İstikrar hükümeti başkent Trablus'a barışçıl bir şekilde girişin ‘yakın’ olduğunu duyurdu

Fethi Başağa (AA)
Fethi Başağa (AA)
TT

İstikrar hükümeti başkent Trablus'a barışçıl bir şekilde girişin ‘yakın’ olduğunu duyurdu

Fethi Başağa (AA)
Fethi Başağa (AA)

Fethi Başağa liderliğindeki "istikrar hükümeti" dün, tarih belirtmese de yönetimi devralmak üzere başkent Trablus'a barışçıl bir şekilde girişin "yakın" olduğunu duyurdu.
Diğer yandan Libya Ulusal Ordusu (LUO) Genel Komutanlığı’nın 5 + 5 Ortak Askeri Komite’de yer alan heyeti, Mareşal Halife Hafter'den petrol ve doğalgaz ihracatını durdurmasını ve Libya'nın doğusu ile batısını birbirine bağlayan sahil yolunu kapatmasını istedi. Heyet bu taleplerini, Abdulhamid ed-Dibeybe’nin başbakanı olduğu Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) meşru kararlara riayet etmemesi ve iktidarı Temsilciler Meclisi (TM) tarafından atanan Fethi Başağa hükümetine devretmeyi reddetmesi ile gerekçelendirdi.
Bu gelişmeler, yerel basının aktardığına göre İç Güvenlik Ajansı Başkanı Necat Lütfi El-Hariri'nin dün sabah saatlerinde Trablus'taki evine dönerken bir suikast girişimine uğraması ile aynı zamana denk geldi. Yerel basının iddiasına göre uğradığı suikast girişiminden sağ kurtulan Hariri, Abdulhamid ed-Dibeybe başkanlığındaki geçici Ulusal Birlik Hükümeti'nin (UBH) Merkezi Güvenlik Ebu Selim Güçleri (Gıneyva Taburu) lideri Abdulgani el-Kikli'nin en önde gelen yakın ortaklarından biri olarak kabul ediliyor.
Libya’da kötüleşen güvenlik durumu devam ederken, kimliği belirsiz silahlı kişiler Dibeybe hükümetinin 444. Muharebe Tugayının iki üyesini dün akşam ezanından önce iftar verilirken kaçırdı. 55. Piyade Tugayı komutanı Muammer ed-Davi, saldırıyla ilgisi olduğu iddiasını reddetti. Davi, güçlerinin konuşlandırıldığı bölgelerden uzakta olduğunu söyleyerek, saldırı ve adam kaçırma olaylarının haydutlar tarafından gerçekleştirildiğini iddia etti.
 444'üncü Tugay komutanlığı, dün akşam, Beni Velid kentinde bir çete tarafından fidye için kaçırılan 23'ü kadın ve 2'si çocuk 195 kişinin kurtarıldığını duyurdu. Başağa hükümeti, dün yaptığı açıklamada “güvenlik kaosu ve yolsuzluk tezahürlerini” sona erdirmek için Trablus'ta kök salan kanun kaçağı cuntasını şehri barışçıl bir şekilde devralarak bitireceğini kaydetti.
 İstikrar hükümeti dün yaptığı açıklamada, 5+5 Komitesine olan bağlılığını teyit etti ve rakibi Abdülhamid Dibeybe başkanlığındaki geçici Ulusal Birlik Hükümeti tarafından kasıtlı olarak askeri ve siyasi tırmanışa çekilmeme ve itidalli olma çağrısında bulundu. Dibeybe hükümetini iktidarı gasp eden hükümet olarak tanımlayan İstikrar hükümeti, egemen ekonomik kurumların işlerine karışmanın tüm yansımalarının sorumluluğunu bu hükümetin taşıdığını söyledi.
Başağa hükümeti ayrıca Dibeybe hükümetini petrol gelirlerini uygunsuz şekilde boşa harcamakla ve yol kesintilerini ve şiddeti tırmandırmaya çalışmakla suçladı.
