Tunus Meclisi Genel Kurulu Toplantısı öncesi restleşmeler arttı

Tunus Meclisi Başkanı Gannuşi’nin Genel Kurul toplantısı çağrısı sonrası Cumhurbaşkanı Said ve yanlıları karşı açıklamalar yaptılar

Cumhurbaşkanı Said, önceki gün Kartaca Sarayı’nda Güney Kore İçişleri Bakanı'nı kabul etti. (DPA)
Cumhurbaşkanı Said, önceki gün Kartaca Sarayı’nda Güney Kore İçişleri Bakanı'nı kabul etti. (DPA)
TT

Tunus Meclisi Genel Kurulu Toplantısı öncesi restleşmeler arttı

Cumhurbaşkanı Said, önceki gün Kartaca Sarayı’nda Güney Kore İçişleri Bakanı'nı kabul etti. (DPA)
Cumhurbaşkanı Said, önceki gün Kartaca Sarayı’nda Güney Kore İçişleri Bakanı'nı kabul etti. (DPA)

Özgür Anayasa Partisi Genel Başkanı Abir Musa, askıya alınan Tunus Halk Temsilcileri Meclisi Başkanı Raşid el-Gannuşi tarafından çağrısı yapılan Meclis Genel Kurul toplantısından önce Cumhurbaşkanı Kays Said’in harekete geçmesini istedi. Musa ayrıca Cumhurbaşkanı Said’e Halk Temsilcileri Meclisi’ni feshetme çağrısında bulundu. Abir ayrıca milletvekillerini, parlamentonun feshedilmesi, erken seçim çağrısı yapılması ve Gannuşi’den güvenoyunun çekilmesi üzere 109 milletvekilinin onayını almak için dilekçe imzalamaya davet etti.
Musa, milletvekillerinin, Gannuşi'nin görevden alınması, Meclis'in feshedilmesi ve erken seçime gidilmesi yönünde adım atması halinde Cumhurbaşkanı Said'in çağrısını destekleyeceğini söyledi. Musa’ya göre Meclis Başkanı ve taraftarları, ülkenin bağımsızlığını baltalamak ve bunu gayrimeşru hale getirmek için çalışıyor. Özgür Anayasa Partisi Genel Başkanı, dondurulan Meclis Başkanlığı kararlarının geçersiz kılınması, bugün ve sonrasında yapılması planlanan genel kurul toplantısının durdurulması için adli şikâyette bulunduğunu da sözlerine ekledi. Musa ayrıca ‘Faaliyetleri askıya alınan Meclis’in Cumhurbaşkanının aldığı istisnai tedbirleri ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerini askıya alacağı bir karar çıkarabileceğini, bunun tehlikeli bir iç savaş senaryosu’ olduğunu iddia etti. Abir Musa, “Bu kararın genel meclis oturumunda çoğunluğu sağlaması halinde, Halk Temsilcileri Meclisi, mevcut hükümetin gayrimeşru olduğunu ilan edecek, ayrıca Cumhurbaşkanı ve Yüksek Yargı Konseyi'nin meşruiyetini elinden alacak ve kararlarını Parlamentolar Arası Birliğe gönderecek ve bu kararlar dünya parlamentoları tarafından tanınacaktır” şeklinde konuştu.
Öte yandan geçtiğimiz Pazartesi günü Meclis Başkanlığı Ofisi toplantısına katılan bir kaynak, ofisin Nahda Hareketi’nin eski parlamento bloğundan sekiz milletvekilinin istifa etmesi konusunu ele aldığını bildirdi. Söz konusu milletvekillerinin: Semir Dilo, Cemile el-Kisiksi, Rebab el-Latif, Tevfik ez-Zairi, Nesibe bin Ali, et-Tumi el-Hamruni, Muaz Bilhac Rahume olduğunu söyledi. Bu istifaların bugün yapılacak genel kurul toplantısının başında açıklanması bekleniyor.
Geçtiğimiz Pazartesi günü Meclis Başkanlığı Ofisi’nin sanal bir toplantı gerçekleştirmesi hakkında yorumda bulunan Cumhurbaşkanı Said, Gannuşi'nin “Meclis Başkanı sıfatıyla” attığı adımları eleştirerek, Milli Güvenlik Kurulu'nun bir toplantısında, "Devlet var, kanunlar var, devlete hakarete yer yok" dedi.
Said ayrıca “Tunus devletinin, tıpkı devlet kurumları gibi, içeriden ve dışarıdan iplerle hareket ettirilen bir oyuncak ya da kukla olmadığını” ifade etti. Cumhurbaşkanı Said, siyasi diyaloğun ‘darbe girişimleri ışığında yapılmayacağının, gerçek vatanseverlerle gerçekleşeceğinin’ altını çizdi. Tunus Cumhurbaşkanı ayrıca “Gerçekleştirilen sanal toplantı, yasalara aykırıdır. Çünkü Meclis gibi Meclis Başkanlığı Ofisi de askıya alınmış durumda. Kötü niyet ve anayasayı çiğneme niyeti olmasaydı, sanal toplantılar Bardo Sarayı dışında yapılmazdı” dedi.
Tunus Cumhurbaşkanı konuşmasını, askıya alınan parlamentonun oturumlarını düzenleme girişimlerine karşı uyarıda bulunarak, devlet güçleri ve kurumlarının “devleti karıştırmak ve Tunusluları iç savaşa zorlamak isteyenlerin karşısına çıkacağını” söyledi.

