Libya petrolü: Halkın gelir kaynağı siyasilerin anlaşmazlıklarının esiri oldu

Libya'nın güneyindeki Şerara Petrol Sahası (Arşiv - Reuters)
Libya'nın güneyindeki Şerara Petrol Sahası (Arşiv - Reuters)
TT

Libya petrolü: Halkın gelir kaynağı siyasilerin anlaşmazlıklarının esiri oldu

Libya'nın güneyindeki Şerara Petrol Sahası (Arşiv - Reuters)
Libya'nın güneyindeki Şerara Petrol Sahası (Arşiv - Reuters)

Libya’nın güneyinde, Cezayir sınırının eteklerinde bulunan Gat şehrinde hava değişiklikleri Libyalı genç Ali Ebu Seyyide’nin umurunda değildi. Onun asıl korkusu ülkesindeki petrol ve doğalgaz üretimini durdurma kararlarına eşlik eden siyasi yansımalar ve yaratacağı değişikliklerdi.
Ülkesindeki gelişmelere dair etkileşimde bulunan sosyal medya kullanıcılarından biri olan 23 yaşındaki Ebu Seyyide, yaşadıkları bölgenin art arda göreve gelen hükümetler tarafından ‘adaletsizliğe ve ötekileştirmeye’ uğradığına inanıyor. Şarku'l Avsat’a konuşan genç adam, “Petrol kuyuları ayaklarımızın altında olmasına rağmen yıllardır devlet hizmetlerinin yetersiz olmasının sıkıntılarını çekiyoruz” ifadelerini kullandı. Bu zenginliğin Libyalı çatışan siyasi taraflar arasında iktidar mücadelesinde bir baskı kartı olarak kullanılmasına itiraz eden Ebu Seyyide, tekrarlanan aynı senaryo çerçevesinde siyasi anlaşmazlıkların, işçilerin greve gitmesi ya da güvenlik tehditleri nedeniyle petrol sahalarının kapatılmasına eşlik ettiğini söyledi. Genç adam, bu yüzden Libyalıların, ülkenin refah kaynaklarının yüzde 98'ini oluşturan gelir kaynağından (petrol gelirleri) mahrum kaldıklarını vurguladı.
Ulusal Birlik Hükümeti’ne (UBH) muhalif bir grup, ülkenin güneyindeki Şerara Petrol Sahası’ndaki işçilere baskı yaparak onları kademeli olarak üretimi durdurmaya zorladı. Libya Ulusal Petrol Kurumu (NOC), Pazartesi sabahı, Şerara Petrol Sahası'nda oluşan ‘mücbir sebep’ nedeniyle üretimin durduğunu açıkladı. NOC, daha önce de yine ülkenin güneyinde yer alan El-Fil Petrol Sahası ile doğusunda bulunan Zeytuna Limanı'nda oluşan ‘mücbir sebep’ nedeniyle üretimin ve ihracatın durduğunu açıklamıştı.
Kendilerini ‘ülkenin güneyindeki toplulukların ve aşiretlerin temsilcileri’ olarak tanıtan bir grup vatandaş, Şerara Petrol Sahası’ndaki petrol üretimini ve ihracatını durdurma ve Abdulhamid ed-Dibeybe’nin başbakanı olduğu UBH'ye, iktidarı Temsilciler Meclisi’nin (TM) güvenoyunu alan Fethi Başağa’nın başbakanı olduğu İstikrar Hükümeti’ne devretmesi için baskı yapma kararı aldı. Grup, ‘geçiş hükümetinin iktidara olan açgözlülüğü’ olarak nitelediği tutumu bir kenara bırakmasını ve yetkili makamların Haziran ayında yapılması planlanan seçimlerin gerçekleşmesi için destek vermesini istedi. Grup ayrıca, petrol gelirlerinin Libya’nın tüm bölgeleri arasında adil bir şekilde dağıtılmasını talep etti.
Libya, günlük ham üretiminin yaklaşık dörtte birini, Bingazi’nin 180 kilometre güneyindeki Zeytuna Limanı üzerinden ihraç ediyor. NOC Başkanı Mustafa Sanallah, limanın kapatılmasıyla ilgili olarak ‘petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki artış çerçevesinde bu kapanmanın Libyalıların hayat şartları üzerindeki olumsuz etkisine’ karşı uyardı.
Bu kapanmalar, Libyalıların korkularını da artırdı. Sosyal alandaki çalışmaların yanı sıra ülkenin güneyindeki Ubari şehrinde bir jeneratör bakım atölyesinde çalışan Ebu Seyyide, “Şerara ve El-Fil petrol sahalarındaki üretim kesintiye uğradığından bu yaz insanların çektikleri sıkıntılar katlanarak artacak” yorumunda bulundu.
