Trablus’taki milislerden güç gösterisi: Zaviye’deki çatışmalarda ölü ve yaralılar var

İstikrar Hükümeti Tunus ile ilişkilerin gergin olduğu iddialarını yalanladı

Dibeybe dün Trablus'ta İçişleri Bakanlığı'nı ziyaret etti (Ulusal Birlik Hükümeti)
Dibeybe dün Trablus'ta İçişleri Bakanlığı'nı ziyaret etti (Ulusal Birlik Hükümeti)
TT

Trablus’taki milislerden güç gösterisi: Zaviye’deki çatışmalarda ölü ve yaralılar var

Dibeybe dün Trablus'ta İçişleri Bakanlığı'nı ziyaret etti (Ulusal Birlik Hükümeti)
Dibeybe dün Trablus'ta İçişleri Bakanlığı'nı ziyaret etti (Ulusal Birlik Hükümeti)

Libya’da Abdulhamid ed-Dibeybe’nin başbakanı olduğu Ulusal Birlik Hükümeti’ne (UBH) bağlı silahlı milisler güç gösterisinde bulundular. Milisler arasında başkent Trablus’un batısındaki Zaviye şehrinde ağır ve orta menzilli silahlarla saatlerce süren çatışmalar yaşandı. Dün sabaha kadar devam eden çatışmalar sonucunda milislerden kayıplar olduğu bildirildi.
Cuma akşamı, UBH’ye bağlı ‘Anayasayı ve Seçimleri Koruma Gücü’ne ait 100'den fazla zırhlı ve silahlı araçtan oluşan bir konvoy Tacura yolu üzerinde konuşlandırıldı. Buna karşın çeşitli silahlarla donatılmış araçlar başkentten uluslararası havalimanına giden yol üzerinde toplandı.
Geçici bir sakinliğin ardından Trablus'un yaklaşık 45 kilometre batısındaki Zaviye şehrinde bir milisin yaşanan çatışmalar sırasında öldürülmesi sonucunda dün sabah UBH Savunma Bakanlığı'na bağlı silahlı milisler ile İçişleri Bakanlığı'na bağlı silahlı milisler arasında çatışmalar yeniden başladı.
UBH, en az dört milisin ölümüne ve birçoğunun yaralanmasına neden olan çatışmalar hakkında herhangi bir açıklama yapmaktan kaçındı. Görgü tanıklarına göre çatışmalar nedeniyle dükkanlar kapandı, şehrin sokakları ıssızlaştı. Telekomünikasyon şirketi ise derhal şehirdeki bakım ekibini geri çekti. Yayınlanan görüntülerde Zaviye’de çatışmalar sırasında bir eve bomba isabet etmesi sonucunda evin alev aldığı görüldü.
Libya Temsilciler Meclisi’nin (TM) desteğini alan Fethi Başağa hükümetinin İçişleri Bakanı İsam Ebu Zureybe, Zaviye’deki çatışmalara karışan milis gruplara, kendilerine hakim olmaları, birbirleriyle çatışmayı derhal durdurmaları ve diyalog ile ilerlenmesine izin vermeleri çağrısında bulundu. Ebu Zureybe, dün yaptığı açıklamada, “Kardeşlerin, bir takım kişisel çıkarları dayatmak için savaşmaları, yerleşim bölgelerini kontrol etmeleri ve emniyet içindekileri terörize etmesi kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
TM’nin Zaviye temsilcilerinden bir milletvekili, kuzenlerinden birinin öldürüldüğü eş-Şurefa bölgesinde yaşanan çatışmalardan UBH’yi sorumlu tuttu. Zaviye milletvekili, ‘görev süresi dolmuş hükümet’ olarak nitelendirdiği UBH’yi eleştirerek, yaşananları onun başarısızlığının bedeli olarak değerlendirdi. Milletvekili, olayların ‘meşruiyetini kaybetmiş bu hükümet’ tarafından planlandığını öne sürdü.