Tunus’taki siyasi kriz süreci
Said, 25 Temmuz 2021’de Meclisin çalışmalarını dondurması ve başbakanı azletmesinden sonra 22 Eylül'de yetkilerini genişleten yeni kararnameler yayımlamış kendisinin yasama ve yürütme yetkisine yönelik olağanüstü düzenlemeler yapılmıştı.
Cumhurbaşkanı'nın yetkilerini genişleten kararnameye göre, Cumhurbaşkanı'na bakanlar kurulunun görüşünü aldıktan sonra Cumhurbaşkanlığı kararlarıyla "yasama metinleri" çıkarma yetkisi verildi.
Kararname uyarınca, Bakanlar Kurulu artık Meclise değil Cumhurbaşkanı'na karşı sorumlu oldu. Cumhurbaşkanı, başbakanı atayabiliyor, kabine üyelerini, hükümetin siyasetini ve kararlarını belirleyebiliyor.
Tunus'ta Cumhurbaşkanı Said tarafından atanan Başbakan Necla Buden Ramazan'ın kurduğu hükümet 11 Ekim 2021’de görevine başladı.
Kays Said yaptığı Aralık ayında anayasa reformu için 25 Temmuz 2022’de referandum, 17 Aralık 2022’de ise erken genel seçimlerin düzenleneceğini duyurdu.
Anayasada yapılacak değişikliklerin ocak ayından itibaren halka açık bir çevrimiçi istişareyi takiben düzenleneceğini aktaran Said, yeni seçime kadar Halk Temsilcileri Meclisi’nin askıda kalacağını sözlerine ekledi.
Meclis Başkanı ve Nahda Hareketi lideri Raşid Gannuşi ise Said’in kararlarına 30 Mart'ta çevrim içi oturum düzenleme kararı alarak cevap vermişti. Gannuşi tüm milletvekillerine toplantıya katılmaları için duyuru yaptı.
Söz konusu toplantı çağrısı öncesinde, Meclis Başkanı Raşid el-Gannuşi başkanlığında 28 Mart 2022'de Meclis Ofisi üyelerinin çoğunluğunun katıldığı bir toplantı düzenlenmişti.
Genel Kurul toplantısında 25 Temmuz kararlarının kaldırılması görüşülecek.
Meclis Başkan Yardımcısı Mahir el-Mezyub, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, “30 milletvekilinin yazılı talebi doğrultusunda, 30 Mart Çarşamba günü düzenlenecek Meclis oturumunda, Cumhurbaşkanı Said tarafından alınan istisnai kararların kaldırılması görüşülecek” ifadesini kullandı. Mecliste 2 Nisan'da ülkedeki siyasi ve mali krizlerin değerlendirileceği bir oturumun daha yapılması bekleniyor.
Kasım 2019’da görevine başlayan Tunus'un yasama organı Halk Temsilcileri Meclisi (Meclis Nuvvab eş-Şa‘b) 217 sandalyeden oluşuyor.



