Sudan’da devrim gösterileri sürüyor

Sudan’da devrim gösterileri sürüyor
TT

Sudan’da devrim gösterileri sürüyor

Sudan’da devrim gösterileri sürüyor

Sudan’ın birçok şehrindeki protestocular bir kez daha ‘sivil yönetim’ ve ‘ordunun kışlaya dönmesi’ çağrısı yaptı. Gösterilerde Müslüman Kardeşler’e (İhvan) karşı sloganlar atıldı. Söz konusu eylem, askeri yetkililerin bazı sembol isimleri serbest bırakmasından ve kadroların çoğunu kamu hizmetlerindeki görevlerine yeniden iade etmesinden sonra geldi. Askeri yetkililer, 30 yılı aşkın süredir devam eden yönetimleri boyunca çok sayıda kişiyi gözaltında tutuyordu.
Direniş komiteleri ve sivil muhalefet güçleri tarafından 11 Nisan’da çağrısı yapılan protesto gösterileri sırasında İslamcıların devlet yönetimine geri dönüşüne karşı sesler yükseldi. Devrik lider Ömer el-Beşir liderliğindeki İslamcı hükümetin 11 Nisan 2019 tarihinde devrilmesinin yıl dönümüyle eş zamanlı olarak düzenlenen gösterilerde başta ‘Halk daha güçlü, dönüş mümkün değil’ olmak üzere devrimin sloganları atıldı.
Sudan Ordu Komutanı Abdulfettah el-Burhan’ın 25 Ekim’deki uygulamalarından bu yana kendisine karşı düzenlenen protestolar ve yürüyüşlerde ‘sivil yönetime karşı askeri darbe olarak nitelendirilen’ yönetim reddedildi. Söz konusu yönetiminin devrimi tamamlamak için barışçıl eylemlerle devrilmesi çağrıları yapıldı. Darbeye karşı çıkan ‘milyonluk yürüyüşler’, başkent Hartum’da ve ülkenin tüm şehirlerinde düzenlendi. Ancak yetkililer gösterilere ateş açarak, ses ve gaz bombalarının yanı sıra coplar kullanarak, aşırı şiddetle karşılık verdi. Çatışmalar sırasında aralarında kadınlar ve çocukların da olduğu 94 eylemci yaşamını yitirirken binlerce kişi de yaralandı. Birçoğu kalıcı sakatlıklara maruz kaldı. Ancak uygulanan şiddet, eylemcileri durdurmaktan çok devam etme kararlılıklarını artırdı.
Askeri yetkililer, 6 Nisan’daki yürüyüş sırasında ülkedeki köprüleri geçişlere kapattı. 10 Nisan’da da tüm Nil köprülerinin açık kalacağını açıkladılar. Hartum’daki güvenlik yetkilileri, sabotaj ve yaralanma vakalarından kaçınmak için eylemcilerin ‘yürüyüşleri barışçıl şekilde gerçekleştirmeleri ve sabotajcıların barışçıl göstericilerin arasına girmesine izin vermemeleri’ çağrısı yaptı.
Sudan’da Ramazan Ayı’na ve güneşin kavurucu sıcaklığına rağmen on binlerce oruçlu vatandaş askeri darbeyi kınamak, ordunun kışlalarına dönmesini sağlamak, devrim şehitleri ve yaralıları için adalet ve ve tutukluların serbest bırakılmasını talep etmek için sokaklara akın etti. Aynı şekilde Hartum’daki Sittin Caddesi ve Omdurman’daki parlamento binasına uzanan sokaklar, büyük bir protestocu kalabalığına tanık oldu. Port Sudan, Kadarif ve diğer bazı şehirlerin çoğunda da gösteriler düzenlendi.
Eylemciler yürüyüşler sırasında askeri yönetimin devrilmesini talep ettiler. Aileler ve bazı gruplar, eylemciler için iftarlar hazırlarken iftar sonrasında da gösterilere devam edildi.
Sudan Meslek Grupları Birliği (SPA), düzenlediği basın toplantısında, ulusal çıkarların ‘müzakere yok, meşruiyet yok, darbecilerle ortaklık yok’ sloganına bağlı kaldığını vurguladı. SPA, ‘25 Ekim 2021’den bu yana ülkenin yaşadığı boğucu siyasi, ekonomik ve güvenlik kriziyle mücadele etmek için ordu ve tüm taraflarla müzakere içeren çağrılar ve girişimler’ karşısında tavırlarının bu olduğuna dikkat çekti.
10 Nisan’da eylemciler, sivil bir yönetim sağlanana kadar protestolara devam edeceklerini vurguladı. Protesto gösterilerine katılan Ömer Y., Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Kısa süre içinde Beşir rejimine karşı bir devrim başlattık. Ardından Beşir’i devirene kadar sayımız arttı. Şu an dört aydır büyük bir kalabalıkla, darbeyle karşı karşıyayız. Onu yeneceğiz ve medeniyeti yeniden kuracağız. Pes etmeyeceğiz.”



