Avrupa, Ukraynalı mültecilerin yükü altında

Almanya'nın başkenti Berlin'deki eski Tegel Havalimanı'nda Ukraynalı mültecilerin barınması için merkez kuruldu. (EPA)
Almanya'nın başkenti Berlin'deki eski Tegel Havalimanı'nda Ukraynalı mültecilerin barınması için merkez kuruldu. (EPA)
TT

Avrupa, Ukraynalı mültecilerin yükü altında

Almanya'nın başkenti Berlin'deki eski Tegel Havalimanı'nda Ukraynalı mültecilerin barınması için merkez kuruldu. (EPA)
Almanya'nın başkenti Berlin'deki eski Tegel Havalimanı'nda Ukraynalı mültecilerin barınması için merkez kuruldu. (EPA)

Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı ve bunun sonucunda Avrupa'nın modern tarihinde tanık olmadığı göçmen akınının başlamasının üzerinden bir ay geçti. Avrupa ülkelerinin savaşın dehşetinden kaçan yüz binlerce Ukraynalı sivili kabul eden benzeri görülmemiş dayanışmanın ardından Avrupa Birliği (AB), yıllardır üzerinde anlaşmakta güçlük çektiği sığınma ve göçmenlik politikasını gözden geçirmesine neden olan yeni bir gerçeklikle karşı karşıya.
Avrupa’da göçmenlik, geçtiğimiz yüzyılın sonundan itibaren göçmen dalgalarıyla sınırlandırıldıktan ve kuzey ülkelerinde karşılaşılan şiddetli muhalefetin ardından bugün farklı bir ivme kazandı. Özellikle aşırı sağ tarafından yönetilen doğu ülkeleri, Ukrayna sınırındaki yerlerinden edilmiş kişilere karşıt tutumda ön saflarda yer alıyor. Avrupa son verilere göre dört milyona yaklaşan ve savaşın uzaması halinde on milyona ulaşabilecek göç dalgasıyla orta ve uzun vadede baş edemeyebilir.
AB’de sığınma ve göçmenlik politikasına ilişkin müzakerelerde karşıy-t kampa liderlik eden ve üye ülkeler arasında yük paylaşımı ilkesini kategorik olarak reddeden Polonya ironik bir şekilde Ukrayna’da yerlerinden edilen 2,2 milyon kişiye yardım eden ilk ülkelerden oldu. Bu sayı AB bölgesine geçiş yapan mültecilerin yüzde 60’ına denk geliyor.
Almanya ve Macaristan tarafından güçlü bir şekilde desteklenen Polonya dün AB'nin iltica ve göçmenlik politikalarına ilişkin şimdiye kadar benimsediği yaklaşımı yeniden gözden geçirmeye yönelik bir öneri sunarak AB Olağanüstü Avrupa İçişleri ve Adalet Bakanları Konseyi'nin açılışında müttefiklerini şaşırttı.
Resmi bir kaynak, Avrupa Komisyonu'nun geçtiğimiz hafta sonunda Polonya ve Almanya'dan, ülkelere her bir mülteci için bin euro tahsis etme önerisini de kapsayan ortak bir mektup aldığını, bu miktarın altı ayda bir yenileceğini ve daha sonra geldiği ülkeyi terk edebilmeleri için seyahat masraflarının karşılanacağını aktardı.
Avrupa Komisyonu geçtiğimiz hafta, Ukrayna'dan göç etmek zorunda kalanlara yardım etmek için 3,5 milyar euro daha tahsis etti. Ancak Polonya-Alman ortak önerisi, özellikle savaş uzun süre devam ederse gulanması için çok daha fazla mali kaynak gerektiriyor.
Üye devletler öneriyi memnuniyetle karşıladı. Komisyon, mültecinin ikamet ettiği yeri değiştirmeye zorlanamayacağı için yasal olarak mültecileri üye devletlere yeniden dağıtma mekanizmasına odaklandı. Macaristan ve Romanya tarafından desteklenen Polonya ve Almanya, yerinden edilen kişilerin Avrupa ülkelerine gelişini yönetmek ve düzenlemek için kara, hava ve demiryolu taşımacılığı yoluyla, AB ülkelerine ücretsiz olarak yeniden ulaşım hakkında gerekli bilgi ve talimatlara yönelik bir platform oluşturulmasını talep etti .
Teklife verilen yanıt, beklendiği gibi İtalya, İspanya, Yunanistan ve Malta gibi güney sınır ülkelerinden ortak bir tepki aldı. Zira söz konusu ülkeler yeni Avrupa göç ve sığınma politikasını tamamlamak için iki yıldır Polonya ve Macaristan’a çağrıda bulunurken her iki ülke de buna karşı çıkıyordu.
Avrupa Komisyonu’ndan resmi bir kaynak, bu konunun teklifin uygulanmasının finansman mekanizması ışığında tartışılacağını, ancak daha sonraki aşamaya belki de önümüzdeki haziran ayı sonunda Fransa başkanlığında yapılacak olan son zirveye bırakılacağını söyledi.
Diğer yandan geçtiğimiz cuma günü düzenlenen son Avrupa zirvesinde Ukrayna ile dayanışma için bir güven fonu kurulması üzerinde anlaşmaya varıldığı ancak bunun bir finansman mekanizması olmadığı belirtildi.
AB dönem başkanı Fransa, Ukrayna'daki yeniden yapılanma çabalarını desteklemek için söz konusu fonun finansmanının Birlik dışındaki ülkelere ve uluslararası bağışçılara açılmasını önerdi.
Avrupa Birliği İçişleri ve Adalet Bakanları Olağanüstü Konseyi tarafından Ukrayna’dan Moldova'ya yerinden edilenlerin kabulü tartışılırken yalnızca 2,6 milyon nüfuslu ülkeye 376 bin kişinin ulaştığı ve Moldova’ya gelen çoğu mültecinin AB ülkelerine taşınmak istediği kaydedildi.
AB, 20 yılda ilk kez komşu ülkelerle sivil koruma mekanizmasını etkinleştirmeye karar verdi. Bu, Avrupa Güvenlik ve Göç Dairesi'nin diğer ülkelerin AB'ye mülteci akışını düzenlemesine yardımcı olmasına olanak sağlıyor.
Avrupa Komisyonu’na göre Ukraynalı mültecilerin ülkelere dağılım oranı ve sayısı ise şöyle;
Polonya  : 2,2 milyon (Yüzde 59,2)
Romanya : 573 bin (Yüzde 15,4)
Moldova:  376 bin (Yüzde 10,1)
Macaristan: 336 bin (Yüzde 9)
Slovakya:  263 bin ( Yüzde 7,1)
Rusya: 271 bin (Yüzde 7,3)
Beyaz Rusya: 6 bin (Yüzde 0,2)



