Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams, ‘El-Kaniyat’ milislerinin yaklaşık iki yıl önce Tarhuna şehrinde suç ve ihlal gerçekleştiğini belirterek, BM’nin kurban ailelerin adalet arayışlarını ve toplu infazlara karışan herkes için hesap verilmesini destekleyeceğini söyledi.
Williams, bu hafta kitlesel, hedefli cinayetlere ve yaygın vahşete tanık olan Trablus'un 90 kilometre güneydoğusundaki Tarhuna'yı ziyaret etti. Zeytune Üniversitesi’ndeki Tarhuna Kurbanları Derneği tarafından düzenlenen ziyaret sırasında Williams, doğrudan el- Kaniyat silahlı milisleri tarafından işlenen yargısız infazlar, işkence ve tutuklamalarla işlenen ihlallere maruz kalan kurbanların ailelerini diledi.
El-Kaniyat milisleri, lideri Muhammed el-Kani ve kardeşi Abdulazim’in öldürülmesine misilleme olarak yüzlerce mahkumu öldürerek toplu mezarlara gömmek suçlamalarıyla karşı karşıya.
BM heyeti, Williams'ın şimdiye kadar onlarca erkek ve kadın mahkumun keyfi olarak hapishanelerde vahşi işkenceye maruz bırakıldığı iki gözaltı merkezinin yanı sıra 8 kadın ve 3 çocuk da dahil olmak üzere 220 cesedin çıkarıldığı iki toplu mezar ziyaretini içeren gezisinin ayrıntılarını açıkladı.
Williams kurbanların aileleriyle yaptığı görüşme sırasında, “Bugün Tarhuna'da yüzlerce kurbanın işkence edilerek öldürüldüğü toplu mezarlar ve insanlık dışı hücre hapsi gördüm” diyerek kurbanların ailelerine taziyelerini iletti ve onlarla dayanışma içinde olduğunu ifade etti. BM yetkilisi açıklamasında, “Sevdiklerinizi size geri getirebilmek için söyleyebileceğim hiçbir şey yok. Ancak sizi temin ederim ki BM bu gerçeklerin araştırılmasını destekliyor. Çünkü failler cezasız kalmamalı” ifadelerini kullandı.
Libya Ulusal Ordusu’nun (LUO) başkent Trablus'ta yürüttüğü savaşın Haziran 2020 başlarında sona ermesinin ardından, Tarhuna kentinde vatandaşlar, içinde farklı yaşlarda yüzlerce ceset olan mezarlar buldu. Eski ‘Ulusal Mutabakat Hükümeti’ (UMH) güçlerine bağlı Burkan el-Gadab (Öfke Volkanı) Operasyonu tarafından yayınlanan video görüntülerinde, Tarhuna çöl bölgelerinde aralarında çocukların bulunduğu kelepçeli onlarca insanın cesedinin tespit edildiği ve mezardan çıkarıldığı görülüyor.
BM’nin bu konudaki çabalarına değinen Williams, Birleşmiş Milletler’in, İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) aracılığıyla, Libya genelinde 2016'nın başından bu yana tüm taraflarca işlenen insan hakları ihlallerini ve suiistimalleri araştırmak adına Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin çalışmalarıyla büyük yol kat ettiğini söyleyerek, kurbanların ailelerinin sesini duyurmaya ve hesap verilebilirlik talep etmeye söz verdiğini bildirdi.
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden bir heyet, kentte bulunan toplu mezarları incelemek için Aralık 2020'de Tarhuna'yı ziyaret etti. Bu ziyaret, Temmuz 2020’de heyetin Başsavcı Sadık es-Sur ile görüşmesinden sonra gerçekleşti. O dönem OHCHR, Ulusal Mutabakat Hükümetini ‘toplu mezarlar’ konusunda soruşturma açmaya çağırdı.
Williams, toplu mezarların bulunmasından yaklaşık iki yıl sonra Tarhuna’yı ziyaret ederek, uluslararası standartlar ve uygulamalara uygun olarak şehirdeki insan hakları ihlallerinin tam olarak belgelenmesinin sağlanmasının önemini vurguladı. Mağdurların ailelerine, çocuklara ve kadınlara acilen psikolojik ve sosyal destek sağlanması gerektiğini ifade eden Williams, kurbanların çocuklarının, eşlerinin, kız kardeşlerinin, erkek kardeşlerinin, annelerinin, babalarının hatta büyükanne ve büyükbabalarının acil psikolojik ve sosyal desteğe ihtiyacı olduğunu söyledi. BM yetkilisi, tüm ülkede adalet ve barış arasındaki bağlantıya dikkati çekerek, “Libya genelinde kapsayıcı, mağdur merkezli, insan haklarına dayalı ulusal uzlaşma üzerine inşa edilmiş hesap verebilirlik ve geçiş dönemi adaletine ihtiyaç var” dedi.
Altı kardeş ve onların destekçilerinden oluşan el-Kaniyat milisleri o dönem bölgede mutlak bir askere güce sahipti. Milisler, kendilerine muhalif sesleri sistematik olarak ortadan kaldırarak yerel halk arasından terörü yaydı. Milislerin akrabaları da katliamlardan kurtulamazken, Tarhuna’da terörü yaymak için ‘aslanlar’ olarak tabir ettikleri milislerini kullandı. Toplu mezarların bulunması, uluslararası ve yerel örgütlerin ‘bu suçların hızlı ve şeffaf bir şekilde soruşturulması’ ve kayıpların akıbetinin soruşturulması çağrısıyla tepkilere yol açtı.
Bir hükümet kuruluşu olan Kayıp Kişileri Arama ve Tespit Etme Kurumu daha önce farklı yaşlardaki çok sayıda kurbanın kalıntılarını içeren düzinelerce mezarın keşfedildiğini duyurdu.
Ancak Libya genelinde parçalanmış, kafası kesilmiş cesetler veya toplu mezarlar bulmak artık nadir görülen bir mesele değil, bu tür mezarlar geçtiğimiz yıllarda da bulundu. Bu mezarların bir kısmı ise başkentte DEAŞ milisleri tarafından kaçırılan ve daha sonra bu kişilerin cesetlerinin bulunduğu Sirte kentinde yer alıyor.
Tarhuna’daki toplu mezarlar konusunda BM suçluların hesap vermesini destekliyor
https://turkish.aawsat.com/home/article/3643406/tarhuna%E2%80%99daki-toplu-mezarlar-konusunda-bm-su%C3%A7lular%C4%B1n-hesap-vermesini-destekliyor
Tarhuna’daki toplu mezarlar konusunda BM suçluların hesap vermesini destekliyor
- Kahire: Cemal Cevher
- Kahire: Cemal Cevher
Tarhuna’daki toplu mezarlar konusunda BM suçluların hesap vermesini destekliyor
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة