Türkiye’nin muhtemel operasyonu öncesinde Suriye’nin kuzeydoğusundaki Rus güçleri alarm durumuna geçti: Bölgeye Pantsir-S1 ve İskender füze sistemleri yerleştirildi

General Chaiko, SDG ile rejim güçleri arasındaki koordinasyonun arttırılması için çaba gösterdi

Tel Rıfat sakinleri çatışmaların tırmanmasından endişe duyuyor. (Şarku’l Avsat)
Tel Rıfat sakinleri çatışmaların tırmanmasından endişe duyuyor. (Şarku’l Avsat)
TT

Türkiye’nin muhtemel operasyonu öncesinde Suriye’nin kuzeydoğusundaki Rus güçleri alarm durumuna geçti: Bölgeye Pantsir-S1 ve İskender füze sistemleri yerleştirildi

Tel Rıfat sakinleri çatışmaların tırmanmasından endişe duyuyor. (Şarku’l Avsat)
Tel Rıfat sakinleri çatışmaların tırmanmasından endişe duyuyor. (Şarku’l Avsat)

Suriye'de faaliyet gösteren Rus güçlerinin komutanı General Alexander Chaiko, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi ile Kamışlı kentindeki askeri havaalanında görüştü. Önde gelen Kürt kaynakları, görüşmede tarafların, Suriye’nin kuzeydoğusuna yönelik muhtemel Türk askeri operasyonunu tartıştığını aktardı.
General Chaiko başkanlığındaki Rus heyetinin, SDG ile bölgedeki rejim güçleri arasında toplantıların ve koordinasyonun arttırılması çağrısında bulunduğu iddia edildi.  
Toplantıda, Kamışlı yetkilileri ile rejim yetkilileri arasında, Fırat’ın doğusundaki bölgelerin ‘muhtemel tehditlere’ karşı korunması için, siyasi ve askeri düzeylerde doğrudan iletişim kurulması ve ‘kapsamlı diyalog’ görüşmeleri gerçekleştirilmesi üzerine odaklanıldı. Rus tarafının, SDG’nin kontrolünde olan bölgelerdeki temas noktalarında rejim güçlerinin arttırılması gerektiğini talep ettiği öne sürüldü.  
Bir Kürt siyasi kaynağa göre, Çarşamba günü gerçekleşen görüşmede SDG lideri Mazlum Abdi, SDG ve ‘Özerk Yönetim’ ile rejim arasında diyaloğun arttırılmasına ve ‘muhtemel tehditlere’ karşı, Rus-Suriye askeri güçleriyle koordinasyon ve ortak çalışma düzeyinin yükseltilmesine hazır olduklarını ifade etti. 
Özerk Yönetim olarak 2019’da Moskova ve Ankara arasında imzalanan Soçi Anlaşması’na uyduklarını savunan Abdi, Rus heyetinden, Türkiye’yi ilgili taraflar arasında imzalanan anlaşmanın şartlarına uyması için ikna etmelerini talep etti. 

