Libya’da, Başağa hükümetinin ciddi zorlukların üstesinden gelmesi gerekiyor. Siyasi analistler, Başağa’nın Trablus’a girerek iktidarı resmen devralmasının zorunlu olduğuna işaret ediyor. Ayrıca Başağa’nın şu ana kadar Temsilciler Meclisi’ne herhangi bir bütçe taslağı sunmadığı düşünülürse, yeni hükümetin programlarını uygulayabilmek için nereden kaynak bulacağı da belirsizliğini koruyor. Başağa’nın, hükümet karargahını koruduklarını açıklayan silahlı milis güçlere rağmen Trablus’a nasıl gireceği bilinmiyor. Öte yandan uluslararası tanınırlık meselesi de İstikrar Hükümeti’nin önündeki en önemli zorluklardan biri olarak gösteriliyor. Başağa’nın hükümet programını uygulayabilmesi için bütçeye ihtiyacı var. Libya Merkez Bankası’nın Dibeybe hükümetini mi yoksa Başağa hükümetini mi dinleyeceği henüz netleşmiş değil.  
Uluslararası Kriz Grubu, Libya'daki mevcut siyasi sahneye iki kampın hakim olduğunu söylüyor, bunlardan ilki; Temsilciler Meclisi tarafından kabul edilen yeni hükümeti destekleyen grup, diğeri ise; seçimler yapılana kadar Dibeybe hükümetinin devam etmesini isteyen grup. Uluslararası Kriz Grubu’nun, ‘Libya'nın Tehlikeli Yol Ayrımını Aşmasına Yardım Etme’ başlıklı son raporunda, Libya içindeki ve dışındaki güçlerin önünde iki seçenek bulunduğuna işaret edildi: geçiş sürecinin ilerletilmesi için seçkinler arasındaki bir uzlaşının desteklenmesi ya da en kısa sürede gerçekleştirilecek seçimler aracılığıyla halkın katılımına başvurulması. Raporda, bu iki eğilimin de destekçilerinin bulunduğu belirtildi, Temsilciler Meclisi’nin yeni hükümetin güven oylamasındaki usulsüzlük iddialarını görmezden gelerek, Başağa hükümetini onayladığı kaydedildi.  
Dibeybe’nin Trablus’ta görevini sürdürdüğü ve Temsilciler Meclisi’nin kararını tanımadığına işaret edilen raporda, halihazırda Doğu’da bulunan yeni hükümetin, Trablus’ta görevi devralmakta kararlı olduğu belirtildi. Başağa hükümetinin, Doğu’da Bingazi ve Sebha’daki hükümet binalarını teslim almasının gerginliği arttırdığı, iki tarafın da silahlı milis destekçilerinin bulunmasının, yeni bir çatışma yaşanmasına dair endişeler doğurduğu ifade edildi. Libya Ulusal Ordusu Komutanı Halife Hafter’in Başağa hükümetini desteklediği, Dibeybe hükümetinin de ciddi milis gücü desteğinin bulunduğu kaydedildi. Ancak tüm bu gerginliklere rağmen, siyasi kavgalar nedeniyle yeniden kan dökülmesinin istenmediği yönünde bir eğilimin varlığına da dikkat çekildi. Fethi Başağa’nın defalarca Trablus’a silah zoruyla girme niyetinin olmadığını açıkladığı, bununla birlikte kendisini destekleyen silahlı güçlerin, Dibeybe hükümetini silah zoruyla devirme girişiminde bulunma riskinin devam ettiği belirtildi. Krizin devam etmesinin ülke ekonomisini ve vatandaşların yaşam koşullarını olumsuz etkilediği, ayrıca milisler arasındaki kamplaşmanın, Libya ordusunun birleştirilmesi çabalarını da zora soktuğu ifade edildi.  
Uluslararası Kriz Grubu raporunun sonuç bölümünde, ülkedeki siyasi taraflara diyalog ve müzakere çağrısı yapıldı. Temsilciler Meclisi’ne de yeni hükümetin atanmasıyla ilgili uluslararası çekinceleri dikkate alması ve yeni hükümetin Trablus’a yerleştirilmesinde ısrarcı olmaması tavsiye edildi. Ayrıca Meclis’ten, Birleşmiş Milletlerin, seçimlerin anayasal zeminin sağlanması için başlattığı girişimi desteklemesi istendi.  



Kassam Tugayları'ndan İsrail'e: Esirleriniz Gazze şehrinin dört bir yanına dağıtıldı, onların hayatları ile ilgilenmeyeceğiz

Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı bir militan, geçtiğimiz şubat ayında Han Yunus'ta (DPA)
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı bir militan, geçtiğimiz şubat ayında Han Yunus'ta (DPA)
TT

Kassam Tugayları'ndan İsrail'e: Esirleriniz Gazze şehrinin dört bir yanına dağıtıldı, onların hayatları ile ilgilenmeyeceğiz

Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı bir militan, geçtiğimiz şubat ayında Han Yunus'ta (DPA)
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı bir militan, geçtiğimiz şubat ayında Han Yunus'ta (DPA)

Hamas'ın askeri kanadı el-Kassam Tugayları dün yaptığı açıklamada, İsrailli tutukluların Gazze Şehri'ndeki çeşitli mahallelere dağıtıldığını duyurdu ve İsrail'i, şehri işgal etmeyi amaçlayan askeri operasyonunun sonuçları konusunda uyardı.

