Yemen Başkanlık Konseyi önceliklerini belirliyor

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Uleymi “Karşı karşıya olduğumuz zorlukların farkındayız ancak yolumuza yerleştirilen mayınları imha edecek kararlılığa sahibiz” dedi

Dün hükümet yetkilileri ve valilerle bir araya gelen Başkanlık Konseyi Başkanı ve üyeleri (SABA)
Dün hükümet yetkilileri ve valilerle bir araya gelen Başkanlık Konseyi Başkanı ve üyeleri (SABA)
TT

Yemen Başkanlık Konseyi önceliklerini belirliyor

Dün hükümet yetkilileri ve valilerle bir araya gelen Başkanlık Konseyi Başkanı ve üyeleri (SABA)
Dün hükümet yetkilileri ve valilerle bir araya gelen Başkanlık Konseyi Başkanı ve üyeleri (SABA)

Yemen Başkanlık Konseyi, ekonomik ve güvenlikle ilgili sıkıntılarla mücadele etmek için Riyad’dan Yemen’e yapması beklenen dönüşten önce hükümet ve valilerle yaptığı ilk toplantıda kararlarını alırken ‘ortak sorumluluğa’ riayet edeceğine söz verdi. Önümüzdeki döneme ilişkin çalışma planının genel yönergelerini ve oluşum amacına göre yerine getirmesi için kendisine verilen sorumlulukların uygulanabilir planlara dönüştürülmesine yönelik mekanizmaları belirledi.
Resmi kaynakların belirttiğine göre Reşad Muhammed el-Uleymi başkanlığındaki yedi yetkiliden oluşan konsey, ‘mevcut aşamanın hassaslığına uygun bir şekilde, devletin geri kazanılmasını tamamlamak ve Yemenlilerin acılarını hafifletmek için ulusal safların birleştirilmesi çerçevesinde siyasi ve toplumsal güçlerin ve oluşumların yerel uzlaşmasına dayalı olarak en üst düzeyde fikir birliğini sağlamak için’ önceliklerini belirledi.
Eski Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi 7 Nisan’da bir cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkararak makamının yetkilerini Reşad el-Uleymi başkanlığında yedi yetkiliden oluşan konseye devretmişti. Konsey üyeleri Sultan Ali el-Arade, Tarık Muhammed Salih, Abdurrahman Ebu Zura, Osman Huseyin Mucella, Aydaros Kasım ez-Zebidi, Ferec el-Bahseni ve Abdullah el-Uleymi Bavezir'den oluşuyor. Üyelerin çoğu sahada aktif olan liderler.
Birleşmiş Milletler’in (BM) mevcut ateşkesi ışığında konseyin ve hükümetin görevlerini yerine getirmek ve ekonomik, güvenlik, askeri ve siyasi zorluklarla mücadele etmek üzere ülkeye hızlı bir şekilde dönmesine yönelik Yemen’deki sesler yükselirken, SABA haber ajansı tarafından yapılan bir haberde şu ifadeler kullanıldı:
“Başkanlık Konseyi, ekonomik istikrar sağlamanın ve vatandaşların acılarının hafifletilmesinin en önemli ulusal öncelik olduğunu ve önümüzdeki dönemde yapılacaklar listesinde yer aldığını vurguladı. Aynı zamanda devletin çeşitli sektörlerinin çabalarını ve bu konudaki işbirliklerini entegre etmenin ve bunları sahada hayata geçirmenin önemine dikkat çekti”.
Resmi kaynaklara göre Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Uleymi, ulusal çabaların entegrasyonunun ve safların birliğinin sağlanmasının, Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) himayesinde düzenlenen Yemenliler arasındaki istişarelerinin sonuçlarının bir yansıması olacağından emin olduğunu dile getirdi. Uleymi gelecek dönemin ‘Husi milislerinin yaptıkları darbe yüzünden Yemenlilerin uzun süredir katlandıkları sıkıntıları hafifletmeye yönelik yeni bir çalışma dönemi olacağını’ söyledi. Uleymi “Başkanlık Konseyi adil ve kapsamlı bir barış istiyor. Başkanlık Konseyi, Yemen'in ve halkının güvenliğini savunmak, Arap kimliğini hedef alan her türlü dış projeyi yenilgiye uğratmak ve İran'ın gündemine ve projesine hizmet etmek için Yemen’in bölge ve Körfez’de bir kara çalına dönüştürülmesine engel olmak için canla başla çalışmaktan vazgeçmeyecek” ifadelerini kullandı.
Uleymi “Karşı karşıya olduğumuz zorlukların tamamen farkındayız ancak yolumuza yerleştirilen mayınları imha edecek kararlılığa sahibiz. Başta devletin geri kazanılmasını tamamlama ve vatandaşların acılarını hafifletme olmak üzere ulusal görevlerimizi yerine getirmek için yerel, bölgesel ve uluslararası düzeyde herkesin işbirliği yapacağına inanıyoruz” dedi.
