Unutulan Suriye’ye Arap-Batı hattından ziyaret

Arap Birliği ve Avrupa Birliği ile Batılı ülkelerin temsilcileri Paris’te Suriye gündemiyle toplandılar. (Twitter)
Arap Birliği ve Avrupa Birliği ile Batılı ülkelerin temsilcileri Paris’te Suriye gündemiyle toplandılar. (Twitter)
TT

Unutulan Suriye’ye Arap-Batı hattından ziyaret

Arap Birliği ve Avrupa Birliği ile Batılı ülkelerin temsilcileri Paris’te Suriye gündemiyle toplandılar. (Twitter)
Arap Birliği ve Avrupa Birliği ile Batılı ülkelerin temsilcileri Paris’te Suriye gündemiyle toplandılar. (Twitter)

Fransa’nın başkenti Paris’te, iki gün önce, Arap Birliği ve Avrupa Birliği ile Batılı ülkelerin temsilcilerinin katılımıyla Suriye konulu düzenlenen basına kapalı toplantının gündeminde Ukrayna da vardı. Ukrayna’nın gündeme gelmesi, siyasi olarak unutulmuş, coğrafi olarak bölünmüş ve ekonomik çöküş yaşayan bir Ortadoğu ülkesinde Rus-Batı çatışması bağlamında gerçekleşti. 
Fransız Büyekelçi Brigitte Cormy’nin çağrısıyla gerçekleşen Paris toplantısının temel amacı, Suriye sahasında farklı seviyelerde varlık gösteren Arap ve Batılı güçlerin muhtemel çatışmalarının engellenmesiydi. Toplantıya katılan ülkeler aynı zamanda 10 Mayıs’ta Brüksel’de, Suriye ve Bölgenin Geleceğinin Desteklenmesi Konferansı başlıklı 6'ncı Brüksel Konferansı'nın hazırlıklarınıplanladı. Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen'in katılımıyla yapılan toplantıdan önce katılımcı ülke temsilcileri ikili görüşmeler gerçekleştirdiler. Bu toplantıda yine daha önce defalarca tartışılan konular gündeme geldi ve benzer fikirler dillendirildi.
Toplantının gündeminde olan konulardan biri de İngiliz  gazetesi The Guardian'ın, 2013'te Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’e bağlı askeri istihbaratın Şam’daki Tedamun bölgesinde onlarca sivilin infaz edilmesine dair yayınladığı görüntülerdi. ABD temsilcisi Ethan Goldrich ve bazı Avrupalı meslektaşları, suçluların yargılanarak cezalandırılması gerektiğini vurguladı ve ABD Kongresi tarafından onaylanan Sezar Yasası'nın aktif bir şekilde uygulanması çağrısında bulundu. Toplantıda Avrupa ülkelerinde ‘Suriye’deki savaş suçlarından sorumlu olanların yargı süreçlerine’ dair bilgi paylaşımında bulunuldu ve Arap ülkelerine Suriye rejimi ile normalleşme adımı atmamalarının niçin gerekli olduğu anlatıldı.  
Toplantının bir diğer gündemi ise Ukrayna savaşıydı. Ukrayna’da Rusya ve Batılı ülkeler arasındaki keskin karşıtlık bu toplantıya da yansıdı. Birleşmiş Milletlerin Suriye’ye muhalefetin kontrolündeki sınır bölgelerinden sağladığı yardım mekanizmasının süresi temmuz ayında sona eriyor. Rusya’nın söz konusu mekanizmayı engelleyeceğine yönelik endişeler var. 2021 Haziran ayında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Joe Biden arasında Suriye ile ilgili iş birliği konularından geriye sadece Fırat’ın doğu ve batısında iki ülke ordularının ‘çatışmasının önlenmesine’ yönelik uzlaşı kaldı.
Paris toplantısında Batı ülkelerin, Suriye rejimini Rusya’nın bir uzantısı olarak gördükleri netleşti. Nitekim Suriye rejimi Rusya’nın Ukrayna savaşını ateşli bir şekilde desteklemişti. Bu sebeple Batılı ülkeler, Suriye rejiminin hesap vermesini sağlamak adına bir yöntem arayışında olduklarını gizlemediler. Arap ülkelerinin tutumu ise çelişkiliydi. Bazı Arap ülkeleri Rusya’yı destekleyip Suriye rejimi ile normalleşmeyi savunurken, bazı ülkeler ise Suriye’nin imarından pay alabilmek adına yaptırımların etrafından dolanmanın yollarını aradıkları yönünde bir izlenim bıraktılar. Bazı Arap ülkeleri ise Ukrayna’da Batı ve Rusya arasındaki kutuplaşmanın, Suriye halkının dramını ağırlaştırmasına yönelik endişelerini dile getirdiler. Her halükarda Ukrayna meselesi, Arap ve Batılı ülkelerin Suriye yaklaşımında kendine önemli bir yer buldu.  
Toplantıda ele alınan üçüncü konu ise BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen’in Suriye krizinin çözümünde ‘adım adım’ ilerlenmesi önerisiydi. Pedersen’e göre önce insani yardımlar hususunun netleştirilmesi, ardından ateşkes ve yaptırım konularının ele alınması gerekiyordu. Daha sonra mülteciler, yerinden edilenler ve mahkumların meseleleri ele alınmalıydı. Toplantıda, Rus-ABD anlaşmazlığı gölgesinde bu konularda ne tür ilerlemeler sağlanabileceği tartışıldı. Moskova ve Şam yönetimlerinin, bu öneriye onay verip vermeyecekleri değerlendirildiler. Nitekim Rusya, ‘anayasal süreç’ tartışmalarının öncelikli olduğunu savunuyor, Şam yönetimi ise ABD ve Türkiye’nin Suriye’deki askeri varlıkları sona ermeden herhangi bir çözüm önerisine katkı sağlamaya karşı. 
Genel Suriye krizinin çözümü için büyük küresel güçlerin ciddi ve güçlü bir girişimi olduğundan söz edilemez. Pedersen’in ‘aşamalı çözüm’ önerisi için de herhangi bir takvim belirlenmiş değil. Geir Pedersen, Suriye Anayasa Komitesi'nin 8’inci oturumunun 28 Mayıs-3 Haziran tarihleri arasında Cenevre'de düzenleneceğini duyurmuştu. Söz konusu oturumun, Ukrayna savaşının gölgesinde gerçekleşecek olması beklentilerin düşük olmasına neden oluyor. Paris toplantısı, Batılı ve Arap ülkelerinin ‘unutulmuş Suriye’ye’ yaptıkları ve unutulmadığını söyledikleri bir ziyaret mesabesindeydi. Ancak bu toplantılarda, Suriye meselesinin başka dosyaların bir uzantısı ve Moskova-Washington ilişkilerinin esiri olduğu da ortaya çıktı.  



