Sudan’da saatte 7 boşanma vakası kaydediliyor

Sudan’da boşanma olgusunda birçok değişiklik oldu ve 2021 yılında bir önceki yıla kıyasla 10 bin vaka artışla, 70 bin vaka kaydedildi.

Düşük ekonomik koşullar, Sudan'daki yüksek boşanma oranlarının önemli bir nedeni teşkil ediyor (Hasan Hamid)
Düşük ekonomik koşullar, Sudan'daki yüksek boşanma oranlarının önemli bir nedeni teşkil ediyor (Hasan Hamid)
TT

Sudan’da saatte 7 boşanma vakası kaydediliyor

Düşük ekonomik koşullar, Sudan'daki yüksek boşanma oranlarının önemli bir nedeni teşkil ediyor (Hasan Hamid)
Düşük ekonomik koşullar, Sudan'daki yüksek boşanma oranlarının önemli bir nedeni teşkil ediyor (Hasan Hamid)

Sudan’da boşanma davaları endişe verici bir şekilde yükseldi. Geçen yıl yayınlanan şok edici bir istatistik, saatte 7 boşanma davasının kaydedildiğini ortaya çıkardı. 2020’de açılan boşanma davası sayısını 60 bin olarak kaydedildi. Birkaç gün önce yayınlanan yeni bir istatistik ise, 2021 yılında yaklaşık 10 bin dava artışla, 70 bin boşanma davası olduğunu gösterdi.
Boşanma davalarında en büyük payı Hartum Eyaleti kaydediyor. Hartum 2020’de tek başına 22 bin dava kaydederek rekor kırdı, 2021 yılında eyalette 20 bin dava açıldı. Dava sayılarındaki artış sadece başkentle sınırlı kalmadı, birçok eyalette ayrı ayrı 5 bini aşan dava kaydedildi.

Korkutucu artış
Boşanma davalarındaki yıllık artış, geçmişin aksine topluma boşanma fikrini kabul ettirdi. Geçmişte boşanmış kadınlara yönelik bakış açısı, birçok suçlamayı ve kadını sorumsuz olarak nitelendirilmesini içeriyordu, şimdi kültürel ve entelektüel açık görüşlülükle birlikte boşanma seçeneği kazanan hale geldi ve memnuniyetle karşılanır oldu.
Boşanma oranlarının yükselmesi, kötü ekonomik koşullara bağlı olarak gelişen ekonomik ve sosyal sorunlardan kaynaklanıyor. Zira ekonomik çöküş, maddi aile sorunlarına yol açan baskılardan etkilenen çok sayıda ailenin dağılmasına neden oldu.
Bu konuda avukat Necla Yasin, “Özellikle daha önceden varlıklı olan ve art arda krizlerden etkilenen ailelerde büyük sorunlara neden olan ekonomik istikrarsızlık sebebiyle boşanma oranlarında yıllık artış bekleniyor” dedi.
Necla Yasin boşanmanın diğer nedenleriyle ilgili olarak, “Yanlış anlaşılmayla ilgili vakalar geliyor ve bu durumların aslında evliliğin başından itibaren sağlam olmayan bir temele dayalı olduğunu görüyoruz. Kocaların uzun yıllar eşlerine yabancılaşması da nedenlerden biri, bu bağlamda evliliği terk etme maddesi kapsamında boşanma talebinde bulunan binlerce kadın var. Son zamanlarda, özellikle de sohbet uygulamalarının yaygınlaşmasından sonra yayılan sadakatsizlik de boşanma oranlarını artırdı ve çoğu eş sadakatsizlik halinde boşanmaktan başka bir çözüm kabul etmiyor” ifadelerini kullandı.

Toplumun bakış açısı değişti
Toplumun zaman içinde boşanmış kadınlara yönelik olumsuz  bakış açısı değişti, bu da kadınların korku ve endişe duymadan boşanma kararı almasını artık kolaştırıyor.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Sosyolog Sümeyye Mustafa, “Toplum, kadınları boşanmaya iten sebepleri daha iyi anlamaya başladı. Hatta bir erkek karısına şiddet uyguladığında veya hakaret ettiğinde boşanma desteklenen bir durum haline geldi” ifadelerini kullandı.
Boşanmanın zararları ile ilgili olarak, Sümeyye Mustafa “Anlaşmaya varılmadan boşanma gerçekleşirse veya bundan memnun olmayan bir taraf varsa, bu durum çocukların psikolojisini etkileyen sorunlarla sonuçlanabilir. Özellikle baba çocuklarını görmeyi reddeder veya nafakadan mahrum bırakırsa bu durum yaşanabilir” dedi.
Mustafa “Boşanma davalarının çoğu karşılıklı rıza ile gerçekleşir, ancak mahkemelere ulaşan davalar genellikle karmaşık davalardır ve çocukların sağlığını ve güvenliğini etkileyen sorunlarla yol açar ve onlar sona eren ilişkilerdeki en büyük mağdurlar olur” dedi.

