BM, Darfur’daki şiddet olaylarının soruşturulmasını talep etti 

Darfur’da mülteci kampında yaşayan bir aile (Reuters)  
Darfur’da mülteci kampında yaşayan bir aile (Reuters)  
TT

BM, Darfur’daki şiddet olaylarının soruşturulmasını talep etti 

Darfur’da mülteci kampında yaşayan bir aile (Reuters)  
Darfur’da mülteci kampında yaşayan bir aile (Reuters)  

Sudan'ın Batı Darfur eyaletinin başkenti Cineyne’de üniformalı güçler ile kimliği henüz belirlenemeyen silahlı gruplar arasında şiddetli çatışmalar çıktı. Cineyne’ye (Geneina) seksen kilometre mesafede olan Kıreynik’te geçtiğimiz günlerde yaşanan şiddet olaylarında 170’e yakın insan hayatını kaybetmişti. Birleşmiş Milletler (BM), Darfur’daki olaylarda sivillerin öldürülmesini kınarken, şiddetin bir an önce sona ermesini ve şeffaf bir soruşturma açılmasını talep etti. Kıreynik’teki saldırılarda yaralananların tedavi edildiği Cineyne Hastanesi civarında, silahlı gruplar arasında hafif ve ağır silahların kullanıldığı şiddetli çatışmalar yaşandığı bildirildi.  
Kıreynik Direktörü Nasır ez-Zeyn Hasan, iki gün önce bölgede yaşanan şiddet olaylarında 151 kişinin öldüğünü ve 96 kişinin yaralandığını tespit ettiklerini söyledi. Hasan, yaşamını yitirenlerin 17’sin çocuk, 27’sinin kadın olduğunu belirtti. Şarku’l Avsat’a açıklamada bulunan Nasır Hasan, Kıreynik’teki güvenlik durumunun nispeten istikrarlı olduğunu ve Sudan ordusunun yaralıları Cineyne’deki hastanelere sevk ettiğini aktardı.  
Şarku’l Avsat’a bilgi veren yerel kaynaklar, Cineyne kentinin merkezinde dün sabah üniformalı askerler ile kimliği bilinmeyen silahlı gruplar arasında şiddetli çatışmalar yaşandığını bildirdi. Kaynaklar, çatışmaların bir tarafında, hükümete bağlı paramiliter bir güç olan Hızlı Destek Kuvvetleri’nin yer aldığı tahminini yürüttü. Şehirde hayat tamamen durdu ve can güvenliği olmayan siviller zorunlu durumlar dışında evlerinden çıkmamaya özen gösterdi. Birçok şehir sakininin can güvenliklerini sağlamak için, Sudan ordusunun ‘müşterek güçlerinin’ karargahlarına sığındığı öğrenildi. Kadınların ve çocukların korkulu bir bekleyiş içinde olduğunu aktaran kaynaklar, Kıreynik’teki olayların bu bölgeye de yansımasından endişe edildiğini söyledi. 
Batı Darfur Valisi Hamis Abdullah Ekber, şiddet olaylarını engellemek adına dün Cineyne’ye ulaştı. Hamis Ekber yurt dışında tedavi görmekteydi.   
Bu arada, Birleşmiş Milletler Sudan Temsilcisi Volker Peretz, Batı Darfur'un Kıreynik bölgesindeki sivil katliamını ve saldırıları kınadı. Peretz şiddetin derhal durdurulması ve soruşturma açılarak sonuçlarının şeffaf bir şekilde kamuoyuna açıklanması çağrısında bulundu. Birleşmiş Milletler Entegre Geçiş Yardım Misyonu UNITAMS’ın, olaylar ve Sudan ordusunun aldığı önlemler hakkında bilgilendirildiğini belirten Peretz, Cuba Barış Anlaşması uyarınca acil bir şekilde ‘ortak güvenlik güçlerinin’ bölgeye konuşlandırılması gerektiğini söyledi. BM’nin Sudan’daki yardıma muhtaç kesimlere insani destek sağlamaya devam edeceğini vurgulayan Volker Peretz, hükümet güçleri de dahil olmak üzere bölgedeki şiddet faillerinin yargılanması gerektiğini belirtti. Birleşmiş Milletler, Sudan makamlarını ve silahlı grupları, sivillerin ve sivil tesislerin korunmasıyla ilgili uluslararası yasalara uymaya çağırdı.   
Öte yandan Batı Darfur Eyaleti Doktorlar Sendikası, son olaylarda yaralananların sağlık durumunun oldukça kötü olduğunu ve hastanelerdeki ekipmanların eksik olduğunu bildirdi. Sendikadan yapılan açıklamada, Sudan ordusunun Kıreynik’teki yaralıları tahliye ettiğini ve daha fazla yaralının tahliye edileceğinin öngörüldüğü belirtilerek, temel tıbbi malzeme desteği istendi. Batı Darfur’da bu yıl yaşanan şiddet olaylarından kaçan 300 binden fazla sivil Çad’a sığındı. Bu yıl Batı Darfur’da 950 bin civarı insanın yerlerinden edildiği tahmin ediliyor.