Yaklaşan dönemin istisnai bir dönem olacağını ve herkesin sorumluluk alıp zorlukları aşması gerektiğini söyleyen Uleymi “Önümüzdeki engeller büyük ama başarıya ulaşmak imkansız değil. Başkanlık Konseyi'nin oluşumu etrafındaki bu siyasi, partici ve toplumsal kuşatma, hepimizi hiçbir koşulda kaçamayacağımız ve başarmaktan başka çaremizin olmadığı büyük bir sorumlulukla karşı karşıya bırakıyor” dedi.
Resmi kaynaklara göre Uleymi, Başkanlık Konseyi üyeleri, hükümet yetkilileri ve valilerin katıldığı ortak bir toplantıya başkanlık etti. Toplantı, ‘hükümet ve kurtarılan illerde bulunan yerel yönetim liderleri arasındaki işbirliği düzeyini ve gelecek planları artırmak için mevcut aşamanın önceliklerini, vatandaşlara verilen hizmetleri iyileştirmeye odaklanan istisnai planlara göre çalışmalar yapma ve yürürlükteki mevzuat ve yasalara uygun olarak merkezi ve yerel yönetimler arasındaki ilişkileri düzenleme konularını tartışmak için’ yapıldı.
Şarku’l Avsat’ın SABA haber ajansından aktardığı haberine göre toplantıda, güvenlik ve istikrarı sağlama ve devlet kurumlarının çalışmalarını yeterli bir şekilde etkinleştirme gereksinimlerinin yanı sıra devletin geri kazanılmasının tamamlanması, ekonomik zorlukların üstesinden gelinmesi, vatandaşların acılarının hafifletilmesi ve yaşam standartlarının iyileştirilmesi konularında mevcut istisnai koşullarda yeni ve kaliteli bir çalışma süreci başlatma konusunda görüşler ve fikirler paylaşıldı.
Uleymi ‘performansı artırmak ve vatandaşların sıkıntılarının giderilmesi yönündeki beklentilerini gerçekleştirmek için Başkanlık Konseyi, hükümet ve valiler arasındaki çalışmaların entegre ve koordine edilmesine’ vurgu yaptı. Uleymi “Mevcut koşullar ve sıkıntılar, ne kadar zor olursa olsun büyük bir sorumluluk ve tahammül duygusu ile ele alınmalı. Bunları çözmek için en ideal yöntemler ve nitelikli araçlar oluşturulmalı” dedi.
Uleymi açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Çalışmalarımızın farklı yerlere dağılmış adalar gibi olmaması için Başkanlık Konseyi, hükümet ve yerel yetkililer olarak tek bir ekip olacağız. Bunu düzenleyen bir anayasamız, kanunlarımız, yönetmeliklerimiz ve mevzuatımız var. Zorlukları aşmayı gerektiren mevcut istisnai koşullar göz önünde bulundurularak, kurtarılan illerde güvenlik ve istikrarın sağlanmasına azami öncelik olarak odaklanmak suretiyle bunlara uyulması gerekiyor”.
Uleymi KİK himayesinde gerçekleştirilen Yemen-Yemen görüşmelerinden sonra hakim olan uzlaşı ruhuna ve devleti geri kazanıp Yemen'in egemenliğini, güvenliğini ve istikrarını sağlamaya yönelik çabaları birleştirmeye odaklanan yeni bir döneme girilmesine övgüde bulundu.
Başkanlık Konseyi Başkanı “Bu toplantının; devletin geri kazanılmasından sonraki aşamanın düzenlemelerinin yanı sıra hizmet, güvenlik, ekonomi ve kalkınma alanlarında vatandaşların refahını yükseltecek şekilde, merkezi yönetim ile ilişki kurulması ve yerel yetkililerin zorlukları aşmasına yardımcı olacak bir vizyon geliştirilmesi de dahil olmak üzere tüm zorlukları ve problemleri tartışmaya açmak için geçici başkent Aden’de bir valiler toplantısı düzenlemenin başlangıç noktası olacağına söz veriyorum” dedi.
Uleymi, Başkanlık Konseyi başkanlığını üstlendikten sonra yaptığı ilk konuşmada, konseyin bir barış konseyi olmasının yanı sıra aynı zamanda bir güç konseyi de olacağını duyurmuştu. Uleymi bu sözleri ile özellikle 2 Nisan’da başlayan ‘iki aylık’ ateşkesin yürürlüğe girmesinden sonra Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yönetilen ve uluslararası toplumun teşvik ettiği barış fırsatının Husiler tarafından baltalanması durumunda Husiler ile mücadelede askeri seçeneğe tekrar başvurulabileceğine işaret etmişti.
Gerek Husilerin elinden kurtarılmış olan bölgeler olsun gerekse Husiler tarafından hala kontrol edilen bölgeler olsun, Yemen sokaklarında, Başkanlık Konseyi’nin kurulması ve siyasi tarafların birleştirilmesiyle bir rahatlama olduğu görülüyor. Her kesimden Yemenliler, Husilerin darbesini sona erdirecek ve geçiş sürecinin tamamlanmasını sağlayacak geniş çaplı siyasi çözümlere ulaşmak için savaşın sona ermesini, devletin geri kazanılmasını ve güvenlik ve ekonomi ile ilgili durumların istikrara kavuşmasını umuyorlar.