Rus ordusundan takviye
Rus ordusu, Haseke’ye bağlı Tel Tamir’in kuzeybatısındaki Abkar bölgesindeki üssüne askeri sevkiyat gerçekleştirdi. Çok sayıda Rus helikopterinin eşlik ettiği konvoyda tanklar, zırhlı araçlar, radar sistemleri, uçaksavarlar ve hava savunma sistemleri yer aldı. Ayrıca Ruslar bölgeye orta menzilli hava savunma sistemi Pantsir-S1 ve İskender füze sistemleri yerleştirdi. Rus ordusu bu ayın başında Kamışlı Havaalanına da Pantsir-S1 sistemlerini yerleştirmişti. Halk Savunma Birlikleri’nden (YPG) bir sorumlu, Rusların bölgedeki mevzilerini güçlendirmesinin, Türkiye’nin muhtemel bir operasyonuyla ilgili oluşacak tehditlerle mücadele kapsamında gerçekleştiğini ileri sürdü.  
Öte yandan Tel Tamir ve Haseke’nin kuzey kırsalında Rus helikopterlerinin yoğun uçuşlar gerçekleştirdiği gözlendi. Rus uçakları ve helikopterleri, Kamışlı, Amude, Derbesiye ve Ra’sul Ayn beldelerinde alçak irtifadan uçuşlar gerçekleştirdi. Bu bölgelerde SDG ile Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu arasındaki temas noktaları dikkat çekiyor. Bu arada Rusya dün Fırat’ın doğusundaki bölgelerde hava destekli kara devriyeleri düzenledi. Bir önceki gün Kamışlı kırsalında Türk-Rus ortak devriyeleri iki Rus helikopterinin eşliğinde görev yapmıştı. Sekiz zırhlı araç içinde yaklaşık 50 askerin görev aldığı devriyede, yüz kilometrelik bir alan kontrol edildi.
Halep’in doğu kırsalındaki Münbiç Türkiye Silahlı Kuvvetleri ve Suriye Milli Ordusu’nun başlıca hedefleri arasında. SDG’den bir kaynak, Ankara’nın desteklediği Suriyeli muhaliflerin bu ayın başından beri, 12 köydeki noktalara yaklaşık 450 top atışı gerçekleştirdiğini iddia etti. Özerk yönetime bağlı, Münbiç Konseyi sözcüsü Şerfan Derviş, ‘’Kırati, Tuhar, Hulvanci, Yaşlı ve Şeyh Nasır’daki mevzilerden, Münbiç’in Hoşyeri, Cat, Tuhar, Avn Dat, Hamra ve Arime köylerine yönelik havan topları ve ağır silahlarla rastgele atışlar yapılıyor. Köylülerin tarım arazileri zarar gördü, korku ve panik nedeniyle evlerini terk edenler oldu’’ dedi.  

Arap aşiretlerinden BM'ye çağrı
Bu arada Münbiçli bazı Arap aşiretlerinin liderleri, bölgedeki aktivistlerin ve yerel haber kanallarının sitelerinde yer alan açıklamalarında, Birleşmiş Milletler’e (BM) bölgede ateşkes ilan etmesi ve Türkiye’nin olası askeri operasyonunu engellemesi çağrısında bulundu. Açıklamayı imzalayanlardan biri olan Asidi aşireti lideri Şeyh Muhammed Sadık el-Asidi, Şarku’l Avsat muhabirine, ‘’Münbiç’te sadece Kürtlere yönelik bir tehdit söz konusu değil, burada Hristiyanlar ve Araplar da tehdit altında. Türkiye bir operasyon başlatırsa büyük bir insani felaket yaşanır’’ dedi. Ebu Sultan aşireti liderlerinden İbrahim İlyas da muhtemel askeri operasyona karşı çıkarak, ‘’Biz dış müdahalelere karşıyız, birleşik ve bir bütün olarak Suriye topraklarının bağımsızlığını, tüm Suriyelilerin barış içinde birlikte yaşamasını savunuyoruz’’ ifadesini kullandı. 



İsrail’in Iraklı gruplara ait ayrıntılı veri tabanı Bağdat’ta şaşkınlık yarattı

Bağdat'taki Haşdi Şabi güçleri tarafından düzenlenen gösteriden bir kare (DPA)
Bağdat'taki Haşdi Şabi güçleri tarafından düzenlenen gösteriden bir kare (DPA)
TT

İsrail’in Iraklı gruplara ait ayrıntılı veri tabanı Bağdat’ta şaşkınlık yarattı

Bağdat'taki Haşdi Şabi güçleri tarafından düzenlenen gösteriden bir kare (DPA)
Bağdat'taki Haşdi Şabi güçleri tarafından düzenlenen gösteriden bir kare (DPA)

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre, Iraklı yetkililer son günlerde, İsrail tarafından hazırlanmış son derece ayrıntılı bir güvenlik veri tabanını teslim aldı. Batılı bir istihbarat servisi üzerinden iletilen dosya; silahlı Iraklı gruplara ilişkin liderlik yapıları, askerî organizasyonlar, mali ağlar ve bu yapılara bağlı devlet kurumları hakkında geniş bilgiler içeriyor.

