Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’ndan seçim takvimi önerisi

Tunus Başbakanı Necla Buden Ramazan (AFP)
Tunus Başbakanı Necla Buden Ramazan (AFP)
TT

Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’ndan seçim takvimi önerisi

Tunus Başbakanı Necla Buden Ramazan (AFP)
Tunus Başbakanı Necla Buden Ramazan (AFP)

Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu, dün yaptığı ilk toplantısında, Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından 25 Temmuz'da mevcut siyasi sistemin çözülmesi ve yeni bir anayasa ve farklı bir seçim sistemi için düzenlenmesine karar verilen halk referandumundan önce seçim takvimiyle ilgili bir öneri duyurdu. Kurul, referandum için kayıtların 27 Mayıs'ta başlamasını, lojistik hazırlıkların derhal başlamasını ve dün itibarıyla kayıt ekiplerinin seçilmesi için atama tartışmalarının başlamasını önerdi. Ayrıca, kayıtların bitiş tarihi olarak da 5 Haziran tarihini belirleyen Kurul, buna göre kayıt listelerine itirazların 12 Haziran’da başlaması ve böylece 8 Temmuz’da kesin seçmen listelerinin açıklanması önerisinde bulundu.
Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu, 8-23 Temmuz tarihleri ​​arasında oy vermenin önemi konusunda farkındalık yaratmayı amaçlayan bir kampanyanın başlatılması, yurtdışındaki vatandaşların 23 Temmuz'da oy kullanmaları ve 24-25 Temmuz tarihlerini seçim yasaklarının başlamasını onayladı.  Ardından 25 Temmuz'da Tunus'ta sandık başına gidilmesi planlanıyor. Referandumun kesin sonuçlarının 28 Ağustos'ta açıklanması bekleniyor. Referandumda yaklaşık 7 milyon Tunuslu seçmenin tamamının sandık başına gitmesi umuluyor.
Öte yandan Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu üyesi Sami bin Selame, Cumhurbaşkanı Said tarafından feshedilen seçilmiş Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu yerine getirilen yeni Kurulun çalışmalarını engellemesi beklenen zorluklar ve engellerle ilgili değerlendirmesinde, “(Kurulun) karşılaşabileceği en büyük sorun seçim takvimi değil, Kurul’un ve Kurul üyelerinin bağımsızlığıdır” ifadelerini kullandı.
Bin Selame, seçmen kütüklerinin Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu personelinin tarafsızlığının sağlanması için gözden geçirilmesi gerektirdiğini vurguladı.
Bin Selame, şu anda olduğu gibi sadece yurtdışındaki Tunuslular için değil, tüm seçmenlerin otomatik olarak kayıt altına alınması ve tüm seçmenlere elektronik ortamda oy kullanma hakkının verilebilmesi amacıyla mevcut formülün değiştirilmesi için Cumhurbaşkanlığı'nın seçim ve referandum yasasında düzenleme sağlayan bir kararname çıkarması gerektiğini belirtti.
Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’nun devlete bağlı olduğunu, bunun dışında ne Cumhurbaşkanı’na ne hükümete ne de herhangi bir yerli ya da yabancı tarafa tabi olmadığını vurgulayan Bin Selame, Kurul’un tüm taraflara aynı mesafede olacağını ve üyelerinin tarafsızlıklarını ve bağımsızlıklarını kanıtlamak için imkansızı başaracaklarını söyledi.



Cezayir parlamentosu Fransız sömürgeciliğini suç sayan bir yasayı oyluyor

Sömürgeciliği suç sayan yasa taslağını hazırlayan komite üyeleri (Arşiv- Cezayir Parlamentosu)
Sömürgeciliği suç sayan yasa taslağını hazırlayan komite üyeleri (Arşiv- Cezayir Parlamentosu)
TT

Cezayir parlamentosu Fransız sömürgeciliğini suç sayan bir yasayı oyluyor

Sömürgeciliği suç sayan yasa taslağını hazırlayan komite üyeleri (Arşiv- Cezayir Parlamentosu)
Sömürgeciliği suç sayan yasa taslağını hazırlayan komite üyeleri (Arşiv- Cezayir Parlamentosu)

Cezayir parlamentosu, Fransız sömürgeleştirmesini "devlet suçu" olarak nitelendirerek suç saymayı ve iki ülke arasında hâlâ büyük bir krizin yaşandığı dönemde Fransa'dan "resmi bir özür" talep etmeyi amaçlayan yasa tasarısını bugün oylayacak.

AFP tarafından elde edilen ve öngörülemeyen durumlar ortaya çıkmadığı takdirde parlamento tarafından onaylanması beklenen metin, Fransız devletinin "Cezayir'deki sömürgeci geçmişi ve yol açtığı trajediler için yasal sorumluluk üstlenmesini" talep ediyor ve tazminat ödenmesini istiyor. Yasa onaylanması halinde güçlü bir sembolik ağırlığa sahip olacak, ancak uluslararası kuruluşlara veya ikili anlaşmaya başvurulmadığı takdirde, tazminat talepleri üzerindeki pratik etkisi sınırlı görünüyor.

