Maymunların müzik dinlemeyi video izlemeye tercih ettiği ortaya çıktı

"İkisi arasında seçim yapma şansını maymunlara ilk kez verdik"

Sakiler genellikle Brezilya, Guyana, Surinam ve Venezuela yağmur ormanlarında yaşıyor (Wikimedia Commons)
Sakiler genellikle Brezilya, Guyana, Surinam ve Venezuela yağmur ormanlarında yaşıyor (Wikimedia Commons)
TT

Maymunların müzik dinlemeyi video izlemeye tercih ettiği ortaya çıktı

Sakiler genellikle Brezilya, Guyana, Surinam ve Venezuela yağmur ormanlarında yaşıyor (Wikimedia Commons)
Sakiler genellikle Brezilya, Guyana, Surinam ve Venezuela yağmur ormanlarında yaşıyor (Wikimedia Commons)

Spotify ve Netflix'in kendi "primat odaklı" versiyonlarına maruz bırakılan maymunların bir şeyler dinlemeyi izlemeye tercih ettiği görüldü.
İskoçya'daki Glasgow Üniversitesi ve Finlandiya'daki Aalto Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, Helsinki'deki hayvanat bahçesinde beyaz yüzlü üç saki maymunundan oluşan bir grup üzerinde deney yaptı.
Maymunların ses ve video içerikleri arasında seçim yapabileceği, sensörlü ekranlara sahip bir bilgisayar sistemi kuruldu.
Sistemdeki içerikler arasında primatlara yağmur sesi, müzik, trafik sesi, solucan videoları, sualtı yaşamı videoları veya soyut şekil ve renkler vardı.
Araştırma ekibi ekranları kızılötesi sensörlerden oluşan etkileşimli tünellere yerleştirdi. Bu sayede maymunların kızılötesi ışınlara değerek video veya ses içeriğini açabilmesi sağlandı.
Üç saki maymununun yer aldığı deneyde bu sistem toplam 32 gün boyunca kullandıldı.
İlk hafta tüneller, maymunların alışması için sessiz tutuldu. Ardından maymunlar, birkaç günde bir değişen sesli veya görüntülü uyaranlar arasında seçim yapabilecek hale geldi.
Deney sonucunda maymunların görsel uyaranlara işitsel olanlardan daha çok tepki verdiği saptandı. Bulgulara göre hayvanlar ses içeriklerini iki kat daha fazla tercih etti.
Maymunlara sunulan üç ses dosyasından müziğin olduğu içerik, trafik ve yağmur sesine kıyasla daha fazla tercih edildi.
Video kayıtları arasında ise su altı görüntüleri, maymunların ilgisini en çok cezbeden içerik oldu.
Öte yandan maymunların izlediklerini ve dinlediklerini kaydeden cihaz bu etkileşimlerin genellikle sadece birkaç saniye sürdürüğünü gösterdi.
Araştırma ekibinden Dr. Ilyena Hirskyj-Douglas, "Beyaz yüzlü sakilerin onlar için özel olarak tasarlanmış bilgisayar sistemlerinden nasıl yararlanabileceğine dair daha fazla bilgi edinmek için Korkeasaari Hayvanat Bahçesi'yle birkaç yıldır çalışıyoruz" diye konuştu.
"Daha önce de maymunların video ve ses içeriğiyle nasıl etkileşim kurduğunu araştırdık" diyen bilim insanı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ancak bu ikisi arasında seçim yapma şansını ilk kez verdik."
Independent Türkçe, Daily Mirror, The Guardian, ZME Science



Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
TT

Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)

Harriette Boucher 

Yeni bir araştırma, yakınını kaybedip yoğun ve uzun süreli yas semptomlarından muzdarip olan kişilerin, sevdiklerinin ölümünden sonraki 10 yıl içinde ölme ihtimalinin, neredeyse iki kata ulaştığını ortaya koydu.

Danimarka'daki araştırmacılar, yakınını kaybedip sürekli yüksek düzeylerde yas tutanların, yasını daha düşük seviyelerde yaşayanlarla kıyasla, sağlık hizmetlerini daha fazla kullandığını ve ölme olasılığının yüzde 88 daha fazla olduğunu buldu.

Araştırmacılar, sevdiklerini kaybedenlerin yaşadığı 5 yas güzergahını tanımladı ve en ciddi şekilde etkilenenlerin daha erken ölme olasılığının daha yüksek olduğunu tespit etti.

Araştırma makalesinin yazarlarından Dr. Mette Kjærgaard Nielsen şu ifadeleri kullandı:

Yüksek yas semptomu seviyeleriyle; kalp damar hastalıkları, akıl sağlığı sorunları ve hatta intiharda görülen daha yüksek oranlar arasında bir bağlantı olduğunu daha önce bulmuştuk. Ancak ölümle ilişkisi daha fazla araştırılmalı.

Bilim insanı, "yüksek" bir yas güzergahına dair risk altında olan kişilerin erken fark edilebileceğini de söyledi:

Bir pratisyen hekim akıl sağlığına dair diğer ciddi rahatsızlıklar ve depresyonun eski belirtilerini arayabilir. Daha sonra bu hastalara kendileri özel takip sunabilir veya onları psikologların özel muayenehanelerine ya da ikinci basamak sağlık kuruluşlarına yönlendirebilirler.

Dr. Nielsen, "Pratisyen hekimler ayrıca yakınını kaybedenlerin ruh sağlığına odaklanılacak bir takip randevusu da önerebilir" dedi.

Bilim insanları, 2012'den bu yana yakınlarını kaybetmiş, yaş ortalaması 62 olan 1735 adet kadın ve erkeği 10 yıl boyunca Danimarka'da izledi. Bu süre zarfında bu kişilere, semptomlarını ve deneyimlerini değerlendiren bir dizi anket gönderildi ve araştırmacılar bunlarla katılımcıların sürekli olarak hangi düzeyde keder yaşadığını belirledi.

Grubun yüzde 66'sı yakın zamanda partnerini, yüzde 27'si bir ebeveynini ve yüzde 7'si de çok sevdiği bir başka kişiyi kaybetmişti.

Sürekli olarak yüksek düzeylerde yas belirtileri yaşayan yüzde 6'lık kesimin 10 yıl içinde ölme olasılığı, sürekli olarak düşük yas belirtileri gösterdiğini bildiren yüzde 38'e kıyasla yüzde 88 daha yüksekti.

Yüksek güzergahta olanların, yakınlarını kaybetmesinin üzerinden üç yıl geçtikten sonra sağlık hizmeti alma olasılıkları da daha yüksek çıktı.

Bu grubun konuşma terapisi veya diğer akıl sağlığı hizmetlerini alma ihtimalleri yüzde 186, antidepresan reçetesi yazılma olasılıkları yüzde 463, yatıştırıcı ya da kaygı giderici ilaç reçetesi alma ihtimalleri de yüzde 160 daha fazla.

 Independent Türkçe,independent.co.uk/news