Batı Sahra sorunu... Cezayir İspanya’nın Fas’a destek vermesine tepkili

Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun: İspanya’nın Batı Sahra’ya ilişkin tutumunu değiştirmesi ahlaki ve tarihsel açıdan kabul edilemez

Tebbun, Cezayir’in İspanya ile iyi ilişkilere sahip olduğunu, ancak İspanya Başbakanı’nın Batı Sahra meselesindeki son tutumunun her şeyi değiştirdiğini söyledi (AFP)
Tebbun, Cezayir’in İspanya ile iyi ilişkilere sahip olduğunu, ancak İspanya Başbakanı’nın Batı Sahra meselesindeki son tutumunun her şeyi değiştirdiğini söyledi (AFP)
TT

Batı Sahra sorunu... Cezayir İspanya’nın Fas’a destek vermesine tepkili

Tebbun, Cezayir’in İspanya ile iyi ilişkilere sahip olduğunu, ancak İspanya Başbakanı’nın Batı Sahra meselesindeki son tutumunun her şeyi değiştirdiğini söyledi (AFP)
Tebbun, Cezayir’in İspanya ile iyi ilişkilere sahip olduğunu, ancak İspanya Başbakanı’nın Batı Sahra meselesindeki son tutumunun her şeyi değiştirdiğini söyledi (AFP)

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, İspanya’nın Batı Sahra  sorunundaki tutum değişikliğinin “ahlaki ve tarihsel açıdan kabul edilemez” olduğunu açıkladı.
İspanya, eski sömürgesinin kaderi konusunda 1975’ten bu yana benimsediği tarafsızlık politikasını 18 Mart’ta kökten değiştirdi.  Madrid yönetimi, Fas’ın Batı Sahra’ya kendi egemenliği altında özerklik verme önerisini açıkça destekledi.
Cezayir bu gelişme üzerine İspanya’ya tepki göstererek 19 Mart’ta Madrid’teki büyükelçisini geri çağırdı.

Özerklik
Tebbun, Cezayir Haber Ajansı APS’ye verdiği demeçte, İspanya hükümetinin 18 Mart’ta Fas’ın özerklik planına verdiği desteği açıklamasını kınayarak, ülkesinin İspanya ile iyi ilişkileri olduğunu, ancak İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’in Batı Sahra konusundaki son tutumunun ‘her şeyi değiştirdiğini’ söyledi. Cumhurbaşkanı “İspanya’nın iç işlerine karışmayacağız. Ancak Batı Sahra sorununda gözlemci bir ülke olarak Cezayir ve Birleşmiş Milletler, bu ihtilafı çözüme ulaştırıncaya kadar İspanya’yı bölgenin yönetici gücü olarak görüyor” açıklamasında bulundu.

Uluslararası hukuk ne diyor?
Tebbun, “Tarihi sorumluluklarından vazgeçmemesi gereken ve tutumunu gözden geçirmesi istenen İspanya ile ilişkilerin normale dönmesi için uluslararası hukukun uygulanmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı. Cezayir Cumhurbaşkanı, ülkesinin şartlar ne olursa olsun İspanya’ya gaz sağlama taahhüdünde bağlı kalmaktan vazgeçmeyeceğini vurguladı. İspanya, gaz tedariki konusunda büyük ölçüde Cezayir’e bağımlı.
Cezayir’in Fas’a karşı desteklediği Polisario Cephesi, İspanya’nın Batı Sahra’dan 1975’te çekilmesinden bu yana Birleşmiş Milletler'in “kendi kendini yönetemeyen bölgeler” olarak sınıflandırdığı Batı Sahra sebebiyle anlaşmazlık yaşıyor.
Fiyatların gözden geçirilmesi
Cezayir’in devlete ait petrol ve gaz grubu Sonatrach, Nisan ayının başında, Cezayir ile Madrid arasındaki diplomatik gerilim bağlamında İspanya’ya ihraç edilen gazın fiyatının ‘gözden geçirilmesinin’ mümkün olduğunu belirtti.