Yemenli güvenlik güçleri, WFP çalışanını öldürmekle suçlananları yakaladı

Taiz’deki güvenlik hizmetleri, WFP çalışanını öldürmekle suçlananları yakalamayı başardı (Twitter)
Taiz’deki güvenlik hizmetleri, WFP çalışanını öldürmekle suçlananları yakalamayı başardı (Twitter)
TT

Yemenli güvenlik güçleri, WFP çalışanını öldürmekle suçlananları yakaladı

Taiz’deki güvenlik hizmetleri, WFP çalışanını öldürmekle suçlananları yakalamayı başardı (Twitter)
Taiz’deki güvenlik hizmetleri, WFP çalışanını öldürmekle suçlananları yakalamayı başardı (Twitter)

Yemen’de Taiz şehrindeki güvenlik güçleri, Dünya Gıda Programı (WFP) çalışanı Moayad Hamidi’ye yönelik suikastla doğrudan suçlananların yanı sıra saldırıdan sorumlu bir çetenin üyesi olan 10 kişinin gözaltına alındığını bildirdi.

Motosikletli ve silahlı kimliği belirsiz iki kişi, dün öğle saatlerinde Turba bölgesindeki bir lokantada Hamidi’ye ateş açtı.

Hastaneye kaldırılan Hamidi tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Saldırıda, Yemenli bir başka vatandaş da yaralandı.

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad Muhammed el-Alimi, hükümet yetkilileriyle birlikte, saldırıyla ilgili uluslararası kuruluşlarla kapsamlı temaslar yürüttü.