Anket
Independent Arabia’nın sosyal medya platformlarında yaptığı bir kamuoyu yoklamasında katılımcıların çoğu, boşanmaya neden olan sebeplerin başında yanlış eş seçiminin geldiğini belirtti. Katılımcılar, sorunlar olsa bile gerçek ve doğru temeller üzerine kurulmuş karşılık anlayış ve ilişkilerin boşanma ile bitmediğini belirttiler.
Kamuoyu araştırmasına katılan Hatice Muaz, “Boşanmalar basit nedenlerle gerçekleşiyor, bu da evliliğin başından beri başarılı olmadığını gösteriyor” dedi.
Muhanned Emced ise “Eşler arasındaki büyük yaş farkı, sorunların birikmesi, bir tarafın diğerini cezalandırmak iletişimi kesmesi hepsi ayrılığa yol açar, bu nedenle eş seçimi sadece görünüşe ve materyalizme değil, büyük ayrıntılara dayalı olarak yapılması gerekir.” ifadelerini kullandı.

Boşanma Partileri
Geçmişte, kadınlar tarafından düzenlenen boşanma partileri Sudan’da yayıldı, birçok kadın, özellikle acı çektikten sonra boşanmalarını kutlamak için partiler düzenledi.
Parti organizatörü Nermin Taha, “Ataerkil bir toplumda kadınlar çok acı çekiyor, bu yüzden pek çok sorunu içeren bir evliliğin kısıtlamalarından kurtulduklarında, sevinçlerini partiler ile ifade ediyorlar. Partilerin birçoğunu ben organize ettim, partilere aileler de katılıyor ve bu da onlardan destek aldıklarını kanıtlıyor” ifadelerini kullandı.



Rapor: İsrail ordusu Suriye'nin Kuneytra kırsalındaki köylere sızdı

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
TT

Rapor: İsrail ordusu Suriye'nin Kuneytra kırsalındaki köylere sızdı

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)

İsrail ordusunun pazartesi günü Suriye'nin güneyindeki Kuneytra kırsalındaki el-Acref, el-Meşirfe ve Ummu Batina köylerine girerek, bazı evlerin etrafını sarıp arama yaptığı rapor edildi.

Suriye resmi haber ajansı SANA'nın haberine göre İşgalci İsrail ordusunun dört askeri araç ve iki tanktan oluşan bir devriyesi Adnaniya kontrol noktasından yola çıkarak el--Meşirfe köyünden el-Acref köyüne doğru ilerledi ve el-Meşirfa'da durarak bazı evleri aradı.

SANA, yedi askeri araç ve iki tanktan oluşan başka bir İsrail devriyesinin Ummu Batina köyünü bastığını ve köyün batısındaki bir evi kuşattığını bildirdi. Ancak bu eylemin nedenleri veya amaçları hakkında herhangi bir bilgi vermedi.

İsrail, Suriye’de geçtiğimiz aralık ayında Beşşar Esed rejiminin düşmesinden sonra Suriye ordusunun askeri tesislerini yok etmek ve altyapılarının yeniden inşa edilmesini önlemek amacıyla bu tesisleri hedef almıştı. Ayrıca Şam, Kuneytra ve Deraa çevresindeki kırsal bölgelere kara harekâtları düzenleyerek Suriye ile İsrail arasındaki sınırdaki tampon bölgeyi kontrolü altına aldı. Daha sonra sınır bölgelerinde baskınlar düzenleyerek çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.


Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

TT

Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani dün yaptığı açıklamada, Irak'ın ülkedeki tüm silahları devletin kontrolüyle sınırlandırmayı taahhüt ettiğini, ancak bazı milis grupların işgal gücü olarak gördüğü ABD liderliğindeki askeri koalisyon ülkede kaldığı sürece bunun başarılı olamayacağını söyledi.

Sudani, radikal İslamcı grupların oluşturduğu tehdidin önemli ölçüde azalması nedeniyle, DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyon’un (DMUK) İran'ın en yakın Arap müttefiklerinden biri olan Irak'tan 2026 yılının eylül ayına kadar çekilme planının hala geçerli olduğunu vurguladı.

Bağdat'ta Reuters’a konuşan Başbakan Sudani, “DAEŞ diye bir şey yok. Güvenlik ve istikrar mı? Allah’a şükür, bunlar mevcut. (2014 yılında kurulmasından bu yana DMUK’a katılan ülkelerin sayısına atıfla) DMUK’ta 86 ülkenin varlığı için bana tek bir mazeret gösterin” ifadelerini kullandı.

