Sudan’da geçiş dönemine yönelik belge imzalandı

Geçiş dönemi belgesi geniş bir katılımla düzenlenen törende imzalandı. (SUNA)
Geçiş dönemi belgesi geniş bir katılımla düzenlenen törende imzalandı. (SUNA)
TT

Sudan’da geçiş dönemine yönelik belge imzalandı

Geçiş dönemi belgesi geniş bir katılımla düzenlenen törende imzalandı. (SUNA)
Geçiş dönemi belgesi geniş bir katılımla düzenlenen törende imzalandı. (SUNA)

Sudan’da başta Ulusal Ümmet Partisi, İttihatçı Parti, Ulusal Tüzük Grubu, Devrimci Cephe ve Cuba Anlaşması’nı imzalayan barış süreci tarafları olmak üzere ülkedeki siyasi partiler ve silahlı hareketler 19 Nisan’da, geçiş dönemini yönetmek için bir mutabakat belgesi imzaladılar.
Belgeye Ulusal Ümmet Partisi Başkanı Fadlallah Burma Nasır tarafından imza atıldı.
Belge, Hartum’daki Bahri Üniversitesi’nde Afrika Yönetim, Barış ve Dönüşüm Araştırmaları Merkezi ve Barış ve Kalkınma Araştırmaları Merkezi’nin girişimiyle hazırlandı. Geçiş dönemini yönetmek için sivil ve askeri bileşen ile barış sürecinin tarafları arasında bir ortaklık sağlanırken geçiş döneminin tüm organlarının görev ve yetkileri de tanımlandı.
Afrika Yönetim, Barış ve Dönüşüm Araştırmaları Merkezi Müdürü Mahmud Zeynel Abidin Mahmud, Sudan Haber Ajansı’na (SUNA) yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Birleşik ve ulusal Sudan girişimi, mevcut siyasi krizin üstesinden gelmek ve ülkede demokratik sivil yönetime ulaşmak için güvenli bir geçiş sağlamak amacıyla, birden fazla siyasi ve toplumsal gücün vizyonlarını ortaya koyuyor. Belge, geçiş döneminin başarısı için istikrarı güvence altına alan ve özgür ve adil seçimler yoluyla tam demokratik sivil yönetime olanak tanıyan geniş bir ulusal uzlaşı sağlamayı amaçlıyor. Çağrı, ulusal inisiyatife sahip tüm tarafları kapsıyordu. Çoğu taraf da olumlu yanıt verdi. Bu, herkesin koşulsuz ve kısıtlamasız katıldığı açık bir ulusal platformdur. Kapı halen herkese açık.”
Belge, siyasi tutukluların serbest bırakılarak demokratik siyasi uygulama için genel bir iklim yaratılmasını ve tüm bileşenler arasında güvenin yeniden tesis edilmesini hedefliyor.
Ayrıca Cuba Barış Anlaşması hükümlerine bağlı kalarak federal hükümet sistemini ve federal, eyalet ve yerel yönetim düzeylerini de tanımlıyor.
Siyasi güçlerle geniş istişare içerisinde, ulusal yeterliliklere sahip bir başbakanın aday gösterilmesiyle Sudan’ın tüm vilayetlerini temsil eden 20 bakandan oluşmuş bir Bakanlar Kurulu’nun oluşturulmasını da şart koşuyor.
Zeynel Abidin konuya dair açıklamasında geçiş döneminde demokrasi, sivil yönetim, federalizm ve geçiş adaleti gibi tüm girişimlerde yüzde 70 anlaşma düzeyinde uzlaşı sağlandığını vurguladı.
Şu ana kadar sayı 76’ya ulaşırken siyasi, toplumsal, akademik, sivil güçler ve ulusal isimler de dahil olmak üzere girişime katılanların sayısı toplam 32’ye ulaştı.
Mutabakat belgesini imzalayan başlıca gruplar arasında Ulusal Ümmet Partisi, Muhammed Osman el-Mirgani liderliğindeki Demokratik İttihatçı Parti, Cibril İbrahim liderliğindeki Adalet ve Eşitlik Hareketi ve Musa Hilal liderliğindeki Uyanış Hareketi bulunuyor.
‘Baj News’ haber sitesine göre belgede siyasi katılım çemberinin geçiş dönemindeki tüm bileşenler için genişletilmesi, geçiş döneminin gereklerine yönelik rızaya dayalı yeni bir anayasal belgenin formüle edilmesi ve geçiş döneminin Mayıs 2024’teki seçimlerle sona ermek üzere dokuz ay daha uzatılması öngörülüyor.
Aynı şekilde Egemenlik Konseyi üyeliğinin siviller ve askerler arasında eşit olarak bölünen sekiz üyeden ve Cuba Barış Anlaşması tarafları arasında üç üyeden oluşacak şekilde 11 üyeye indirilmesini, 300 üyeden oluşan bir geçiş yasama konseyinin oluşturulmasının yanı sıra siyasi ve toplumsal güçler ve Cuba Barış Anlaşması tarafları ile istişare edilerek ulusal yetkinliğe sahip bir başbakan seçilmesini de şart koşuyor.



