Trablus ve Tobruk tarafları hükümet krizine ortak çözüm arayışında

Menfi ve Salih, Libya’yı siyasi çıkmazdan kurtarmanın yollarını konuşuyor

Muhammed Menfi, ülkedeki son güvenlik meselelerini görüşmek üzere Tümgeneral Hüseyin Abdullah’ı ağırladı (Başkanlık Konseyi)
Muhammed Menfi, ülkedeki son güvenlik meselelerini görüşmek üzere Tümgeneral Hüseyin Abdullah’ı ağırladı (Başkanlık Konseyi)
TT

Trablus ve Tobruk tarafları hükümet krizine ortak çözüm arayışında

Muhammed Menfi, ülkedeki son güvenlik meselelerini görüşmek üzere Tümgeneral Hüseyin Abdullah’ı ağırladı (Başkanlık Konseyi)
Muhammed Menfi, ülkedeki son güvenlik meselelerini görüşmek üzere Tümgeneral Hüseyin Abdullah’ı ağırladı (Başkanlık Konseyi)

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed Menfi ve Temsilciler Meclisi (TM) Başkanı Akile Salih, Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde düzenlenen bir dizi resmi görüşme kapsamında Kahire’de bir araya geldi. Diğer yandan ülkedeki askeri çatışma taraflarını kapsayan 5+5 Ortak Askeri Komitesi ise ordunun birleştirilmesi, yabancı güçlerin ve paralı askerlerin ülkeden çıkarılması, TM ile Devlet Yüksek Konseyi arasında ‘anayasal süreç’ komitesinin toplanmasına devam edilmesi dosyasını ele alıyor.
Çarşamba akşamı Kahire’ye kısa bir ziyarette bulunan Menfi, burada Akile Salih ile bir araya geldi. Libya Haber Ajansı’nın Libya Başkanlık Konseyi Sözcüsü Necva Vehibe’den aktardığına göre ikili, ülkedeki siyasi vaziyeti, seçimler yoluyla mevcut siyasi çıkmazdan çıkışın yolları, Devlet Yüksek Konseyi ve TM komitelerinin Kahire’deki çalışmalarının ulaştığı başarının önemi, Başkanlık Konseyi bu konudaki son detaylara yaklaşırken ulusal uzlaşma dosyasının sonuçlarını ele aldı.
Devlet Yüksek Konsey Başkanı Halid el-Mişri, Kahire ziyaretinde bulunup Salih ile görüşmesi yönünde BM) Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams’tan bir davet aldığını bildirdi. Aynı zamanda “Ziyaret başlı başına bir son nokta değil. Önemli olan, karşı tarafın bir an önce seçimlerle siyasi meşruiyeti yenileyerek geçiş aşamalarını sona erdirecek bir ulusal uzlaşma bulmadaki ciddiyeti ve bedelini önce vatandaşın ödeyeceği yeni krizler yaratılması yoluyla daha fazla zaman kaybedilmemesi” açıklamalarında bulundu.
Temsilciler Meclisi ile Devlet Yüksek Konseyi üyeleri, Kahire'nin Salih, Mişri ve Menfi’nin bir araya geleceği bir toplantıya ev sahipliği yapma niyetinden bahsetti. Şarku’l Avsat’ın AA’dan aktardığı habere göre bir Devlet Yüksek Konseyi üyesi, yaklaşan söz konusu toplantının üç taraf arasındaki istişareler çerçevesinde ve gelecek seçimlerde baz alınacak bir temele ulaşma yolunda anayasal yol komisyonu tartışmalarına verilen destek kapsamında kaydedildiğini aktardı.
TM Sözcüsü Abdullah Buleyhık, dün, Anayasal zeminde anlaşmaya varma yönünde Kahire’de BM sponsorluğunda düzenlenen anayasal gidişat toplantılarının üçüncü ve son turunun beşinci günü çalışmalarının başladığını duyurdu. TM ve Devlet Yüksek Konseyi ortak komite üyelerine övgüde bulunan Williams, fikir birliğine varma yönünde çalışmaya devam etme çağrısında bulundu. Aynı zamanda seçimlere katılarak iradelerini ortaya koyan Libya halkına karşı sorumluluklarını yerine getirmeye çağırdı.
İktidara bağlılığını yineleyen Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, kendi seçim planını hayata geçireceğini açıkladı. Aynı zamanda dün yaptığı açıklamada, önümüzdeki ay belediye seçimlerinin başlatılması ve belediye sorununun çözülmesi yönünde Yerel Yönetimler Bakanlığı'na talimat verdiğini söyledi.
Diğer yandan TM’nin İstikrar Hükümeti’nin bütçesine verdiği onayı memnuniyetle karşılayan İstikrar hükümeti Başkanı Fethi Başağa, bunun kamu parasının yasa gücüyle güvence altına alınması, hükümet dahil hiçbir tarafın kanunsuz bir dinar dahi harcayamayacağı anlamına geldiğini vurguladı. Aynı zamanda Kahire'de yürütülen anayasal sürecin başarılı olacağı, uzlaşıya dayalı bir formüle ulaşılacağı arzusunu dile getirdi.
Ulusal uzlaşıyı destekleyen Devlet Yüksek Konseyi üyeleri, Dibeybe’yi iktidarı devretmeye, Başağa hükümetini ise önceliklere göre çalışmalara başlamaya çağırdı. Bunların başında en fazla 14 ay içinde milletvekili ve başkanlık seçimlerinin yapılmasına hazırlanılmasının geldiğini belirtti.
5+5 Ortak Askeri Komitesi, son iki ayda Toledo ve Tunus'ta gerçekleştirilen bir dizi toplantının ardından dün Kahire’de Libya Ulusal Ordusu Genelkurmay Başkanı Abdurrezzak en-Nazuri ve Dibeybe hükümetine bağlı Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed El-Haddad’ın katılımıyla resmi bir toplantı düzenledi. BM heyeti konuyla ilgili açıklamasında, söz konusu toplantı ile kapsamlı ateşkes anlaşmasının tam olarak uygulanmasına yönelik seçeneklerin tartışılması ve yabancı savaşçılar ile paralı askerlerin geri çekilmesine yönelik çabalar ve düzenlemelerin koordine edilmesinin hedeflediğini söyledi.
Uluslararası insani hukuk ve insan hakları ile ilgili çalışma grubu eş başkanları (Hollanda, İsviçre ve Libya'daki BM Destek Misyonu) dün Libya'daki bağımsız veri toplama misyonunun görev süresinin uzatılması çağrısında bulundu. Zirâ misyonun Libya'da insan haklarını ileri taşıma, sürdürülebilir barışı sağlama ve insan haklarına dayalı ulusal uzlaşmayı pekiştirme yönündeki önemli çalışmalarının sürdürülmesi, 2016 yılından bu yana Libya'da işlenen suçların mağdurlarının seslerinin duyurulması, adalet ve hesap verebilirliğin sağlanmasının gerekliliğine değindi.



