Aden, Yemen’in geleceğine ilişkin çalışmalara tanıklık ediyor

Yemen halkı, Sana’da iftar yapıyor (EPA)
Yemen halkı, Sana’da iftar yapıyor (EPA)
TT

Aden, Yemen’in geleceğine ilişkin çalışmalara tanıklık ediyor

Yemen halkı, Sana’da iftar yapıyor (EPA)
Yemen halkı, Sana’da iftar yapıyor (EPA)

Riyad’da Yemen- Yemen istişarelerinin başarısının, yetki devri sürecinin tamamlanmasının, Yemen’in meşruiyetini oluşturan güçler arasındaki bölünmenin sona erdirilmesinin, ‘barışın tesis edilmesi, devlet kurumlarının yeniden inşası ve ekonomik ve hizmet koşullarının ele alınması’ aşamasının tamamlanmasının ardından hükümet, Temsilciler Meclisi, Şura Konseyi ve Başkanlık Konseyi üyeleri, Yemen’in geleceğini planlamak için ilk kez şehre geri döndü. Bu gelişmeyle birlikte Yemen’in geçici başkenti Aden, şehri yeniden üretim endüstrisinin ön saflarına getiren benzeri görülmemiş bir siyasi ve halk hareketine sahne oldu.
Yemenli liderlerin geri dönüşünün başlamasından iki gün sonra Aden Havalimanı ve Maaşık tepesindeki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı birbirine bağlayan bölge, Yemen Başkanlık Konseyi, hükümet, Temsilciler Meclisi, Şura Konseyi ve Danışma Kurulu üyelerini içeren sürekli bir siyasi çalıştaya dönüştü. Ayrıca bölge, hizmetlerin ve ekonomik koşulların iyileşeceği ve devlet inşasının tamamlanacağı farklı bir dönemin başlangıcının oluşacağına dair büyük bir iyimserlik alanı oldu. Bu mahalledeki oteller ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı, yemin törenini düzenlemek üzere tüm devlet kurumlarının sürekli toplantılarına ve ilk kez Aden’de Temsilciler Meclisi ve Şura Konseyi’nin toplanması için yapılan düzenlemelere tanık oldu.
Şehrin sokak ve kavşaklarında, devletin önde gelenlerini ve misafirlerini koruyan güvenlik birimleri konuşlandırıldı. Bölge sakinleri ise ‘barışı tesis etmek, hizmetleri iyileştirmek, ekonomik koşulları ele almak ve yeni bölünmelerden kaçınmak’ hususunda yeni Yemen liderliğinden ne umduklarına ve taleplerine odaklanmış durumda. Hor Maksar kentindeki dükkanında durup, şehre gelen Yemenli liderlerin geçit törenlerini izleyen Ammar, “Siyasi partiler arasındaki bölünme ve çekişmelerin ortadan kalkacağı güzel bir başlangıç ​​olacağı konusunda iyimseriz. Herkes, insanların ekonomik ve geçim zorluklarını ele almak, hizmetleri iyileştirmek ve bir barış anlaşmasına varmayı başarmak için bir ekip olarak çalışıyor” dedi.
Tarım Bakanlığı çalışanı olan Adil Abdullah, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Aden ve sakinleri çatışmalarda ağır bir bedel ödedi. Bunun, bu şehre ve sakinlerine yeniden saygı göstermek için iyi bir fırsat olduğuna inanıyorum. Aden, bir arada yaşamanın, nezaketin ve yasalara bağlılığın sembolü olarak kaldı. Hizmetlerin olduğu gibi kalması için artık hiçbir gerekçe yok. Yerel para biriminin çöküşünü ele almamak için hiçbir mazeret yok. Birleşik bir liderliğimiz, Yemen ekonomisine ve siyasi, askeri ve güvenlik yönlerine açık ve etkili bir Körfez desteği var” dedi.
Ülkenin tüm bölgelerindeki insanların barış ve savaşın sona ermesini istediğini ve yeni bir liderlik kurmaktan mutlu olduklarını söyleyen Abdullah, liderliğin yükü ağır olsa da ülkenin yeni bir dönemin başında olduğunun farkına varması gerektiğini vurguladı. Adil Abdullah ayrıca, Aden sakinleri ve kurtarılmış bölgeler için hizmetler veya ekonomik yönler açısından net bir iyileşme olmadan yılların boşa harcandığını dile getirdi.
Husi milislerden kurtarılmasından bu yana ilk kez bu kadar çok sayıda yetkiliyi ağırlayan şehir, bugün hala milisler tarafından başlatılan ve kamu binalarının tahrip edildiği savaşın yıkıcı etkilerinden mustarip. Başkanlık Konseyi üyelerinin, hükümetin bir kısmının, Temsilciler Meclisi ve Şura Konseyi’nin başkanlık organlarının yerleştiği Maaşık Sarayı dışında, gelenlerin çoğu otellerine dağıtıldı. Oluşan atmosfer, Temsilciler Meclisi’nin çalışmalarına ve anayasa yemin törenine ev sahipliği yapacak olan ana salonda etkisini gösterdi.
İlgili birimlerdeki çalışanlar, Maaşık Sarayı’nın girişinde bulunan salonu yeniden düzenlemek ve donatmak için birbirleriyle yarıştı. Konsey başkanlığındaki kaynaklara göre bu salon, Temsilciler Meclisi’nin daimî oturumları için kullanılacak. Yemen oturumu, Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, İsveç’in Yemen Temsilcisi ve diğer yetkililerle Körfez ve Avrupa diplomatik varlığına tanık oldu.
Yemen hükümetinin kontrolündeki bölgelere hâkim olan iyimserlik hali, Husi milislerin kontrolündeki bölgelere de sıçradı. Öyle ki halk, şehirler arası yolların trafiğe açılması, yurt dışına seyahat ederken yaşadıkları büyük acıların sona erdirilmesi, Hudeyde limanlarından yakıt akışının devam etmesi, devam eden akaryakıt ve tüp krizlerine son verilmesi ve Merkez Bankası’nın birleştirilmesi başta olmak üzere barışın sağlanması, savaşın sona erdirilmesi, ekonomik reformlar ve ateşkes anlaşmasının hükümlerinin uygulanmasına yönelik Cumhurbaşkanlığı Konseyi’nin alacağı önlemleri bekliyor.
Temsilciler Meclisi Başkanlığı belirlendiği andan itibaren görevine başladı. Meclis, parlamento bloklarının başkanlarıyla ulusal arenadaki genel durumu, mevcut aşamanın önceliklerini, ülkenin genel yönelimlerini ve parlamentonun gelecek döneme ilişkin çalışma planını ele aldığı bir toplantı gerçekleştirdi. Temsilciler Meclisi ayrıca, devletin restorasyonunu tamamlamak ve Yemenlilerin acılarını hafifletmek için ulusal birlik çerçevesinde çabaları birleştirme gerekliliğine vurgu yaptı.



