Trablus’ta sürpriz askeri hareketlilik... Başağa, yakın zamanda Trablus’a gitmeyi planlıyor

Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Dibeybe, hükümetinin bir ‘medya savaşına ve siyasi savaşa’ maruz kaldığını belirtti

Dibeybe, seçim yasasını görüşmekle ilgilenen komite üyeleriyle bir araya geldi (Libya Ulusal Birlik Hükümeti)
Dibeybe, seçim yasasını görüşmekle ilgilenen komite üyeleriyle bir araya geldi (Libya Ulusal Birlik Hükümeti)
TT

Trablus’ta sürpriz askeri hareketlilik... Başağa, yakın zamanda Trablus’a gitmeyi planlıyor

Dibeybe, seçim yasasını görüşmekle ilgilenen komite üyeleriyle bir araya geldi (Libya Ulusal Birlik Hükümeti)
Dibeybe, seçim yasasını görüşmekle ilgilenen komite üyeleriyle bir araya geldi (Libya Ulusal Birlik Hükümeti)

Yeni Libya İstikrar Hükümeti (LİH) Başbakanı Fethi Başağa, ‘ilerleyen günlerde güç kullanmadan’ başkent Trablus’ta iktidarı üstlenmeyi beklerken, iktidardaki Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ise genel merkez binası önündeki güvenlik durumunu yalanladı. Bölge sakinleri ve yerel medya organları, geçen çarşamba günü sürpriz bir askeri seferberliğe dikkati çekmişti.
Başağa, 31 Mart’ta Reuters’a yaptığı açıklamada, “Libya’nın batısı, Trablus, siyasi elitler, taburların liderleri ve bazı toplumsal isimlerle doğrudan temaslarımız var.  İnşallah önümüzdeki günlerde hükümet, Trablus’taki görevlerini yerine getirebilecek” dedi.
Başkente girmek için güç kullanmayacağı yönündeki eski ifadelerini yineleyen Başağa, “Trablus’a ve hükümet koltuğuna varışımız, tamamen barışçıl olacak” dedi. Fethi Başağa ayrıca, Libya’nın içerisinden ve uluslararası arenadan, iktidarı Trablus’tan devralacağına ve Dibeybe hükümetinin şehir dışında faaliyet gösteremeyeceğine dair işaretler olduğuna dikkati çekti.
Libya’daki Türk Silahlı Kuvvetleri’nin varlığına ilişkin olarak Başağa, Temsilciler Meclisi’nin reddine rağmen eski Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) daveti üzerine bu varlığın yasal olduğunu dile getirdi. Ayrıca “Herhangi bir askeri varlık, kontrol edebileceğimiz bir anlaşmaya tabidir ve bu güçlerden anlaşmayı iptal etmelerini veya Libya’yı terk etmelerini isteyebiliriz” dedi.
Dibeybe hükümetinde Petrol Bakanı Muhammed Avn’ın görevden almak istediği Ulusal Petrol Şirketi Başkanı Mustafa Sanallah’ı da savunan Başağa ayrıca, kurumu yeniden yapılandırmaya yönelik herhangi bir hamlenin ‘petrol üretimi ve petrol sektöründeki işçiler için büyük bir soruna yol açacağını’ söyledi.
Başağa, Dibeybe’nin müttefiki olarak görülen Libya Merkez Bankası Başkanı Sadık el-Kebir’e övgüde bulunurken, “Kebir, istikrar açısından büyük bir öneme sahiptir” diyerek, parayı yalnızca Temsilciler Meclisi tarafından onaylanan bir bütçeyle harcadığını vurguladı.
Öte yandan Libyalılara ‘Ramazan ayının, ikinci yılda da savaş olmadan güvenli ve barış içinde geçeceği’ taahhüdünde bulunan Dibeybe, siyasi, mali ve ekonomik zorluklarla karşı karşıya olan hükümetinin, medya savaşına ve siyasi savaşa maruz kaldığını vurguladı. Abdulhamid Dibeybe, “Bunun tek kurbanı, vatandaşlardır” diyerek, başkent Trablus’taki hükümet binası çevresinde güvenlik gerginliği veya silahlı çatışmalar yaşandığı iddialarını da yalanladı. Dibeybe, iddia edilen vakitlerde ofisinde bulunduğunu savundu.