Witkoff'un önerisi: Hamas arabuluculara cevabını ‘notlarla’ iletti

Dün Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısının ardından feryat eden Filistinli bir kadın (Reuters)
Dün Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısının ardından feryat eden Filistinli bir kadın (Reuters)
TT

Witkoff'un önerisi: Hamas arabuluculara cevabını ‘notlarla’ iletti

Dün Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısının ardından feryat eden Filistinli bir kadın (Reuters)
Dün Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısının ardından feryat eden Filistinli bir kadın (Reuters)

Hamas kaynakları bugün, hareketin ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un 60 günlük ateşkes önerisiyle ilgili cevabını arabuluculara ilettiğini doğruladı.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar, Hamas'ın ortak bir Filistin pozisyonu oluşturmak amacıyla Katar'da ve Beyrut dahil diğer başkentlerde Filistinli grupların liderleriyle yoğun temaslarda bulunduğunu ve toplantılar düzenlediğini bildirdi.

Kaynaklar, Hamas liderliği ve gruplar açısından cevabın olumlu olarak nitelendirilebileceğini, ancak İsrail işgaline karşı açık bir önyargı taşıyan teklifin taşıdığı tüm olumsuzluklara rağmen, uygulanmasının başarılı olması için bazı notların da eklenmesi gerektiğini belirtti.

Kaynaklar, teklifle ilgili yapılan tüm düzenlemelerin oybirliğiyle kabul edildiğine dikkat çekerek, İsrail'e baskı yapma konusunda samimi bir Amerikan iradesi olması halinde teklifin kabul edileceğini ifade ettiler.

Kaynaklar, yanıtta yer alan notlardan birinin, İsrailli esirlerin Witkoff belgesinde belirtildiği gibi ilk hafta sadece iki gün içinde teslim edilmesini önlemeyi, bunun yerine son anlaşmada olduğu gibi aşamalı olarak iki ay boyunca anlaşmanın tam olarak etkili olmasını sağlamayı amaçladığını açıkladı.