Lübnan hükümetindeki beş Şii bakan: Şii İkili çatısı altında ayrım

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Başbakan Yardımcısı Tarık Mitri ve Bakan Fadi Mekki'yi ağırladı. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı / NNA)
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Başbakan Yardımcısı Tarık Mitri ve Bakan Fadi Mekki'yi ağırladı. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı / NNA)
TT

Lübnan hükümetindeki beş Şii bakan: Şii İkili çatısı altında ayrım

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Başbakan Yardımcısı Tarık Mitri ve Bakan Fadi Mekki'yi ağırladı. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı / NNA)
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Başbakan Yardımcısı Tarık Mitri ve Bakan Fadi Mekki'yi ağırladı. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı / NNA)

Lübnan’da tüm gözler yarınki kabine toplantısına çevrildi. Toplantıda Lübnan ordusunun savunma planı dinlenecek. Bu toplantı, 5 Ağustos'taki toplantıda hükümetin silahların devletin elinde toplanmasını onaylamasının ardından, Şii bakanların olası geri çekilme veya boykot olasılığına dair yaygın siyasi tartışmaların ortasında gerçekleşiyor.

Başbakan Nevvaf Selam'ın hükümetinde beş Şii bakan bulunuyor: ikisi Emel Hareketi, ikisi Hizbullah ve beşincisi Selam ve Meclis Başkanı Nebih Berri tarafından atandı.

Yasin Cabir... Sessiz ayrım

Meclis Başkanı Berri ile yakınlığı ve Ekonomi Bakanlığı’nda uzun yıllara dayanan tecrübesiyle tanınan Maliye Bakanı Yasin Cabir, seyahat nedeniyle 5 Ağustos'taki oturuma katılmadı. Ancak onun yokluğu, utançtan kaçınmak için diğer Şii bakanlardan sessizce ayrıldığı şeklinde yorumlandı.

yu7
Lübnan Maliye Bakanı Yasin Cabir (Reuters)

Cabir daha sonra, “Silahların devletin elinde toplanması tartışmasız bir ilke olmaya devam ediyor” diyerek, ulusal sabitelere bağlılığı, Şii İkili’yle uzlaşma kapısını açık bırakmakla birleştirdi. Böylece, reform talebini mezhebin kısıtlamalarıyla uzlaştırabilen Emel Hareketi'nin ılımlı yüzü olarak kendini gösterdi.

Fadi Mekki... Beşinci bakan

Fadi Mekki'nin adı, ‘beşinci Şii bakan’ krizine uzlaşma çözümü olarak Selam ve Berri arasında yapılan bir anlaşma sonucunda ortaya çıktı. Mekki, davranışsal ekonomi ve kamu yönetimi alanlarında seçkin bir akademik ve mesleki geçmişe sahip. Bağımsız ve tarafsız bir isim olan Mekki, her iki gruba da örgütsel olarak bağlı olmadan Şii İkilisi için güven verici bir denge köprüsü görevi görmesi için konsensüsle aday gösterildi.

gft
Lübnan İdari Kalkınma Bakanı Fadi Mekki (Getty Images)

5 Ağustos oturumu sırasında Mekki, meslektaşlarıyla birlikte aceleyle çekilmedi; nihai bir karar almadan hedefleri tartışmaya dayalı bir uzlaşma önerisi sunmaya çalıştı. Sonunda oturumu terk ettiğinde, çekilmesinin ‘sadece o oturumla sınırlı’ olduğunu ve gelecekteki toplantılara katılmaya devam edeceğini açıkladı. Bu tutumuyla Mekki, Şii İkili’nin elinde bir engel aracı haline gelmeden, topluluğunun hassasiyetlerini dikkate alan sembolik bir itirazda bulundu ve bu da bağımsız bir figür olarak imajını pekiştirdi.

