Uluslararası Göç Örgütü: Yaklaşık 4 bin düzensiz göçmen Libya'ya geri gönderildihttps://turkish.aawsat.com/home/article/3629406/uluslararas%C4%B1-g%C3%B6%C3%A7-%C3%B6rg%C3%BCt%C3%BC-yakla%C5%9F%C4%B1k-4-bin-d%C3%BCzensiz-g%C3%B6%C3%A7men-libyaya-geri-g%C3%B6nderildi
Uluslararası Göç Örgütü: Yaklaşık 4 bin düzensiz göçmen Libya'ya geri gönderildi
Fotoğraf: AA
Trablus/AA
TT
TT
Uluslararası Göç Örgütü: Yaklaşık 4 bin düzensiz göçmen Libya'ya geri gönderildi
Fotoğraf: AA
Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Göç Örgütü (IOM), yılın ilk 4 ayında Libya üzerinden yasa dışı şekilde göç etmeye çalışan 4 bin 461 kişinin Libya'ya geri gönderildiğini duyurdu.
Örgütten yapılan yazılı açıklamada, yasa dışı göçmenlerin bir kısmının ölümden kurtarıldığı, bir kısmının ise göç sırasında durdurulduğu aktarıldı.
Ocak ve nisan ayları arasında Libya'ya gönderilen kişilerin, 3 bin 876'sının erkek, 410'unun kadın ve 175'inin çocuk olduğu aktarıldı. Son 4 ayda 114 düzensiz göçmenin hayatını kaybettiği belirtilen açıklamada, 436 kişinin kayıp olduğu kaydedildi.
BM açıklamasında, 2021 yılında 32 bin 425 düzensiz göçmenin denizden kurtarıldıktan sonra Libya'ya gönderildiğine işaret edilirken, 662 kişinin öldüğü, 891 kişinin kaybolduğu ifade edildi.
Açıklamada geri gönderilenlerin hangi ülke vatandaşı oldukları hakkında ise bilgi verilmedi.
Libya üzerinden Avrupa'ya geçmeye çalışan 541 düzensiz göçmen 24 Nisan'da, Libya sahil güvenlik güçleri tarafından, Mısrata ilinde yakalanmıştı.
Libya Deniz Kuvvetleri ise 28 Nisan'da, Avrupa kıyılarına doğru ilerlerken batmak üzere olan bir şişme botta bulunan 165 düzensiz göçmenin kurtarıldığını, bir göçmenin cansız bedenine ulaşıldığını duyurmuştu.
Afrika'nın kuzeyindeki Tunus ve Libya gibi ülkeler, Akdeniz üzerinden yasa dışı yollarla Avrupa'ya ulaşmak isteyen düzensiz göçmenler için bir çıkış noktası olarak görülüyor.
Her yıl binlerce göçmen, daha iyi bir yaşam umuduyla Avrupa'ya ulaşmak için Afrika'dan Akdeniz'e açılıyor. Göçmenlerin bir kısmı Avrupa'ya ulaşmayı başarırken, bir kısmı ise denizde can veriyor.
Filistinli sağlık görevlisi, 15 meslektaşının öldürülmesiyle yaşadığı travmayı anlattıhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5131087-filistinli-sa%C4%9Fl%C4%B1k-g%C3%B6revlisi-15-meslekta%C5%9F%C4%B1n%C4%B1n-%C3%B6ld%C3%BCr%C3%BClmesiyle-ya%C5%9Fad%C4%B1%C4%9F%C4%B1-travmay%C4%B1
Filistinli sağlık görevlisi, 15 meslektaşının öldürülmesiyle yaşadığı travmayı anlattı
Filistinli sağlık görevlilerinin cenazeleri Han Yunus'a ulaşırken bir sağlık görevlisi genç bir adama sarılıyor. (AFP)
Filistinli sağlık görevlisi Münzir Abid, geçtiğimiz mart ayında Gazze Şeridi'nin güneyinde İsrail askerlerinin bir ambulans konvoyuna ateş açarak 15 meslektaşını öldürdüğünü gördüğünde yaşadığı ‘korkunç’ saatleri anlattı.
45 yaşındaki Abid, Filistin Kızılayı, Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü ve Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarının öldürüldüğü 23 Mart saldırısından sağ kurtulan tek kişi. Filistin Kızılayı'na göre, Refah bölgesindeki bir İsrail saldırısının ardından gelen çağrıya cevap vermek için seyahat ediyorlardı.
Abid, “Bu, gördüğüm ve yaşadığım eziyet nedeniyle hayatım boyunca unutamayacağım bir gün… Beni öldüreceklerinden çok korkuyordum” dedi.
Abid, Refah'ın batısında bulunan Tel es-Sultan bölgesindeki el-Haşaşin mahallesinde yaralanmalarla ilgili bir çağrı aldıktan sonra şoför Mustafa el-Havace ve sağlık görevlisi İzzeddin Şaat ile birlikte bir ilk yardım aracında seyahat ettiğini anlattı.
