Trump'a yönelik 'darbeye teşebbüs’ suçlaması ABD’de soruna neden oldu

Trump'ın seçimleri kaybetmesine rağmen iktidarda kalmaya çalışan bir başkanın ürkütücü imajını yansıtması ve ardından 'darbeye teşebbüsle’ suçlanması ABD için sorun haline geldi.

ABD Kongresi 16 Haziran'da, ‘Kongre Binası Baskını’ ile ilgili olarak tanıkları dinledi. (AFP)
ABD Kongresi 16 Haziran'da, ‘Kongre Binası Baskını’ ile ilgili olarak tanıkları dinledi. (AFP)
TT

Trump'a yönelik 'darbeye teşebbüs’ suçlaması ABD’de soruna neden oldu

ABD Kongresi 16 Haziran'da, ‘Kongre Binası Baskını’ ile ilgili olarak tanıkları dinledi. (AFP)
ABD Kongresi 16 Haziran'da, ‘Kongre Binası Baskını’ ile ilgili olarak tanıkları dinledi. (AFP)

Cumhuriyetçi kanattan isimlerin son günlerde ABD Kongresi’nde yaptıkları tanıklıklar, eski ABD Başkanı Donald Trump için seçimi kaybettiğini bilen ancak iktidarda kalmaya çalışan bir başkanın ürkütücü imajını gözler önüne serdi. Beyaz Saray çalışanlarından, Donald Trump’ın seçim kampanyasında görev alanlardan, avukatlardan ve hatta aile üyelerinden bazılarının verdikleri ve Trump'ın başkanlığı sırasında yapmış olabileceği ve 6 Ocak 2021'de Kongre Binası’na (Capitol) düzenlenen baskınla sonuçlanan ihlallere işaret eden ifadeler, açılması muhtemel davaların genel çerçevesini çizdi.
Kongre’nin baskın olayını araştıran komisyonun üyeleri tarafından derlenen dosya, olayın, seçimlerde yenilgiye uğrayan eski Başkan Trump ve avukatı John Eastman'ın başını çektiği ve emsal teşkil etme konusunda ABD’nin başına sorun açan daha kapsamlı bir darbe girişiminin parçası olduğunu göstermeyi amaçlıyor.
Şimdi sorulması gereken asıl soru ise ‘Federal savcılar Donald Trump'ı suçlamalı mı?’ oldu. Eski New York Federal Savcısı Kevin O’Brien, AFP’ye yaptığı değerlendirmede Trump’ın Adalet Bakanlığı tarafından bir takım suçlamalarla karşı karşıya kalma ihtimali olduğunu söyledi. O’Brien, dosyanın güçlü olduğunu ve federal savcıların Trump’ın ve Eastman'ın büyük eyaletlerdeki oyların sayılmasını iptal etme planları ile Kongre Binası Baskını’nı birbirine bağlayabilmeleri şartıyla jüriye ikna edici görüneceğini söyledi.
Komisyon, iddianame konusunu ilgili makamlara bırakacağını sık sık vurgulasa da Donald Trump'ı ‘oyların sayımını engellemek ve ABD'ye karşı suç planına katılmak’ olmak üzere en az iki suçla itham edeceğini ima etti. Toplanan deliller, eski realite şov yıldızı Trump’ın çıkarına görünmüyor. Trump, Washington'daki şiddet olaylarından önce destekçilerini seçimin kendisinden çalındığına inandırmış ve onları 6 Ocak'ta başkentte toplanmaya teşvik etmişti. O gün binlerce kişiye hitap eden Trump, Kongre üyeleri seçim sonuçlarını onaylarken yüzlerce metre uzaklıktaki Kongre Binası’na yürümelerini söyledi. Komisyon ayrıca süreçte Adalet Bakanlığı'nın sandık görevlilerine ve üst düzey yetkililerine büyük bir baskı yapıldığını da vurguladı.
Eski ABD Başkanı’nın destekçilerine göre Trump seçimlerde hile yapıldığına ikna olmuştu ve iyi niyetle seçmenleri korumaya çalışıyordu. Ancak Kongre’deki oturumlar, 76 yaşındaki iş insanının seçimleri kaybettiğini çok iyi bildiğini ve yakın danışmanlarının bunu kendisine söylediğini gösterdi. Bu oturumlar sırasında en güçlü ifadelerden birini ABD’li muhafazakar çevrelerde süperstar olarak kabul edilen emekli yargıç Jay Michael Luttig verdi. Luttig ifadesinde, Donald Trump'ın Amerikan demokrasisi için ‘açık ve gerçek bir tehdit’ olduğunu belirtti. Destekçileri dışında, milyarder iş insanı Trump'ın suçlanabileceğine dair oldukça geniş bir fikir birliği olsa da bu kez de ABD Adalet Bakanı Merrick Garland’ın Trump’ı suçlaması mı yoksa suçlamaması mı gerektiği sorusu ortaya çıkıyor.
Washington merkezli Financial Times gazetesi yazarı Edward Luce, ‘beceriksizce’ yapılan arayışların Trump'ı güçlendirebileceğini, hatta yeniden seçilmesine yardımcı olabileceğini yazdı. Luce, “Bir krala saldırdığınızda, eski bir kral bile olsa onu mutlaka devirmelisiniz” ifadelerini kullandı.
ABC News ve Ipsos tarafından yapılan yeni bir ankete göre Amerikalıların yaklaşık yüzde 60'ı eski ABD Başkanı’nın yargılanması gerektiğine inanıyor. Bu yüzden eğer Bakan Garland, Donald Trump'ı suçlamaya karar verirse halktan güçlü bir destek görebilir.
Ancak Kaliforniya eyaletinin San Diego şehrinin eski Federal Savcısı Neama Rahmani'ye göre Adalet Bakanı’nın bu savaşı başlatacak cesareti yok. AFP'ye konuşan Rahmani şu değerlendirmeyi yaptı:
“Eski bir Başkanı suçlamak emsal teşkil edecek. Bu da zorlu ve siyasi açıdan yüklü bir davayla ilgilenmeye hazır güçlü bir davacı olmasını gerektiriyor. Merrick Garland'ın o kişi olduğunu düşünmüyorum.”
Georgia Koleji ve Eyalet Üniversitesi'nde hukuk profesörü olan Nicholas Creel, Donald Trump hakkında soruşturma başlatılmamasının Amerikan adaletinin temel ilkelerinden biri olan kimsenin hukukun üstünde olmadığı ilkesine ihanet olacağını savundu. Creel, AFP’ye şu açıklamada bulundu:
“Trump’a yönelik bir iddianame, eski başkanlar hakkında soruşturma açmamaya ilişkin kalıplaşmış düşünceleri yıkacak ve büyük ihtimalle destekçileri tarafından yoğun bir muhalefet görecek. Ancak bunun tek alternatifi, darbe girişimini sonuçsuz bırakmak olacaktır.”