"Libyalıların yetenekleri ve serveti, iktidarı ele geçiren ve kişisel çıkarları için kullanan bir kanun kaçağı çetesinin elinde" açıklamasında bulunan Başağa hükümeti, Ulusal Petrol Şirketi, Libya Merkez Bankası ve Libya Yatırım Otoritesi'ni siyasi kutuplaşma çemberinden çıkarmanın gereğini vurguladı ve Dibeybe hükümetini bu işlere müdahale etmekten sorumlu tuttu.
 İstikrar Hükümeti İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Farac Akim, bakanlığın Dibeybe hükümetinin kararlarına göre hareket eden herkesi caydırmaya hazır olduğunu ve süresi dolan hükümet tarafından verilen kararların ve atamaların yok hükmünde olduğunu bildirdi.
Libya Ulusal Ordusu (LUO) sözcüsü Ahmed el-Mismari, dün sabah erken saatlerde yaptığı kısa bir açıklamada, kendisinin ve Başağa hükümetinin petrolle ilgili bir karar verdiği şeklinde çıkan haberleri "yanlış ve asılsız haberler" olarak nitelendirdi.
Ulusal Ordu, birdenbire Dibeybe hükümetine karşı gerilimi tırmandıracak nitelikteki bir adımda, ülkedeki askeri çatışmanın iki tarafını içeren ve çalışmalarına Birleşmiş Milletler Misyonu sponsorluğunda yürütülen "5+5" komitesindeki temsilcilerini geri çektiğini duyurdu. Ulusal Ordu bu hamlesiyle Dibeybe hükümetine baskı yapmayı hedefledi.
Ulusal ordu temsilcileri dün akşam bir TV kanalında yaptıkları açıklamada, barış süreci kapsamında iki yıl önce oluşturulan komitedeki çalışmalarının askıya alındığını duyurdu. Doğu ve batı Libya'yı birbirine bağlayan yolun kapatılması, petrol ihracatının durdurulması ve talepleri karşılanana kadar Dibeybe hükümetiyle işbirliğinin dondurulması çağrısında bulundular.
 Açıklamada, savunma portföyünü boş tutmak ve Ulusal Ordu'nun maaşlarının ödenmesini geciktirmek de dahil olmak üzere Dibeybe’nin ihlallerine de yer verildi. Maaşların gecikmesi Ramazan ayı boyunca yüz binlerce Libyalı aileyi etkiledi. Dibeybe ayrıca, silahlı milisleri satın almak için para vermekle suçlandı.
Açıklamada ayrıca şu ifadeler yer aldı: “Dibeybe hükümeti ve bileşenleri ile işbirliği askıya alınmalı. Petrol ihracatı durdurulmalı, sahil yolu kapatılmalı ve doğu ile batı arasındaki uçuşlar askıya alınmalı. Dibeybe hükümeti Parlamento tarafından verilen meşru kararlara uymadı ve Başağa hükümetine yetkiyi teslim etmeyi reddetti. Dibeybe ayrıca cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmama sözünden döndü.”
Yerel basının aktardığına göre Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, ordu ile Dibeybe arasındaki anlaşmazlıktan kendini uzaklaştırmak için Yunanistan'da bir aile tatiline çıktı. Konsey bu iddia ile ilgili resmi bir açıklama yapmadı.
Öte yandan Ulusal Birlik Hükümeti güçlerinin başlattığı Öfke Volkanı Harekatı'nın liderleri, limanların ve petrol sahalarının kapatılmasını önlemek için dev bir orduyu harekete geçirmek tehdidinde bulundu. Ülkenin batısındaki Mısrata şehrindeki Diğer yandan Es-Samud Tugayı lideri Tuğgeneral Salah Badi, Sirte'ye girme tehdidinde bulundu.



Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından... Cep telefonlarımız uzaktan patlatılabilir mi?

Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)
Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)
TT

Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından... Cep telefonlarımız uzaktan patlatılabilir mi?

Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)
Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)

Lübnan genelinde Hizbullah çağrı cihazları ve telsizlerine yönelik eşi benzeri görülmemiş güvenlik ihlali ve salı ile çarşamba günleri binlerce eş zamanlı patlama, kişisel cep telefonlarının ne kadar tehlikeli olduğu ve nasıl uzaktan patlatılabildiği konusunda birçok soruyu gündeme getirdi.

Cep telefonu bataryaları son derece yanıcı kimyasallardan üretilir, ancak bir kontrol ünitesi doğrudan bataryaya bağlıdır ve bataryayı güvende tutmak için özel bir yazılımla donatılmıştır.

DeepSAFE Technology'nin kurucusu ve McAfee, Intel ve Nokia'da güvenlik ve koruma araştırmaları eski başkanı olan Ahmed Sallam'a göre bu kontrol ünitesi, en önemlisi tüm üniteyi bataryanın sıcaklığını ateşleme noktasına yükseltebilecek kötü amaçlı yazılım içeren başka bir ünite ile değiştirmek olan çok sayıda hackleme yöntemi ile kötü niyetli olarak manipüle edilebilir. Bu, Lübnan vakasında olduğu gibi belirli cihazları hedef almak için yapılabilir.

grbtny
Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarında hayatını kaybedenler için düzenlenen cenaze töreninden (AFP)

Şarku’l Avsat'a konuşan Sallam, “Kötü niyetli bir şekilde üretilebilen bataryalar da var. Bunlar ya sıcaklığı belirli bir dereceye yükselterek ya da patlatma sistemini harekete geçiren bir ünite aracılığıyla ateşlenebilen patlayıcı maddeler içerirler. Tüm bunlar, radyo dalgaları ya da herhangi bir kablosuz elektrik dalgası yoluyla uzaktan sinyal alabilen harici bir iletişim ünitesi ile bataryaya içeriden bağlı çok küçük bir kontrol ünitesi yerleştirilerek yapılabilir” ifadelerini kullandı.

Sallam sözlerini şöyle sürdürdü: “Dış dünya ile iletişim olmasa da patlamalar senkronize edilebilir. Kötü amaçlı yazılım, tıpkı saatli bombaların çalıştığı gibi, tüm patlamaların aynı anda gerçekleşmesi için belirli bir anı bekleyebilir.”

Los Angeles'taki California Üniversitesi Kimya Bölümü'nde yardımcı doçent olan ve pil geliştirme ve üretiminde uzmanlaşmış bir ABD şirketi olan Nanotech Energy'nin bilim ve teknoloji şefi Maher el-Kady, “Lübnan'daki patlamalar tesadüfen değil, kasıtlı olarak meydana geldi. Büyük olasılıkla cihazlara uzaktan etkinleştirilen bir kontrol devresi yerleştirilmişti. Bu da patlamaların senkronizasyonunu açıklıyor” şeklinde konuştu.

cdvfgthy
Lübnan Ordusu tehlikeli gördüğü telsiz ve çağrı cihazlarını imha etmek üzere topluyor. (AFP)

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan el-Kady, “Herhangi bir bataryanın patlamasına yol açabilecek birkaç mekanizma vardır. Bunlardan ilki, mobil cihazın ya da elektrikli otomobilin bataryaya metal bir cismin girmesine yol açan bir kazaya maruz kalması ya da batarya parçalarının sıkışmasına ve parçalarının tahrip olmasına yol açan yüksek orandaki basınç yahut da bataryanın yüksek bir yerden düşerek parçalarının tahrip olmasıdır. İki olasılık daha var: Birincisi bataryanın sıcaklığının çok yüksek oranlara çıkmasına neden olarak patlamasına yol açan harici bir katalizörün varlığı ve ikincisi de bataryanın içindeki pozitif terminalin negatif terminale bağlanmasına yol açan harici bir etkileyicinin varlığıyla ilgili” ifadelerini kullandı.