Resmi kaynaklara göre, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Alimi ile yaptığı telefon görüşmesinde, bu olayın BM’nin çeşitli alanlardaki müdahalelerini ve Yemen halkına sağladığı yardım programlarını etkilemeyeceğini bildirdi.

Guterres ayrıca, BM’nin Yemen’de barış, güvenlik ve istikrarın tesisi için iyi niyetlerini sürdürme taahhüdünü teyit etti.

Radikal gruplar ve suç unsurlarının fidye için insani yardım çalışanlarını hedef aldığı veya bölgede faaliyet gösteren kuruluşlara baskı uyguladığı Yemen’de, yardım çalışanlarının kaçırılması büyük bir endişe kaynağı oldu.

Ülkedeki çatışma, ayrıca altyapıda ciddi hasara ve birçok alana erişimin kısıtlanmasına neden olarak, yardım çalışanlarının savunmasız nüfuslara ulaşmasını, temel malzeme ve hizmetleri sağlamasını zorlaştırdı.


Sana'da eğitim maliyeti dört katına çıktı

Yemenli öğretmenler Suudi Arabistan desteğiyle eğitim kursu veriyor. (UNICEF)
Yemenli öğretmenler Suudi Arabistan desteğiyle eğitim kursu veriyor. (UNICEF)
TT

Sana'da eğitim maliyeti dört katına çıktı

Yemenli öğretmenler Suudi Arabistan desteğiyle eğitim kursu veriyor. (UNICEF)
Yemenli öğretmenler Suudi Arabistan desteğiyle eğitim kursu veriyor. (UNICEF)

Yemenliler, Sana ve Husiler tarafından kontrol edilen diğer bölgelerde yeni eğitim yılını, okul ücretlerinin dört katına çıkması sonucu şokla karşıladı. Bu, aynı zamanda okullara vergi ve harçlar konulmasıyla aynı zamana denk geldi. Geçtiğimiz yıl dört milyondan fazla çocuk okula gidemezken bu sayının artmasından endişe ediliyor.

Husilerin kontrolündeki bölgelerde, dokuz yıldır maaşlarını alamayan 170 binden fazla öğretmen var. Eğitim sektörü çalışanları ve veliler, darbe hükümetinin Husilerin lideri Abdulmelik el-Husi'nin kardeşi Yahya el-Husi tarafından yönetilen Eğitim Bakanlığı’nın, geçtiğimiz yıl öğrenci başına 4 dolar olan okul ücretlerini, ‘toplumsal katkı’ adı altında öğrenci başına 16 dolara çıkardığını söyledi.

Kaynaklara göre bu karar, eğitime erişemeyen ve okula gidemeyen çocukların sayısını artıracak. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre aileler bu koşullar altında söz konusu ücretleri, ders kitaplarını ve günlük masrafları karşılayamaz durumda.

Anayasa ihlali

Yemen anayasası, tüm eğitim aşamalarında ücretsiz eğitimi öngörüyor. Ancak, darbeci Husiler, 8 yıldır 170 binden fazla öğretmenin maaşını gasp etmesine rağmen, her öğrenci için öğrenim ücreti talep etmeye başladı. Ücretler öğretmenleri desteklemek bahanesiyle iki dolardan dört dolara ve ardından 16 dolara çıkarıldı.

XSCdwfvg
Yemen’de öğrenciler büyk zorluklarla mücadele ediyor. (UNICEF)

Eğitim sektöründe çalışan kaynaklara göre bu paranın okullardaki Husi temsilcileri ve maaşlarına el konulmasını protesto etmek için çalışmaktan kaçınan öğretmenlerin yerine atanan kişilere harcanıyor.