Gazze ateşkesi: Arabulucuların çıkmazı aşmak için seçenekleri neler?

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Endonezya Hastanesi’nde kefene sarılmış kızı için ağlayan Filistinli bir baba (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Endonezya Hastanesi’nde kefene sarılmış kızı için ağlayan Filistinli bir baba (AFP)
TT

Gazze ateşkesi: Arabulucuların çıkmazı aşmak için seçenekleri neler?

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Endonezya Hastanesi’nde kefene sarılmış kızı için ağlayan Filistinli bir baba (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Endonezya Hastanesi’nde kefene sarılmış kızı için ağlayan Filistinli bir baba (AFP)

Hamas'ın 7 Ekim 2023'ten bu yana devam eden savaşı sona erdirecek kapsamlı bir anlaşmanın imzalanması önceliğinde ısrar etmesi ve geçici ateşkes önerisini göz ardı etmesinden sonra Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasının tekrar başlaması yeni bir krizle karşı karşıya.

Özellikle İsrail'in gerilimi artırması ve ABD Başkanı Donald Trump'ın önümüzdeki ay bölgeye yapacağı ziyaretin yaklaşması nedeniyle ateşkes anlaşmasını kabul etmeye kapıyı kapatmayan Hamas, daha önce Doha'da liderleriyle görüşen ABD Başkanı Donald Trump'ın rehine işlerinden sorumlu özel temsilcisi Adam Boehler'e kapsamlı bir anlaşmanın imzalanması konusunda pozisyonlarının aynı olduğunu bildirdi. Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar bu durumu, Filistin hareketinin manevraları ile Binyamin Netanyahu hükümetinin gerilimi artırması arasında çok zor ‘parmak ısırma’ aşamasının tanımı olarak görüyor.

