Filistin Otoritesi, İsrail’in uygulamalarını ‘devlet terörü’ olarak niteledi

Toprak Günü’ndeki protestolara yapılan müdahalelerde bir Filistinli öldürülürken onlarcası da yaralandı.

İsrail askerleri Ramallah’ta protestolara plastik mermiyle müdahale etti. (Reuters)
İsrail askerleri Ramallah’ta protestolara plastik mermiyle müdahale etti. (Reuters)
TT

Filistin Otoritesi, İsrail’in uygulamalarını ‘devlet terörü’ olarak niteledi

İsrail askerleri Ramallah’ta protestolara plastik mermiyle müdahale etti. (Reuters)
İsrail askerleri Ramallah’ta protestolara plastik mermiyle müdahale etti. (Reuters)

Filistin Yönetimi, barışçıl protestolarda bir Filistinlinin öldürülmesi ve onlarca sivilin yaralanmasına yol açan ‘devlet terörünü’ kınadı. Filistinliler, İsrail ihlallerini ve Yahudi yerleşimlerini protesto etmek için Batı Şeria'nın birçok kentinde gösteri düzenledi. İsrail askerleri, göstericilere ateş açarak ve göz yaşartıcı gaz atarak müdahale etti. 
Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye yaşananlara ilişkin yaptığı açıklamada “Çılgın saldırılar ve cinayetler, halkımıza yönelik organize bir devlet terörüdür. Bu terör işgal askerleri ve yerleşimciler ile birlikte gerçekleştiriliyor. Bu eylemlerin sonuçları konusunda uyarıyoruz” dedi.  
İsrail güvenlik güçlerinin son saldırıları Filistin genelinde protestolara neden oldu. El-Halil Devlet Hastanesi kaynakları, el-Halil kentinin Şüheda Caddesi bölgesinde Filistinli gençlerle güvenlik güçleri arasında arbede yaşandığını, Ahmed Yunus el-Atraş adlı 29 yaşındaki bir gencin başından vurulması sonucunda yaşamını yitirdiğini aktardılar. Daha önce tutuklanan ve bir süre sonra serbst bırakılan Atraş’ın keskin nişancı ateşi ile öldürüldüğü tahmin ediliyor.
İsrail güvenlik güçleri cuma sabahı El-Halil kentinin batı ve güney girişlerini beton bariyerlerle kapadı. Yahudi yerleşimcilerin geçişine izin verilirken Filistinlilerin köylerine ve kasabalarına geçişleri engellendi. Şehirdeki birçok eve baskın düzenlendi ve sivillerin eşyaları tahrip edildi. Münzir el-Cabe ve Mutasım el-Bedevi adlarında iki genç gözaltına alındı. Mustafa el-Kerki isimli bir vatandaşa ait olan dikimevine kapısı kırılarak baskın yapıldı. İsrail güvenlik güçleri, Filistin Toprak Günü'nün 46’ıncı yılı dolayısıyla Ramallah’ta düzenlenen eylemlere ateş açarak ve göz yaşartıcı bomba atarak müdahale etti. Belin köyündeki eylemlerde bir gösterici, açılan ateş sonucu kolundan ve ayağından yaralandı. Kızıl Hilal Derneği, Nablus’taki protestolara yapılan müdahalede 100’ün üzerinde göstericinin gazdan etkilendiği, 11 kişinin de plastik mermi ile yaralandığını aktardı.  
Kefer Kadum bölgesinde İsrail’in şiddet uygulamalarını protesto eden eylemcilere göz yaşartıcı gaz ve plastik mermilerle müdahale edildi. Bölgedeki bir aktivist, aralarında Fetih Hareketi Başkan Yardımcısı Mahmud el-Alul ve Kalkile Belediye Başkanı Rafi Revacibe’nin de bulunduğu onlarca kişinin göz yaşartıcı gazdan etkilendiğini, plastik mermi isabet eden on kişinin yaralandığını, 13 yaşındaki Riyad Şeteviye isimli çocuğun tedavi edilmek üzere hastaneye kaldırıldığını bildirdi. Filistinli gençlerin güvenlik güçlerinin bölgeye girmesini engellediği ve ekipmanlarını tahrip ettiği öğrenildi. Nablus’un güneyindeki Karyut köyündeki protesto gösterilerine de sert müdahalede bulunuldu. Karyut Muhtarı Nidal el-Bedevi, Yahudi yerleşimcilerin askerlerin koruması altında köye girmek istediklerini, buna izin vermemeleri üzerine kendilerine göz yaşartıcı gaz ve plastik mermilerle müdahale edildiğini aktardı. İsrail askerlerinin attığı ses bombasının bir parçasının gözüne gelmesi üzerine bir genç yaralandı. Ramallah’ın kuzeydoğusundaki Deyr Gasane köyündeki eyleme ateş açılarak müdahale edildi. İki Filistinli gencin açılan ateş sonucu yaralandığı öğrenildi. İsrail polisi dün sabah Batı Şeria bölgelerinde 13 Filistinliyi gözaltına aldı.  
Filistin’de 30 Mart,1976'dan bu yana Toprak Günü olarak anılıyor. İsrail söz konusu tarihte Filistinlilere ait binlerce dönüm araziye el koymuş, Filistinliler de genel greve gitmişti. Toprak Günü, Filistinlilerin topraklarıyla ilgili direnişinin simgesi olarak görülüyor. 



