İktidardan vazgeçmeyen Dibeybe'den Trablus’u savunma sözü

Dibeybe, iktidar savaşı krizinin ancak Libya seçimlerinin yapılmasıyla aşılabileceğini söyledi

Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Abdulhamid Dibeybe (EPA)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Abdulhamid Dibeybe (EPA)
TT

İktidardan vazgeçmeyen Dibeybe'den Trablus’u savunma sözü

Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Abdulhamid Dibeybe (EPA)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Abdulhamid Dibeybe (EPA)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe Temsilciler Meclisi tarafından desteklenen rakibi Fethi Başağa’nın hükümeti ile aralarındaki iktidar savaşı krizinin ancak önümüzdeki hazirana kadar parlamento seçimlerinin yapılması ile çözülebileceğini söyledi. Ayrıca saldırıya uğrarsa başkent Trablus'u savunacağına dair söz verdi.
Dibeybe iki akşam önce memleketi Misrata’da (batı) yaptığı bir toplantıda, hükümetinin esas amacının seçimleri yapmak ve iktidarı seçilmiş bir hükümete devretmek olduğunu belirtti. Mevcut krizin çözümüne yönelik ‘tüm yolların kapandığını’ belirten Dibeybe, “İsteseler de istemeseler de seçimlerden başka yol kalmadı. Asker veya huzur bozan kişilerin olmadığı sivil bir devlet istiyoruz” dedi. İçişleri Bakanlığı ve Yüksek Seçim Komisyonu’nun seçimleri yapmaya hazır olduğunu vurgulayarak “Önümüzdeki haziran ayında seçimleri ilan edeceğiz. Seçim Komisyonu seçimlerin yapılmasını istemezse komisyon olarak biz süreci yöneteceğiz” dedi.
Öte yandan Dibeybe, Mısırlı ünlü iş insanı Necip Saviris ile sözlü atışmaya girdi. Saviris, Dibeybe’nin koltuğundan vazgeçmeyip kişisel çıkarlarını Libya'nın çıkarlarının önüne koymasını eleştirdi. Bunun üzerine Dibeybe, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Saviris’in ismini doğrudan vermeden “Herhalde adresi karıştırdın... Burası Libya... Aslanların ülkesi, edebin yurdu... Striptiz festivali değil” ifadelerini kullanarak Saviris tarafından düzenlenen El Gouna Film Festivali’ne işaret etti.
Saviris “Tarih, Dibeybe’yi kendi çıkarları için vatanın istikrarının önünde duran ve şahsi çıkarlarını ülkesinin çıkarlarına tercih eden biri olarak hatırlayacak” dedi.
Saviris daha sonra Libya’da ekonomik anlamda bir arzusunun olmadığını sadece Libya’yı sevdiği için bir şeyler söylediğini belirtti.
Öbür taraftan Dibeybe hükümetine bağlı Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad, hala kendisini Dibeybe ve Başağa arasındaki iktidar mücadelesinden uzak tutmaya çalışıyor. Ordunun şahısların ihtiraslarına ve belirli grupların arzularına boyun eğmemesi gerektiğini söyleyen Haddad, iki gün önce Harp Okulu’ndan mezun olan 50 subayla gerçekleştirdiği buluşmada, bu müessesenin devletin en prestijli müesseselerinden biri olması hasebiyle rolü ve mesleki önemini vurguladı. Mezunlara hitaben yaptığı konuşmasında “Terörle mücadelede ve onun kökünü kazımadaki rolünüz büyüktü. Dışı süslü içi yalan yanlış şahsi hırslarla dolu sloganlarla kimsenin sizi aldatmasına ya da kandırmasına müsaade etmeyin” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams, Paris’te Fransa'nın Libya Özel Temsilcisi Paul Soler ve üst düzey Fransız yetkililere, Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi’nden oluşan ortak komite için Kahire’de yakın bir zamanda yapılan istişareler de dahil olmak üzere Libya’daki mevcut durum hakkında bilgi verdiğini kaydetti. Komitenin önümüzdeki ayın ortasında Kahire'de bir takip toplantısı düzenlemeyi planladığını aktardı.
Williams iki gün önce yaptığı açıklamada söz konusu görüşmede, Libya’daki seçimlerin sağlam bir anayasal çerçeveye dayalı bir şekilde derhal yapılması amacıyla ülkedeki seçim ve anayasa ile ilgili sürecin desteklenmesinin önemine ve güvenlik ve ekonomik yolların sürekliliğini korumak için çalışmaların yapılmasını sağlamanın önemine vurgu yapıldığını belirtti. Williams “Sahada sakinliği korumanın ve farklı görüşlere sahip ilgili taraflar arasındaki diyaloğu desteklemenin gerekliliği konusunda anlaştık” ifadelerini kullandı.