Ülkenin en büyük petrol üretim sahası olan Şerara Petrol Sahası’nda üretilen ham petrol Ubari'de bulunuyor. Ubari aynı zamanda iç pazara yakıt sağlayan ez-Zaviye Rafinerisi'nin ana tedarikçisidir. Burada günlük en fazla 315 bin varil petrol işleniyor.  Libya merkezli Akakuş Petrol Şirketi, Fransa merkezli enerji şirketi Total, Avusturya merkezli enerji şirketi OMV, Norveç merkezli Statoil ve İspanya merkezli Repsol şirketlerinden oluşan konsorsiyum tarafından yönetiliyor.
Abdulhamid ed-Dibeybe ve Fethi Başağa arasındaki gerilimin gölgesinde iki taraf da yeniden petrol gelirleri hakkında konuşmaya ve karşı tarafı bu gelirlerden uzak tutmanın bir yolunu bulma arayışına girmeye başlarken diğer yandan mevcut siyasi bölünme sürecinde bir gelişme olana kadar geçici olarak bu gelirlerin kamu hesabına aktarılmaması ve Libya Merkez Bankası’nda tutulması talepleri yükseliyor.
İstikrar Hükümeti'nin destekçisi olan milletvekilleri tarafından savunulan bu talepler, UBH'nin mali kaynaklarını kurutmayı amaçlıyor. Öte yandan ABD’nin Trablus Büyükelçisi Richard Norland da petrol gelirlerinin yönetimi için yeni bir mekanizma önererek tartışmalara dahil oldu.
Eski Libya Yatırım Kurumu Başkanı Dr. Muhsin Dureyce, krizin karmaşıklığı ve ham petrol üretim ve ihracatını durdurma sürecinin devam etmesi konusunda yaptığı değerlendirmede, “Petrolü satmak ve parasını NOC hesabında tutmak, petrol sahalarını kapatmaktan daha zararsız bir seçenek” ifadelerini kullandı. Bir basın toplantısı düzenleyen Dureyce, dünyadaki petrol fiyatları çerçevesinde, petrol üretim ve ihracatının durdurulmasının uluslararası arenada kabul görmeyecek bir karar olduğunu söyledi.
NOC’un bütçesinde büyük bir artış olurken bir yandan da büyük bir baskıya maruz kaldığını ve bunun hesaplarında bulunan fonları UBH'ye devretmesine neden olduğunu belirten Dureyce, bazı uluslararası tarafların bunu kabul etmeyeceklerine olan inancını dile getirdi.
Trablus’taki Libya Merkez Bankası, geçtiğimiz hafta NOC aracılığıyla petrol, petrol türevleri ve doğalgaz gelirlerinden UBH'ye 6 milyar dolar aktardı. İstikrar Hükümeti destekçileri Merkez Bankası’nın bu adımına itiraz ettiler. 
UBH Maliye Bakanlığı bir açıklama yaparak Merkez Bankası’nın adımını savundu. Açıklamada, “Bu fonlarla maaşlar, ücretler, farklı sektörlerdeki işletme giderleri, emekli maaşları ve yakıt sübvansiyonu giderleri dahil olmak üzere çeşitli kalemlerdeki hükümet harcamalarının karşılanması amaçlanıyor” denildi.
TM Başkanı Akile Salih, daha önce NOC başkanı Sanallah'tan UBH'nin finans kaynaklarını kesmeyi amaçlayan bir önlem olarak NOC’un Libya Merkez Bankası hesabındaki petrol gelirlerinin dondurulmasını ve Merkez Bankası'nın genel gelir hesaplarına aktarılmamasını istemişti.
Abdulhamid ed-Dibeybe hükümetini destekleyenler, özellikle Libya'daki petrol ve doğalgaz sektörünü geliştirmeye yönelik günlük petrol üretimini 1,4 milyon varile çıkarmayı hedefleyen ‘ulusal bir planın’ bu ayın ortalarında başlatılmasının ardından, petrol sahalarının ve limanların kapatılması kararına Batı ülkelerinin ve ABD’nin tepki vermesini bekliyorlar. UBH destekçileri, Dibeybe hükümetinin, NOC için petrol sektörünün büyümesi amacıyla yaklaşık 38 milyar dinar (yaklaşık 8 milyar ABD doları) değerinde acil mali düzenlemeleri kabul edeceğini söylediler.