Kaynaklar, verilerin hacmi ve doğruluk düzeyinin Iraklı yetkilileri şaşırttığını ve olası bir askerî harekâta yönelik ciddi bir uyarı niteliği taşıdığını aktardı.

Dosyanın teslimi, Irak’a yakın dost bir Arap ülkenin Bağdat’ı uyardığı süreçle eş zamanlı gerçekleşti. Söz konusu ülke, İsrail’in, ABD’nin “yeşil ışık” yaktığı bir askerî operasyon seçeneğini açıkça konuştuğunu iletti. Washington’ın, devlet dışı silahlı yapılara ilişkin sabrının azaldığı belirtiliyor. Bir Iraklı yetkili de, bu mesajların Bağdat’a ulaştığını doğruladı.

Bilgilere göre muhtemel saldırılar; eğitim kampları, füze ve İHA depoları ile bu gruplar ve Haşdi Şabi’ye bağlı finansal ve askerî etki sahibi kurum ve kişileri hedef alacaktı.

Bu gelişmeler, Irak’taki Şii ittifakı “Koordinasyon Çerçevesi” içinde silahın devlet tekelinde toplanması yönünde hızlanan tartışmaları tetikledi. İlk aşamada ağır silahların teslimi ve bazı stratejik üslerin tasfiyesi gibi seçenekler masaya geldi. Ancak uygulamanın kim tarafından yürütüleceği ve güvenlik garantilerinin nasıl sağlanacağı konularında görüş ayrılıkları sürüyor.

Öte yandan, ABD yönetimi güvenlik iş birliğini, silahlı grupların operasyonel kabiliyetlerinin kaldırılmasına dair bağlayıcı bir takvim şartına bağladı.

Bölgesel düzeyde ise NBC News’in haberine göre, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump’a İran’ın balistik füze programındaki genişleme risklerini aktaracak ve yeni saldırı seçeneklerini görüşecek.


Türk Heyeti Şam’da: SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonu masada

Şam’da bir araya gelen Ahmed Şara ve Hakan Fidan görüşmesinden bir kare  (Arşiv-Reuters)
Şam’da bir araya gelen Ahmed Şara ve Hakan Fidan görüşmesinden bir kare  (Arşiv-Reuters)
TT

Türk Heyeti Şam’da: SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonu masada

Şam’da bir araya gelen Ahmed Şara ve Hakan Fidan görüşmesinden bir kare  (Arşiv-Reuters)
Şam’da bir araya gelen Ahmed Şara ve Hakan Fidan görüşmesinden bir kare  (Arşiv-Reuters)

Dışişleri Bakanı Hakan  Fidan, Milli Savunma Bakanı  Yaşar Güler ve MİT Başkanı İnrahim Kalın, çalışma ziyareti için Suriye'nin başkenti Şam'a gitti. Heyetin gündeminde, iki ülke ilişkilerinin yanı sıra Şam yönetimi ile Kürtlerin öncülük ettiği YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) Suriye ordusuna entegrasyonu bulunuyor.

Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Savunma Bakanı Yaşar Güler’in gerçekleştireceği ziyarette, Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara ile görüşüleceği bildirildi. Görüşmede, 8 Aralık 2024’te Beşşar Esad yönetiminin devrilmesinin ardından yürütülen ilişkilerin genel seyrinin değerlendirileceği belirtildi.

Açıklamada, tarafların ayrıca Türkiye’nin ulusal güvenlik öncelikleriyle doğrudan bağlantılı olan ve 10 Mart’ta Şam ile SDG arasında imzalanan anlaşmanın uygulanmasındaki ilerlemeyi ele alacağı ifade edildi.

Dışişleri Bakanı Fidan geçen hafta SDG’ye yönelik açıklamasında, entegrasyon adımlarının yeniden ertelenmesinin “ülkenin ulusal birliğini tehdit edeceğini” söylemiş, anlaşmaya tarafların “sabırlarının tükendiği” mesajını vermişti.

Ankara’nın görüşmelerde ayrıca, İsrail saldırıları nedeniyle Suriye’nin güneyinde oluşan güvenlik risklerini ve Şam yönetiminin yakın zamanda DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyona katılımını da gündeme taşıması bekleniyor.