Birlik Hükümeti, yaptığı kısa açıklamada hükümet binası yakınlarında yaşandığı bildirilen çatışma iddialarının, ‘yanlış ve doğru olmayan haberler’ olduğunu söyledi.
Ancak yerel medya tarafından yayınlanan video görüntüleri, Trablus’taki Ömer Muhtar Caddesi boyunca bazı askeri birliklerin sürpriz bir şekilde konuşlandırıldığını, silahlı araç konvoyunun başkentteki hükümet binasının yakınında makineli tüfek taşıdığını ve maskeli silahlı kişilerin gövde gösterisi yaptığını gösterdi.
Görgü tanıkları ve medya organlarında yayınlanan haberler, Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ali Aştivi liderliğindeki silahlı gruplara ait zırhlı araçların ve uçaksavarlı milislerin, hükümet binası yakınlarına seferber edildiğini ve Dibeybe’nin de o anlarda binada olduğunu belirtti.
Dibeybe, Trablus’taki Yerel Yönetimler Yüksek Kurulu toplantılarına katılan Libyalı belediye başkanlarına Haziran ayında seçimlerin yapılması kararı aldığını bildirmişti. Ayrıca Dibeybe, “Eğer yapamazsak önümüzdeki Temmuz veya Ağustos ayında yapacağız” ifadelerini de kullanmıştı.
Dibeybe, geçen günlerde oluşturduğu “Emanetin Halka İadesi Planının Uygulanmasına Dair Ulusal Komite” tarafından hazırlanan seçim yasası taslağını, geçen çarşamba günü 19 kişilik bir heyete teslim etti. Hükümetten yapılan açıklamada, komitenin ‘yasa taslağını ele almak ve Libya toplumunun mümkün olan en geniş kesimini ifade etmek amacıyla yasayla ilgili gözlemler toplamak’ için genişletilmiş bir ulusal diyalog başlatma konusunda uzmanlaşacağı belirtildi.
Dibeybe ayrıca, komiteyi kurma amacının ‘bir dizi ulusal siyasi şahsiyetin huzurunda katılım çemberini genişletmek’ olduğunu vurgularken, bu görevin komiteye devredilmesinin, hükümetin ‘yasayı çıkarma ve seçimlerin gerekli şeffaflıkla uygulanması konusundaki güvenilirliğini kanıtlama’ niyetinin kesin bir kanıtı olduğunu söyledi.
Ancak yerel medya organları, komite üyelerinin çoğunun, görevinden azledilen müftü Sadık el-Gıryani’ye ve ‘Bingazi Devrimcileri Şura Konseyi’ olarak bilinen örgüte sadık radikal hareketten olduğunu bildirdi.



İsrail, Gazze'den getirilen rehinenin kimliğini açıklıyor ve Gazze Şeridi'ne yönelik topçu bombardımanını sürdürüyor

Filistinliler Han Yunus'ta yıkılmış bir binanın önünde duruyor (DPA)
Filistinliler Han Yunus'ta yıkılmış bir binanın önünde duruyor (DPA)
TT

İsrail, Gazze'den getirilen rehinenin kimliğini açıklıyor ve Gazze Şeridi'ne yönelik topçu bombardımanını sürdürüyor

Filistinliler Han Yunus'ta yıkılmış bir binanın önünde duruyor (DPA)
Filistinliler Han Yunus'ta yıkılmış bir binanın önünde duruyor (DPA)

İsrail, bugün yaptığı açıklamada, Uluslararası Kızılhaç Komitesi aracılığıyla Hamas'tan dün teslim aldığı cenazenin, 7 Ekim 2023'teki saldırıda öldürülen İsrail-Arjantin vatandaşı bir rehineye ait olduğunu duyurdu.

