İsrail, ABD Başkanı’nın İran’a gösterdiği toleransı eleştiriyor

Tahran'ın zenginleştirilmiş uranyum stoğunu artırmaya devam ettiğine dair uyarılar geliyor

Gantz, 27 Mart 2022'de Kudüs'te ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile toplantı yapıyor (Reuters)
Gantz, 27 Mart 2022'de Kudüs'te ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile toplantı yapıyor (Reuters)
TT

İsrail, ABD Başkanı’nın İran’a gösterdiği toleransı eleştiriyor

Gantz, 27 Mart 2022'de Kudüs'te ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile toplantı yapıyor (Reuters)
Gantz, 27 Mart 2022'de Kudüs'te ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile toplantı yapıyor (Reuters)

İsrail’in Batı ülkelerinin İran'la nükleer anlaşma imzalamasına şiddetle karşı çıkmasına rağmen Tel Aviv'deki yetkililer, “ABD’nin Tahran'ın müzakereleri oyalaması karşında sessiz kalmasını” ve Başkan Joe Biden yönetiminin bu müzakerelerin bitiş tarihlerinin iptal edilmesine müsamaha göstermesini sert bir şekilde eleştirdiler. Bu kaynaklar dün yaptıkları açıklamada ABD’nin, Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan aracılığıyla geçtiğimiz aralık ayını müzakerelerin bitiş tarihi olarak belirlediğini söylediler. Kaynaklar “ABD ve ortakları sonsuza kadar müzakerelere devam edilmesini kabul etmediler ve İran ile yaptıkları müzakerelerin haftalar içerisinde biteceğini söylediler. Ancak sonra bitiş tarihini şubat sonu olarak değiştirdiler. Ardından bunu mart ayına uzattılar. En nihayetinde artık bir tarihten bahsetmez oldular” ifadelerini kullandılar.
İsrail'deki yetkililer, anlaşmanın imzalanması yönünde ilerleyip ilerlememe konusunda karar vermekte zorlanan ve Biden'ın İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) terör örgütleri listesinden çıkarılmasına ilişkin duyurusunu bekleyen İran tarafının, nükleer projesini ilerletmek için her dakikayı suistimal ettiğini söylediler. Haaretz gazetesinin İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz’dan aktardığına göre İran, yüzde 60 oranında yaklaşık 50 kilogram uranyum zenginleştirdi ve askeri nükleer programını müzakerelere paralel bir şekilde ilerletmeye devam ediyor. İran son haftalarda dış başarılarını genişletmeye çalıştı ve yakın bir zamanda anlaşmanın içerisinde yer almayan birtakım talepler öne sürdü.
Gazete, İsrail hükümetinin kendi içerisinde anlaşma konusunda zıt görüşler olduğunu vurguladı. Tel Aviv'de şu anda müzakerelerin duraksamasının İsrail için bir ‘ışık noktası’ olduğunu düşünen bir taraf var. Bu ‘duraksama’ onlara göre anlaşmaya ulaşmanın zorluğunun bir kanıtı ve bu durum müzakereleri en nihayetinde çıkmaza sokabilir. Bu taraf, İsrail Başbakanı Naftali Bennett ve hükümetteki sağ ve merkez güçlerin çoğu tarafından yönetiliyor. Bu taraftaki kişiler, anlaşmanın başarısızlığının ABD liderliğinde Batı'yı, askeri bir ittifak yapıp Tahran’ı izlediği politikadan vazgeçmeye zorlamak için çatışma seçeneğine başvurmakla tehdit etmeye iteceğini düşünüyorlar.
Buna karşılık, İsrail’de askeri liderler ve siyonist sol kanat ile bazı liberal çevreler arasında anlaşmaya varılmasının daha iyi olduğunu düşünen güçlü bir taraf var. İsrail’in Eski Genelkurmay Başkan Yardımcısı ve mevcut hükümette sol çizgideki Meretz partisinden milletvekili Yair Golan'a göre, anlaşmaya varmak en iyi çözüm. Golan konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Avrupa'daki müttefikler gibi Washington da askeri bir çözümle ilgilenmiyor. 2015 nükleer anlaşmasının birçok dezavantajı olmasına rağmen İranlıları denetleme ve hesap vermeye zorlama mekanizmaları içerdiğini düşünüyorlar. Anlaşmanın süresi 2031'e kadar. Bu çok uzun bir süre değil, ancak İran'ın nükleer faaliyetlerini sınırlamak ve diğer baskı araçlarını gözden geçirmek için yeterli bir süre” ifadelerini kullandı.
Golan, yaptırımlara güvenmenin doğru olmadığını, çünkü İranlıların bunlara alışkın olduklarını ve izledikleri politikalardan vazgeçmediklerini söyledi. DMO’nun terör örgütleri listesinden çıkarılmasında bile bir sakınca görmeyen Golan “Kudüs Gücü zaten 2007 yılından beri terör örgütleri listesinde ve onu listeden çıkarma gibi bir niyet söz konusu değil. Mesele sadece DMO ile ilgili” dedi.
Tel Aviv'deki uzman kaynaklar, İsrail hükümetinin geçtiğimiz günlerde ABD üzerinde, DMO’nun terör örgütleri listesinden çıkarılmasına karşı başlattığı yoğun baskı kampanyasının meyvelerini verdiğini belirtmişlerdi. ABD Başkanı Joe Biden’ın ABD Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin aksine İsrail'in bu konudaki tutumuna destek olduğu ve tavrını çok yakında açıklayacağı söylendi. Haaretz gazetesine göre Washington ile yapılan görüşmelerde yer alan üst düzey İsrailli yetkililer, ülkelerinin şu anda iki senaryoya hazırlandığını söylediler. İlk senaryonun Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaş yüzünden dünya çapında petrol fiyatlarının artmasından istifade etmek amacıyla anlaşmaya varma olasılığını hızlandırmak için İran'ın bu talebini şu anda askıya alınan müzakerelerin gündeminden çıkarması olduğunu söylediler. Habere göre böyle bir durumda “İsrail günler içerisinde nükleer anlaşmanın imzalanmasını engellemekte ciddi zorluk çekecek”.
Yetkililere göre ikinci senaryo ise İran’ın DMO’nun ABD’nin yabancı terör örgütleri listesinden çıkarılmasında ısrarcı olması. Böyle bir durum ‘anlaşmaya varılmasını geciktirebilir ve müzakere taraflarının diğer meselelerde daha çok ayrılığa düşmesine yol açabilir’. İsrail’deki tahminlere göre ABD yönetimi ne şekilde olursa olsun anlaşmanın imzalanmasında kararlı. Müzakerelerin uzatılmasında ciddi bir esneklik gösteriyor. İran’ın ısrarı ‘Tahran’ın müzakere sürecinde daha fazla kazanım elde etmesi ile’ sonuçlanabilir.



