ABD ve Suudi Arabistan, uzay teknolojileri için bir araya geldi

KAUST ve Lockheed Martin arasında uzay ve havacılık teknolojilerini geliştirmek için Washington DC’de anlaşma imzalandı. (KAUST)
KAUST ve Lockheed Martin arasında uzay ve havacılık teknolojilerini geliştirmek için Washington DC’de anlaşma imzalandı. (KAUST)
TT

ABD ve Suudi Arabistan, uzay teknolojileri için bir araya geldi

KAUST ve Lockheed Martin arasında uzay ve havacılık teknolojilerini geliştirmek için Washington DC’de anlaşma imzalandı. (KAUST)
KAUST ve Lockheed Martin arasında uzay ve havacılık teknolojilerini geliştirmek için Washington DC’de anlaşma imzalandı. (KAUST)

Kral Abdullah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (KAUST), ABD merkezli küresel teknoloji şirketi Lockheed Martin ile uzay ve havacılık teknolojilerini geliştirmek ve söz konusu teknolojilere yatırım yapmak için bir anlaşma imzaladı.
KAUST İletişim ve Bilgi Teknolojileri Başkanı ve Yönetim Kurulu Başkanı Müh. Abdullah Es-Savaha, 2030 Vizyonu hedeflerini desteklemek için ülke insanının becerilerini ve yeteneklerini geliştirmek istediklerini açıkladı.
İki ülke, Suudi Arabistan’da uzay sektörünün geliştirilmesi için uygun projelere ilişkin anlaşma imzaladı. Taraflar, uzay ve inovasyon sektöründe çalışanların geliştirilmesi için eğitim programları uygulayacak.
ABD ve Suudi Arabistan, daha önce iş birliği yaparak Suudi Arabistan’ın ilk uydusu olan SGS1’i fırlatmıştı. Uydu ile Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Avrupa’da telekomünikasyon, daha güçlü internet bağlantısı, TV ve güvenli iletişim sağlanmıştı. Uydu, uzay çalışmalarını geliştirmek ve araştırmak için Suudi Arabistanlı mühendislerin yüksek becerileri ile fırlatılmıştı.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.