Rapor: İsrail ordusu Suriye'nin Kuneytra kırsalındaki köylere sızdı

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
TT

Rapor: İsrail ordusu Suriye'nin Kuneytra kırsalındaki köylere sızdı

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)

İsrail ordusunun pazartesi günü Suriye'nin güneyindeki Kuneytra kırsalındaki el-Acref, el-Meşirfe ve Ummu Batina köylerine girerek, bazı evlerin etrafını sarıp arama yaptığı rapor edildi.

Suriye resmi haber ajansı SANA'nın haberine göre İşgalci İsrail ordusunun dört askeri araç ve iki tanktan oluşan bir devriyesi Adnaniya kontrol noktasından yola çıkarak el--Meşirfe köyünden el-Acref köyüne doğru ilerledi ve el-Meşirfa'da durarak bazı evleri aradı.

SANA, yedi askeri araç ve iki tanktan oluşan başka bir İsrail devriyesinin Ummu Batina köyünü bastığını ve köyün batısındaki bir evi kuşattığını bildirdi. Ancak bu eylemin nedenleri veya amaçları hakkında herhangi bir bilgi vermedi.

İsrail, Suriye’de geçtiğimiz aralık ayında Beşşar Esed rejiminin düşmesinden sonra Suriye ordusunun askeri tesislerini yok etmek ve altyapılarının yeniden inşa edilmesini önlemek amacıyla bu tesisleri hedef almıştı. Ayrıca Şam, Kuneytra ve Deraa çevresindeki kırsal bölgelere kara harekâtları düzenleyerek Suriye ile İsrail arasındaki sınırdaki tampon bölgeyi kontrolü altına aldı. Daha sonra sınır bölgelerinde baskınlar düzenleyerek çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.


Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

TT

Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani dün yaptığı açıklamada, Irak'ın ülkedeki tüm silahları devletin kontrolüyle sınırlandırmayı taahhüt ettiğini, ancak bazı milis grupların işgal gücü olarak gördüğü ABD liderliğindeki askeri koalisyon ülkede kaldığı sürece bunun başarılı olamayacağını söyledi.

Sudani, radikal İslamcı grupların oluşturduğu tehdidin önemli ölçüde azalması nedeniyle, DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyon’un (DMUK) İran'ın en yakın Arap müttefiklerinden biri olan Irak'tan 2026 yılının eylül ayına kadar çekilme planının hala geçerli olduğunu vurguladı.

Bağdat'ta Reuters’a konuşan Başbakan Sudani, “DAEŞ diye bir şey yok. Güvenlik ve istikrar mı? Allah’a şükür, bunlar mevcut. (2014 yılında kurulmasından bu yana DMUK’a katılan ülkelerin sayısına atıfla) DMUK’ta 86 ülkenin varlığı için bana tek bir mazeret gösterin” ifadelerini kullandı.

Silahlarını teslim ettikten sonra grupların resmi güvenlik güçlerine veya siyasi sahneye entegre edilebileceğine işaret eden Sudani, “Bu yüzden devlet kurumları dışındaki tüm silahları ortadan kaldırmak için kesin bir program olacak. Herkesin istediği de bu” ifadelerini kullandı.