Muhammed Haydar... Hizbullah’ın açık sözlü sesi

Beyrut Amerikan Üniversitesi'nde akademisyen olan Çalışma Bakanı Muhammed Haydar, Hizbullah'ın çizgisine tam bağlılığını gizlemedi. 5 Ağustos'taki oturumda meslektaşlarına şöyle seslendi: “Ben bu insanların oğluyum. Onu koruyan tek garantiyi bıraktığımızı söylersek, bir şehidin annesinin karşısına nasıl çıkabilirim?”

yujı
Lübnan hükümetinde Hizbullah'ın temsilcilerinden biri olan Çalışma Bakan Muhammed Haydar (Lübnan Ulusal Haber Ajansı / NNA)

Haydar, İsrail saldırıları sona ermeden Hizbullah'ın silahlarını tartışmayı reddettiğini en yüksek sesle dile getiren Şii bakanlardan biriydi. Haydar oturumu, “Oturumdan çekildik, hükümetten çekilmedik” diyerek terk etti.

Tamara ez-Zeyn... Emel Hareketi’nin bilimsel yüzü

Ulusal Bilimsel Araştırma Konseyi'nin eski genel sekreteri olan Çevre Bakanı Tamara ez-Zeyn, Emel Hareketi'nin bilimsel yüzünü temsil ediyor. Ez-Zeyn, “Oturumu terk etmek itiraz etmekten daha güçlü bir tutumdur ve tutanaklara kaydedilir” diyerek meslektaşlarına katılmaktan çekinmedi.

ı8
Çevre Bakanı Tamara ez-Zeyn, Lübnan hükümetinde Emel Hareketi'ni temsil ediyor. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı / NNA)

Ez-Zeyn, daha geniş bir konsensüsle tartışmayı yeniden açmanın gerekliliğini vurguladı, ancak esasen Şii topluluğunun katılımı olmadan alınan herhangi bir kararı reddetme konusunda iki partinin (Emel Hareketi ve Hizbullah) tutumuna katıldığını ifade etti.

Reken Nasreddin... Hizbullah’a bağlı doktor

Hizbullah'a bağlı bir doktor olan Sağlık Bakanı Reken Nasreddin, başlangıçta tartışmaya katıldı, ancak daha sonra meslektaşlarıyla birlikte sessizce çekildi. Nasreddin, sadece ‘açık fikirlilikle katıldıklarını, ancak fikir birliği olmadan devam etme konusunda ısrar edilmesinin şaşırtıcı olduğunu’ söyledi. Bu tutum, Hizbullah'ın tek taraflı kararları önlemek için taktiksel açıklık ve ardından koordineli çekilme stratejisini yansıtıyor.

frgthyuı
Hükümette Hizbullah'ı temsil eden Sağlık Bakanı Reken Nasreddin, ‘silahlar’ konusunun tartışıldığı oturuma katıldı. (Şarku’l Avsat)

 


Rehinelerin aileleri, Hamas'ın kabul ettiği anlaşmayı onaylaması için İsrail'e çağrıda bulundu

TT

Rehinelerin aileleri, Hamas'ın kabul ettiği anlaşmayı onaylaması için İsrail'e çağrıda bulundu

Rehinelerin aileleri, Hamas'ın kabul ettiği anlaşmayı onaylaması için İsrail'e çağrıda bulundu

Gazze Şeridi'nde kalan rehinelerin yakınları, Hamas'ın rehinelerin serbest bırakılması karşılığında kapsamlı bir ateşkes anlaşmasını kabul etmesinin ardından, İsrail hükümetine onları eve getirmek için bir anlaşmaya varmaları yönündeki çağrısını yineledi.