Şarku’l Avsat’ın Cezayir Basın Ajansı'ndan aktardığına göre, Ulusal Halk Meclisi (parlamentonun alt kanadı) Başkanı İbrahim Bougali, tasarının parlamenterlere sunumu sırasında cumartesi günü yaptığı açıklamada, bu önerinin "egemenliğin en mükemmel örneği" olduğunu belirtti. Ayrıca, bunun "Cezayir'in ulusal hafızasının silinmez ve müzakere edilemez olduğuna dair hem ülke içinde hem de uluslararası alanda açık bir mesaj" gönderdiğini ifade etti.

Geçtiğimiz hafta oylama hakkında sorulan bir soruya Fransa Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Pascal Confavreux, "yabancı ülkelerde gerçekleşen siyasi tartışmalar hakkında yorum yapmadığını" söyledi.


Yemen'de 2 bin 900 mahkum ve tutuklunun takası konusunda anlaşma sağlandı

Önceki bir takas operasyonunda Sanaa havaalanına varışlarında el sallayan mahkumlar (Arşiv - Reuters)
Önceki bir takas operasyonunda Sanaa havaalanına varışlarında el sallayan mahkumlar (Arşiv - Reuters)
TT

Yemen'de 2 bin 900 mahkum ve tutuklunun takası konusunda anlaşma sağlandı

Önceki bir takas operasyonunda Sanaa havaalanına varışlarında el sallayan mahkumlar (Arşiv - Reuters)
Önceki bir takas operasyonunda Sanaa havaalanına varışlarında el sallayan mahkumlar (Arşiv - Reuters)

Yemen savaşının başlamasından bu yana en büyük insani atılım olarak, Yemen hükümeti, Birleşmiş Milletler himayesinde ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nin katılımıyla Umman'ın başkenti Maskat'ta düzenlenen onuncu istişare turunda, her iki taraftan yaklaşık 2 bin 900 mahkum ve tutuklunun takası konusunda Husi grubuyla anlaşmaya vardığını duyurdu.

Anlaşma Arap ve uluslararası çevrelerce memnuniyetle karşılandı ve Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, anlaşmayı insan acılarını hafifletmeye ve güven inşa etme fırsatlarını artırmaya katkıda bulunan önemli bir insani adım olarak nitelendirdi. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre açıklamada ayrıca, kardeş Yemen halkının özlemlerini karşılayacak şekilde barış, güvenlik ve istikrarın sağlanmasına yönelik tüm çabalara Krallığın desteği yinelendi.

Yemen hükümeti, anlaşmanın siyasi lider Muhammed Kahtan önderliğindeki tüm taraflardan yaklaşık 2 bin 900 tutuklu ve kaçırılan kişinin yanı sıra, pilotlar da dahil olmak üzere koalisyon ülkelerinden tutukluların serbest bırakılmasını öngördüğünü belirtti.

BM temsilcisi Hans Grundberg anlaşmayı memnuniyetle karşıladı ve bunu büyük insani öneme sahip olumlu bir adım olarak nitelendirdi.


Suriyeli eski güvenlik yetkilisi Lübnan'da öldürüldü

Şam ve SDG'nin pazartesi akşamı gerilimi azaltma konusunda anlaşmasının ardından Suriye, Halep'te iki çocuğuyla birlikte yürüyen bir kadın (Reuters)
Şam ve SDG'nin pazartesi akşamı gerilimi azaltma konusunda anlaşmasının ardından Suriye, Halep'te iki çocuğuyla birlikte yürüyen bir kadın (Reuters)
TT

Suriyeli eski güvenlik yetkilisi Lübnan'da öldürüldü

Şam ve SDG'nin pazartesi akşamı gerilimi azaltma konusunda anlaşmasının ardından Suriye, Halep'te iki çocuğuyla birlikte yürüyen bir kadın (Reuters)
Şam ve SDG'nin pazartesi akşamı gerilimi azaltma konusunda anlaşmasının ardından Suriye, Halep'te iki çocuğuyla birlikte yürüyen bir kadın (Reuters)

Lübnan güvenlik güçleri dün, Suriye eski istihbarat subayı Gassan Naasan al-Sakhni'nin cesedinin Lübnan'ın Kesrouane bölgesindeki evinin yakınlarında bulunmasıyla ilgili koşulları belirlemek üzere soruşturma başlattı. Olayla ilgili belirsizlik, bunun tamamen suç teşkil eden bir eylem mi yoksa siyasi boyutları olan bir olay mı olduğu konusunda soruları gündeme getirdi.

İlk güvenlik bilgilerine göre, el-Sakhni'nin "Suriye Hava Kuvvetleri İstihbaratının en önde gelen liderlerinden biri olan ve 'Kaplan' lakaplı Tuğgeneral Suheyl el-Hassan ile yakın bağları vardı ve adı özellikle Doğu Guta'daki kanlı askeri operasyonlarla ilişkilendiriliyordu."

Şarku’l Avsat'ın elde ettiği bilgilere göre, el-Sakhni, "8 Aralık 2024'te önceki rejimin düşmesinin ardından, Esad'ın kaçışını takip eden onlarca kişiyle birlikte Lübnan'a sığındı."