Dalay Lama: 130 yaşımı görmek istiyorum

14. Dalay Lama, Tibet'in bağımsızlığı için şiddet karşıtı mücadelesiyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü’nü almıştı (AFP)
14. Dalay Lama, Tibet'in bağımsızlığı için şiddet karşıtı mücadelesiyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü’nü almıştı (AFP)
TT

Dalay Lama: 130 yaşımı görmek istiyorum

14. Dalay Lama, Tibet'in bağımsızlığı için şiddet karşıtı mücadelesiyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü’nü almıştı (AFP)
14. Dalay Lama, Tibet'in bağımsızlığı için şiddet karşıtı mücadelesiyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü’nü almıştı (AFP)

Tibet Budizmi'nin ruhani lideri 14. Dalay Lama Tenzin Gyatso cumartesi günü sürgündeki binlerce Tibetli'yle buluştu. 

Dünyanın dört bir köşesinden gelen takipçileri, 14. Dalay Lama'nın onlarca senedir yaşadığı Dharamshala yakınlarındaki büyük tapınakta bir tören düzenledi.  

6 Temmuz'da 90 yaşına girecek 14. Dalay Lama'nın çok uzun bir yaşam sürmesi için duacı oldular. 

Tenzin Gyatso törende yaptığı ve eş zamanlı olarak farklı dillere çevrilen konuşmasında Budistlerin ruhani koruyucularından birine işaret ederek şu ifadeleri kullandı:

Şu ana kadar elimden gelenin en iyisini yaptım. Avalokiteśvara'nın da desteğiyle 30-40 yıl daha yaşayıp duyarlı varlıklara ve Budizm öğretilerine hizmetimi sürdürmeyi umut ediyorum.

14. Dalay Lama, aralıkta Reuters'a yaptığı açıklamada 110 yaşına kadar yaşayacağını öngörmüştü. 

Tenzin Gyatso, ölümünden sonra Tibet'teki Budizm geleneğinin süreceğini belirterek, bu unvanı taşıyan son kişi olmayacağını önceki günlerde söylemişti.

Ruhani lider, 1587'de oluşturulan Dalay Lama unvanının yeni bir reenkarnasyonla süreceğini ifade etmişti.

Halefinin belirlenmesinde tek yetkinin kendi kurduğu Gaden Phodrang Vakfı'na ait olacağını söyleyen Tenzin Gyatso, 15. Dalay Lama'nın Çin sınırları dışında "özgür dünyada" doğacağını da yinelemişti. 

Gyatso'nun "Çin dahil herhangi bir ülke tarafından siyasi amaçlarla seçilen bir adayın tanınmaması gerektiğini" vurgulamasına Pekin'den tepki gelmişti. 

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mao Ning, yeni Dalay Lama'nın Pekin yönetimi tarafından onaylanması gerekeceğini savunmuştu.

Tibet Budizmi'ne göre Dalay Lama, reenkarne olacağı bedeni kendisi seçebiliyor. 

Tenzin Gyatso, 1940'ta Dalay Lama’nın 14. reenkarnasyonu olarak Tibet Budizmi'nin ruhani liderliğini yapmaya başlamıştı.

Gyatso, Çin birliklerinin Tibet'in başkenti Lhasa'da 1959'da patlak veren bağımsızlık yanlısı ayaklanmayı bastırmasının ardından bölgeyi terk etmiş ve Hindistan'ın kuzeyindeki Dharamshala kentine yerleşmişti. Burada sürgündeki Tibet meclisi ve hükümetini kurmuştu.

Himalaya Dağları'nın kuzeyinde yer alan 2,5 milyon kilometre genişliğindeki Tibet Platosu, deniz seviyesinden ortalama 4 bin 380 metre yüksekliğiyle "dünyanın çatısı" diye biliniyor.

Tarih boyunca yarı göçebe Tibet halkının yurdu olan bölge, 1951'de imzalanan 17 Nokta Anlaşması'yla Çin'in egemenliğine girmişti. Pekin yönetimi, bunu "Tibet'in barışçıl özgürleşmesi" diye adlandırmıştı.

Independent Türkçe, AFP, Reuters