Sonatrach
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Sonatrach Genel Müdürü Tevfik Hakkar “Ukrayna’daki krizin başlangıcından bu yana gaz ve petrol fiyatları patladı. Cezayir, tüm müşterileri için nispeten uygun olan sözleşme fiyatlarını sürdürmeye karar verdi. Ancak, İspanyol müşterimiz ile fiyatların gözden geçirilmesi mümkün” açıklamasında bulundu.

Fas İspanya’nın tavrından memnun
Fas, İspanya'nın Batı Sahra bölgesindeki ihtilafla ilgili "olumlu tutumu ve yapıcı taahhütlerini" takdir ettiğini açıkladı.
İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares'in Ramazan ayı öncesi Rabat'a düzenleyeceği ziyarete de değinilen açıklamada, İspanya Başbakanı Sanchez'in daha sonra Fas'a bir ziyaret gerçekleştireceği belirtildi.
Rabat, egemenliği altındaki Batı Sahra bölgesinde genişletilmiş özerklik önerirken, buna karşın Batı Sahra'nın bağımsızlığı talebinde bulunan ayrılıkçı Polisario Cephesi ise, bölgeden mültecilere ev sahipliği yapan Cezayir tarafından desteklenen bir öneri olan kendi kaderini tayin için referandum çağrısında bulunuyor.

İspanya ile Fas arasındaki diplomatik kriz
Batı Sahra meselesinden dolayı son dönemlerde ciddi gerginliklere sahne olan İspanya-Fas ilişkileri, İspanya'daki sol koalisyon hükümetinin 22 Nisan 2021'de ayrılıkçı Polisario Cephesi Genel Sekreteri İbrahim Gali'yi, yakalandığı Kovid-19 hastalığından dolayı tedavi görmesi için gizlice ülkeye getirip Logrono kentindeki bir hastaneye kaldırması diplomatik krize yol açmıştı.
İki ülke arasındaki siyasi gerginlik, Polisario Cephesi lideri Gali'nin İspanya'ya gelişi ve ardından Fas'tan İspanya'ya doğru düzensiz göçmen akınıyla daha da derinleşmişti.
Fas yönetiminin sınır kontrolünü bırakması sonucu 17-19 Mayıs tarihleri arasında 8 binden fazla düzensiz göçmen, Kuzey Afrika'daki İspanyol kentlerinden Ceuta'nın kuzey (Benzu) ve güney (Tarajal sahili) sınırlarından yüzerek ya da yürüyerek İspanya'ya geçmişti.
Düzensiz göçmen akını Fas'ın sınır kontrolüne yeniden başlaması ve İspanya'nın bölgeye asker göndermesiyle sonlandırılmış, 7 bin 500 kadar düzensiz göçmen Fas'a geri gönderilmişti.
Madrid'deki Büyükelçisini istişare amaçlı geri çeken Fas yönetimi yaptığı yazılı açıklamalarda, Batı Sahra ile Katalonya sorunları arasında bağlantılar kurarak, Batı Sahra ile ilgili İspanya'nın net tavrının belli olmadığı sürece mevcut krizin bitmeyeceğini ileri sürüyor.
Avrupa Birliği'nden (AB) destek alarak Fas ile arasındaki sorunu, daha fazla büyümeden diplomatik yollarla çözmeye çalışan İspanya'daki sol hükümet ise Fas'a "sınır ihlali ve tehditkar açıklama yapmaktan kaçınma" çağrısında bulunuyor.

Cezayir’in sorundaki rolü
Polisario Cezayir’de Sahrâ Arap Demokratik Cumhuriyeti (Sahara Arab Democratic Républic) adıyla 1976’da sürgünde bir hükümet kurdu  ve bu sırada bölgeden Cezayir’e bazı ilticalar oldu.
Batı Sahra sorunu, Fas ile Cezayir arasındaki ilişkilerde eskiden bu yana gerginliğe neden oluyor. Fas, Cezayir'i Batı Sahra bölgesindeki ayrılıkçı Polisario Cephesi'ni desteklemekle suçluyor.

