Tatile çıkanlara e-posta çözümü: İzlanda'dan üç at sizin yerinize yanıt verebilir

Üç at, dev bir klavyede yazı yazmak için eğitildi

Aralarından seçim yapabileceğiniz üç at var (Inspired by Iceland)
Aralarından seçim yapabileceğiniz üç at var (Inspired by Iceland)
TT

Tatile çıkanlara e-posta çözümü: İzlanda'dan üç at sizin yerinize yanıt verebilir

Aralarından seçim yapabileceğiniz üç at var (Inspired by Iceland)
Aralarından seçim yapabileceğiniz üç at var (Inspired by Iceland)

İzlanda''da başlatılan yeni bir girişim, ofis dışında atmaya alışık olduğumuz e-postaların yerine bir atın yazdığı yanıtları koyuyor.
Turizm acentesi Inspired by Iceland ve Horses of Iceland'in tuhaf girişimi, insanların işe ara verip her tatile çıktığında İzlandalı atların yazdığı özel bir mesaj talep etmesine olanak sağlıyor.
OutHorse adlı hizmet, e-posta sorumluluklarını üç attan birine devrediyor. Atlardan Litla Stjarna frá Hvítarholti, "hızlı bir yazman ancak uyuklayabilir" diye niteleniyor.
Öte yandan Hrímnir frá Hvammi "iddialı, verimli" ve aynı zamanda parlak saçlara sahip.
Hekla frá Þorkellshóli, arkadaş canlısı ve "kurumsal açıdan moda kelimelere dair eğitildiği" için büyük bir şirket ortamında çalışanlar açısından iyi bir seçim.

 
The Independent'ta yer alan habere göre atlara nasıl yazılacağını öğretmek için Inspired by Iceland, hayvanlara üzerinde yürürken rahat hissettirecek, özel olarak işlenmiş karolara sahip dev bir klavye replikası geliştirdi.
Icelandic Horses'tan Jelena Ohm "İzlanda atı gerçekten özel bir cins. Dünyadaki en saf ırklardan biri. Bu eğitim için klavyenin çok büyük bir replikasını aldık, böylece atlar onun üzerinde yürümeye alıştı" dedi.

Kampanya, Inspired by Iceland'in yaptığı bir anketin çalışanların en az yüzde 55'inin tatil sırasında e-postalarını kontrol ettiğini ortaya koymasının ardından geldi. Acente, tatildeyken işten gerçekten kopmanın önemini vurgulamayı hedeflediğini söyledi.
OutHorse sosyal medyada "dahi" diye övülürken, bir Twitter kullanıcısı kampanyanın "Slack entegrasyonunu" düşünüp düşünmeyeceğini sordu.
Bir başkası bunun "İzlanda atlarının gerçekten muhteşem olduğunu" hatırlattığını söyledi.
Bir kişi, "Akademik makaleler için de bir OutHorse hizmeti var mı? Lütfen" diyerek espri yaptı.
Inspired by Iceland buna şöyle cevap verdi:
"İşte bu ilginç bir fikir!  Yazmada epey yetenekli hale geldiler, bu yüzden bunu dikkate alacağız!"
Başka biri, "Kurumsal iletişim konusunda eğitimli ve tüm moda kelimeleri bilen Hekla frá Þorkellshóli adlı İzlandalı ata tüm e-postaları OutHorsing yapacağım!" diye yazdı.
Birleşik Krallık'ta (BK) Prospect sendikası, hükümeti çalışanlar için mesai saatleri dışında bir "çevrimdışı olma hakkı" getirmeye çağırıyor.
Nisan 2021'de Prospect'in yaptırdığı anket, halkın yüzde 66'sının BK İstihdam Yasası'na "çevrimdışı olma hakkının" eklenmesini destekleyeceğini ortaya koydu.
Kampanya, İrlanda Cumhuriyeti'nin geçen yıl çalışanlara mesai saatleri dışında mesaj, arama veya e-postalara yanıt vermeme hakkı tanıyan yeni tedbirler uygulamaya koymasından sonra geldi.



Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
TT

Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)

Bilim insanları meyve sineklerinin genetiğini değiştirerek kokaini sevmelerini sağladı. Çalışmanın insanlardaki kokain bağımlılığını daha iyi anlama ve tedavi etmeye katkı sunması bekleniyor. 

Meyve sinekleri ve insanlar birbirlerine sanılandan daha fazla benziyor. Örneğin bu iki türde çeşitli hastalıklardan sorumlu genlerin yaklaşık yüzde 75'inin aynı olması, bilim insanlarının ilgisini çekiyor. Sinekler üzerindeki genetik incelemeler, bu hastalıkların daha iyi anlaşılmasına katkı sağlıyor.

Bu rahatsızlıklardan biri de kokain gibi maddelere karşı gelişen bağımlılıklar. Utah Üniversitesi'nden Dr. Adrian Rothenfluh, "Son yıllarda, sinekler ve insanların birçok açıdan sandığımızdan daha fazla birbirine benzediği ortaya çıktı" diyerek ekliyor: 

Örneğin sineklerin alkole verdiği tepkiyi düzenleyen genlerin, insanlardaki alkol bağımlılığında da rol oynadığını birçok kez gösterdik. Bu durumun kokain bağımlılığıyla bağlantılı genler için de geçerli olacağını ve bunların sineklerdeki etki mekanizmasını inceleyebileceğimizi düşünüyoruz.

Ancak sineklerin kokaini sevmemesi bu çalışmaların önünde engel teşkil ediyordu. Meyve sineklerinin bacaklarındaki tat reseptörleri, böceğin bir şeyi yemeden önce zararlı olup olmadığını algılamasını sağlıyor. 

Dr. Rothenfluh ve ekip arkadaşları yeni çalışmalarında kokainin acı tadı nedeniyle bu reseptörlere yakalandığını ve sineklerin maddeden bu yüzden uzak durduğunu doğruladı. Araştırmacılar daha sonra sineklerin genetiğini değiştirerek bu reseptörleri devre dışı bıraktı.

Bulguları hakemli dergi Journal of Neuroscience'ta 2 Haziran Pazartesi günü yayımlanan çalışmada genetiği değiştirilmiş sineklerin kokaini sevdiği gözlemlendi. Düşük seviyede kokain içeren şekerli su verilen sinekler 16 saat içinde bu içeceği tercih etmeye başladı.

Dr. Rothenfluh, "Düşük dozlarda, tıpkı insanlar gibi koşuşturmaya başlıyorlar" diyor: 

Çok yüksek dozlardaysa yine insanlar gibi hareket edemez hale geliyorlar.

Bilim insanları genetiğiyle oynanmış sinekleri üretmeyi artık öğrendiği için çalışmalarını daha kolay ve hızlı yürütmeyi umuyor. Meyve sineklerinin hızlı yaşam döngüsü ve nispeten basit genetik yapıları, üzerlerinde insanlara kıyasla daha kolay deney yapılmasına imkan tanıyor. 

Makalenin yazarlarından Travis Philyaw "Daha karmaşık organizmalarda ortaya çıkması zor olan riskli genleri tespit ederek bu bilgileri memeliler üzerinde çalışan araştırmacılara aktarabiliriz" diyor.

Ekip bu sayede insanlardaki kokain bağımlılığına yönelik yeni tedaviler geliştirmeyi umuyor. Dr. Rothenfluh şu ifadeleri kullanıyor:

Kokain tercihinin mekanizmalarını gerçekten anlamaya başlayabiliriz ve mekanizmayı ne kadar iyi anlarsak, o mekanizmaya etki edebilecek bir tedavi bulma şansımız o kadar artar.

Independent Türkçe, Popular Science, IFLScience, Journal of Neuroscience