Kissinger: Çin'in ileri karakolu olmaması için Rusya’ya dünyada bir yer bulunmalı

Kissinger
Kissinger
TT

Kissinger: Çin'in ileri karakolu olmaması için Rusya’ya dünyada bir yer bulunmalı

Kissinger
Kissinger

Eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger (99), Rusya’nın Çin’in Avrupa’daki ileri karakolu olmaması için Batı'nın Ukrayna’daki olaylardan sonra hem Ukrayna hem de Rusya’ya dünyada bir yer bulması gerektiğini söyledi.
İngiltere merkezli Sunday Times gazetetesine konuşan Kissenger,  şimdi sorulması  gereken sorunun, bu savaşın nasıl sona ereceği ile ilgili olması gerektiğini belirterek, “ ‘Ukrayna’daki özel askeri operasyon’ tamamlandıktan sonra Rusya’nın Çin’in Avrupa'daki ileri karakolu olmasını istemiyorsak, Ukrayna’ya hem de Rusya’ya dünyada bir yer bulmamız gerekecek” yorumunda bulundu.
NATO hakkında konuşan eski ABD Dışişleri Bakanı, ‘Avrupa ve ABD arasındaki iş birliğini yansıtan’ bir örgütün devamlılığının önemli olduğunu vurguladı. Kissenger, “Ancak bir yanda Ortadoğu ve Asya, diğer yandan Avrupa ve ABD arasındaki ilişkilerde ‘büyük olayların gelmekte olduğu gerçeği kabul edilmeli” ifadelerini kullandı.
NATO üyelerinin görüşlerinin homojen olması gerekmediğine inandığını söyleyen eski diplomat, NATO üyeleri arasında Ukrayna'daki durum konusunda fikir birliği olduğunu, çünkü bu durumun onlara eski ‘tehditleri’ hatırlattığını söyledi. NATO üyelerinin çok iyi bir iş çıkardıklarını belirten Kissinger, “Yaptıklarını destekliyorum” diye ekledi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in sorununun, ‘bozulmakta olan bir devlet başkanı’ olması olduğunu ve Ukrayna krizinde orantı duygusunu yitirdiğini söyleyen Kissinger, Rusya'nın 24 Şubat'ta Ukrayna'yı işgaline işaret ederek, Putin’in bu yıl yaptıklarının hiçbir ‘mazereti’ olmadığını belirtti.
Öte yandan ABD'nin bugün Vietnam Savaşı'ndakinden daha fazla bölünmüş olduğunu düşünen Kissinger, “Çin'in bir fikri (Batı stratejisi) olmasını beklemek artık makul değil” yorumunda bulundu. ‘Çin anlayışının’ dünyaya hakim olduğuna inanmadığını, ancak Çin'in ‘çok güçlü olabileceğine’ inandığını belirten eski diplomat, bu durumun ABD'nin çıkarlarına ters düştüğüne dikkati çekti.
Kissinger, daha önce ABD'nin Çin ile Rusya arasında ayrım yapamadığını vurgulamıştı. Ukrayna'daki savaşın sona ermesinden sonra küresel jeopolitik durumda bir takım değişiklikler olmasını bekleyen Kissenger’a göre, Rusya ve Çin'in çıkarlarının doğal olarak her konuda aynı olmayacağını kaydetti.
ABD'nin ‘Çin ve Rusya'yı ayıran faktörleri yaratabileceğine’ inanmayan Kissenger, “Ancak faktörler ve koşullar kendi doğal rollerini oynayacaklardır” dedi.



Washington Post: ABD, İsrail ve Rusya'ya yönelik insan hakları eleştirilerini hafifletmeyi planlıyor

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
TT

Washington Post: ABD, İsrail ve Rusya'ya yönelik insan hakları eleştirilerini hafifletmeyi planlıyor

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

Washington Post gazetesi dün, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin İsrail, Rusya ve El Salvador'a yönelik insan hakları eleştirilerini hafifletmeyi planladığını bildirdi.