Uzmanlara göre cep telefonları hacklenebilir. Ayrıca üretim ya da tedarik aşamalarından herhangi birinde ya da internet üzerinden erişilerek patlatılmak üzere içlerine kötü niyetli yazılımlar entegre edilebilir.

El-Kady, kasıtlı bir dış neden olmaksızın, üretim hataları nedeniyle bir pilin patlama olasılığının 10 milyon pil başına bir pili geçmediği konusunda kamuoyuna güvence verirken, pillerin 150 santigrat derecenin üzerine çıkabilen yüksek sıcaklıklara dayanmasını sağlamak için titiz testler yapıldığını da belirtti. Ancak bu durum, çağrı cihazlarında ve modern mobil cihazlarda bulunan lityum-iyon pilleri ‘saatli bomba’ olarak tanımlamasına engel olmadı. “Pil patlamalarının neden olduğu hasar, pilin boyutuna ve kullanıcının konumuna veya insan vücudunun hayati organlarından herhangi birine ne kadar yakın olduğuna bağlıdır” diyen el-Kady, elektrikli arabalar söz konusu olduğunda durumun daha da kötüleşeceğini, çünkü batarya boyutlarının bir cep telefonu bataryasının 5 bin ila 7 bin katına ulaşabileceğini belirtti.

Tedarik zincirleri

Yaşananların tekrarlanmasının nasıl önlenebileceği konusunda ise Sallam, tedarik zincirinin güvence altına alınması gerektiğine işaret ederek, Lübnan'a gelen cihazlarda olası değişiklikleri kontrol etmenin ve içlerine yeni bileşenler yerleştirilip yerleştirilmediğini test etmenin birçok yolu olduğunu açıkladı.

 

ascdvrg
Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)

Teknik olarak, hassas bir terazi kullanılarak, ne kadar küçük olursa olsun cihazın ağırlığındaki herhangi bir değişiklik tespit edilebilir, böylece üzerinde herhangi bir değişiklik yapılıp yapılmadığı anlaşılabilir. Bu hassas terazi, başta batarya olmak üzere her bir birimin ağırlığını doğru bir şekilde hesaplamak için kullanılmalıdır. X-ray ve CT Scan gibi radyolojik cihazların yanı sıra patlayıcılar için kimyasal tespit üniteleri de kullanılabilir ve tüm bu teknik araçlar genellikle havaalanlarının içinde kullanılır. “Lübnan örneğinde meselenin ele alınışında büyük bir güvenlik açığı olduğunu düşünüyorum” diyen Sallam, herhangi bir patlayıcı maddenin varlığını ya da yokluğunu teyit etmek için kullanılabilen teknolojilerin mevcut olduğunu vurguladı.

fvrbgty
Çağrı cihazı patlamalarının kurbanları (AP)

Medya kuruluşlarına göre, Lübnan'daki çağrı cihazları Tayvanlı bir şirket tarafından tasarlanmış ve Avrupa'da bilinmeyen başka bir şirkete üretim lisansı verilmişti. Bu nedenle üretim güvenliği ve uygulama kalitesi ile ilgili konular tespit edilememiş olabilir.

Genel olarak çağrı cihazları, ister alıcı uçta tek yönlü bir bağlantı olsun, ister alıcı ve verici uçta iki yönlü bir bağlantı olsun, iletişim sürecini kontrol etmek için bir sunucuya ihtiyaç duyar. Ancak Sallam'a göre bu sunucular veri tabanlarına sahip ve genellikle siber saldırılara ve hacklere karşı savunmasız olan dijital işletim sistemlerini çalıştırıyor.

“Çağrı cihazları tedarik zinciri boyunca değiştirilebilir, aynı şey sunucular için de geçerli olabilir” diyen Sallam, cihazların kendilerinin de değiştirilebileceğini ve üretim süreçleri ya da nakliye ve tedarik zincirleri sırasında ‘kötü niyetli’ yazılımlar eklenebileceğini açıkladı.