Silahlarını teslim ettikten sonra grupların resmi güvenlik güçlerine veya siyasi sahneye entegre edilebileceğine işaret eden Sudani, “Bu yüzden devlet kurumları dışındaki tüm silahları ortadan kaldırmak için kesin bir program olacak. Herkesin istediği de bu” ifadelerini kullandı.

Savaşa sürüklenmeyeceğiz

Irak, ABD'nin baskısı altında, İran destekli grupları silahsızlandırmak gibi siyasi açıdan hassas bir görevi yerine getirmenin bir yolunu arıyor. ABD, Sudani'nin, diğer Şii grupları da içeren bir çatı örgütü olan Haşdi Şabi (Halk Seferberlik Güçleri) ile bağlantılı silahlı grupları dağıtmasını istediğini açıklamıştı. Haşdi Şabi resmi olarak Irak güvenlik güçlerinin bir parçası ve çatısı altında İran yanlısı bazı grupları barındırıyor.

Öte yandan ABD ve Irak, Amerikan askerlerinin aşamalı olarak geri çekilmesi konusunda anlaşmaya vardı. Tam çekilmenin gelecek yılın sonuna kadar tamamlanması bekleniyor. Asker sayısındaki ilk azalma bu yıl başladı.

Irak Başbakanı Sudani, Reuters’a verdiği röportaj sırasında Lübnan'daki Hizbullah gibi bölgedeki devlet dışı silahlı gruplara yönelik artan uluslararası baskı sorulduğunda, “Ortadoğu'da ABD ve İsrail’in nüfuzuna karşı çıkan ‘direniş ekseni’ olarak bilinen İran destekli grubun bir parçası olan bu gruplara yönelik baskı artacak. Allah’ın izniyle, o gün gelecek. Buradaki durum Lübnan'dakinden farklı” yanıtını verdi.

Başbakan Sudani, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Irak’ın güvenliği ve istikrarı koruma konusundaki tutumu açık ve devlet kurumları savaş ve barış konusunda karar verme yetkisine sahip. Hiçbir taraf Irak'ı savaşa veya çatışmaya sürükleyemez.”

İran, 2003 yılında ABD öncülüğündeki işgal hareketinin Saddam Hüseyin rejimini devrilmesinden bu yana Irak'ta önemli bir nüfuz kazanırken bu durum, İran destekli silahlı gruplara büyük bir siyasi ve askeri güç sağladı.

Irak’ta art arda gelen hükümetler, birbirine düşman olan İran ve ABD'yi Bağdat'ın müttefiki olarak tutmak konusunda büyük zorluklarla karşı karşıya kaldı. ABD, İran'a ağır yaptırımlar uygularken, Irak Tahran ile güçlü ticari ve ekonomik bağlara sahip.

ABD’den büyük yatırımlar çekme konusu, 2003 yılından bu yana mezhep çatışmalarının yanı sıra yıllardır ciddi ekonomik sorunlar yaşayan Irak için en önemli önceliklerden biri.


Fransa, Lübnan'dan Esed'in 3 generalinin tutuklanmasını istedi

Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
TT

Fransa, Lübnan'dan Esed'in 3 generalinin tutuklanmasını istedi

Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)

Fransa, Lübnan'dan, devrik Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimindeki üç üst düzey generalin, Fransız vatandaşlarının ölümüne yol açan savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işledikleri gerekçesiyle bulunup tutuklanmasını istedi.

Önde gelen bir Lübnanlı yargı kaynağı Şarku'l Avsat'a, Başsavcı Hakim Cemal Hacer'in, Fransız yargısından, Lübnan'dan "Beşşar Esed rejiminde Hava Kuvvetleri İstihbarat Müdürlüğü Başkanı olan Tümgeneral Cemil Hasan'ı, Ulusal Güvenlik Bürosu Müdürü Tümgeneral Ali Memlük'ü ve Hava Kuvvetleri İstihbarat Müdürlüğü Soruşturma Şubesi Başkanı Tümgeneral Abdülselam Mahmud'u bulmasını, soruşturma ve inceleme yapmasını, Lübnan'da bulunmaları halinde tutuklamasını ve Fransız yetkililere teslim etmesini" isteyen bir yargı talebi içeren resmi bir telgraf aldığını açıkladı.

İlginçtir ki, yargı kaynağına göre Fransa'nın yardım talebi, "adı geçen kişilerle düzenli olarak iletişim kuran Lübnan telefon numaralarını da içeriyordu; bu durum, Fransız makamlarının Esed rejimindeki üst düzey isimleri takip etme kapsamında yürüttüğü iletişim izlemeleriyle de doğrulandı." Yargı kaynağı, bu konunun "İç Güvenlik Kuvvetleri Bilgi Şubesi tarafından yürütülecek takip ve soruşturmaların merkezinde yer alacağını" vurguladı.