Rapor: İsrail ordusu Suriye'nin Kuneytra kırsalındaki köylere sızdı

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
TT

Rapor: İsrail ordusu Suriye'nin Kuneytra kırsalındaki köylere sızdı

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)

İsrail ordusunun pazartesi günü Suriye'nin güneyindeki Kuneytra kırsalındaki el-Acref, el-Meşirfe ve Ummu Batina köylerine girerek, bazı evlerin etrafını sarıp arama yaptığı rapor edildi.

Suriye resmi haber ajansı SANA'nın haberine göre İşgalci İsrail ordusunun dört askeri araç ve iki tanktan oluşan bir devriyesi Adnaniya kontrol noktasından yola çıkarak el--Meşirfe köyünden el-Acref köyüne doğru ilerledi ve el-Meşirfa'da durarak bazı evleri aradı.

SANA, yedi askeri araç ve iki tanktan oluşan başka bir İsrail devriyesinin Ummu Batina köyünü bastığını ve köyün batısındaki bir evi kuşattığını bildirdi. Ancak bu eylemin nedenleri veya amaçları hakkında herhangi bir bilgi vermedi.

İsrail, Suriye’de geçtiğimiz aralık ayında Beşşar Esed rejiminin düşmesinden sonra Suriye ordusunun askeri tesislerini yok etmek ve altyapılarının yeniden inşa edilmesini önlemek amacıyla bu tesisleri hedef almıştı. Ayrıca Şam, Kuneytra ve Deraa çevresindeki kırsal bölgelere kara harekâtları düzenleyerek Suriye ile İsrail arasındaki sınırdaki tampon bölgeyi kontrolü altına aldı. Daha sonra sınır bölgelerinde baskınlar düzenleyerek çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.


Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

TT

Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani dün yaptığı açıklamada, Irak'ın ülkedeki tüm silahları devletin kontrolüyle sınırlandırmayı taahhüt ettiğini, ancak bazı milis grupların işgal gücü olarak gördüğü ABD liderliğindeki askeri koalisyon ülkede kaldığı sürece bunun başarılı olamayacağını söyledi.

Sudani, radikal İslamcı grupların oluşturduğu tehdidin önemli ölçüde azalması nedeniyle, DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyon’un (DMUK) İran'ın en yakın Arap müttefiklerinden biri olan Irak'tan 2026 yılının eylül ayına kadar çekilme planının hala geçerli olduğunu vurguladı.

Bağdat'ta Reuters’a konuşan Başbakan Sudani, “DAEŞ diye bir şey yok. Güvenlik ve istikrar mı? Allah’a şükür, bunlar mevcut. (2014 yılında kurulmasından bu yana DMUK’a katılan ülkelerin sayısına atıfla) DMUK’ta 86 ülkenin varlığı için bana tek bir mazeret gösterin” ifadelerini kullandı.

Silahlarını teslim ettikten sonra grupların resmi güvenlik güçlerine veya siyasi sahneye entegre edilebileceğine işaret eden Sudani, “Bu yüzden devlet kurumları dışındaki tüm silahları ortadan kaldırmak için kesin bir program olacak. Herkesin istediği de bu” ifadelerini kullandı.

