Başağa hükümeti, DEAŞ saldırısının ardından uluslararası destek talebinde bulundu

Temsilciler Meclisi, devlet kurumlarından Ulusal Birlik Hükümeti ile ilişkilerini kesmelerini istedi

Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Dibeybe ve İngiltere'nin Libya Büyükelçisi Caroline Hurndall (Ulusal Birlik Hükümeti)
Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Dibeybe ve İngiltere'nin Libya Büyükelçisi Caroline Hurndall (Ulusal Birlik Hükümeti)
TT

Başağa hükümeti, DEAŞ saldırısının ardından uluslararası destek talebinde bulundu

Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Dibeybe ve İngiltere'nin Libya Büyükelçisi Caroline Hurndall (Ulusal Birlik Hükümeti)
Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Dibeybe ve İngiltere'nin Libya Büyükelçisi Caroline Hurndall (Ulusal Birlik Hükümeti)

Libya'da Temsilciler Meclisi tarafından başbakan olarak atanan Fethi Başağa, DEAŞ terör örgütünün saldırısını bahane ederek, hükümetinin Trablus’ta kontrol sağlaması için uluslararası destek talebinde bulundu. Temsilciler Meclisi ise devlet kurumlarından, Ulusal Birlik Hükümeti ile olan ilişkilerini sonlandırmalarını istedi.
Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, başkentteki çeşitli devlet kurumlarının genel müdürlerine hitaben yazdığı mektupta, ‘Görev süresi sona ermiş olan Ulusal Birlik hükümeti ile tüm ilişkilerini’ sonlandırmaları çağrısında bulundu. Salih, kurum yöneticilerinden ‘Tek meşru yürütme erki olan Fethi Başağa hükümeti ile ilişki’ yürütmelerini talep etti.
DEAŞ terör örgütü, Libya’nın güneybatısında Ümmü Eranib bölgesinde, önceki gün Halife Hafter’in güçlerine yönelik ‘bomba yüklü araçla’ düzenlenen saldırıyı üstlendi. Yerel kaynaklar, terör saldırısında 1 askerin yaşamını yitirdiğini beş askerin yaralandığını aktardı. Ancak Libya Ulusal Ordusu yetkililerinden Halid el-Mahcub, bomba yüklü aracın uzaktan kumanda yöntemiyle patlatıldığını, saldırının DEAŞ’ın bölgede etkinliğini göstermek adına başarısız bir denemesi olduğunu ve herhangi bir can kaybı yaşanmadığını söyledi.
Fethi Başağa başkanlığındaki İstikrar Hükümeti, uluslararası toplumu, Trablus’ta kontrol sağlaması ve ülkedeki güvenlik kurumlarının inşası noktasında kendisine destek vermeye çağırdı. İstikrar Hükümeti’nden yapılan açıklamada, DEAŞ’ın terör saldırısında biri ağır olmak üzere üç kişinin yaralandığı belirtildi. Açıklamada, terör örgütlerinin finansman ve silahlanma kaynaklarını kurutacak, üyelerini cezalandıracak ve terör olgusunun arkasında yatan siyasi, sosyal ve ekonomik nedenlerin ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmaların yapılması gerektiği vurgulandı.
Öte yandan Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, ertelenmiş seçimler yapılana kadar iktidarda kalma planının Cezayir tarafından desteklendiğini duyurdu. Önceki gün, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’la görüşmesinin ardından basın toplantısı düzenleyen Dibeybe, Libya'daki seçim süreciyle ve geçiş dönemiyle ilgili Cumhurbaşkanı Tebbun'a bazı bilgilendirmelerde bulunduğunu, Tebbun’un, tek çözüm yolu olarak gördüğü seçimler gerçekleşene kadar Ulusal Birlik Hükümeti’nin yönetimde kalmasına destek verdiğini kaydetti.
Cezayir'e Libya'daki geçiş döneminin aşılmasına yönelik verdiği destek için teşekkürlerini sunduğunu kaydeden Dibeybe, Cumhurbaşkanı Tebbun ile Libya'daki seçim konusunu ele almak üzere dışişleri bakanları seviyesinde uluslararası bir konferansın düzenlemesi noktasında istişare yaptıklarını da belirtti. Cezayir ziyareti, Fethi Başağa’nın başbakan olarak atanmasının ardından, Abdulhamid Dibeybe’nin yurt dışına gerçekleştirdiği tek ziyaret olma özelliğini taşıyor.
Dibeybe, başkent Trablus’ta İngiltere'nin Libya Büyükelçisi Caroline Hurndall’ı kabul etti. Başbakanlıktan yapılan açıklamada, görüşmede ’ülkedeki siyasi durumun değerlendirildiği ve seçimlerin gerçekleştirilmesine yönelik planlamaların’ ele alındığı ifade edildi.  
 Bu arada Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams, Temsilciler Meclisi ve Başkanlık Konseyi temsilcilerinin, Kahire’de ‘seçimlerin sağlanmasına yönelik anayasal zemin sağlamak’ amacıyla düzenledikleri toplantıları, Ramazan Bayramı’ndan sonra sürdürmek üzerine uzlaştıklarını bildirdi. Williams, bir hafta süren toplantıların ‘pozitif bir ortamda’ gerçekleştiğini ve teknik heyetin farklı anayasalardaki seçim kanunlarını karşılaştırdığını ifade etti. Williams, Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt’a komisyonun çalışmaları hakkında bir sunum yapmıştı. Ebu Gayt, Arap Birliği’nin, Birleşmiş Milletler’in, Libyalılar arasındaki görüş ayrılıklarını yakınlaştırma ve seçimlerin gerçekleştirilmesine yönelik çabalarını desteklediğini vurguladı.



Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
TT

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi (KDSDÖY) tarafından dün yapılan açıklamada, Kürtlerin taleplerinin reddedilmesini ve ‘ayrılıkçılıkla’ suçlanmasını ‘Suriye'nin otoriterliğe karşı mücadelesi gerçeğinin kasıtlı olarak çarpıtılması’ olduğu belirtilerek, Suriye topraklarının birliği konusunda taviz verilmeyeceği vurgulandı.

Reuters’ın aktardığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Bugün ortaya koyduğumuz talepler, yani çoğulcu demokratik sistem, sosyal adalet, cinsiyet eşitliği ve tüm bileşenlerin haklarını güvence altına alan bir anayasa yeni talepler değil, 2011 yılından bu yana Suriyelilerin uğruna sokağa döküldükleri taleplerin özüdür. Suriye halkı, on yıllardır iktidarı ve serveti tekelinde tutan, yerel yönetimleri dışlayan ve ülkeyi arka arkaya krizlere sürükleyen merkezi bir rejim altında acı çekmiştir. Bugün, yeni Suriye'nin inşasında etkin ortaklar olmayı hedefliyoruz.”

Siyasi sürece katılmanın stratejik bir tercih olduğunu vurgularken, Suriye yönetimi ile görüşmelerin başarıya ulaşması için çalışacaklarını belirten KDSDÖY, “Demokratik temeller üzerinde devlet kurumlarına entegre olmaya ve tüm Suriyelilerin beklentilerini yansıtan yeni bir anayasanın hazırlanmasına katılmaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Toprak bütünlüğü ilkesi

KDSDÖY, Suriye'deki tüm tarafları ‘ulusal sorumluluklarını yerine getirmeye, nefret ve şiddet söylemlerini terk etmeye ve ülkeyi yıkıcı iç çatışmalara sürüklemeye yönelik tüm girişimlere karşı çıkmaya’ çağırdı.

Suriye topraklarının birliğinin tartışılmaz bir ilke olduğunu ve demokratik özyönetim vizyonunun ve ulusal değişim projesinde bizimle birlikte olan tüm siyasi güçlerin sabit bir temeli olduğunu vurgulayan KDSDÖY, bu konuda aşırıya kaçmanın, siyasi çözüm fırsatlarını baltalamak isteyenlere yarar sağlayacağı uyarısında bulundu.

KDSDÖY, Suriye hükümeti ile ABD ve Fransa hükümetlerinin temsilcilerinin de katıldığı son toplantıların, ‘Suriye devriminin başlangıcından beri hep istediğimiz ciddi bir Suriye-Suriye diyalogu sürecini başlatmak için çok önemli bir adım’ olduğunu belirtti.

"Nefret ve ihanet"

KDSDÖY Dış İlişkiler Departmanı Eş Başkanı İlham Ahmed dün yaptığı açıklamada, resmi makamlardan yapılan bazı açıklamalarda ‘nefret ve ihanet’ söylemlerinin arttığını belirterek endişesini dile getirdi.

Kürt yetkili, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “Diyaloğu zayıflatmayan, güçlendiren yapıcı bir rol oynamasını umuyoruz. Suriye'deki siyasi çözüme yönelik ABD ve Fransa'nın sürekli desteğini ve Suriyeliler arasındaki görüş ayrılıklarını gidermeye katkıda bulunmalarını takdirle karşılıyoruz” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, geçtiğimiz günlerde SDG lideri Mazlum Abdi ve ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack ile Şam'da üçlü görüşmelerde bulunarak, geçtiğimiz mart ayında Şara ve Abdi arasında imzalanan ve Suriye'nin kuzeyindeki ve doğusundaki sivil ve askeri kurumların yıl sonuna kadar yeni Suriye yönetimi bünyesine alınmasını öngören anlaşmanın uygulanmasının önündeki engelleri kaldırmaya çalıştı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre anlaşmanın şu ana kadar, Halep'teki tutuklu takası ve Kürtlerin çoğunlukta olduğu Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinin hükümet ve Kürt güçlerinin ortak kontrolü altına alınması dışındaki çoğu maddesi uygulanmadı.