Arap İnsan Hakları Örgütü, UBH’nin Savunma ve İçişleri bakanlıklarına bağlı milisler arasında çıkan ve yerleşim bölgelerini tehlikeye atan çatışmalardan duyduğu büyük endişeyi ifade ederek bu durumu kınadı. Arap İnsan Hakları Örgütü’nden yapılan açıklamada, Libya hükümetine çabalarını yoğunlaştırması, ‘resmi kurumlar arasındaki mücadeleyi’ sona erdirmesi, çatışma bölgesinde güvenliği yeniden sağlaması ve sivillerin canlarının ve mallarının korunması için derhal harekete geçmesi çağrısında bulunuldu. Açıklamada ayrıca savaş ağalarının isimlerinin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) yaptırım listesine eklenmesi çağrısı yapıldı.
Öte yandan UBH, yerel basında yer alan ve Abdulhamid ed-Dibeybe’nin önümüzdeki Salı günü gerçekleştirmesi planlanan Tunus ziyaretinin Tunus tarafından ertelenmesinin talep edildiğiyle ilgili haberler karşısında sessizliğini koruyor. Dibeybe adına, İçişleri, Maliye, Ticaret bakanları, komutanlar, istihbarat ve iç güvenlik servislerinin başkanları ile çok sayıda güvenlik ve ekonomi yetkilisinin yer aldığı Libya devleti adına Tunus'ta ‘resmi bir çalışma misyonu’ için bir heyet oluşturmak üzere bir karar metni dağıtıldı.
Diğer taraftan Fethi Başağa’nın paralel hükümetinden, Başağa’nın Tunus’ta istenmediği yönündeki iddialarla ilgili olarak ‘kötü niyetli söylentiler’ açıklaması geldi. Başağa’nın başbakanı olduğu İstikrar Hükümeti’nin Dışişleri Bakanlığı, Tunus makamlarının, Başağa’nın Tunus topraklarını terk etmesi talebinde bulunduklarına dair iddiaları, ‘Tunus ile seçkin ilişkileri hedef alan yalan haberler ve kötü niyetli söylentiler’ olarak değerlendirdi.
Fethi Başağa, geçtiğimiz Cuma günü birkaç bakanıyla birlikte, Sebha Uluslararası Havalimanı'na yaptığı ziyarette vatandaşların çektikleri sıkıntıları hafifletmek amacıyla ülkenin başlıca havaalanlarını ve havaalanlarına giden yolları geliştirme sözü verdi. Sebha şehrinin güneyindeki tarım arazilerini de gezen Başağa, hükümetinin tahıl arzındaki kıtlığı kapatmak için tüm imkan ve kaynakları sağlayacağı vaadinde bulundu.
Bir diğer gelişmede ise Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams, Almanya Dışişleri Bakanlığı nezdinde Devlet Bakanı Tobias Lindner ve Almanya Federal Cumhuriyeti (AFC) Dışişleri Bakanlığı Devlet Sekreteri Andreas Michaelis’e Libya'daki mevcut durum ve görüşmelerinin sonuçları hakkında bilgi verdiğini açıkladı. Almanya'nın BM’nin Libya'daki çalışmalarına verdiği ‘cömert desteğe’ övgüde bulunan Williams, iki Alman yetkili ile Libya’yı sağlam bir anayasal çerçeve ve sabit bir takvim uyarınca yeniden seçim sürecine dönmesi gerektiğinde hemfikir olduklarını belirtti. Williams, sahanın tamamen sakinleşmesi, güvenlik, ekonomi, uluslararası insancıl hukuk ve insan hakları da dahil olmak üzere Berlin Konferansları’nın çıktılarının uygulanmasının önemini vurguladıklarını da sözlerine ekledi.
 



Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
TT

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi (KDSDÖY) tarafından dün yapılan açıklamada, Kürtlerin taleplerinin reddedilmesini ve ‘ayrılıkçılıkla’ suçlanmasını ‘Suriye'nin otoriterliğe karşı mücadelesi gerçeğinin kasıtlı olarak çarpıtılması’ olduğu belirtilerek, Suriye topraklarının birliği konusunda taviz verilmeyeceği vurgulandı.

Reuters’ın aktardığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Bugün ortaya koyduğumuz talepler, yani çoğulcu demokratik sistem, sosyal adalet, cinsiyet eşitliği ve tüm bileşenlerin haklarını güvence altına alan bir anayasa yeni talepler değil, 2011 yılından bu yana Suriyelilerin uğruna sokağa döküldükleri taleplerin özüdür. Suriye halkı, on yıllardır iktidarı ve serveti tekelinde tutan, yerel yönetimleri dışlayan ve ülkeyi arka arkaya krizlere sürükleyen merkezi bir rejim altında acı çekmiştir. Bugün, yeni Suriye'nin inşasında etkin ortaklar olmayı hedefliyoruz.”

Siyasi sürece katılmanın stratejik bir tercih olduğunu vurgularken, Suriye yönetimi ile görüşmelerin başarıya ulaşması için çalışacaklarını belirten KDSDÖY, “Demokratik temeller üzerinde devlet kurumlarına entegre olmaya ve tüm Suriyelilerin beklentilerini yansıtan yeni bir anayasanın hazırlanmasına katılmaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Toprak bütünlüğü ilkesi

KDSDÖY, Suriye'deki tüm tarafları ‘ulusal sorumluluklarını yerine getirmeye, nefret ve şiddet söylemlerini terk etmeye ve ülkeyi yıkıcı iç çatışmalara sürüklemeye yönelik tüm girişimlere karşı çıkmaya’ çağırdı.

Suriye topraklarının birliğinin tartışılmaz bir ilke olduğunu ve demokratik özyönetim vizyonunun ve ulusal değişim projesinde bizimle birlikte olan tüm siyasi güçlerin sabit bir temeli olduğunu vurgulayan KDSDÖY, bu konuda aşırıya kaçmanın, siyasi çözüm fırsatlarını baltalamak isteyenlere yarar sağlayacağı uyarısında bulundu.

KDSDÖY, Suriye hükümeti ile ABD ve Fransa hükümetlerinin temsilcilerinin de katıldığı son toplantıların, ‘Suriye devriminin başlangıcından beri hep istediğimiz ciddi bir Suriye-Suriye diyalogu sürecini başlatmak için çok önemli bir adım’ olduğunu belirtti.

"Nefret ve ihanet"

KDSDÖY Dış İlişkiler Departmanı Eş Başkanı İlham Ahmed dün yaptığı açıklamada, resmi makamlardan yapılan bazı açıklamalarda ‘nefret ve ihanet’ söylemlerinin arttığını belirterek endişesini dile getirdi.

Kürt yetkili, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “Diyaloğu zayıflatmayan, güçlendiren yapıcı bir rol oynamasını umuyoruz. Suriye'deki siyasi çözüme yönelik ABD ve Fransa'nın sürekli desteğini ve Suriyeliler arasındaki görüş ayrılıklarını gidermeye katkıda bulunmalarını takdirle karşılıyoruz” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, geçtiğimiz günlerde SDG lideri Mazlum Abdi ve ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack ile Şam'da üçlü görüşmelerde bulunarak, geçtiğimiz mart ayında Şara ve Abdi arasında imzalanan ve Suriye'nin kuzeyindeki ve doğusundaki sivil ve askeri kurumların yıl sonuna kadar yeni Suriye yönetimi bünyesine alınmasını öngören anlaşmanın uygulanmasının önündeki engelleri kaldırmaya çalıştı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre anlaşmanın şu ana kadar, Halep'teki tutuklu takası ve Kürtlerin çoğunlukta olduğu Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinin hükümet ve Kürt güçlerinin ortak kontrolü altına alınması dışındaki çoğu maddesi uygulanmadı.