Savaşa sürüklenmeyeceğiz

Irak, ABD'nin baskısı altında, İran destekli grupları silahsızlandırmak gibi siyasi açıdan hassas bir görevi yerine getirmenin bir yolunu arıyor. ABD, Sudani'nin, diğer Şii grupları da içeren bir çatı örgütü olan Haşdi Şabi (Halk Seferberlik Güçleri) ile bağlantılı silahlı grupları dağıtmasını istediğini açıklamıştı. Haşdi Şabi resmi olarak Irak güvenlik güçlerinin bir parçası ve çatısı altında İran yanlısı bazı grupları barındırıyor.

Öte yandan ABD ve Irak, Amerikan askerlerinin aşamalı olarak geri çekilmesi konusunda anlaşmaya vardı. Tam çekilmenin gelecek yılın sonuna kadar tamamlanması bekleniyor. Asker sayısındaki ilk azalma bu yıl başladı.

Irak Başbakanı Sudani, Reuters’a verdiği röportaj sırasında Lübnan'daki Hizbullah gibi bölgedeki devlet dışı silahlı gruplara yönelik artan uluslararası baskı sorulduğunda, “Ortadoğu'da ABD ve İsrail’in nüfuzuna karşı çıkan ‘direniş ekseni’ olarak bilinen İran destekli grubun bir parçası olan bu gruplara yönelik baskı artacak. Allah’ın izniyle, o gün gelecek. Buradaki durum Lübnan'dakinden farklı” yanıtını verdi.

Başbakan Sudani, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Irak’ın güvenliği ve istikrarı koruma konusundaki tutumu açık ve devlet kurumları savaş ve barış konusunda karar verme yetkisine sahip. Hiçbir taraf Irak'ı savaşa veya çatışmaya sürükleyemez.”

İran, 2003 yılında ABD öncülüğündeki işgal hareketinin Saddam Hüseyin rejimini devrilmesinden bu yana Irak'ta önemli bir nüfuz kazanırken bu durum, İran destekli silahlı gruplara büyük bir siyasi ve askeri güç sağladı.

Irak’ta art arda gelen hükümetler, birbirine düşman olan İran ve ABD'yi Bağdat'ın müttefiki olarak tutmak konusunda büyük zorluklarla karşı karşıya kaldı. ABD, İran'a ağır yaptırımlar uygularken, Irak Tahran ile güçlü ticari ve ekonomik bağlara sahip.

ABD’den büyük yatırımlar çekme konusu, 2003 yılından bu yana mezhep çatışmalarının yanı sıra yıllardır ciddi ekonomik sorunlar yaşayan Irak için en önemli önceliklerden biri.


Fransa, Lübnan'dan Esed'in 3 generalinin tutuklanmasını istedi

Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
TT

Fransa, Lübnan'dan Esed'in 3 generalinin tutuklanmasını istedi

Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)

Fransa, Lübnan'dan, devrik Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimindeki üç üst düzey generalin, Fransız vatandaşlarının ölümüne yol açan savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işledikleri gerekçesiyle bulunup tutuklanmasını istedi.

Önde gelen bir Lübnanlı yargı kaynağı Şarku'l Avsat'a, Başsavcı Hakim Cemal Hacer'in, Fransız yargısından, Lübnan'dan "Beşşar Esed rejiminde Hava Kuvvetleri İstihbarat Müdürlüğü Başkanı olan Tümgeneral Cemil Hasan'ı, Ulusal Güvenlik Bürosu Müdürü Tümgeneral Ali Memlük'ü ve Hava Kuvvetleri İstihbarat Müdürlüğü Soruşturma Şubesi Başkanı Tümgeneral Abdülselam Mahmud'u bulmasını, soruşturma ve inceleme yapmasını, Lübnan'da bulunmaları halinde tutuklamasını ve Fransız yetkililere teslim etmesini" isteyen bir yargı talebi içeren resmi bir telgraf aldığını açıkladı.

İlginçtir ki, yargı kaynağına göre Fransa'nın yardım talebi, "adı geçen kişilerle düzenli olarak iletişim kuran Lübnan telefon numaralarını da içeriyordu; bu durum, Fransız makamlarının Esed rejimindeki üst düzey isimleri takip etme kapsamında yürüttüğü iletişim izlemeleriyle de doğrulandı." Yargı kaynağı, bu konunun "İç Güvenlik Kuvvetleri Bilgi Şubesi tarafından yürütülecek takip ve soruşturmaların merkezinde yer alacağını" vurguladı.