ABD, 13 Aralık’ta Suriye’nin Palmira kentinde düzenlenen ve iki Amerikan askeri ile bir tercümanın hayatını kaybettiği saldırıdan DEAŞ’ı sorumlu tutuyor.

Türk Dışişleri, Ankara-Şam temaslarının amacının, Suriye’de oluşabilecek güvenlik boşluklarını değerlendirmeye çalışan DEAŞ’ın geri dönüşünü engellemek olduğunu vurguladı.

Türkiye, 2016–2019 yılları arasında Suriye’nin kuzeyinde SDG ve DEAŞ’e karşı üç askeri operasyon gerçekleştirmişti. Ankara, SDG’nin sınır hattındaki varlığını ulusal güvenlik tehdidi olarak tanımlıyor.

Şam yönetimi ile SDG arasında 10 Mart’ta imzalanan anlaşma, SDG’ye bağlı askeri ve sivil kurumların yıl sonuna kadar ulusal yapıya entegre edilmesini öngörüyor. Ancak taraflar arasında yaşanan görüş ayrılıkları sürecin ilerlemesini yavaşlatmış durumda.

Suriye’nin kuzeydoğusunda geniş alanları kontrol eden SDG, yıllar içinde oluşturduğu yerel yönetim modeliyle bölgedeki ekonomik, askeri ve idari kurumları denetliyor. Bölge, ülkenin en büyük petrol ve gaz sahalarını da barındırıyor.


Sarı hattı etkisiz hale getirmek... Gazze anlaşmasının ikinci aşamasını tehdit eden bir pazarlık kozu

Gazze şehrindeki enkaz yığınları arasında Hamas mensupları ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) üyeleri (AFP)
Gazze şehrindeki enkaz yığınları arasında Hamas mensupları ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) üyeleri (AFP)
TT

Sarı hattı etkisiz hale getirmek... Gazze anlaşmasının ikinci aşamasını tehdit eden bir pazarlık kozu

Gazze şehrindeki enkaz yığınları arasında Hamas mensupları ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) üyeleri (AFP)
Gazze şehrindeki enkaz yığınları arasında Hamas mensupları ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) üyeleri (AFP)

ABD’nin Miami kentinde yapılan Gazze anlaşması çerçevesindeki dörtlü arabuluculuk toplantısının sonuçları, haftalar sürebilecek istişarelere işaret ediyor. İsrail kaynaklarından sızan bilgiler, Gazze Şeridi’nin kontrol altındaki alanının yüzde 50’sinden fazlasını kapsayan ve Hamas’ın bulunmadığı bölgede silahsızlandırma olasılığına dair ipuçları veriyor.

Sızıntılar, sarı hat bölgesinde ikinci aşamadan bağımsız kısmi bir yeniden imar planının hazırlandığını öne sürüyor. Uzmanlar, bu hamleyi, arabulucular ve Hamas üzerinde baskı kurmak için bir araç olarak değerlendiriyor; amaç, Hamas’ın kontrol ettiği bölgelerde silahlarını bırakmasını sağlamak.

Uzmanlar, tek taraflı girişimlerin, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasını aksatabileceğini ve İsrail’in bölgeyi bölme ve tamamen çekilmeme hedeflerine hizmet edebileceğini belirtiyor. İlk aşaması 10 Ekim’de uygulamaya konulan barış planının maddeleri de bu olasılıklara işaret ediyor.

İsrail Kanal 12 televizyonuna konuşan bir güvenlik kaynağı, ordunun sarı hat bölgesinde silahsızlandırma çalışmalarını tamamlamak üzere olduğunu belirtti. Kaynağa göre, söz konusu bölge Gazze Şeridi’nin doğusunda yer alıyor ve toplam alanın yaklaşık yüzde 52’sini kapsıyor.