Ordu açıklamasında, "Ulusal Adli Tıp Enstitüsü'nde İsrail Polisi ve Askeri Hahamlık iş birliğiyle kimlik tespit işlemlerinin tamamlanmasının ardından" Lior Rodalev'in ailesine "cenazesinin İsrail'e defnedilmek üzere geri gönderildiği" bildirildi.

Bu gelişme, İsrail topçularını bu sabah Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'un doğusunda bulunan bölgeleri bombalaması ve ateşkesin 29. gününe girerken Şeridin çeşitli bölgelerinde yıkım operasyonlarının devam ettiği bir zamanda gerçekleşti.

Şarku’l Avsat’ın Filistin haber ajansı Safa’dan aktardığına göre İsrail uçakları bugün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'un doğusunda bulunan bölgelere üç hava saldırısı düzenledi. Bombalama, şehir üzerinde alçak irtifalı insansız hava araçları (İHA) uçuşları sırasında gerçekleşti.

Han Yunus'un kuzeydoğusundaki bölgelerde de kapsamlı yıkım operasyonları gerçekleştirildi. İsrail savaş gemileri, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah açıklarında ateş açtı.

Hamas ve İsrail arasındaki ateşkes anlaşması 10 Ekim'de yürürlüğe girdi.


Barzani, Irak'ı Lübnan'a benzetti: Irak, gruplara karşı güçsüz

Kürdistan Demokratik Partisi Başkanı Mesud Barzani (Rudaw Ağı)
Kürdistan Demokratik Partisi Başkanı Mesud Barzani (Rudaw Ağı)
TT

Barzani, Irak'ı Lübnan'a benzetti: Irak, gruplara karşı güçsüz

Kürdistan Demokratik Partisi Başkanı Mesud Barzani (Rudaw Ağı)
Kürdistan Demokratik Partisi Başkanı Mesud Barzani (Rudaw Ağı)

Kürdistan Demokrat Partisi Genel Başkanı Mesud Barzani, Irak'taki durumu, "silahlı grupların gücünün devletin otoritesini aştığı" Lübnan'daki duruma benzetti. Pazartesi akşamı televizyonda yayınlanan bir röportajında ​​Barzani, "Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin bu gruplarla mücadele etme yeteneğinden yoksun olduğunu" belirterek, "devlet kurumlarının zayıflaması ve siyasi bölünmenin derinleşmesi" konusunda uyardı.

Barzani, grupların "siyasi ve ekonomik kararları kontrol eden, anayasanın üstünde bir güç" olduğunu ileri sürerek, "silahların siyasi nüfuz sağlama aracı değil, savunma sisteminin bir parçası olması gerektiğini" vurguladı.

Barzani ayrıca, "Irak'taki her partinin kendisini bir devlet olarak gördüğünü" belirterek, "parlamentoyu ve hükümeti kontrol eden mini devletler olduğunu" belirtti.

Barzani, "uluslararası koalisyonun" Irak'tan çekilmesinin, "DEAŞ” örgütünün geri dönüşüne yol açabileceği uyarısında bulunarak, ABD güçlerinin 2011'de örgütün üç yıl sonra genişlemesi öncesinde geri çekildiği deneyimi hatırlattı.


Gazze Şeridi’ndeki istikrar gücü, daha akıcı düzenlemelere mi yoksa daha fazla karmaşaya mı yol açacak?

Gazze şehrinin er-Rimal semtinde, sığınağa dönüştürülen bir okulda yer alan, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze şehrinin er-Rimal semtinde, sığınağa dönüştürülen bir okulda yer alan, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
TT

Gazze Şeridi’ndeki istikrar gücü, daha akıcı düzenlemelere mi yoksa daha fazla karmaşaya mı yol açacak?