Ukrayna, Hazar Denizi'nde Rus savaş gemisini İHA’larla hedef aldığını duyurdu

Ukrayna Güvenlik Servisi tarafından yayınlanan bir fotoğrafta, bu ayın ortasında Rusya'nın Krasnodar bölgesindeki bir limanda Rus denizaltısının İHA ile hedef alındığı görülüyor (Reuters)
Ukrayna Güvenlik Servisi tarafından yayınlanan bir fotoğrafta, bu ayın ortasında Rusya'nın Krasnodar bölgesindeki bir limanda Rus denizaltısının İHA ile hedef alındığı görülüyor (Reuters)
TT

Ukrayna, Hazar Denizi'nde Rus savaş gemisini İHA’larla hedef aldığını duyurdu

Ukrayna Güvenlik Servisi tarafından yayınlanan bir fotoğrafta, bu ayın ortasında Rusya'nın Krasnodar bölgesindeki bir limanda Rus denizaltısının İHA ile hedef alındığı görülüyor (Reuters)
Ukrayna Güvenlik Servisi tarafından yayınlanan bir fotoğrafta, bu ayın ortasında Rusya'nın Krasnodar bölgesindeki bir limanda Rus denizaltısının İHA ile hedef alındığı görülüyor (Reuters)

Ukrayna Genelkurmay Başkanlığı bugün Telegram uygulaması aracılığıyla, gece yarısından sonra Hazar Denizi'nde bir Rus savaş gemisini insansız hava araçlarıyla (İHA) hedef aldığını duyurdu.

Bölge, Ukrayna kıyılarından bin 800 kilometreden fazla uzakta bulunuyor. Genelkurmay Başkanlığı, Ochotnik (Balıkçı) gemisinin, petrol ve doğalgaz üretim platformunun yakınlarında devriye gezerken bombalandığını belirtti.

Genelkurmay Başkanlığı ayrıca, Lukoil'e ait bir sondaj platformunun bombalandığını ve bu tesisin Rus kuvvetlerine ikmalde yardımcı olduğunu kaydetti.

Şunu belirtmek gerekir ki, ABD Hazine Bakanlığı ekim ayı sonlarında Lukoil ve Rusya'nın en büyük petrol şirketi Rosneft'e yaptırımlar uyguladı.

Washington, yaptırımların Moskova'nın "Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için barış sürecine ciddi bir bağlılık göstermemesinden" kaynaklandığını belirtmişti.

Ukrayna, 2 bin kilometreden fazla menzile sahip savaş dronları geliştirdiğini açıkladı.

Genelkurmay Başkanlığı açıklamasında, "Savunma kuvvetleri, işgalcilerin saldırı kabiliyetlerini zayıflatmak ve Rusya Federasyonu'nu Ukrayna'ya karşı silahlı saldırganlığını durdurmaya zorlamak için önlemler almaya devam edecektir" ifadeleri yer aldı.