Suriye ordusu Süveyda'dan çekilmeye başladı

TT

Suriye ordusu Süveyda'dan çekilmeye başladı

Suriye ordusu Süveyda'dan çekilmeye başladı

Suriye ordusu, şiddet olaylarına sahne olan kentte yeni bir ateşkes anlaşmasının ilan edilmesinden saatler sonra, Dürzilerin çoğunlukta olduğu Süveyda kentinden çekilmeye başladı.

Suriye Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, “Suriye Arap Ordusu güçlerinin Süveyda kentinden çekilmesi, anlaşma şartlarına uygun olarak ve kentin yasadışı gruplardan temizlenmesinin tamamlanmasının ardından başladı” denilirken, kentte konuşlu diğer hükümet güçlerinin çekilmesinden söz edilmedi.

Anlaşma, İsrail'in Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayı ve Suriye ordusu karargâhı yakınlarına ve Suriye'nin güneyindeki Süveyda ve Dera vilayetlerindeki hükümet güçlerine art arda düzenlediği saldırıların ardından sağlandı.

Ateşkes anlaşmasının şartları

Anlaşma, hükümet ile Süveyda ileri gelenleri arasında bir anlaşmaya varıldığını duyuran topluluğun Dürzi Şeyhi Akl Yusuf Cerbu tarafından imzalanırken, Dürzi Şeyh Hikmet El Hicri anlaşmayı reddederek çatışmaların “tüm Süveyda'nın kurtarılmasına” kadar devam edeceğini vurguladı.

El Hicri yaptığı açıklamada herhangi bir anlaşma, müzakere ya da yetkilendirmeyi reddetti ve bu birleşik pozisyondan sapan ve tek taraflı olarak iletişim kuran ya da anlaşan herhangi bir kişi ya da tarafları uyardı.

Cerbu, anlaşmanın Süveyda'daki askeri operasyonların tamamen ve derhal durdurulmasını, ordu güçlerinin kışlalarına dönmesini ve ateşkesin uygulanmasını denetlemek üzere devlet ve Süveyda ileri gelenlerinden bir izleme komitesi kurulmasını içerdiğini söyledi.

Dürzi lider anlaşmanın ayrıca Süveyda'nın Suriye devletine tam entegrasyonunu öngördüğünü ve tüm vilayet toprakları üzerindeki tam egemenliğini teyit ettiğini söyledi.

Anlaşma aynı zamanda iç güvenlik kontrol noktaları ve devlet polisi ile Süveyda ve komşu bölgelerden polis personelinin konuşlandırılmasını ve Süveyda'dan polis memurlarının vilayetteki güvenlik dosyasını yönetmek için liderlik ve yürütme görevlerini üstlenmesini de içeriyor.

Cerbu ayrıca iki tarafın, silahların devlet çerçevesi dışında ortaya çıkmasına son verilmesini sağlamak amacıyla Süveyda'daki ağır silahları düzenleyecek bir mekanizma üzerinde ve Süveyda'nın tüm bölgelerindeki tüm devlet kurumlarının Suriye yasaları ve yönetmeliklerine uygun olarak yeniden faaliyete geçirilmesi konusunda anlaştığını söyledi.

Çok sayıda ceset

Suriye Sağlık Bakanlığı bugün İsrail'in Şam'a yönelik saldırılarında üç kişinin öldüğünü ve 34 kişinin yaralandığını bildirdi. Bakanlık Süveyda'daki Ulusal Hastane'de aralarında güvenlik güçleri mensupları ve sivillerin de bulunduğu onlarca cesedin bulunduğunu belirtti.

Suriye Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada İsrail'in Genelkurmay karargâhı, başkanlık sarayı çevresi ve ülkenin güneyini hedef alan son saldırılarının “tehlikeli bir tırmanış” olduğunu söyledi.

Yapılan açıklamada şöyle denildi: “Suriye bu tehlikeli tırmanıştan ve yansımalarından tamamen İsrail'i sorumlu tutmaktadır. Suriye, topraklarını ve halkını uluslararası hukuk tarafından güvence altına alınan tüm araçlarla savunmak için tüm meşru haklarını saklı tutacaktır. İsrail'in Suriye'de gerginliği tırmandırmak, kaos yaratmak ve güvenlik ve emniyeti baltalamak için izlediği sistematik bir politika bağlamında gerçekleşen bu bariz saldırganlık, BM Şartı ve uluslararası insancıl hukukun açık bir ihlalidir.”