NASA: Güneş Sistemi dışında şimdiye dek 5 bin gezegen keşfedildi

"Her biri yeni bir dünya, yepyeni bir gezegen. Her biri için heyecanlanıyorum çünkü onlara dair hiçbir şey bilmiyoruz"

Varlığı doğrulanan ötegezegen sayısı gün geçtikçe artıyor (NASA)
Varlığı doğrulanan ötegezegen sayısı gün geçtikçe artıyor (NASA)
TT

NASA: Güneş Sistemi dışında şimdiye dek 5 bin gezegen keşfedildi

Varlığı doğrulanan ötegezegen sayısı gün geçtikçe artıyor (NASA)
Varlığı doğrulanan ötegezegen sayısı gün geçtikçe artıyor (NASA)

NASA, şu ana dek Güneş Sistemi’nin ötesinde, gezegen olduğu teyit edilmiş, 5 binden fazla gök cismi keşfedildiğini duyurdu.
NASA Ötegezegen Arşivi’ne en son eklenen 65 gezegenle birlikte ötegezegen sayısı dün 5 bine ulaştı. Bu arşiv, birden fazla yöntemle varlığı doğrulanmış, hakemli bilimsel dergilerde yayımlanmış ötegezegenleri içeriyor.
Güneş Sistemi’nin dışında, başka yıldızların yörüngelerinde dönen gezegenlere, 'ötegezegen' adı veriliyor.
Bilim insanları son derece gelişkin araçlar sayesinde giderek daha fazla sayıda ötegezegen adayı keşfediyor. Ancak bunların teyit edilmesi için ileri araştırmalar gerekiyor ve ötegezegenlerin yüzeyinde neler olduğuna dair fikir edinmek hâlâ çok zor.
NASA Ötegezegen Bilim Enstitüsü’nde görev alan, arşivden sorumlu bilim insanı Jessie Christiansen, 'Bu sadece bir sayı değil' dedi.
Christiansen, "Her biri yeni bir dünya, yepyeni bir gezegen. Her biri için heyecanlanıyorum çünkü onlara dair hiçbir şey bilmiyoruz" ifadesini kullandı. 
Güneş Sistemi’nin dışındaki ilk gezegenler 1990'larda keşfedilmişti. 2000'lerin başındaysa sadece 100 kadar ötegezegen teyit edilebilmişti. O yüzden uzmanlar bugünü, 'ötegezegen keşiflerinin altınçağı' diye niteliyor.
Bu gök cisimleri, 'gezegen avcısı' diye nitelenen güçlü teleskoplar sayesinde tespit ediliyor. Bunlar arasında Spitzer Uzay Teleskobu, Kepler Uzay Teleskobu ve Geçiş Halindeki Öte Gezegen Araştırma Uydusu gibi uzay araçları yer alıyor.
Şimdiye kadar, teyit edilen ötegezegenlerin yüzde 30'u gaz devlerinden oluşuyor. Jüpiter veya Satürn gibi gazdan oluşan gezegenler, bu sınıfta yer alıyor.
Keşfedilen gezegenlerin yüzde 31'i süper Dünya ve yüzde 35'i de Neptün benzeri diye niteleniyor. Dünya'nın kütlesinden daha büyük, fakat gaz devlerinden çok daha küçük gezegenlere 'süper Dünya' adı veriliyor.
Bilinen ötegezegenlerin yalnızca yüzde 4'ü Dünya veya Mars gibi kayalık gezegenlerden oluşuyor.
Arşive yeni eklenen 65 gök cismi, çoğunlukla süper Dünya ve Jüpiter boyutunda gezegenleri içeriyor. Araştırmacılar bunlar arasında Dünya büyüklüğünde iki gezegenin yer aldığını belirtiyor. Ancak söz konusu gezegenlerde sıcaklık 327 santigrat dereceye ulaşıyor. Yani bunlar yaşanabilir olmaktan çok uzak.
Ancak ötegezegen keşifleri hızlandıkça, yaşanabilir koşullara sahip olduğu anlaşılan gezegen sayısı da artıyor. Ayrıca hesaplamalar, Samanyolu Galaksisi'nde en az 300 milyon yaşanabilir gezegen olduğunu gösteriyor.
Christiansen, "Bu görevi aldım çünkü eskiden ötegezegen keşfi yepyeni ve çok heyecan verici bir şeydi" ifadelerini kullandı:
"Şimdi, neredeyse sıradanlar. Meslektaşım David Ciardi geçen gün şuna dikkat çekti: Bugün insanların yarısı, ötegezegenlere dair bilgi sahibi olmadığımız bir zamanda hiç yaşamadı."
Independent Türkçe, CNN International, New Atlas



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news