Hâlâ şokta olan adam, arabanın ışıklarını yaktığını ve korna çaldığını söyledi. Abid, “Birdenbire aracın üzerine yoğun ve doğrudan ateş açıldı. Kendimi korumak için yüzüstü yattım. Meslektaşımın sesini duymadım, ölümün sesini duydum. Korkunçtu” ifadelerini kullandı.
İsrail saldırısından bir hafta sonra Refah'ta 8 sağlık görevlisi için cenaze namazı kılındı. (DPA)
O anda telefonunu kullanmaya cesaret edememiş. Sonrasında insanların İbranice konuştuğunu duyduğunu ifade eden Abid, “Aracın kapısı açıldı ve işgal özel kuvvetlerinin silahlı ve üniformalı üyeleri beni araçtan çıkardı. Başımı yere koydular ve sonra tüm kıyafetlerimi çıkardılar. Beni sorguladılar ve silahlarla sırtıma, göğsüme ve ayaklarıma vurdular” şeklinde konuştu.
Bu sırada olay yerine gelen bir sivil savunma aracı gördüğünü ve askerlerin ona da ateş ettiğini söyledi.
Ölü ya da diri
Abid sözlerini şöyle sürdürdü: “O sırada meslektaşlarımın akıbetini bilmiyordum. Hayatta olup olmadıklarını bilmiyordum. Bizimle birlikte olan bir meslektaşımın telefonunun çaldığını duyunca biraz rahatladım... İçlerinden birinin halen hayatta olduğunu düşündüm.”
Abid, askerlerle birlikte olduğu süre boyunca, akıbeti bilinmeyen sağlık görevlisi Esad el-Menasıra'yı gördüğünü söyledi. O da askerler tarafından gözaltına alınmış, çırılçıplak soyulmuş, dizlerinin üzerine çöktürülmüş ve gözleri bağlanmıştı.
Söz konusu operasyon, başta insani yardım kuruluşları ve uluslararası örgütler olmak üzere uluslararası alanda kınandı.
Cenazeler günler sonra cesetleri toprağa gömülü halde bulundu.
Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) tarafından yapılan açıklamada, “İlk sağlık ekibi 23 Mart'ta İsrail ateşiyle öldürüldü. Diğer acil yardım ve ambulans ekipleri kayıp meslektaşlarını ararken saatlerce birbiri ardına saldırıya uğradı” denildi.
İsrail ordusu ateş açıldığını kabul etti, ancak bunun ‘teröristlere’ ve İsrailli yetkililere önceden bildirimde bulunmadan seyahat eden ve ışıklarını kapatan ‘şüpheli araçlara’ yönelik olduğunu iddia etti.
Ancak Filistin Kızılayı cumartesi günü, sağlık görevlilerinden birinin cep telefonunda bulunan bir video yayınladı. Videoda, amblemi açık, ışıkları yanan ambulansların yolda ilerlerken durdukları ve ağır silah seslerinin duyulduğu görülüyor.
Filistin Kızılayı, İsrail güçlerini sağlık görevlilerinin bedenlerine ‘öldürme kastıyla’ ateş açmakla suçladı.
İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir pazartesi günü, operasyonla ilgili soruşturmanın ‘derinleştirilmesi’ talimatını verdi.
‘Dehşet verici bombardıman’
Münzir Abid, Tel es-Sultan'da tanık olduklarını şöyle anlattı: “İsrail tankları bölgeyi kuşattı, havada insansız hava araçları (İHA) vardı ve çok korkunç bir bombardıman sesi duydum. Yakınlarda korku içinde çığlık atan insanların sesleri de duyuluyordu. Ondan sonra bir subay geldi. Ellerimi çözdü, üzerime bir ceket ve pantolon giydirdi ve bana ‘Bize yardım etmek zorundasın’ dedi.”
Filistin Kızılayı, İsrail ordusunun ambulanslara açtığı ateş sonucu ölen 15 sağlık görevlisinin cesedini çıkardı. (AFP)
İsrail subayının isteğiyle yerinden edilmiş bir grup insana doğru yürüyen Abid ‘korkmasınlar diye’ kendini tanıtmış. “Çocuklar çığlık atıyordu ve ben onları sakinleştirmeye çalıştım” diyen Abid, İsrailli subayın isteği üzerine yerinden edilmiş kişilere iki kategoriye ayrılmalarını söylemiş: erkekler ve yaşlılar ile kadınlar ve çocuklar.
Abid daha sonra subaya kendisini serbest bırakıp bırakmayacaklarını sorduğunda şu cevabı almış: “Seni soruşturacağız ve dosyana bakacağız.”
Filistinli sağlık görevlisi Münzir Abid daha sonra serbest bırakıldı ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a geri döndü.