Yuvarlak masa toplantıları
Batı Sahra sorununun görüşülmesi için BM gözetiminde Fas ile Batı Sahra bölgesindeki ayrılıkçı Polisario Cephesi arasında, komşu ülkeler Cezayir ve Moritanya'nın da katılımıyla yuvarlak masa toplantıları yapılmıştı. Cezayir geçen ay bu toplantılardan çekildi.
İsviçre'nin Cenevre kentinde birincisi Aralık 2018, ikincisi Mart 2019'da yapılan toplantının üçüncüsünün Mayıs 2019'da yapılması kararlaştırılmış ancak dönemin BM Batı Sahra Temsilcisi Horst Köhler'in sağlık sorunları gerekçeli istifası nedeniyle üçüncüsü henüz gerçekleştirilemedi.
Köhler'in istifasından 2 yıl sonra 6 Ekim'de Staffan de Mistura BM Genel Sekreteri'nin Batı Sahra Özel Temsilcisi oldu.



Hamas: Tutukluların serbest bırakılması "mücadelemizde ulusal bir başarıdır"

 İsrail tarafından serbest bırakılan Filistinlileri karşılamak üzere Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde kalabalık toplandı... 13 Ekim 2025 (Reuters)
İsrail tarafından serbest bırakılan Filistinlileri karşılamak üzere Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde kalabalık toplandı... 13 Ekim 2025 (Reuters)
TT

Hamas: Tutukluların serbest bırakılması "mücadelemizde ulusal bir başarıdır"

 İsrail tarafından serbest bırakılan Filistinlileri karşılamak üzere Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde kalabalık toplandı... 13 Ekim 2025 (Reuters)
İsrail tarafından serbest bırakılan Filistinlileri karşılamak üzere Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde kalabalık toplandı... 13 Ekim 2025 (Reuters)

Hamas, dün Gazze'deki İsrailli rehineler karşılığında yaklaşık 2 bin Filistinli tutuklunun İsrail hapishanelerinden serbest bırakılmasını Filistin halkının tarihinde "ulusal bir başarı" olarak değerlendirdi.

Hareket yaptığı açıklamada, “Hamas, serbest bırakılan tutuklularımızı, sabırlı ailelerini ve gururlu Filistin halkımızı, işgalcilerin hapishanelerinden serbest bırakılmalarından dolayı tebrik eder. Bu, özgürlük ve kurtuluş için sürdürdüğümüz mücadelede parlak bir ulusal dönüm noktasıdır” ifadelerini kullandı.


Trump ve Ortadoğu: İmkânsız emeklilik

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Trump ve Ortadoğu: İmkânsız emeklilik

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

İbrahim Hamidi

Donald Trump, Ortadoğu'dan emekli olduğunu defalarca duyurdu. Bu bölgedeki savaşların bitmek bilmediğini ve Washington'un yeterince kan ve servet harcadığını söyleyerek, ABD içine çekilmeyi seçti. Ancak Ortadoğu, her zamanki gibi, Beyaz Saray’ın efendisinin ruh hali nasıl olursa olsun kolayca ayrılmasına izin vermiyor. Emeklilik yasak. Kendisine gelmezseniz, bu inatçı bölge size gelecektir.

İşte İkinci Trump, dayattığı Gazze anlaşmasını kutlamak için bugün ABD'nin geçmişine ait olduğunu düşündüğü bir arenaya geri dönüyor. Anlaşmanın, dökülen kanı durdurması ve herkesi tüketen bir savaşı sona erdirmesi, ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılmasının ardından Gazze'de daha karmaşık bir aşamaya ve bölgede daha fazla fırsata kapı açması bekleniyor. Siyasi ve insani bir sahnenin birleşimi, Trump'ı defalarca terk etmeye çalıştığı oyunun kalbine geri döndürüyor.

İronik olan şu ki, “Önce ABD” sloganını benimseyen Başkan, bir kez daha kendini uzaktan yönetmeye çalıştığı bölgenin kalbinde buluyor ama kendi tercihiyle değil, bölge gerçekte kendisini ona dayattığı için. Şu anda ikinci yılına giren Gazze'deki son savaş patlak verdiğinde Beyaz Saray'da olmadığı doğru, ancak İsrail'e açık destek, İran'a yönelik azami yaptırımlar ve İbrahim Anlaşmaları'nın İsrail ile kademeli normalleşmenin temeline dönüştürülmesi gibi politikalarının mirası güçlü kalmaya devam etti.

