Rus güvenlik şirketi Wagner'in "Libya’daki paralı askerlerini çektiği" iddiasıhttps://turkish.aawsat.com/home/article/3619776/rus-g%C3%BCvenlik-%C5%9Firketi-wagnerin-libya%E2%80%99daki-paral%C4%B1-askerlerini-%C3%A7ekti%C4%9Fi-iddias%C4%B1
Rus güvenlik şirketi Wagner'in "Libya’daki paralı askerlerini çektiği" iddiası
Fotoğraf: AA
Trablus/AA
TT
TT
Rus güvenlik şirketi Wagner'in "Libya’daki paralı askerlerini çektiği" iddiası
Fotoğraf: AA
Rus güvenlik şirketi Wagner'in, Libya’daki 1000 paralı askerini Ukrayna savaşında kullanmak üzere Rusya'ya çektiği öne sürüldü.
Konuyla ilgili haber, İngiltere merkezli yayın yapan Middle East Eye (MEE) internet sitesinde yayımlandı.
Haberde, Rus güvenlik şirketi Wagner'in yaklaşık 1000 paralı askerini, Rus ordusunun Ukrayna’daki kayıplarını telafi etmek üzere Libya’dan çektiği iddiası yer aldı.
Libyalı askeri uzmana göre ülkede 900 paralı asker kaldı
Anadolu Ajansı (AA) muhabirine geçen ay açıklama yapan Libyalı askeri uzman Albay Adil Abdulkafi, Libya topraklarında varlık gösteren Wagner'e bağlı paralı asker sayısının 2 bin 200 civarında olduğunu söylemişti.
"Rusya, Ukrayna'daki savaş nedeniyle 1300 paralı askerini çekmeye karar verdi. Ülkede yaklaşık 900 paralı asker kaldı" diyen Abdulkafi, Sirte ile Cufra'yı birbirine bağlayan yoldaki paralı askerlerin çekildiğini, stratejik Cufra Hava Üssü ve Barak Şatı Hava Üssü'ndeki mevzilerin güçlendirildiğini ifade etmişti.
Libya'daki Wagner varlığı
Eylül 2020'de Batı medyasında yayımlanan BM raporlarına göre, Wagner paralı askerleri Ekim 2018 itibarıyla Libya'da faaliyet göstermeye başladı. Söz konusu raporlara göre paralı askerlerin sayısı 800 ile 1000 arasında değişiyor.
Ancak Wagner'in Libya'daki rolü, şirkete bağlı paralı askerlerin Libya'nın doğusundaki silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'in Nisan 2019'da başkent Trablus'a başlattığı saldırılara katılmalarının ardından daha güçlü hale geldi.
Wagner'e bağlı paralı askerlerin, Mayıs 2020'de çatışmaların yaşandığı cephelerden çekilmesiyle de Hafter'in yönettiği Libya'nın doğusundaki askeri güçler çöküşe geçerek, Sirte ve Cufra'ya çekildi.
Filistinli sağlık görevlisi, 15 meslektaşının öldürülmesiyle yaşadığı travmayı anlattıhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5131087-filistinli-sa%C4%9Fl%C4%B1k-g%C3%B6revlisi-15-meslekta%C5%9F%C4%B1n%C4%B1n-%C3%B6ld%C3%BCr%C3%BClmesiyle-ya%C5%9Fad%C4%B1%C4%9F%C4%B1-travmay%C4%B1
Filistinli sağlık görevlisi, 15 meslektaşının öldürülmesiyle yaşadığı travmayı anlattı
Filistinli sağlık görevlilerinin cenazeleri Han Yunus'a ulaşırken bir sağlık görevlisi genç bir adama sarılıyor. (AFP)
Filistinli sağlık görevlisi Münzir Abid, geçtiğimiz mart ayında Gazze Şeridi'nin güneyinde İsrail askerlerinin bir ambulans konvoyuna ateş açarak 15 meslektaşını öldürdüğünü gördüğünde yaşadığı ‘korkunç’ saatleri anlattı.
45 yaşındaki Abid, Filistin Kızılayı, Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü ve Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarının öldürüldüğü 23 Mart saldırısından sağ kurtulan tek kişi. Filistin Kızılayı'na göre, Refah bölgesindeki bir İsrail saldırısının ardından gelen çağrıya cevap vermek için seyahat ediyorlardı.
Abid, “Bu, gördüğüm ve yaşadığım eziyet nedeniyle hayatım boyunca unutamayacağım bir gün… Beni öldüreceklerinden çok korkuyordum” dedi.
Abid, Refah'ın batısında bulunan Tel es-Sultan bölgesindeki el-Haşaşin mahallesinde yaralanmalarla ilgili bir çağrı aldıktan sonra şoför Mustafa el-Havace ve sağlık görevlisi İzzeddin Şaat ile birlikte bir ilk yardım aracında seyahat ettiğini anlattı.