Rapor: İsrail ordusu Suriye'nin Kuneytra kırsalındaki köylere sızdı

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
TT

Rapor: İsrail ordusu Suriye'nin Kuneytra kırsalındaki köylere sızdı

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)

İsrail ordusunun pazartesi günü Suriye'nin güneyindeki Kuneytra kırsalındaki el-Acref, el-Meşirfe ve Ummu Batina köylerine girerek, bazı evlerin etrafını sarıp arama yaptığı rapor edildi.

Suriye resmi haber ajansı SANA'nın haberine göre İşgalci İsrail ordusunun dört askeri araç ve iki tanktan oluşan bir devriyesi Adnaniya kontrol noktasından yola çıkarak el--Meşirfe köyünden el-Acref köyüne doğru ilerledi ve el-Meşirfa'da durarak bazı evleri aradı.

SANA, yedi askeri araç ve iki tanktan oluşan başka bir İsrail devriyesinin Ummu Batina köyünü bastığını ve köyün batısındaki bir evi kuşattığını bildirdi. Ancak bu eylemin nedenleri veya amaçları hakkında herhangi bir bilgi vermedi.

İsrail, Suriye’de geçtiğimiz aralık ayında Beşşar Esed rejiminin düşmesinden sonra Suriye ordusunun askeri tesislerini yok etmek ve altyapılarının yeniden inşa edilmesini önlemek amacıyla bu tesisleri hedef almıştı. Ayrıca Şam, Kuneytra ve Deraa çevresindeki kırsal bölgelere kara harekâtları düzenleyerek Suriye ile İsrail arasındaki sınırdaki tampon bölgeyi kontrolü altına aldı. Daha sonra sınır bölgelerinde baskınlar düzenleyerek çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.


Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

TT

Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani dün yaptığı açıklamada, Irak'ın ülkedeki tüm silahları devletin kontrolüyle sınırlandırmayı taahhüt ettiğini, ancak bazı milis grupların işgal gücü olarak gördüğü ABD liderliğindeki askeri koalisyon ülkede kaldığı sürece bunun başarılı olamayacağını söyledi.

Sudani, radikal İslamcı grupların oluşturduğu tehdidin önemli ölçüde azalması nedeniyle, DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyon’un (DMUK) İran'ın en yakın Arap müttefiklerinden biri olan Irak'tan 2026 yılının eylül ayına kadar çekilme planının hala geçerli olduğunu vurguladı.

Bağdat'ta Reuters’a konuşan Başbakan Sudani, “DAEŞ diye bir şey yok. Güvenlik ve istikrar mı? Allah’a şükür, bunlar mevcut. (2014 yılında kurulmasından bu yana DMUK’a katılan ülkelerin sayısına atıfla) DMUK’ta 86 ülkenin varlığı için bana tek bir mazeret gösterin” ifadelerini kullandı.

Silahlarını teslim ettikten sonra grupların resmi güvenlik güçlerine veya siyasi sahneye entegre edilebileceğine işaret eden Sudani, “Bu yüzden devlet kurumları dışındaki tüm silahları ortadan kaldırmak için kesin bir program olacak. Herkesin istediği de bu” ifadelerini kullandı.