ABD'nin Gazze'de turizm merkezi kurma planı: "Türkiye'ye de brifing verildi"

İsrail ordusunun saldırıları sonucu Gazze'de 70 milyon tonluk moloz oluştu (AFP)
İsrail ordusunun saldırıları sonucu Gazze'de 70 milyon tonluk moloz oluştu (AFP)
TT

ABD'nin Gazze'de turizm merkezi kurma planı: "Türkiye'ye de brifing verildi"

İsrail ordusunun saldırıları sonucu Gazze'de 70 milyon tonluk moloz oluştu (AFP)
İsrail ordusunun saldırıları sonucu Gazze'de 70 milyon tonluk moloz oluştu (AFP)

ABD, Gazze Şeridi'ni tatil merkezine dönüştürmek için hazırladığı "Project Sunrise" planını paylaştı.

Kimliklerinin açıklanmaması şartıyla Wall Street Journal'a konuşan ABD'li yetkililer, projenin ilk 10 yıldaki maliyetinin 112 milyar doları aşacağını söylüyor.

Planın, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve Başkan'ın damadı Jared Kushner liderliğindeki bir ekip tarafından son 45 günde hazırlandığı aktarılıyor.

Yetkililer, "hassas ancak gizli olmayan" diye nitelendirilen 32 PowerPoint sunumundan oluşan proje brifinginin Körfez ülkeleri, Türkiye ve Mısır'la paylaşıldığını savunuyor. Toplantının ne zaman yapıldığı hakkında bilgi verilmiyor.

Planın "Gazze Şeridi'ni yeniden inşa etmek ve Filistinlileri yoksulluktan kurtarmak için 4 aşamalı bir vizyon" olarak sunulduğu yazılıyor.

Toplamda 20 yıl sürmesi öngörülen inşaat projesi, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah ve Han Yunus'tan başlayıp Gazze Şehri'nde son bulacak.

Bölgede infilak etmemiş patlayıcıların temizlenmesi ve Hamas'a ait tünel sisteminin imha edilmesi planlanıyor. Bu süreçte Gazzeliler için geçici barınak ve sağlık merkezleri kurulacağı da belirtiliyor.

Sözkonusu aşamaların tamamlanmasının ardından bölgeye lüks konutlar, oteller ve yüksek teknolojili bir demiryolu sistemi kurulması öngörülüyor.

Proje kapsamında "Yeni Refah" adlı bir şehir de inşa edilecek. Gazze Şeridi'nin "yönetim merkezi" haline getirilecek kentte 100 binden fazla konut, 200'den fazla okul, 180'i aşkın cami ve 75 tıbbi tesis yer alacak.

Gazze'nin "akıllı şehir" olarak yeniden tasarlanacağı plana göre bölgedeki inşaatlar uzun vadede 55 milyar doların üzerinde yatırım getirisi sağlayacak.
 

Görsel kaldırıldı.İsrail ordusunun çoğu kadın ve çocuk en az 70 bin kişiyi katlettiği Gazze'nin tatil merkezine dönüştürülmesi planlanıyor (WSJ)

Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yla 4 Şubat'ta düzenlediği basın toplantısında, Gazze Şeridi'ni "Ortadoğu'nun Rivierası'na" dönüştürmek istediğini söyleyerek büyük tepki çekmişti.

Cumhuriyetçi lider, Gazze'deki Filistinlilerin komşu ülkelere gönderileceğini ve ABD'nin bölgeyi "sahipleneceğini" söylemişti.

Diğer yandan Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin yaklaşık yüzde 53'ünü kontrol ediyor.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Times of Israel


Google, ABD vizesine sahip çalışanlarını uluslararası seyahatlerden kaçınmaları konusunda uyardı

Google logosu (Reuters)
Google logosu (Reuters)
TT

Google, ABD vizesine sahip çalışanlarını uluslararası seyahatlerden kaçınmaları konusunda uyardı

Google logosu (Reuters)
Google logosu (Reuters)

Business Insider, şirket içi bir e-postaya atıfta bulunarak, Alphabet'e bağlı Google'ın, elçiliklerdeki gecikmeler nedeniyle ABD vizesi olan bazı çalışanlarına uluslararası seyahatten kaçınmalarını tavsiye ettiğini bildirdi.

Reuters tarafından da yayınlanan haberde, şirket yetkilisi tarafından perşembe günü gönderilen e-postada, ABD'ye yeniden giriş için vize damgasına ihtiyaç duyan çalışanların, vize işlem sürelerinin uzaması nedeniyle ülkeyi terk etmemeleri konusunda uyarıldığı belirtildi.

Habere göre, notta bazı ABD büyükelçilikleri ve konsolosluklarının vize randevularında 12 aya kadar gecikmeler yaşadığı ve uluslararası seyahatin "Amerika Birleşik Devletleri'nden uzun süreli ayrılık riskini taşıdığı" uyarısında bulunuldu.

Trump yönetimi, bu ay, yüksek vasıflı işçiler için H-1B vizesi başvurularının sosyal medya hesaplarının incelenmesi de dahil olmak üzere, başvuru sahiplerine yönelik denetimin artırılacağını duyurdu.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre bir e-postada, Google'ın ana şirketi Alphabet, eylül ayında çalışanlarına uluslararası seyahatlerden kaçınmalarını ve H-1B vizesi sahiplerinin Amerika Birleşik Devletleri'nde kalmalarını şiddetle tavsiye etti.