Trump, ikinci döneminin ilk yılında, Binyamin Netanyahu'ya verdiği siyasi ve askeri desteğe geri döndü ve İran nükleer tesislerinin hedef alınmasına katkıda bulundu.

Tüm bunlar, Gazze'nin enkazına dönüşünü yeni bir başlangıç değil, henüz kapanmamış bir yolun uzantısı yapıyor. Bu sahnenin arkasında, Ortadoğu'nun yeni bir haritası şekilleniyor: İsrail ve Suriye arasında güvenlik düzenlemeleri, Körfez'de İran'a karşı yatıştırma eğilimi ve İsrail'in iç dengeleri yeniden sağlama girişimleri.

Direniş ekseninin yenilgileri, özellikle “iki devletli çözüm” ve Filistin'in 150'den fazla ülke tarafından tanınmasıyla kazanılan ivme ile barış sürecine ilerleme şansı veriyor

Bu bağlamda, Gazze anlaşması daha geniş barış yolları açmak için bir fırsat olabilir. Onlarca yıldır bölge, Madrid'den Oslo'ya, Şarm el-Şeyh'ten Camp David'e kadar çok sayıda konferans ve anlaşmaya tanık oldu, ancak barış tamamlanmadı veya ertelendi. Bu sefer farklı olabilir, çünkü güç dengesi gerçekten değişti. İran ve direniş ekseni en zayıf anlarını yaşıyor; Hizbullah çok sayıda baskı altında, Esed rejimi çöktü ve Hamas savaştan bitkin ve bölünmüş bir şekilde çıktı.

İran Hilali’nin yenilgileri, özellikle “iki devletli çözüm” ve Filistin'in 150'den fazla ülke tarafından tanınmasıyla kazanılan ivme ile barış sürecine ilerleme şansı veriyor.

Gazze'de ateşkes ilan etmek, rehine takası ve İsrail'in çekilmesi barışı sağlamak için yeterli değil. Sonraki aşamalar en zorlu aşamalar olmaya devam ediyor: Hamas nasıl silahsızlandırılacak ve hangi silahını teslim edecek? Gazze'yi kim yönetecek? Yönetim ve temsil yeteneğine sahip bir Filistin otoritesi nasıl inşa edilecek?

Bunlar teknik detaylar değil, anlaşmanın gerçek bir barış anlaşması mı yoksa yeni bir ateşkes mi olduğunu, Gazze anlaşmasının Ortadoğu'da bir başka “kaçırılmış fırsat” olup olmadığını ve Trump'ın gezisinin, barış ve yeniden inşa zirvelerinin, inatçı bölgenin tarihini kasıp kavuran diğer girişimler gibi olup olmadığını belirleyecek temel sorular.

Ortadoğu kaybolanları affetmez ve kimsenin emekli olmasına izin vermez. Ortadoğu'nun yaraları derin ve sabırlı bir doktor, sabırlı bir Amerikan başkanı gerektiriyor

Ortadoğu, Washington ile ilişkilerini bazen savaşlarla, bazen de anlaşmalarla yeniden şekillendiriyor, ancak Washington'un ortadan kaybolmasına izin vermiyor. Şarku’l Avsat’ın al Majalla’dan aktardığı analize göre geri çekilenler tekrar çağrılıyor ve emekliliğini açıklayanlar bir kez daha kendilerini olayların tam kalbinde buluyor.

Trump kaçtığı sahneye geri dönüyor, ancak roller değişti. Bölge artık güç deneme arenası değil, siyaset ve mantığın test edildiği bir laboratuvar. Barış artık ahlaki bir slogan değil, varoluşsal bir zorunluluk; savaşlar herkesi tüketti, ekonomiler istikrar arıyor ve dünyanın her sabah şaşırtan değil, öngörülebilir bir Ortadoğu'ya ihtiyacı var.

Bu nedenle Trump artık bir seyirci olarak dönmüyor, seleflerinin yaptığı gibi barışı sağlamaya çalışan bir sahne yaratıcısı olarak dönüyor. Onu bitiş çizgisine getiren anlaşma, Washington'u tekrar ön plana çıkardı ve adını bölge için yeni bir sürece bağladı. Zaman değişti ve koşullar değişti, ancak Trump bu dönemin sayfalarını kendisi yazmayı, ya da en azından denemeyi seçti. Ortadoğu'nun geleceğini Amerikalı seleflerinden daha derinden şekillendirecek bir zirveye başkanlık etmek istedi.

Ortadoğu, kaybolanları affetmez ve kimsenin emekli olmasına izin vermez. Ortadoğu'nun yaraları derin ve sabırlı bir doktor, sabırlı bir Amerikan başkanı gerektiriyor.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarfından Londra merkezli al Majalla dergisinden çevrilmiştir.


Netanyahu, Şarm eş-Şeyh Barış Zirvesi'ne katılmayı reddetti

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, 2017 yılındaki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu oturumları sırasında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmede (Reuters)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, 2017 yılındaki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu oturumları sırasında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmede (Reuters)
TT

Netanyahu, Şarm eş-Şeyh Barış Zirvesi'ne katılmayı reddetti

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, 2017 yılındaki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu oturumları sırasında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmede (Reuters)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, 2017 yılındaki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu oturumları sırasında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmede (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi, Netanyahu'nun Şarm eş-Şeyh Barış Zirvesi’ne katılamayacağını duyurdu.

Netanyahu'nun ofisi tarafından bugün yapılan açıklamada, “Başbakan Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump'tan bugün Mısır'da düzenlenen konferansa katılmak üzere davet aldı. Başbakan, Başkan Trump'a daveti için teşekkür etti, ancak bayram nedeniyle zirveye katılamayacağını açıkladı” denildi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun dini bayram nedeniyle Şarm eş-Şeyh'teki barış zirvesine katılmayacağını duyurdu.

Bu arada Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, barış zirvesine katılmak üzere bugün Mısır'ın Şarm eş-Şeyh kentine geldi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı bugün erken saatlerde Filistin Devlet Başkanı ve İsrail Başbakanı'nın Şarm eş-Şeyh'teki barış zirvesine katılacağını duyurmuştu.

Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmek için yapılan anlaşmayı pekiştirmek ve bu anlaşmaya bağlılıklarını teyit etmek amacıyla barış zirvesine katılacaklar” denildi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin ABD Başkanı Donald Trump'tan ‘İsrail Başbakanı’yla birlikte İsrail'deyken bir telefon aldığını ve İsrail Başbakanı’nın da Cumhurbaşkanı’yla görüştüğünü’ belirtti.

Cumhurbaşkanlığı, ‘Netanyahu’nun Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın da katılacağı barış zirvesine katılacağı konusunda anlaşmaya varıldığını’ bildirdi.

İki Filistinli kaynak dün Şarku’l Avsat'a, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'den resmi davet aldıktan sonra bugün Mısır'da düzenlenecek ve ABD Başkanı Donald Trump ile yaklaşık 20 ülkenin liderlerinin katılacağı Şarm eş-Şeyh Barış Zirvesi’ne katılacağını doğruladı.

Filistin Devlet Başkanlığı’na yakın bir kaynak, “Mısır, Abbas'ın Filistin halkının meşru ve tek temsilcisi sıfatıyla zirveye katılmasını çok istedi” dedi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Şarm eş-Şeyh Barış Zirvesi bugün öğleden sonra Şarm eş-Şeyh'te, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve ABD'li mevkidaşı Donald Trump'ın eş başkanlığında, Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmek amacıyla 20'den fazla ülkenin liderlerinin katılımıyla düzenlenecek” denildi.

Cumhurbaşkanlığı daha sonra yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmek için imzalanan anlaşmayı kutlamak üzere 31 ülke ile uluslararası ve bölgesel kuruluşların Şarm eş-Şeyh Barış Zirvesi’ne katıldığını doğruladı.

Şarm eş-Şeyh, geçen hafta uluslararası arabuluculuk heyetleri ile Hamas ve İsrail heyetleri arasında toplantılara ev sahipliği yaptı. Söz konusu toplantılar, ‘Gazze'de ateşkes anlaşmasının’ açıklanmasıyla sona erdi.