Hareket kaynakları dün Şarku’l Avsat'a yaptıkları açıklamada, teklife ilişkin yorumlarla birlikte olumlu bir yanıt verileceğini belirttiler.

Filistinli bir kadın, Cuma günü Gazze Şehri'ne düzenlenen İsrail hava saldırısının ardından çığlık atıyor (Reuters)Filistinli bir kadın, Cuma günü Gazze Şehri'ne düzenlenen İsrail hava saldırısının ardından çığlık atıyor (Reuters)

Kaynaklar o dönemde teklifin birçok ‘tuzak’ taşıdığını ve birçok koşulunun Filistinliler için durumu daha da karmaşık hale getirdiğini ifade etmişti. Kaynaklar, 60 günlük sürenin ateşkes anlaşmasını açıkça bağlayıcı hale getirmemesi ve İsrail'i buna bağlamadan, hatta başarılı olması halinde süreyi uzatmadan gevşek bir şekilde ortaya koyması da dahil olmak üzere, sunulan metinde birçok ikilemin belirgin olduğuna dikkat çekti. Bu durum, İsrail'in kalan esirlerin teslimi için belirlenen yedinci günden sonra istediği zaman Gazze'de Lübnan tarzı saldırılar gerçekleştirmesine ve altmış günün ardından savaşı tamamen yeniden başlatmasına açıkça izin verecektir.

Teklif ayrıca esir takası için üzerinde anlaşmaya varılmış herhangi bir kriter olmaksızın belirli bir sayı belirliyor ve sadece 125 müebbet ve yüksek cezalı mahkûmun serbest bırakılmasını öngörüyor ki bu sayı hayatta kalan ve ölen İsraillilerin sayısıyla orantılı olmadığı gibi bir önceki ateşkes aşamasında kullanılan kriterlere bile ulaşmıyor.

Kaynaklar o dönemde Hamas liderliğinin teklifin metnini inceledikten sonra, canlı ve ölü esirlerin serbest bırakılmasının bedeli konusunda bile İsrail'in ateşkes vizyonunu benimsediğini gördüklerini söyledi.

Kaynaklar, teklifte savaşı sona erdirecek net bir garantiden bahsedilmediğini, konunun müzakerelerin kaderine bırakıldığını, bunun da esasen savaşı sona erdirmek istemeyen ve herhangi bir anlaşmaya uymayı reddeden İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun elinde kalacağı anlamına geldiğini açıkladı.

Anlaşma metninin İsrail'in çekilmesi ve hatta yardım girişinin devam etmesi konusunda da herhangi bir garanti vermediğini belirten kaynaklar, insani yardım maddesinin de bir önceki anlaşmada kabul edilen insani yardım protokolünün uygulanmasına atıfta bulunmadığına, bunun yerine müzakereler ve anlaşmanın uygulanması sırasındaki gelişmelere göre devreye sokulmasını öngördüğüne dikkat çekti. Başka bir deyişle anlaşma metni, tüm ihtiyaçları karşılamadan ve enkazı kaldırmak için ağır ekipman ve diğerlerini getirmeden, İsrail'in bu insani dosyada üstünlüğünü korumasına izin veriyor.

İsrailli siyasi kaynaklar anlaşma metninin ne savaşın sona ermesini ne İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilmesini ne de insani yardımın serbestçe girişine izin verdiğini doğruladı.

Hamas kaynakları, teklifin herhangi bir anlaşma için İsrail'in ve Netanyahu hükümetinin koşullarını öne sürdüğünü, Filistinlilere ise hiçbir şey garanti etmediğini ve sadece hareketten net bir ödül olmaksızın esirleri teslim etmesini istediğini söylüyor.

Yeni anlaşma ateşkesin 60 gün sürmesini, ABD Başkanı Donald Trump'ın taraflara bu süre zarfında taahhütte bulunma garantisi vermesini ve ilk gün 5 İsrailli esir ile 9 cesedin, yedinci gün de aynı sayıda kişinin serbest bırakılmasını öngörüyor.

Anlaşma, insani yardımın iki tarafın üzerinde mutabık kalacağı bir anlaşma yoluyla yapılmasını ve sadece Birleşmiş Milletler (BM) ve Kızılay gibi mutabık kalınan kanallar aracılığıyla dağıtılmasını, yani özel sektöre hiçbir malın verilmemesini öngörüyor.