Uzmanlar arabulucuların rolü konusunda, kapsamlı bir anlaşmaya varmaya ya da iki tarafı yeniden yakınlaştırmaya çalışmak ile Hamas'ın hafta ortasında İsrailli muadile sunulmadan önce prensipte kabul ettiği son Mısır önerisine göre, ABD'nin ve muhtemelen Türkiye'nin desteği ve garantisiyle kapsamlı bir anlaşmaya yol açacak kısmi ateşkesi kabul etmeleri için iki tarafa baskı yapmak arasında bölünmüş durumda.

Alternatif bir öneri sunan Hamas'ın Gazze'deki lideri Halil el-Hayye, perşembe akşamı televizyonda yaptığı konuşmada, ‘hareketin, İsrail'in bölgeden çekilmesini garanti altına alan ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdiren bir anlaşma çerçevesinde, tüm esirlerin İsrail tarafından alıkonulan mutabık kalınan sayıda Filistinliyle takas edilmesini öngören bir anlaşmayı derhal müzakere etmeye hazır olduğunu’ söyledi. El-Hayye, “Tüm esirlerin ve işgal tarafından tutulan mutabık kalınan sayıda mahkûmun serbest bırakılmasını içeren kapsamlı bir paket üzerinde müzakerelere derhal başlamaya hazır olduğumuzu yineliyoruz. Bunun karşılığında işgal, halkımıza karşı yürüttüğü savaşı tamamen durdurmalı ve Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmelidir” ifadelerini kullandı.

El-Hayye sözlerini şöyle sürdürdü: “Kısmi anlaşmalar Netanyahu ve hükümeti tarafından, bedeli tüm esirlerin feda edilmesi olsa bile, imha ve açlık savaşının sürdürülmesine dayalı siyasi gündemine bir kılıf olarak kullanılıyor. Biz bu politikanın bir parçası olmayacağız.”

El-Hayye, ABD Özel Temsilcisi Adam Boehler'in esir dosyası ve savaşın birlikte sona erdirilmesi yönündeki tutumunu memnuniyetle karşılayarak, bunun, ‘hareketin kapsamlı bir anlaşmaya varılması yönündeki tutumuyla kesiştiğini’ söyledi. Diğer yandan, ‘Hamas'ın bizim şartlarımıza uygun bir şey sunması halinde bu teklife sıcak baktıklarını’ belirten Boehler, esirler konusunda kapsamlı bir anlaşmaya varılması ihtimalinin her zaman mevcut olduğunu ifade etti.

erlerinden edilmiş Gazzeli kadın ve çocuklar, eşyalarıyla birlikte bir kamyonetin arkasında seyahat ediyorlar. (AFP)Yerlerinden edilmiş Gazzeli kadın ve çocuklar, eşyalarıyla birlikte bir kamyonetin arkasında seyahat ediyorlar. (AFP)

CNN, ismi açıklanmayan bir Hamas liderinin pazartesi günü “Kahire'den gelen İsrail teklifini reddediyoruz ve kapsamlı bir anlaşma istiyoruz” dediğini aktardı.

Maariv gazetesi tarafından dün yayınlanan yeni bir ankete göre İsraillilerin yüzde 62'si çatışmaların durdurulması ve Gazze Şeridi'nden çekilme karşılığında tüm esirlerin bir kerede serbest bırakılacağı bir anlaşmaya destek verirken, yüzde 21'i buna karşı çıktı, yüzde 17'si ise fikrini belirtmedi.

Hamas'ın tutumunun ardından dün İsrailli bir güvenlik kaynağı, ‘İsrail'in Gazze Şeridi üzerindeki askeri baskıyı yoğunlaştıracağını, bu reddin Hamas'a ve üst düzey yetkililerine zarar vereceğini, havadan, denizden ve karadan askeri baskının artacağını’ söyledi. Maliye Bakanı Bezalel Smotrich dün X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, “Hamas'a cehennemin kapılarını açmanın ve Gazze Şeridi'ni tamamen işgal edene kadar çatışmaları yoğunlaştırmanın zamanı geldi” dedi.