Savaşa sürüklenmeyeceğiz

Irak, ABD'nin baskısı altında, İran destekli grupları silahsızlandırmak gibi siyasi açıdan hassas bir görevi yerine getirmenin bir yolunu arıyor. ABD, Sudani'nin, diğer Şii grupları da içeren bir çatı örgütü olan Haşdi Şabi (Halk Seferberlik Güçleri) ile bağlantılı silahlı grupları dağıtmasını istediğini açıklamıştı. Haşdi Şabi resmi olarak Irak güvenlik güçlerinin bir parçası ve çatısı altında İran yanlısı bazı grupları barındırıyor.

Öte yandan ABD ve Irak, Amerikan askerlerinin aşamalı olarak geri çekilmesi konusunda anlaşmaya vardı. Tam çekilmenin gelecek yılın sonuna kadar tamamlanması bekleniyor. Asker sayısındaki ilk azalma bu yıl başladı.

Irak Başbakanı Sudani, Reuters’a verdiği röportaj sırasında Lübnan'daki Hizbullah gibi bölgedeki devlet dışı silahlı gruplara yönelik artan uluslararası baskı sorulduğunda, “Ortadoğu'da ABD ve İsrail’in nüfuzuna karşı çıkan ‘direniş ekseni’ olarak bilinen İran destekli grubun bir parçası olan bu gruplara yönelik baskı artacak. Allah’ın izniyle, o gün gelecek. Buradaki durum Lübnan'dakinden farklı” yanıtını verdi.

Başbakan Sudani, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Irak’ın güvenliği ve istikrarı koruma konusundaki tutumu açık ve devlet kurumları savaş ve barış konusunda karar verme yetkisine sahip. Hiçbir taraf Irak'ı savaşa veya çatışmaya sürükleyemez.”

İran, 2003 yılında ABD öncülüğündeki işgal hareketinin Saddam Hüseyin rejimini devrilmesinden bu yana Irak'ta önemli bir nüfuz kazanırken bu durum, İran destekli silahlı gruplara büyük bir siyasi ve askeri güç sağladı.

Irak’ta art arda gelen hükümetler, birbirine düşman olan İran ve ABD'yi Bağdat'ın müttefiki olarak tutmak konusunda büyük zorluklarla karşı karşıya kaldı. ABD, İran'a ağır yaptırımlar uygularken, Irak Tahran ile güçlü ticari ve ekonomik bağlara sahip.

ABD’den büyük yatırımlar çekme konusu, 2003 yılından bu yana mezhep çatışmalarının yanı sıra yıllardır ciddi ekonomik sorunlar yaşayan Irak için en önemli önceliklerden biri.


Fransa, Lübnan'dan Esed'in 3 generalinin tutuklanmasını istedi

Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
TT

Fransa, Lübnan'dan Esed'in 3 generalinin tutuklanmasını istedi

Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)

Fransa, Lübnan'dan, devrik Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimindeki üç üst düzey generalin, Fransız vatandaşlarının ölümüne yol açan savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işledikleri gerekçesiyle bulunup tutuklanmasını istedi.

Önde gelen bir Lübnanlı yargı kaynağı Şarku'l Avsat'a, Başsavcı Hakim Cemal Hacer'in, Fransız yargısından, Lübnan'dan "Beşşar Esed rejiminde Hava Kuvvetleri İstihbarat Müdürlüğü Başkanı olan Tümgeneral Cemil Hasan'ı, Ulusal Güvenlik Bürosu Müdürü Tümgeneral Ali Memlük'ü ve Hava Kuvvetleri İstihbarat Müdürlüğü Soruşturma Şubesi Başkanı Tümgeneral Abdülselam Mahmud'u bulmasını, soruşturma ve inceleme yapmasını, Lübnan'da bulunmaları halinde tutuklamasını ve Fransız yetkililere teslim etmesini" isteyen bir yargı talebi içeren resmi bir telgraf aldığını açıkladı.

İlginçtir ki, yargı kaynağına göre Fransa'nın yardım talebi, "adı geçen kişilerle düzenli olarak iletişim kuran Lübnan telefon numaralarını da içeriyordu; bu durum, Fransız makamlarının Esed rejimindeki üst düzey isimleri takip etme kapsamında yürüttüğü iletişim izlemeleriyle de doğrulandı." Yargı kaynağı, bu konunun "İç Güvenlik Kuvvetleri Bilgi Şubesi tarafından yürütülecek takip ve soruşturmaların merkezinde yer alacağını" vurguladı.