Filistinli sağlık görevlisi, 15 meslektaşının öldürülmesiyle yaşadığı travmayı anlattı

Filistinli sağlık görevlilerinin cenazeleri Han Yunus'a ulaşırken bir sağlık görevlisi genç bir adama sarılıyor. (AFP)
Filistinli sağlık görevlilerinin cenazeleri Han Yunus'a ulaşırken bir sağlık görevlisi genç bir adama sarılıyor. (AFP)
TT

Filistinli sağlık görevlisi, 15 meslektaşının öldürülmesiyle yaşadığı travmayı anlattı

Filistinli sağlık görevlilerinin cenazeleri Han Yunus'a ulaşırken bir sağlık görevlisi genç bir adama sarılıyor. (AFP)
Filistinli sağlık görevlilerinin cenazeleri Han Yunus'a ulaşırken bir sağlık görevlisi genç bir adama sarılıyor. (AFP)

Filistinli sağlık görevlisi Münzir Abid, geçtiğimiz mart ayında Gazze Şeridi'nin güneyinde İsrail askerlerinin bir ambulans konvoyuna ateş açarak 15 meslektaşını öldürdüğünü gördüğünde yaşadığı ‘korkunç’ saatleri anlattı.

45 yaşındaki Abid, Filistin Kızılayı, Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü ve Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarının öldürüldüğü 23 Mart saldırısından sağ kurtulan tek kişi. Filistin Kızılayı'na göre, Refah bölgesindeki bir İsrail saldırısının ardından gelen çağrıya cevap vermek için seyahat ediyorlardı.

Abid, “Bu, gördüğüm ve yaşadığım eziyet nedeniyle hayatım boyunca unutamayacağım bir gün… Beni öldüreceklerinden çok korkuyordum” dedi.

Abid, Refah'ın batısında bulunan Tel es-Sultan bölgesindeki el-Haşaşin mahallesinde yaralanmalarla ilgili bir çağrı aldıktan sonra şoför Mustafa el-Havace ve sağlık görevlisi İzzeddin Şaat ile birlikte bir ilk yardım aracında seyahat ettiğini anlattı.

Hâlâ şokta olan adam, arabanın ışıklarını yaktığını ve korna çaldığını söyledi. Abid, “Birdenbire aracın üzerine yoğun ve doğrudan ateş açıldı. Kendimi korumak için yüzüstü yattım. Meslektaşımın sesini duymadım, ölümün sesini duydum. Korkunçtu” ifadelerini kullandı.

dscfg
İsrail saldırısından bir hafta sonra Refah'ta 8 sağlık görevlisi için cenaze namazı kılındı. (DPA)

O anda telefonunu kullanmaya cesaret edememiş. Sonrasında insanların İbranice konuştuğunu duyduğunu ifade eden Abid, “Aracın kapısı açıldı ve işgal özel kuvvetlerinin silahlı ve üniformalı üyeleri beni araçtan çıkardı. Başımı yere koydular ve sonra tüm kıyafetlerimi çıkardılar. Beni sorguladılar ve silahlarla sırtıma, göğsüme ve ayaklarıma vurdular” şeklinde konuştu.