Kassam Tugayları, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun kenti işgal etmek için operasyon başlatarak esirleri öldürmeye karar vermesi halinde, tutukluların hayatları ile ilgilenmeyeceklerini belirtti.

 Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları (Arşiv- Reuters)Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları (Arşiv- Reuters)

Açıklamada ayrıca "Askeri harekatın başlaması ne ölü ne de diri tek bir esir bile alamayacağınız anlamına geliyor" ifadeleri yer aldı.

Kassam Tugayları, İsrail'i Gazze'nin ordu için kolay bir hedef olmayacağı konusunda uyardı ve "şehitlerden oluşan bir ordu, binlerce pusu ve mühendislik bombaları hazırladığını ve Gazze'nin askerleriniz için bir mezarlık olacağını" ifade etti.


ABD, BMGK'da Gazze'de ateşkes çağrısı yapan taslak kararı veto etti

ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus, dün Gazze'ye ilişkin BM Güvenlik Konseyi oturumunda veto için elini kaldırıyor. (Reuters)
ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus, dün Gazze'ye ilişkin BM Güvenlik Konseyi oturumunda veto için elini kaldırıyor. (Reuters)
TT

ABD, BMGK'da Gazze'de ateşkes çağrısı yapan taslak kararı veto etti

ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus, dün Gazze'ye ilişkin BM Güvenlik Konseyi oturumunda veto için elini kaldırıyor. (Reuters)
ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus, dün Gazze'ye ilişkin BM Güvenlik Konseyi oturumunda veto için elini kaldırıyor. (Reuters)

ABD, dün veto yetkisini kullanarak, Gazze'de derhal, koşulsuz ve kalıcı bir ateşkes çağrısı yapan ve İsrail'in Filistin topraklarına yardım ulaştırılmasına yönelik tüm kısıtlamaları kaldırmasını talep eden BM Güvenlik Konseyi karar taslağını engelledi.

15 üyeli Güvenlik Konseyi'nin 10 seçilmiş üyesi tarafından hazırlanan taslak karar, Hamas ve diğer Filistinli gruplar tarafından tutulan tüm rehinelerin derhal ve koşulsuz serbest bırakılmasını da talep ediyordu. Reuters'a göre taslak, 14 üyenin desteğini aldı.

ABD bu kararıyla, Gazze Şeridi'ndeki savaşa ilişkin Güvenlik Konseyi'nde veto yetkisini altıncı kez kullanıyor.

Hamas, ABD'nin Gazze'de ateşkes için hazırlanan karar tasarısını engellemek amacıyla veto hakkını kullanmasının "açıkça suç ortaklığı ve soykırıma tam ortaklık" anlamına geldiğini belirtti.

ABD'li diplomat Morgan Ortagus, oylama öncesinde yaptığı açıklamada, "Meslektaşlarım: ABD'nin bu karara karşı çıkması kimseyi şaşırtmayacaktır" dedi.

Ortagus, "Karar taslağı Hamas'ı kınamakta veya İsrail'in meşru müdafaa hakkını tanımakta başarısız oldu ve Hamas'a fayda sağlayan ve ne yazık ki bu Konsey'de kabul gören sahte söylemleri haksız yere meşrulaştırıyor" ifadelerini kullandı.

Diğer Konsey üyelerinin ABD'nin "kabul edilemez" ifadeler hakkındaki uyarılarını "görmezden geldiğini" belirten Ortagus, bunun yerine "vetoyu teşvik etmeyi amaçlayan gösterişli bir prosedür benimsendiğini" belirtti.

Bu oylama, ABD ve İsrail'in yaklaşık iki yıldır devam eden Gazze savaşıyla ilgili uluslararası izolasyonunu daha da belirginleştiriyor.

Gazze'deki savaş, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te Yahudi devletinin güney kesimine eşi benzeri görülmemiş bir saldırı başlatmasıyla patlak verdi. İsrail, harap olmuş Gazze Şeridi'nde şiddetli bir bombalama kampanyası ve askeri operasyonlarla karşılık verdi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Hamas'ın 2023'teki saldırısı İsrail’de bin 219 kişinin ölümüne yol açtı.

Hamas saldırısında kaçırılan 251 rehineden 49'u hâlâ Gazze'de tutuluyor. Bunlardan 27'si İsrail tarafından ölü ilan edildi.

O tarihten bu yana İsrail, Birleşmiş Milletler'in güvenilir kabul ettiği Hamas'a bağlı Sağlık Bakanlığı'nın son rakamlarına göre Gazze Şeridi'nde çoğunluğu sivillerden oluşan 65 binden fazla Filistinlinin ölümüne yol açan yıkıcı bir savaşla karşılık verdi.


Şara: Washington, Şam'a İsrail ile anlaşmaya varması için baskı yapmıyor

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (DPA)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (DPA)
TT

Şara: Washington, Şam'a İsrail ile anlaşmaya varması için baskı yapmıyor

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (DPA)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (DPA)

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, dün yaptığı açıklamada, İsrail ile güvenlik anlaşmasına varmak için devam eden müzakerelerin "önümüzdeki günlerde" sonuç verebileceğini söyledi.

Şam'da gazetecilere konuşan Şara, güvenlik anlaşmasını "zorunluluk" olarak nitelendirerek, anlaşmanın Suriye'nin hava sahasına ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesini ve BM gözetimine tabi olmasını gerektireceğini ifade etti.