Ekim ayında imzalanan Gazze anlaşmasından bu yana, sarı hat içinde faaliyet gösteren altı tugay, yer üstü ve yer altındaki altyapının onlarca kilometresini yok etti. Aynı kaynak, Hamas’ın kontrol ettiği bölgelerde silahsızlandırmanın önemine dikkat çekti.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre İsrail ordusu cumartesi günü, Han Yunus’un güneyinde sarı hattın İsrail tarafında Hamas’a ait tünellerin patlatıldığını ve yıkıldığını gösteren görüntüler paylaştı.

Bu adımlar, Yedioth Ahronoth gazetesinin yaklaşık bir hafta önce aktardığı habere göre, Tel Aviv’in, ABD talebi üzerine Gazze Şeridi’nde enkaz kaldırma maliyetlerini karşılamayı ve geniş çaplı mühendislik çalışmalarını üstlenmeyi ilk etapta kabul etmesinin ardından geldi. Haberde, Refah bölgesinde yeniden imar için bir alanın boşaltılmasının planlandığı ifade edildi.

Buna karşılık Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati cumartesi günü yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nde yeniden imar çalışmalarının acilen başlatılması gerektiğini vurguladı. Abdulati, tek taraflı çözümleri veya Filistin topraklarının demografik ve coğrafi yapısını değiştirme girişimlerini reddettiklerini ve Filistin halkının topraklarından zorla çıkarılmasına izin verilmeyeceğini belirtti.

dcfr
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hattı temsil eden beton blok (AFP)

Mısır Dış İlişkiler Konseyi üyesi ve İsrail konularında uzman akademisyen Ahmed Fuad Enver, sarı hattın silahsızlandırılmasıyla ilgili açıklamaların İsrail tarafından yapılan belirsiz ve baskı amaçlı beyanlar olduğunu belirtti. Enver, bu adımların ikinci aşamayı etkilemeyi amaçladığını vurguladı.

Filistinli siyasi analist Nizar Nazzal ise sızıntıları, arabulucular ve Hamas üzerinde ‘doğrudan baskı’ kurma girişimi olarak nitelendirdi. Nazzal, Hamas’ın silahsızlandırılmasının zaman alacağını ve uygulanmasının zorluklar içereceğini, ayrıca İsrail içinde sahte zafer algısı yaratmayı hedeflediğini ifade etti.

Söz konusu tartışmalar, Miami’de yapılan toplantının sonuçlarıyla eş zamanlı olarak gerçekleşti. Mısır, Katar, Türkiye ve ABD’yi temsil eden arabulucuların açıklamasına göre, ABD’nin gönderdiği diplomat Steve Witkoff’un X hesabından aktardığı mesajda, ikinci aşama görüşmelerinde Gazze’de birleşik otorite altında sivil ve kamu düzeninin korunmasını sağlayacak bir yönetim organının güçlendirilmesine vurgu yapıldığı belirtildi. Arabulucular, geçiş sürecinde sivil ve güvenlik alanları ile yeniden inşayı yönetmek üzere Barış Konseyi’nin kurulması ve aktif hale getirilmesine destek verdiklerini açıkladı.

xscdfg
Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü mensupları, 2023 yılında er-Rimal mahallesinde yıkılan bir binanın enkazı arasında ceset arıyor. (AFP)

Arabulucular, tüm taraflara yükümlülüklerini yerine getirme, itidal gösterme ve denetim mekanizmalarıyla iş birliği yapma çağrısında bulundu. Ayrıca ikinci aşamanın uygulanmasını ilerletmek amacıyla önümüzdeki haftalarda görüşmelerin devam edeceği açıklandı.

Ahmed Fuad Enver, ikinci aşama için geri sayımın başladığını belirterek, “İsrail’in bu aşamaya girmesi için zorunlu bir süreç olacak… Ocak ayında bunu görebiliriz” dedi.

Nizar Nazzal ise Miami toplantısının ikinci aşamanın ana hatlarını çizdiğini, Barış Konseyi, Gazze Yönetim Komitesi ve istikrar güçlerinin oluşturulmasının uygulamaya konduğunu söyledi. Nazzal, buna bağlı olarak İsrail’in, silahsızlandırma ve saldırıların devamı gibi engellere rağmen ABD baskısı altında ikinci aşamaya katılmak zorunda kalacağını ifade etti.