Kaynaklar, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Husilerin öğrencilerin okul kitaplarını piyasalardan satın almasını zorunlu kıldığını aktardı. Husiler, okul kitaplarını basmak için kullanılan matbaaları, mezhepsel posterlerini, liderlerinin ve şehitlerinin resimlerini ve Eğitim Bakanlığı'nın liderliği için kâr amaçlı faaliyetler için tahsis etti. Ayrıca yaz aylarında düzenlenen mezhepsel kampları finanse ediyor.

Kaynaklara göre bu adım, her çocuğun ihtiyaç duyduğu miktarı ikiye katlayarak yaklaşık 32 dolara çıkarıyor. Bu da on binlerce çocuğun okula gitmeyen dört milyona katılacağı anlamına geliyor.

Vergiler ikiye katlandı

Husi liderliğinin tüm özel okullara mezhep müfettişleri atama ve onlara bu okulların gelirlerinden aylık maaş verme emriyle aynı zamana denk geldi. Sana'daki bu okullardan bazılarındaki personel, Şarku'l-Avsat'a milislerin bu okullardan topladıkları harçları her yıl iki katına çıkardıklarını söylediler. Bu, okul yönetimlerini milislerin ve delegelerinin artan taleplerini karşılamak için okul ücretlerini geçen yıla göre yüzde 36'ya kadar artırmaya sevk etti.

csdfveg
Husiler okullar aracılığıyla mezhep değişikliği için yoğun çaba harcıyor. (Twitter)

Eğitim kaynaklarına göre bu artış, mezhep seferberliğinden kurtulmak için çocuklarını özel okullara nakletmek zorunda kalan ailelerin sırtına ağır bir yük bindirecek.

Diğer yandan darbe hükümetinin Eğitim Bakanı, yardımcılarıyla bir araya geldi ve yeni eğitim yılının başlaması için hazırlıkları görüştü. Ancak tüm toplantı boyunca öğretmenlere ödenmeyen maaşları hakkında herhangi bir açıklama yapmadı. Ayrıca, Husiler tarafından üç yıl önce kurulan ve öğretmenlere her ay 50 dolarlık destek sağlamak için kurulan Eğitim Destek Fonunun finansmanının açıklanmasını da reddetti.

Eğitim sektöründe çalışan kaynaklar, Husilerin, tüm yerel ve ithal mallardan toplanan büyük miktarda parayı, darbe hükümetinin bakanlığın liderleri ve Husilerin mezhepsel eğitim ofisi olarak bilinen örgütün faaliyetlerini ve savaş cephelerine katılmak için gençleri ve çocukları askere alma sürecini finanse etmek için fon olarak ayırdığını doğruluyor.

xhyej6u
Eğitim Destek Fonu'nun fonları Husi grubunun üyelerine harcanıyor. (Husi Medyası)

Yemen'de eğitim ve öğretim sektöründe çalışan iki kaynak, Şarku'l Avsat’a verdiği röportajda, bu fona toplanan paranın, Husilerin mezhepsel eğitim ofisini yöneten Ahmed Hamad tarafından kontrol edildiğini aktardı. Hamad, parayı öğrencilerin ve öğretmenlerin performansını izlemek ve okullarda mezhepsel faaliyetler yürütmek için kullanıyor. Husiler, genç yaştaki çocuklara mezhepsel fikirleri aşılayarak, kontrol ettikleri bölgelerde mezhepsel bir değişim yaratmaya çalışıyor.

Kaynaklar, bu fonun bir kısmının çocukların askere alınması, kamplarını ve mezhepsel içerikli kursları finanse etmek için kullanıldığını bildirdi. Söz konusu kurslar, Husilerin kontrolündeki bölgelerdeki tüm çalışanlar, öğretmenler ve üniversite profesörleri için zorunlu. Çalışanların işlerini sürdürmeleri için bu kurslara katılmaları gerekiyor ve bu kurslar, Husilere olan sadakatlerini değerlendirmek için bir standart olarak kullanılıyor.