Hâlâ şokta olan adam, arabanın ışıklarını yaktığını ve korna çaldığını söyledi. Abid, “Birdenbire aracın üzerine yoğun ve doğrudan ateş açıldı. Kendimi korumak için yüzüstü yattım. Meslektaşımın sesini duymadım, ölümün sesini duydum. Korkunçtu” ifadelerini kullandı.
İsrail saldırısından bir hafta sonra Refah'ta 8 sağlık görevlisi için cenaze namazı kılındı. (DPA)
O anda telefonunu kullanmaya cesaret edememiş. Sonrasında insanların İbranice konuştuğunu duyduğunu ifade eden Abid, “Aracın kapısı açıldı ve işgal özel kuvvetlerinin silahlı ve üniformalı üyeleri beni araçtan çıkardı. Başımı yere koydular ve sonra tüm kıyafetlerimi çıkardılar. Beni sorguladılar ve silahlarla sırtıma, göğsüme ve ayaklarıma vurdular” şeklinde konuştu.
Bu sırada olay yerine gelen bir sivil savunma aracı gördüğünü ve askerlerin ona da ateş ettiğini söyledi.
Ölü ya da diri
Abid sözlerini şöyle sürdürdü: “O sırada meslektaşlarımın akıbetini bilmiyordum. Hayatta olup olmadıklarını bilmiyordum. Bizimle birlikte olan bir meslektaşımın telefonunun çaldığını duyunca biraz rahatladım... İçlerinden birinin halen hayatta olduğunu düşündüm.”
Abid, askerlerle birlikte olduğu süre boyunca, akıbeti bilinmeyen sağlık görevlisi Esad el-Menasıra'yı gördüğünü söyledi. O da askerler tarafından gözaltına alınmış, çırılçıplak soyulmuş, dizlerinin üzerine çöktürülmüş ve gözleri bağlanmıştı.
Söz konusu operasyon, başta insani yardım kuruluşları ve uluslararası örgütler olmak üzere uluslararası alanda kınandı.
Cenazeler günler sonra cesetleri toprağa gömülü halde bulundu.
Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) tarafından yapılan açıklamada, “İlk sağlık ekibi 23 Mart'ta İsrail ateşiyle öldürüldü. Diğer acil yardım ve ambulans ekipleri kayıp meslektaşlarını ararken saatlerce birbiri ardına saldırıya uğradı” denildi.
İsrail ordusu ateş açıldığını kabul etti, ancak bunun ‘teröristlere’ ve İsrailli yetkililere önceden bildirimde bulunmadan seyahat eden ve ışıklarını kapatan ‘şüpheli araçlara’ yönelik olduğunu iddia etti.
Ancak Filistin Kızılayı cumartesi günü, sağlık görevlilerinden birinin cep telefonunda bulunan bir video yayınladı. Videoda, amblemi açık, ışıkları yanan ambulansların yolda ilerlerken durdukları ve ağır silah seslerinin duyulduğu görülüyor.
Filistin Kızılayı, İsrail güçlerini sağlık görevlilerinin bedenlerine ‘öldürme kastıyla’ ateş açmakla suçladı.
İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir pazartesi günü, operasyonla ilgili soruşturmanın ‘derinleştirilmesi’ talimatını verdi.
‘Dehşet verici bombardıman’
Münzir Abid, Tel es-Sultan'da tanık olduklarını şöyle anlattı: “İsrail tankları bölgeyi kuşattı, havada insansız hava araçları (İHA) vardı ve çok korkunç bir bombardıman sesi duydum. Yakınlarda korku içinde çığlık atan insanların sesleri de duyuluyordu. Ondan sonra bir subay geldi. Ellerimi çözdü, üzerime bir ceket ve pantolon giydirdi ve bana ‘Bize yardım etmek zorundasın’ dedi.”
Filistin Kızılayı, İsrail ordusunun ambulanslara açtığı ateş sonucu ölen 15 sağlık görevlisinin cesedini çıkardı. (AFP)
İsrail subayının isteğiyle yerinden edilmiş bir grup insana doğru yürüyen Abid ‘korkmasınlar diye’ kendini tanıtmış. “Çocuklar çığlık atıyordu ve ben onları sakinleştirmeye çalıştım” diyen Abid, İsrailli subayın isteği üzerine yerinden edilmiş kişilere iki kategoriye ayrılmalarını söylemiş: erkekler ve yaşlılar ile kadınlar ve çocuklar.
Abid daha sonra subaya kendisini serbest bırakıp bırakmayacaklarını sorduğunda şu cevabı almış: “Seni soruşturacağız ve dosyana bakacağız.”
Filistinli sağlık görevlisi Münzir Abid daha sonra serbest bırakıldı ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a geri döndü.