(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.


Palmira saldırısı kapsamında Suriye Genel Güvenlik Teşkilatı’nda gözaltına alınanları sayısı 11’i geçti

Suriye güvenlik güçleri mensupları (AFP)
Suriye güvenlik güçleri mensupları (AFP)
TT

Palmira saldırısı kapsamında Suriye Genel Güvenlik Teşkilatı’nda gözaltına alınanları sayısı 11’i geçti

Suriye güvenlik güçleri mensupları (AFP)
Suriye güvenlik güçleri mensupları (AFP)

Suriye İçişleri Bakanlığına bağlı Genel Güvenlik Teşkilatı mensubu bir kişinin, Palmira’da (Tedmur) ABD-Suriye ortak devriyesini hedef alan saldırının faili olduğu açıklandı. Yetkililer, saldırının ardından aynı teşkilattan 11’den fazla personelin gözaltına alındığını ve soruşturma sürecinin başlatıldığını bildirdi.

Adının açıklanmasını istemeyen bir güvenlik kaynağı, Tedmur saldırısını gerçekleştiren kişinin yaklaşık 10 aydır Genel Güvenlik Teşkilatında görev yaptığını, farklı şehirlerde çalıştıktan sonra Tedmur’a atandığını söyledi. Kaynak, olayın hemen ardından 11’den fazla personelin gözaltına alındığını ve haklarında soruşturma başlatıldığını ifade etti.

Suriye İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Nureddin el-Babba da saldırganın Genel Güvenlik güçlerine mensup olduğunu ve daha önce yapılan bir güvenlik değerlendirmesi doğrultusunda görevden uzaklaştırılmasının planlandığını belirtti. Babba, resmi televizyona yaptığı açıklamada, saldırganın “tekfirci veya aşırı fikirler taşıyabileceğine” dair bir değerlendirme yapıldığını ve bu doğrultuda hakkında karar alınmasının gündemde olduğunu söyledi.

Sözcü, Badiye bölgesindeki iç güvenlik komutanlığının 5 binden fazla personelden oluştuğunu ve personelin haftalık değerlendirme mekanizmasına tabi tutulduğunu, gerekli görüldüğünde idari ve güvenlik tedbirleri alındığını kaydetti.

Önceki yönetimin devrilmesinin ardından iç güvenlik ve polis teşkilatlarında yaşanan çöküş nedeniyle yeni yönetimin güvenlik açığını kapatmak amacıyla geniş çaplı gönüllü alımına gittiği hatırlatıldı.

ABD Başkanı Donald Trump, cumartesi günü yaptığı açıklamada saldırıya karşılık verileceğini belirterek, olayın Suriye makamlarının tam kontrolünde olmayan ve “son derece tehlikeli” olarak nitelendirdiği bir bölgede meydana geldiğini söyledi.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), saldırıyı gerçekleştiren kişinin öldürüldüğünü, üç ABD askerinin ise yaralandığını açıkladı. CENTCOM, askeri heyetin Tedmur’da DEAŞ’a karşı yürütülen operasyonlara destek kapsamında bulunduğunu bildirdi.

Suriye yönetimi, Tedmur’da meydana gelen saldırının bir terör saldırısı olduğunu belirterek, ABD hükümeti ve halkına başsağlığı mesajı gönderdi. Açıklamada, geçici Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’nın geçen ay Washington’a yaptığı ziyaret sırasında Suriye’nin DEAŞ’la mücadele kapsamında uluslararası koalisyona resmen dahil olduğu kaydedildi.

Suriye çölünde 2015–2016 yıllarında etkisini artıran DEAŞ, bu dönemde Tedmur’u kontrol altına alarak tarihi mirasa büyük zarar verdi ve siviller ile askerleri hedef alan infazlar yaptı. Örgüt, Rusya destekli Suriye güçleri ile ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyonun operasyonları sonucunda bölgeden çıkarılırken, 2019’dan itibaren geniş alanlardaki varlığını kaybetti. Ancak çöl bölgelerinde faaliyet gösteren hücreleri hâlen saldırılar düzenliyor.

ABD güçleri Suriye’de ağırlıklı olarak ülkenin kuzeydoğusunda Kürtlerin kontrolündeki bölgelerde ve Ürdün sınırı yakınındaki Tanf Üssü’nde konuşlu bulunuyor. Washington, askeri varlığının temel amacının DEAŞ’la mücadele ve yerel müttefiklere destek olduğunu vurguluyor.