Rehineler ve Kayıp Aileleri Forumu tarafından bugün X platformu üzerinden yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “700 günün ardından, nihayet hem İsrail hem de Hamas'tan, hayatta olan tüm rehinelerin geri dönmesi ve ölenlerin uygun şekilde defnedilmesi için kapsamlı bir anlaşmaya varmak istediklerini duyuyoruz.”

dfv
Kudüs'teki protestocuları gözaltına alan polis memurları (Reuters)

Açıklamanın devamında, “Başbakan Binyamin Netanyahu, ABD yönetimi ve arabuluculara, derhal müzakere ekipleri kurmalarını ve bir anlaşmaya varılana kadar onları müzakere masasında tutmaları çağrısında bulunuyoruz” denildi.

Gazze Şeridi'nde kalan 48 rehinenin yakınları, onları İsrail'e geri getirmek için ‘zamanın azaldığını’ söyledi.

df
Rehinelerin yakınları Kudüs'te protesto gösterisi düzenledi. (Reuters)

7 Ekim 2023'ten bu yana Hamas ve diğer silahlı gruplar tarafından Gazze Şeridi'nde tutulan rehinelerin yaklaşık 20'sinin halen hayatta olduğu sanılıyor.

İsrailli rehinelerin aileleri, insanları ‘sokaklara çıkmaya, tüm rehinelerin geri dönmesini talep etmeye ve savaşı sona erdirmeye’ çağırdı.


Lübnan medyası: Ordunun silahlanmayı devletle sınırlama planı tamamlanmadı

Hizbullah destekçileri, Beyrut'un güney banliyölerinde hükümetin silahları geri çekme kararına karşı düzenlenen protesto yürüyüşünde (EPA)
Hizbullah destekçileri, Beyrut'un güney banliyölerinde hükümetin silahları geri çekme kararına karşı düzenlenen protesto yürüyüşünde (EPA)
TT

Lübnan medyası: Ordunun silahlanmayı devletle sınırlama planı tamamlanmadı

Hizbullah destekçileri, Beyrut'un güney banliyölerinde hükümetin silahları geri çekme kararına karşı düzenlenen protesto yürüyüşünde (EPA)
Hizbullah destekçileri, Beyrut'un güney banliyölerinde hükümetin silahları geri çekme kararına karşı düzenlenen protesto yürüyüşünde (EPA)

Lübnan medyası, dün diplomatik kaynaklara dayanarak, ordunun silah bulundurma hakkını devletle sınırlandırma planının tamamlanmadığını vurguladı. Planın bugün yapılacak kabine toplantısında sunulacağı, ancak hükümleri ve koşullarının daha derinlemesine incelenmesine olanak sağlamak için görüşülmesinin ileri bir tarihe erteleneceği belirtildi.

Diplomatik kaynaklar MTV televizyonuna, “Lübnan ordusunun planının uygulanması, ülkedeki Şii tarafını güvence altına almak için İsrail'in sınır noktalarından çekilmesine bağlıdır ve planın başarısı, Lübnan güvenlik güçlerinin kapasitesinin güçlendirilmesini gerektirir” açıklamasında bulundu.

Şarku’l Avsat’ın MTV’den aktardığına göre kaynaklar, Amerikan tutumunun, silahların zorla geri çekilmesini savunanlar, yaptırımların uygulanmaması halinde Lübnanlı yetkililere veya ordu mensuplarına yaptırım uygulanmasını isteyenler ve İsrail'i çekilmeye ikna etmeye odaklananlar arasında bölünmüş durumda olduğunu belirtti.

Televizyon kanalı, Washington'daki kaynaklara dayandırdığı haberinde, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın, silah meselesinin yanı sıra Uluslararası Para Fonu ile yürütülen müzakereler kapsamında Lübnan'ın mali dengesinin yeniden sağlanmasına büyük önem verdiğini ifade etti.