Mısırlı askeri uzman Tümgeneral Semir Ferec, “Hamas'ın nihai çözüme adım adım değil, bir kezde ulaşılmasını istediğini ve bu isteğin ABD'nin arzusuyla uyumlu olduğunu” belirterek, bunun Trump'ın Ortadoğu ziyareti öncesinde Amerikan baskısıyla karşılaşabilecek olan Binyamin Netanyahu'nun arzusuyla çeliştiğine işaret etti.

Beyt Lahiya'da İsrail saldırısında öldürülen akrabaları için ağlayan Filistinli bir kadın (AFP)Beyt Lahiya'da İsrail saldırısında öldürülen akrabaları için ağlayan Filistinli bir kadın (AFP)

Filistinli siyasi analist Dr. Eymen er-Rakab, askıdaki ateşkesin ‘parmak ısırma’ aşamasında olduğuna inanıyor. Özellikle de Beyaz Saray'daki toplantıda Trump'ın talimatıyla bu ayın sonuna kadar mühleti olduğunun farkına varan Netanyahu'nun büyük tırmanışıyla birlikte bu çok zor bir aşama. İsrail medyasına sızan bilgilere göre Hamas da bunun farkında ve bu nedenle İsrail Başbakanı üzerindeki baskıyı arttırmayı reddediyor.

Er-Rakab, İsrail'in önerisinin Netanyahu tarafından reddedilmek üzere sunulduğunu, özellikle de çekilmeden ya da esirlerin serbest bırakılmasının anahtarlarından bahsetmemesi gibi birçok kusuru olduğunu ve Hamas'ın ‘kapsamlı bir anlaşma’ çağrısında bulunan yanıtının Washington'dan gelen önceki açıklamalarla örtüştüğü için İsrail içinde geniş kabul gördüğünü belirtti.

Başta Kahire ve Doha olmak üzere arabulucular Hamas'ın pozisyonu hakkında yorum yapmadı. Ancak Halil el-Hayye'nin kapsamlı bir anlaşmaya bağlı kalınması yönündeki konuşmasından önce Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani perşembe günü Moskova'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede, “Filistin halkının acılarını sona erdirecek bir anlaşmaya varmak için görüşleri yakınlaştırmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

İsrail'in Gazze'nin Şucaiyye mahallesinde bir konuta düzenlediği saldırının gerçekleştiği bölgeyi inceleyen Filistinli arama kurtarma görevlileri (AFP)İsrail'in Gazze'nin Şucaiyye mahallesinde bir konuta düzenlediği saldırının gerçekleştiği bölgeyi inceleyen Filistinli arama kurtarma görevlileri (AFP)

Er-Rakab, Mısır ve Katar'ın Hamas'ın ‘kapsamlı bir anlaşma’ talebini dikkate almaksızın kısmi bir ateşkese varmak ve uzlaşmaya yönelik yaklaşımlar oluşturmak için agresif bir şekilde hareket edeceğine inanıyor. Hamas, Mısır'ın kalıcı bir ateşkesin önünü açan son kısmi önerisini kabul etmeye istekli. İsrail hafta ortasında, hareketin silahsızlandırılmasını da içeren bir teklifle karşılık verdi, ancak bu teklif reddedildi.

Mısır ve Katar krizi çözüp görüşleri yakınlaştırana kadar Washington'un önemli bir adım atmayacağına inanan Ferec, ABD'nin Hamas'a garanti vermesi koşuluyla Trump'ın bölgeye yapacağı ziyaret öncesinde özel bir baskıyla ABD müdahalesinin belirleyici olacağına inanıyor.

Ferec'e göre arabulucuların ‘kapsamlı anlaşmanın’ tamamlanması, ABD taahhüdü ve pratikte savaş öncesiyle aynı olmayan silahsızlanmanın reddinin nasıl aşılacağına dair anlayışlar dışında bir seçeneği yok.