Yemen: Husiler arasında yolsuzluk iddiaları gündemde

BM, Husilerin Hudeyde limanına müdahalesini engelleyemedi (Şarku’l Avsat)
BM, Husilerin Hudeyde limanına müdahalesini engelleyemedi (Şarku’l Avsat)
TT

Yemen: Husiler arasında yolsuzluk iddiaları gündemde

BM, Husilerin Hudeyde limanına müdahalesini engelleyemedi (Şarku’l Avsat)
BM, Husilerin Hudeyde limanına müdahalesini engelleyemedi (Şarku’l Avsat)

Yemen’de Husi liderler arasındaki mülk çekişmesi, bir grup yetkilinin 2019’da bir yakıt sevkiyatı yapılması planı çerçevesinde yaklaşık 58 milyon dolarlık bir yolsuzluk olayına karıştığını ortaya çıkardı. Ancak anlaşmadan doğrudan sorumlu olan Sana’daki petrol şirketinin müdürü başta olmak üzere, şu ana kadar olaya karışanlardan hesap sorulmadı.

Mesele, sükunetten önceki yıllara, petrol türevleri krizinin uydurulduğu ve Husi liderlerin petrol şirketi ve şubelerine atanan yetkililer, Hudeyde Limanı yönetimi ve Maliye Bakanlığı ile iş birliği içinde olduğu yıllara dayanıyor.

O dönemde akaryakıt sevkiyatı yapılarak sevkiyat, Hudeyde limanına getirildi ve bedeli ödendi. Ancak sevkiyat ortadan kayboldu ve akıbeti bilinmiyor. Bu suçlamanın sorumluları, karşılıklı suçlamalarda bulunuyor. Öyle ki içlerinden biri, petrol şirketinin Hudeyde’deki şubesini ve liman yönetimini, yükü boşaltmadan geminin hareket etmesine izin vermekle suçluyor. Diğerleri ise şirket yönetimini, sevkiyatın şirketin limandaki şubesinin tanklarına boşaltıldığından emin olmadan önce ödemeyi peşin yapmakla suçluyor.

Petrol sektöründe faaliyet gösteren kaynaklara göre o dönemde Husiler tarafından Sana’daki Yemen Petrol Şirketi’nin yönetici müdürü olarak atanan Ali et-Taifi, özel bir şirkete petrol sevkiyatı ithal etmesi için onay verdi. Şirket, sevkiyatı ithal etti ve gemi, boşaltılmak üzere Hudeyde limanına girdi.

Kaynaklar, ‘Ebu Mahfuz’ olarak bilinen, darbe yönetim kurulu ofisi müdürü Ahmed Hamed’in yardımcısı olarak kabul edilen bir kişinin, petrol şirketinin limandaki şubesinin tanklarına boşaltıldığından emin olmadan miktarı şirketin hesabına iade ettiğine dikkat çekti.

Anlatılan bu hikâyeye göre gemi yükünü boşaltmak yerine malları başka bir ülkeye satmak üzere limandan ayrıldı. Şirket ise ödemeyi gerçekleştirdi. Ancak kaynaklar, geminin yükünü boşaltmadan liman rıhtımından ayrılmasına nasıl izin verildiğine, petrol şirketinin şube müdürünün oynadığı role, akaryakıt depolarının sorumlularının ve sanık şirketin ödemeyi nasıl yaptığını açıklamadı.

Husiler olayın üstünü örtmeye çalışıyor

Kaynaklar, skandaldan bir yıl sonra milis liderliğinin, söz konusu mezhepçi kişiyi ‘kendisi veya Hudeyde şubesindeki yetkililer hakkında herhangi bir işlem yapmadan’ petrol şirketinin yönetiminden uzaklaştırdığını bildirdi.

Husi liderliğinde Muhammed el-Husi tarafından yönetilen diğer kanadının, Yolsuzlukla Mücadele Otoritesi’ne olayı soruşturma talimatı verdiği ve otoritenin de davayı olaydan bir yıldan fazla bir süre sonra savcılığa havale ettiği ortaya çıktı. Savcılık ise dosyayı Ticaret Mahkemesi’ne havale etti. Ancak kaynaklara göre olaya karışanlar, darbeci hükümetteki Hukuk İşleri Bakanlığı yetkilileri de dahil olmak üzere üst düzey yetkililer olduğu için dava takip edilmedi.