Hamas, Gazze Şeridi'nde dokuz Filistinlinin öldürülmesinin ardından İsrail'i ateşkesi ihlal etmekle suçladı

Han Yunus'taki Filistinliler (AFP)
Han Yunus'taki Filistinliler (AFP)
TT

Hamas, Gazze Şeridi'nde dokuz Filistinlinin öldürülmesinin ardından İsrail'i ateşkesi ihlal etmekle suçladı

Han Yunus'taki Filistinliler (AFP)
Han Yunus'taki Filistinliler (AFP)

Hamas bugün, Gazze Şeridi'nde dokuz Filistinlinin öldürülmesinin ardından İsrail'i ateşkesi ihlal etmekle suçladı.

Şarku’l Avsat’ın Quds News Network’ten aktardığına göre Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, “İşgal ordusunun bu sabah bombardıman ve ateş açarak Gazze Şeridi'nde çok sayıda Filistinliyi öldürmesi ateşkes anlaşmasının ihlali anlamına geliyor” dedi.

Kasım, çeşitli taraflara ‘işgalci İsrail’in davranışlarını izlemeleri ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmek konusunda arabuluculara verdiği taahhütlerden kaçmasına izin vermemeleri’ çağrısında bulundu.

cdfgrthy
Gazze'de kaldığı çadırdan dışarı bakan Filistinli bir çocuk, 14 Ekim 2025 (Reuters)

Filistin Enformasyon Merkezi, ‘İsrail insansız hava araçlarının (İHA) Gazze şehrinin doğusundaki Şucaiye mahallesinde evlerini kontrol eden vatandaşlara ateş açması sonucu beş vatandaşın hayatını kaybettiğini’ bildirdi.

İsrail ordusu ise sarı hattı geçerek Gazze'nin kuzeyinde operasyonlara katılan güçlere yaklaşan bir dizi şüpheliyi tespit ettiğini iddia etti.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, X platformundaki resmi hesabında şunları yazdı: “Bugün erken saatlerde, anlaşmayı ihlal ederek sarı hattı geçip Gazze'nin kuzeyinde operasyonlarını sürdüren İsrail güçlerine yaklaşan bir dizi şüpheli tespit edildi.”

Paylaşımın devamında, “Çağrılara uymayı reddeden ve yaklaşmaya devam eden şüphelileri uzaklaştırmak için birkaç girişimde bulunuldu ve tehdidi ortadan kaldırmak için onlara ateş açıldı. İsrail ordusu, Gazze Şeridi sakinlerine İsrail ordusunun talimatlarına uymaları ve bölgede konuşlanmış güçlere yaklaşmamaları çağrısını yineliyor” ifadeleri yer aldı.

Ayrıca yerel basında yer alan haberlere göre, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a düzenlenen İsrail saldırısında bir kişi yaşamını yitirdi, bir kişi de yaralandı.

Haberlerde, işgal güçlerinin Refah'ın kuzeybatısındaki eş-Şakuş bölgesi civarında yoğun ateş açtığı ve Refah yakınlarında İHA’ların alçaktan uçuş yaptığı ifade edildi.

dfgthy
Gazze'de kaldığı çadırın yanındaki enkazı temizlemeye çalışan Filistinli bir kadın (Reuters)

Geçtiğimiz perşembe günü, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşını sona erdiren bir anlaşma açıklandı ve Hamas ile İsrail arasındaki ateşkes anlaşmasının ilk aşaması cuma öğleden sonra yürürlüğe girdi.