Gazete, bu bilgiyi ABD Dışişleri Bakanlığı'nın insan hakları konusunda hazırladığı yıllık rapor taslaklarına dayandırdı.

Bu ülkelere ilişkin taslak raporlar, eski Başkan Joe Biden yönetimi tarafından hazırlananlardan çok daha kısa.

Dışişleri Bakanlığı, geçen yılı kapsayan raporları bu yıl henüz resmi olarak yayınlamadı. Bu yıllık raporlar genellikle her yıl mart veya nisan ayında yayınlanır.

Bakanlık, yorum talebine henüz yanıt vermedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili, raporun içeriği hakkında ayrıntılı bilgi vermekten kaçındı, ancak gazetecilere yaptığı açıklamada, “2024 insan hakları raporu, tekrarları ortadan kaldırarak raporun okunmasını kolaylaştıracak şekilde yeniden yapılandırıldı” dedi.

ABD, insan hakları, demokrasi ve basın özgürlüğünü her zaman dış politikanın temel hedefleri olarak savundu. Ancak eleştirmenler, Washington'un müttefiklerine karşı çifte standart uyguladığını defalarca eleştirdi.

Trump yönetimi altındaki ABD, geleneksel demokrasi ve insan hakları desteğinden giderek uzaklaştı ve bunu büyük ölçüde başka bir ülkenin iç işlerine müdahale olarak gördü.

Buna karşılık Trump yönetimi yetkilileri, başka yollarla Avrupa siyasetine müdahale etti; Romanya, Almanya ve Fransa gibi ülkelerde sağcı liderlere yönelik baskıları defalarca kınadı. Avrupalı yetkilileri göç eleştirisi gibi görüşleri sansürlemekle suçladılar.

Şarku’l Avsat’ın Washington Post’tan aktardığına göre taslak raporda, İsrail yargısının bağımsızlığına yönelik yolsuzluk veya tehditlerden bahsedilmiyor. Önceki insan hakları raporu, hükümetin yolsuzluğuna ilişkin çeşitli haberlere atıfta bulunmuş ve Başbakan Binyamin Netanyahu'ya karşı açılan ceza davasını örnek göstermişti. Netanyahu, rüşvet, dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma suçlamalarıyla karşı karşıya, ancak tüm suçlamaları reddediyor.

Gazete, İsrail'in Filistinliler üzerinde uyguladığı kontrol ve hareket kısıtlamalarına ilişkin önceki atıfların taslak raporda yer almadığını belirtti.

Öte yandan Biden döneminde yayınlanan Rusya hakkındaki nihai raporda, ülkedeki LGBT topluluğunun maruz kaldığı şiddet ve tacizlere ilişkin birkaç atıf yer alıyordu.

Washington Post gazetesi, taslak raporda bu konuyla ilgili tüm atıfların çıkarıldığını bildirdi.

Gazeteye göre, Dışişleri Bakanlığı'nın El Salvador ile ilgili taslak raporunda, 2024 yılında ‘ciddi insan hakları ihlallerine dair güvenilir bir rapor’ bulunmadığı belirtiliyor.

Biden yönetimi döneminde yayınlanan önceki raporda, ülkede ‘insan hakları alanında büyük sorunlar’ olduğu belirtilmiş. Raporda ayrıca, ‘güvenlik güçleri tarafından aşağılayıcı muamele veya cezalandırma’ ve ‘acımasız ve hayati tehlike arz eden gözaltı koşulları’ hakkında güvenilir raporlar olduğu ifade edilmiş.

El Salvador, İsrail ve Rusya'nın Washington'daki büyükelçilikleri, yorum talebine yönelik ayrı ayrı gönderilen e-postalara henüz yanıt vermedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, raporun ‘çok yakın bir gelecekte’ yayınlanacağını söyledi.

Yetkili, “Raporun amacı, her ülkede meydana gelen her insan hakları ihlalini tek tek izlemek değil. Raporun amacı, açıklayıcı olmak ve her ülkede insan haklarının gerçekte ne durumda olduğuna dair geniş bir tablo sunmak” dedi.