Sendikacı Muhammed el-Hamzi, yaptığı açıklamada Abdullah ed-Dayaa, Abdulkerim eş-Şarabi ve Arif el-Masabi ile birlikte Yemen Petrol Şirketi Sendikası ve Birlikler Koordinasyon Konseyi adına bu davanın takipçilerinden biri olduğunu dile getirdi. Hamzi, özellikle bu dava olmak üzere yolsuzluk davalarını ve petrol türevleri ve ihale yolsuzluğu konusunu ifşa ettiği için hapse atıldı.

Hamzi, davada henüz ilerleme kaydedilmediğini, tüm faillerin parmaklıkların dışında olduğunu, davayı hareket ettirecek, miktarı devlet hazinesine iade edecek ve kasıtlı olarak takip etmeyi ihmal edenler de dahil olmak üzere suç ortaklarını cezalandıracak kimsenin olmadığını vurguladı.

Tanınmayan darbeci hükümette Hukuk İşleri Bakanı’nın gönderdiği bir belge, bu konunun en son iki yıl üç ay önce tartışıldığını gösteriyor. Öyle ki 21 Mart 2021’de milisler tarafından petrol şirketinin müdürü olarak atanan Ammar ed-Adrai’ye bir mektup göndererek, şirketin bu davayı Ticaret Mahkemesi’nde takip etmemesini eleştirdi.

Belgeye göre petrol şirketiyle ilgili önemli bir sorunun varlığına ilişkin olarak daha önce 31 Mayıs 2021’de de petrol şirketine hitap edilmişti. Sorun, sözde Genel Fonlar Mahkemesi tarafından Ticaret Mahkemesi’ne sevk edilen 57.8735 milyon doların yağmalandığı en büyük yolsuzluk davalarından biri olarak kabul ediliyor. Ancak o tarihten bu yana petrol şirketi, davayı takip etmedi ve kararı temyize götürmedi. Bu durum ise halkın parasının yağmalanmasını kolaylaştırmak anlamına geliyor. Ama konu hala gündeme gelmedi.

Şüpheli gelişmeler

Husilerin petrol sektöründeki yolsuzluğuyla bağlantılı olarak, şirketin Hudeyde vilayetindeki şubesinde çalışan kaynaklar, yolsuzluk nedeniyle görevden alınan müdür Yaser el-Vahidi’nin Ras İsa Petrol Limanı’ndaki yeni gelişmelerin uygulanmasını denetlemekle görevlendirildiğini ve milyonlar harcandığını ortaya koydu. Limandaki işçi ve çalışanların ise alacaklarını alamadıklarını belirten kaynaklar, Ebu Mahfuz ile olan ilişkisinden ve nüfuzundan yararlanarak yaptığı yolsuzluklara itiraz ettikten sonra yardımcısının tüm yetkilerinin elinden alındığını ifade etti.

Kaynaklar, milislerin birkaç hafta önce Ras Isa limanında demirlemiş olan harap Safer petrol tankeri kurtarma operasyonunun başlamasıyla bağlantılı olarak limanda geliştirmeler yaşanmaya başladığını belirtti. Ancak gelişmeler hakkında ayrıntıya yer vermedi.

Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, “Vahidi, oradaki işçilere Ras Isa limanının yanında ek bir petrol limanı inşa etme sürecinde olduğunu bildirdi. Amacın, örneğin hükümetin darbeden önce harap durumdaki Safer tankerine alternatif olarak üzerinde çalışmaya başladığı kara tanklarının yerine özel tankların yapılması gibi, limanda petrol türevleri ticaretini tekelleştiren bazı milis tüccarlara ayrıcalıklar vermek olacağından korkuluyor” ifadelerini kullandı.