Gazze şehrinin er-Rimal semtinde, sığınağa dönüştürülen bir okulda yer alan, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze şehrinin er-Rimal semtinde, sığınağa dönüştürülen bir okulda yer alan, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)

Gazze Şeridi'ne bir ‘istikrar gücü’ konuşlandırılması konusu, ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ne sunduğu karar taslağı ve Başkan Donald Trump'ın, yaklaşık bir ay önce yürürlüğe giren ateşkesin geri kalan hükümlerini uygulamak üzere bu uluslararası güçlerin yakında Gazze Şeridi'ne varacağını duyurmasıyla ivme kazandı.

Görevleri ve konuşlanmaları konusunda hazırlık aşamasında görüş ayrılıkları yaşanan, Mısır’ın ise görev alanlarının genişletilmesiyle ilgili çatışmalar olabileceği yönünde endişe duyduğu bu güçler, uzmanlara göre karmaşık düzenlemelerle karşı karşıya kalabilir. Özellikle İsrail’in konunun BM Güvenlik Konseyi’ne götürülmesine karşı çıkması, Türkiye’nin kuvvetlere katılması ve Filistin tarafının çekinceleri olması hâlinde olası bir Rusya-Çin vetosu ihtimali, bu durumu daha da karmaşık hâle getirir. Uzmanlar, bu kuvvetlerin ancak geniş bir uzlaşı süreci oluşturulması hâlinde ve ateşkes anlaşmasını koruma amacına hizmet edecek şekilde yakın bir zamanda kurulabileceğini öngörüyor.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Trump, ABD'nin Gazze Şeridi'ne yönelik barış planını desteklemeyi amaçlayan karar taslağını BM Güvenlik Konseyi'ne sunacağını açıklamasından bir gün sonra, uluslararası istikrar güçlerinin ‘çok yakında’ Gazze Şeridi'ne varmasını beklediğini söyledi.

Trump, Beyaz Saray'da Orta Asya ülkeleri liderleriyle yaptığı toplantıda, “Bu çok yakında gerçekleşecek. Gazze'de işler yolunda gidiyor” dedi. Bu açıklama, İsrail ile Hamas arasında ateşkesin yürürlüğe girmesinden yaklaşık bir ay sonra Gazze Şeridi'nde zorlu insani koşulların devam etmesi üzerine bir gazetecinin uluslararası güçlerin bölgeye konuşlandırılmasıyla ilgili sorusuna yanıt olarak yapıldı.

ABD'nin BM Daimî Temsilciliği’nin açıklamasına göre ABD, Trump'ın Gazze Şeridi için hazırladığı barış planını desteklemek amacıyla BM Güvenlik Konseyi'ne bir karar taslağı sundu. Henüz oylama tarihi belirlenmemiş olan karar taslağı, ‘Gazze’de istikrarı sağlamak amacıyla geçici bir uluslararası güç’ kurulmasına izin veriyor. Bu güç, uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukukla uyumlu olmak kaydıyla, yetkisi kapsamındaki görevleri yerine getirmek için ‘gerekli tüm araçları kullanma’ yetkisine sahip olacak.

Axios internet sitesi salı günü bir ABD yetkilisinin, ABD'nin BM Güvenlik Konseyi'nin bazı üyelerine, Gazze'de en az iki yıl süreyle uluslararası bir güç oluşturulması için bir karar taslağı gönderdiğini ve ilk birliklerin önümüzdeki ocak ayına kadar Gazze'ye konuşlandırılmasının hedeflendiğini söylediğini aktardı.

İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği saldırı sırasında yıkılan bir evin enkazından ceset çıkaran Filistinliler (AFP)İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği saldırı sırasında yıkılan bir evin enkazından ceset çıkaran Filistinliler (AFP)

İsrail uzmanı Dr. Said Ukkaşe, ‘istikrar gücü’ dosyasının daha BM Güvenlik Konseyi’ne sunulma aşamasından itibaren zorlu düzenlemelerle karşılaşacağını düşünüyor. Özellikle İsrail’in, bu gücün uluslararası sistem tarafından onaylanmasına karşı çıkması ve Türkiye gibi katılımcı ülkelere itirazlarının bulunması, ayrıca Rusya ile Çin’in metindeki bazı ifadeleri kabul etmeyip bu konuda herhangi birinin veto hakkını kullanma olasılığı, süreci daha da zorlaştırıyor.

Ukkaşe, Trump’ın söylediği gibi kuvvetlerin yakın zamanda ulaşmasının pek mümkün olmadığını belirtti. Mevcut karmaşık koşullar altında bunun yakın bir tarihte gerçekleşmeyeceğini, ancak perde arkasında üzerinde anlaşmaya varılmış ve yalnızca duyurulmayı bekleyen bazı gizli süreçler varsa bunun mümkün olabileceğini ifade etti.

Filistinli siyasi analist Dr. Abdulmehdi Mutava da Çin ve Rusya'nın herhangi bir Arap veya Filistinli çekinceye veto hakkını kullanma olasılığı göz önüne alındığında, istikrar gücünün özellikle BM Güvenlik Konseyi'nde zorluklarla karşılaşacağına inanıyor. Mutava, bu karmaşık düzenlemeler göz önüne alındığında, geniş bir mutabakat sağlanmadıkça güçlerin gelmesinden bahsetmek için henüz çok erken olduğunu belirtti.

Endişeler BM Güvenlik Konseyi ile sınırlı değil, sahaya da uzanıyor. Mısır Enformasyon Kurumu Başkanı Ziya Raşvan, son açıklamalarında, uluslararası güce Hamas'ı silahsızlandırma görevinin verilmesi halinde ‘çatışmalar’ yaşanacağına işaret etti.

Sorunun, İsrail'in Gazze planının uygulanmasını engelleyen koşullar dayatmasından kaynaklandığını açıklayan Raşvan, “Filistinliler, Gazze'nin güvenliğini yabancı bir gücün devralmasını veya işgalin vesayetle değiştirilmesini kabul etmeyecek” dedi.

Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'ne düzenlenen İsrail saldırısında hayatını kaybeden iki çocuğun cenazelerinin başında göz yaşı döken Filistinliler (AFP)Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'ne düzenlenen İsrail saldırısında hayatını kaybeden iki çocuğun cenazelerinin başında göz yaşı döken Filistinliler (AFP)

Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Temim Halaf, salı günü CBS News'e verdiği röportajda, “İstikrar gücünün oluşumu, yapısı, yetki alanı ve süresi de dahil olmak üzere çeşitli unsurlar hakkında Amerikalı ve bölgesel ortaklarla görüşmeler sürüyor” dedi.

Said Ukkaşe, Mısır'ın tutumunun ve endişelerinin haklı olduğuna inanıyor. Ukkaşe, Kahire’nin bölge konusunda diğer tüm taraflardan daha fazla tecrübeye sahip ve Filistinli gruplarla uzlaşı içinde, silahsızlanmanın kademeli şekilde gerçekleşmesine yönelik bir vizyona sahip olduğunu belirtti. Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada Ukkaşe, “Trump, eğer istikrar güçleri maddesi konusunda uluslararası ve İsrailli taraflarla uzlaşı sağlanamazsa, herkesi şaşırtarak çok uluslu güçlerin gönderilmesini gündeme getirebilir” değerlendirmesinde bulundu.

Mutava, ‘hiçbir Arap veya İslam ülkesinin silahsızlanma konusunda bir çatışmaya girmeyi kabul etmeyeceğini’ düşünüyor. Mutava, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Beklenen uluslararası gücün başarısı, bu güce Filistin polis gücünün eklenmesine bağlı. Bu güç, istikrar güçleri tarafından desteklenen açık bir plan çerçevesinde kanunları uygulamaktan tek başına sorumlu olacak” ifadelerini kullandı.