Savaşa sürüklenmeyeceğiz

Irak, ABD'nin baskısı altında, İran destekli grupları silahsızlandırmak gibi siyasi açıdan hassas bir görevi yerine getirmenin bir yolunu arıyor. ABD, Sudani'nin, diğer Şii grupları da içeren bir çatı örgütü olan Haşdi Şabi (Halk Seferberlik Güçleri) ile bağlantılı silahlı grupları dağıtmasını istediğini açıklamıştı. Haşdi Şabi resmi olarak Irak güvenlik güçlerinin bir parçası ve çatısı altında İran yanlısı bazı grupları barındırıyor.

Öte yandan ABD ve Irak, Amerikan askerlerinin aşamalı olarak geri çekilmesi konusunda anlaşmaya vardı. Tam çekilmenin gelecek yılın sonuna kadar tamamlanması bekleniyor. Asker sayısındaki ilk azalma bu yıl başladı.

Irak Başbakanı Sudani, Reuters’a verdiği röportaj sırasında Lübnan'daki Hizbullah gibi bölgedeki devlet dışı silahlı gruplara yönelik artan uluslararası baskı sorulduğunda, “Ortadoğu'da ABD ve İsrail’in nüfuzuna karşı çıkan ‘direniş ekseni’ olarak bilinen İran destekli grubun bir parçası olan bu gruplara yönelik baskı artacak. Allah’ın izniyle, o gün gelecek. Buradaki durum Lübnan'dakinden farklı” yanıtını verdi.

Başbakan Sudani, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Irak’ın güvenliği ve istikrarı koruma konusundaki tutumu açık ve devlet kurumları savaş ve barış konusunda karar verme yetkisine sahip. Hiçbir taraf Irak'ı savaşa veya çatışmaya sürükleyemez.”

İran, 2003 yılında ABD öncülüğündeki işgal hareketinin Saddam Hüseyin rejimini devrilmesinden bu yana Irak'ta önemli bir nüfuz kazanırken bu durum, İran destekli silahlı gruplara büyük bir siyasi ve askeri güç sağladı.

Irak’ta art arda gelen hükümetler, birbirine düşman olan İran ve ABD'yi Bağdat'ın müttefiki olarak tutmak konusunda büyük zorluklarla karşı karşıya kaldı. ABD, İran'a ağır yaptırımlar uygularken, Irak Tahran ile güçlü ticari ve ekonomik bağlara sahip.

ABD’den büyük yatırımlar çekme konusu, 2003 yılından bu yana mezhep çatışmalarının yanı sıra yıllardır ciddi ekonomik sorunlar yaşayan Irak için en önemli önceliklerden biri.


Fransa, Lübnan'dan Esed'in 3 generalinin tutuklanmasını istedi

Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
TT

Fransa, Lübnan'dan Esed'in 3 generalinin tutuklanmasını istedi

Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)

Fransa, Lübnan'dan, devrik Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimindeki üç üst düzey generalin, Fransız vatandaşlarının ölümüne yol açan savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işledikleri gerekçesiyle bulunup tutuklanmasını istedi.

Önde gelen bir Lübnanlı yargı kaynağı Şarku'l Avsat'a, Başsavcı Hakim Cemal Hacer'in, Fransız yargısından, Lübnan'dan "Beşşar Esed rejiminde Hava Kuvvetleri İstihbarat Müdürlüğü Başkanı olan Tümgeneral Cemil Hasan'ı, Ulusal Güvenlik Bürosu Müdürü Tümgeneral Ali Memlük'ü ve Hava Kuvvetleri İstihbarat Müdürlüğü Soruşturma Şubesi Başkanı Tümgeneral Abdülselam Mahmud'u bulmasını, soruşturma ve inceleme yapmasını, Lübnan'da bulunmaları halinde tutuklamasını ve Fransız yetkililere teslim etmesini" isteyen bir yargı talebi içeren resmi bir telgraf aldığını açıkladı.

İlginçtir ki, yargı kaynağına göre Fransa'nın yardım talebi, "adı geçen kişilerle düzenli olarak iletişim kuran Lübnan telefon numaralarını da içeriyordu; bu durum, Fransız makamlarının Esed rejimindeki üst düzey isimleri takip etme kapsamında yürüttüğü iletişim izlemeleriyle de doğrulandı." Yargı kaynağı, bu konunun "İç Güvenlik Kuvvetleri Bilgi Şubesi tarafından yürütülecek takip ve soruşturmaların merkezinde yer alacağını" vurguladı.