Libya Temsilciler Meclisi Cezayir’e tepkili

Libya Temsilciler Meclisi Cezayir'in Başağa hükümetini tanımamasını eleştirdi

Tebbun geçtiğimiz Nisan ayında Dibeybe'yi ağırladı (Reuters)
Tebbun geçtiğimiz Nisan ayında Dibeybe'yi ağırladı (Reuters)
TT

Libya Temsilciler Meclisi Cezayir’e tepkili

Tebbun geçtiğimiz Nisan ayında Dibeybe'yi ağırladı (Reuters)
Tebbun geçtiğimiz Nisan ayında Dibeybe'yi ağırladı (Reuters)

Libya Temsilciler Meclisi (TM) Başkanlığı, Fethi Başağa Başbakanlığındaki Libya İstikrar Hükümeti’ni (LİH) tanımaması ve rakibi Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe'ye desteğini sürdürmesi nedeniyle Cezayir hükümetini eleştirdi.
Ülkenin doğusundaki Tobruk kentinde oturumlarını gerçekleştiren TM, Mart ayı başında meşruiyetini onayladığı LİH’yi savunmak amacıyla Cezayir'i ilk kez kamuoyu önünde eleştirdi.
TM Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Yusuf el-Akuri, “Cezayir hükümetinin Dibeybe hükümetini tanıma konusundaki ısrarı ve TM tarafından seçilen yeni hükümeti reddetmesi, Libya’nın içişlerine müdahale ve seçilmiş otoritenin kararlarına ve ülkenin milli birliğine saygısızlıktır” dedi.
Cezayir hükümetinin Dibeybe'ye verdiği destekten duyduğu memnuniyetsizliği dile getiren Akuri, Cezayir'in tutumunun "Libya halkının istikrarını desteklemediğini" söyledi.
"Kardeş Cezayir halkıyla olan sosyal ve tarihi bağların derinliğine" vurgu yapan Akuri, "ülkesinin, kardeş Cezayir halkının yanında olduğunu" hatırlattı.
Akuri, “Kardeşlik, komşuluk hakkı ve Libya devletinin egemenliğine saygı konusundaki tüm düşünceleri göz ardı eden Cezayir hükümetinin tutumuna şaşırdık" dedi.
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, geçen Nisan ayının on sekizinde Dibeybe'yi kabul etmişti. Uluslararası meşruiyete verdiği destek nedeniyle ülkesinin Dibeybe hükümetini desteklediğini vurgulayan Tebbun, söz konusu görüşmede şunları söyledi: "Libya'da uluslararası meşruiyetle yürüyoruz. Halka başvurmadan çözüm yok. Meşruiyetin halka geri dönmesi için yasama seçimlerinin olması gerekiyor ve yeni hükümetin yapısına Parlamento karar verecek”.
TM bu açıklamaları tepkiyle karşıladı. Akuri, “Dibeybe hükümetinin meşruiyetinin düştüğünü, güven oyu geri çekilir çekilmez görevinin sona erdiğini ve yerine başka bir alternatif atandığını” söyledi.
Akuri, “Bazı ülkeler petrol ve maden kaynaklarını yağmalayarak Libya'daki kaostan yararlandı. Ülke içindeki kaynaklara musallat oldular. Sadece, bu taraflar, kendi dar ticari çıkarlarına ulaşmak için Libya krizinin devam etmesini istiyorlar” dedi.
Akuri, Cezayir'deki kanaat önderlerine ve siyasilere, “aklın sesine öncelik verme ve zor dönemlerinde Libya halkının yararına olumlu rol oynama” çağrısında bulundu.
Akuri, “Tarih Libya'da istikrar ve barışın dönüşüne katkıda bulunan herkesi yazacak” dedi.
Doğu Libya çevrelerinde öfkeye neden olan Dibeybe'nin Cezayir ziyaretinin ardından açıklamalarda bulunan Tebbun, ülkesinin Libya krizindeki tutumunun bazı ülkelerin tutumlarıyla neredeyse taban tabana zıt olduğunu söyledi. Cezayir Cumhurbaşkanı, “Biz tek bir pozisyonda yürüyorduk; ancak Temsilciler Meclisi kararıyla başka bir hükümet atandı. Bölmek için müdahil olmayacağız, uzlaşma arayacağız; çünkü çözümün Libya mutabakatının dışında olmayacağına inanıyoruz” dedi.
Libya şu anda Dibeybe liderliğindeki UBH ile Başağa liderliğindeki LİH arasındaki güç mücadelesinin zemininde bir bölünme durumuna tanık oluyor.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24