Irak’tan İran’a diyalog çağrısı

Irak İran’a ‘güvenlik sorunlarını diplomasi yoluyla çözme’ çağrısı yaptı

Fuad Hüseyin, 13 Nisan’da Tahran’da düzenlenen basın toplantısında Abdullahiyan ile konuşuyor (EPA)
Fuad Hüseyin, 13 Nisan’da Tahran’da düzenlenen basın toplantısında Abdullahiyan ile konuşuyor (EPA)
TT

Irak’tan İran’a diyalog çağrısı

Fuad Hüseyin, 13 Nisan’da Tahran’da düzenlenen basın toplantısında Abdullahiyan ile konuşuyor (EPA)
Fuad Hüseyin, 13 Nisan’da Tahran’da düzenlenen basın toplantısında Abdullahiyan ile konuşuyor (EPA)

Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, Tahran’da İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan’a ‘iki ülke arasında meydana gelen güvenlik sorunlarını diyalog yoluyla çözme’ çağrısında bulundu.
Hüseyin, Abdullahiyan ile düzenlediği basın toplantısında önemli ve açık görüşmelerde bulunduklarını söylerken, iki ülkenin güvenliğinin bölgenin güvenliğiyle bağlantılı olduğunu vurguladı.
“Güvenlik sorunu olduğunda çözüm yolu diyalogdur” diyen Fuad Hüseyin, ‘bu sorunların diplomatik yollarla ve diyalog yoluyla ele alınması’ çağrısında bulundu. Irak Dışişleri Bakanı ayrıca, Bağdat’ta diyalog yollarının açık olduğuna dikkati çekerken, “Tahran’da da olacağını umuyoruz” dedi. Bakan Hüseyin, “İranlı kardeşlerin bazı güvenlik meseleleri ve görüşlerden şikayetleri olduğu açık. Bu konuyu açıkça konuşmamız ve diplomatik yollarla çözmemiz gerekiyor. Bunun çözümü mümkün” ifadelerini kullandı.
13 Mart’ta Devrim Muhafızları’nın Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin başkenti Erbil’de ‘İsrail stratejik merkezi’ olarak nitelendirdiği bir alanı ‘Fateh 110’ balistik füzeleriyle hedef alması sonrasında toplantı, Hüseyin ve Abdullahiyan arasındaki ilk görüşme oldu. İran’dan gelen onlarca füze, Kürdistan hükümetinin ‘yerleşim alanları’ olarak tanımladığı alanlara düştü.
Öte yandan Şarku’l Avsat’ın Irak Haber Ajansı’ndan aktarılan haber göre Hüseyin, “Bölgesel ilişkilere ve İran- Suudi Arabistan diyaloğuna değindik” dedi. İran - Suudi Arabistan diyaloğunun devam ettiğini ve hala uluslararası temsilciler çerçevesinde sürdüğünü belirten Fuad Hüseyin, Irak’ın İran ve Suudi Arabistan arasındaki vizyonları yakınlaştırmadaki rolüne dikkati çekti.
İranlı Öğrenciler Haber Ajansı’na (ISNA) göre Fuad Hüseyin, ‘İran ile Suudi Arabistan arasındaki diyaloğun yakında yeniden başlayacağı’ yönündeki umudunu dile getirdi.
Diğer taraftan Abdullahiyan ise İran’ın yurt dışındaki bir bankada dondurulmuş varlıklarının serbest bırakılması konusunda bir anlaşmaya varıldığını açıkladı.
Hüseyin Emir Abdullahiyan, Iraklı mevkidaşı Fuad Hüseyin ile düzenlediği ortak basın toplantısında, ‘ülkelerin birinden bir heyetin, bu anlaşmayı takip etmek üzere salı günü Tahran’ı ziyaret ettiğini’ dile getirdi. Abdullahiyan, heyetin Merkez Bankası, Ekonomi Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı ile istişarelerde bulunduğunu söyledi. Bakan ayrıca, “Dondurulmuş varlıkların nasıl ve ne zaman serbest bırakılacağı konusunda ilkesel bir anlaşmaya vardık” dedi.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade, ‘7 milyar doların yakın zamanda serbest bırakılacağı’ hususunda IRNA tarafından yayınlanan haberi yalanladığı açıklamasından geri adım attı. Basın toplantısından bir saat sonra yayınlanan bir açıklamada Hatipzade, İran’ın dondurulan varlıklarının bir kısmının yakında serbest bırakılacağını söylerken, dondurulmuş varlıkların önemli bir kısmının alıkoyulması eylemini sonlandırmak için gerekli çerçevenin belirlendiğine dikkati çekti.
IRNA, ‘İran’ın dondurulan varlıklarının serbest bırakılması sürecini tamamlamak için’ salı günü üst düzey bir bölgesel yetkilinin İran’ı ziyaret ettiğini duyurmuştu. Aynı şekilde Devrim Muhafızları’na bağlı Tesnim haber ajansı ise İran varlıklarının ‘muhtemelen İran Merkez Bankası’nın Umman’daki (şube) hesabına aktarılacağını’ öne sürdü.
Bu çerçevede İran’daki bazı internet siteleri, Umman Dışişleri Bakanı Bedr el-Busaidi’nin Tahran’ı ziyaret edebileceğini belirtti.
Geçen perşembe günü İran rejim lideri Ali Hamaney’in uluslararası ilişkiler danışmanı Ali Ekber Velayeti’nin ofisine bağlı ‘Farheekhtegan’ gazetesi, 3 İran asıllı ABD’li mahkûm olan Siamak Namazi, babası Muhammed Bakır Namazi ve çevre uzmanı Murad Tahbaz karşılığında 7 milyarın serbest bırakılması için müzakereler yapıldığını duyurdu.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24