Erdoğan, Gazze mutabakatı hükümlerinin harfiyen uygulanması gerektiğinin altını çizdi

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Şarm El-Şeyh'te anlaşma belgesinin imzalanması sırasında (AP)
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Şarm El-Şeyh'te anlaşma belgesinin imzalanması sırasında (AP)
TT

Erdoğan, Gazze mutabakatı hükümlerinin harfiyen uygulanması gerektiğinin altını çizdi

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Şarm El-Şeyh'te anlaşma belgesinin imzalanması sırasında (AP)
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Şarm El-Şeyh'te anlaşma belgesinin imzalanması sırasında (AP)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmek için Şarm el-Şeyh anlaşmasının sıkı bir şekilde uygulanmasının ve ABD'nin bu dönemde İsrail'e baskı yapmaya devam etmesinin çok önemli olduğunu söyledi.

Anadolu Ajansı, Erdoğan'ın kış başlamadan önce Gazze halkının ihtiyaçlarını karşılamak için her türlü çabayı göstereceğini ve Şeridin yeniden inşasının "son derece önemli" olduğunu vurguladığını aktardı. Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump'ın kendisine "bu dönemde temasları ve telefon diplomasisini sürdürme arzusunu" ilettiğini ve "her düzeyde görüşmelerimizi sürdüreceğimizi" belirttiğini kaydetti.

Türkiye Cumhurbaşkanlığı tarafından bugün yayınlanan tutanağa göre, Erdoğan, Şarm el-Şeyh'ten dönüş yolunda gazetecilere yaptığı açıklamada, Batılı ülkelerin Filistin devletini tanıma kararlarının iki devletli çözümün temel yapı taşları olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye Cumhurbaşkanı, "Filistin sorununun tek çözümü, 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi olarak birleşik bir Filistin devletinin kurulmasıdır" ifadelerini kullandı.

ABD, Mısır, Türkiye ve Katar liderleri, dün Mısır'ın tatil kenti Şarm el-Şeyh'te Gazze'deki savaşı sona erdirmek için bir anlaşma imzaladılar. Donald Trump'ın çağrısıyla imzalanan anlaşma, İsrail ile Hamas arasında ateşkes ve rehine ve tutuklu değişimini öngörüyor. ABD Başkanı, bu olayı "Ortadoğu için büyük bir gün" olarak nitelendirdi.


Ben-Gvir, bir hafta içinde ikinci kez Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, 8 Ekim'de Mescid-i Aksa'nın avlusunda yerleşimcilerle birlikte (Reuters)
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, 8 Ekim'de Mescid-i Aksa'nın avlusunda yerleşimcilerle birlikte (Reuters)
TT

Ben-Gvir, bir hafta içinde ikinci kez Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, 8 Ekim'de Mescid-i Aksa'nın avlusunda yerleşimcilerle birlikte (Reuters)
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, 8 Ekim'de Mescid-i Aksa'nın avlusunda yerleşimcilerle birlikte (Reuters)

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, bu sabah İsrail polisinin koruması altında Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi.

Kudüs İslami Vakıflar İdaresi tarafından yapılan basın açıklamasında, “İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Sukot Bayramı'nın son gününde, onlarca yerleşimciyle birlikte Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi” denildi.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığına göre, baskın sırasında yerleşimciler, işgal polisinin koruması altında Mescid-i Aksa'nın avlusunu gezdi ve mescidin doğu kısmında Talmud ayinleri gerçekleştirdi.

dfgrt
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve bir grup yerleşimci Mescid-i Aksa'nın avlusuna düzenlenen baskın sırasında (Arşiv – WAFA)

WAFA’ya göre bu saldırı, işgal güçlerinin Mescid-i Aksa'nın kapılarında ve işgal altındaki Kudüs'ün Eski Şehrinde askeri önlemlerini sıkılaştırarak, bölgeye giren Müslümanlara engeller çıkarmasıyla aynı zamana denk geldi.

WAFA, ‘aşırılıkçı bakan Itamar Ben-Gvir'in bir hafta içinde ikinci kez Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlediğini’ belirtti. Ben-Gvir, geçtiğimiz çarşamba günü, Sukot Bayramı'nın ikinci gününe denk gelen tarihte bin 200 yerleşimciyle Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemişti.

Ürdün Dışişleri Bakanlığı bugün, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemesini ve İsrail işgal polisinin koruması altında aşırı sağcıların baskın ve kışkırtıcı uygulamalarını en şiddetli şekilde kınadı.

Bakanlık tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, bunun ‘uluslararası hukuk ve uluslararası insani hukukun açık bir ihlali, kınanması gereken bir adım ve kabul edilemez bir provokasyon’ olduğu ifade edildi. Bakanlık, ‘İsrail'in işgal altındaki Kudüs şehri ve İslam ve Hristiyan kutsal mekanları üzerinde hiçbir egemenliği olmadığını’ vurguladı.