Bu sırada olay yerine gelen bir sivil savunma aracı gördüğünü ve askerlerin ona da ateş ettiğini söyledi.

Ölü ya da diri

Abid sözlerini şöyle sürdürdü: “O sırada meslektaşlarımın akıbetini bilmiyordum. Hayatta olup olmadıklarını bilmiyordum. Bizimle birlikte olan bir meslektaşımın telefonunun çaldığını duyunca biraz rahatladım... İçlerinden birinin halen hayatta olduğunu düşündüm.”

Abid, askerlerle birlikte olduğu süre boyunca, akıbeti bilinmeyen sağlık görevlisi Esad el-Menasıra'yı gördüğünü söyledi. O da askerler tarafından gözaltına alınmış, çırılçıplak soyulmuş, dizlerinin üzerine çöktürülmüş ve gözleri bağlanmıştı.

Söz konusu operasyon, başta insani yardım kuruluşları ve uluslararası örgütler olmak üzere uluslararası alanda kınandı.

Cenazeler günler sonra cesetleri toprağa gömülü halde bulundu.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) tarafından yapılan açıklamada, “İlk sağlık ekibi 23 Mart'ta İsrail ateşiyle öldürüldü. Diğer acil yardım ve ambulans ekipleri kayıp meslektaşlarını ararken saatlerce birbiri ardına saldırıya uğradı” denildi.

İsrail ordusu ateş açıldığını kabul etti, ancak bunun ‘teröristlere’ ve İsrailli yetkililere önceden bildirimde bulunmadan seyahat eden ve ışıklarını kapatan ‘şüpheli araçlara’ yönelik olduğunu iddia etti.

Ancak Filistin Kızılayı cumartesi günü, sağlık görevlilerinden birinin cep telefonunda bulunan bir video yayınladı. Videoda, amblemi açık, ışıkları yanan ambulansların yolda ilerlerken durdukları ve ağır silah seslerinin duyulduğu görülüyor.

Filistin Kızılayı, İsrail güçlerini sağlık görevlilerinin bedenlerine ‘öldürme kastıyla’ ateş açmakla suçladı.

İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir pazartesi günü, operasyonla ilgili soruşturmanın ‘derinleştirilmesi’ talimatını verdi.

‘Dehşet verici bombardıman’

Münzir Abid, Tel es-Sultan'da tanık olduklarını şöyle anlattı: “İsrail tankları bölgeyi kuşattı, havada insansız hava araçları (İHA) vardı ve çok korkunç bir bombardıman sesi duydum. Yakınlarda korku içinde çığlık atan insanların sesleri de duyuluyordu. Ondan sonra bir subay geldi. Ellerimi çözdü, üzerime bir ceket ve pantolon giydirdi ve bana ‘Bize yardım etmek zorundasın’ dedi.”

uı8o9p0
Filistin Kızılayı, İsrail ordusunun ambulanslara açtığı ateş sonucu ölen 15 sağlık görevlisinin cesedini çıkardı. (AFP)

İsrail subayının isteğiyle yerinden edilmiş bir grup insana doğru yürüyen Abid ‘korkmasınlar diye’ kendini tanıtmış. “Çocuklar çığlık atıyordu ve ben onları sakinleştirmeye çalıştım” diyen Abid, İsrailli subayın isteği üzerine yerinden edilmiş kişilere iki kategoriye ayrılmalarını söylemiş: erkekler ve yaşlılar ile kadınlar ve çocuklar.

Abid daha sonra subaya kendisini serbest bırakıp bırakmayacaklarını sorduğunda şu cevabı almış: “Seni soruşturacağız ve dosyana bakacağız.”

Filistinli sağlık görevlisi Münzir Abid daha sonra serbest bırakıldı ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a geri döndü.