Türkiye Savunma Bakanlığı, Karadeniz üzerinde bir insansız hava aracının düşürüldüğünü duyurdu

Türk Hava Kuvvetlerine ait bir F-16 savaş uçağı, 9 Haziran 2023'te Kuzey Almanya'da yapılan hava tatbikatları sırasında kalkış yapıyor (Reuters).
Türk Hava Kuvvetlerine ait bir F-16 savaş uçağı, 9 Haziran 2023'te Kuzey Almanya'da yapılan hava tatbikatları sırasında kalkış yapıyor (Reuters).
TT

Türkiye Savunma Bakanlığı, Karadeniz üzerinde bir insansız hava aracının düşürüldüğünü duyurdu

Türk Hava Kuvvetlerine ait bir F-16 savaş uçağı, 9 Haziran 2023'te Kuzey Almanya'da yapılan hava tatbikatları sırasında kalkış yapıyor (Reuters).
Türk Hava Kuvvetlerine ait bir F-16 savaş uçağı, 9 Haziran 2023'te Kuzey Almanya'da yapılan hava tatbikatları sırasında kalkış yapıyor (Reuters).

Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamada, Karadeniz'den Türk hava sahasına yaklaşan "kontrol dışı" bir insansız hava aracının (İHA) düşürüldüğünü duyurdu.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre bakanlık açıklamasında, İHA, yerleşim yerlerinden uzakta, güvenli bir bölgede düşürüldü" ifadelerini kullandı.

Ankara, Karadeniz üzerinde “rutin prosedürler kapsamında bir hava cisminin tespit edildiğini ve izlendiğini”, “söz konusu hava cisminin kontrolsüz bir insansız hava aracı olarak tanımlandığını” belirtti. Açıklamada, “Hava sahamızın güvenliğini sağlamak için NATO ve ulusal komuta altında F-16 savaş uçaklarımız önleme görevine gönderildi” denildi.

Bu olay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın son haftalarda gemilere yönelik çeşitli saldırıların ardından Karadeniz'in Rusya ve Ukrayna arasında bir “çatışma bölgesi” haline gelebileceği uyarısının ardından gerçekleşti.


Estonya, Rusya yanlısı siyasetçileri vatana ihanetten suçlu buldu

NATO ülkesi yalnızca 1,4 milyon kişilik nüfusa sahip (AFP)
NATO ülkesi yalnızca 1,4 milyon kişilik nüfusa sahip (AFP)
TT

Estonya, Rusya yanlısı siyasetçileri vatana ihanetten suçlu buldu

NATO ülkesi yalnızca 1,4 milyon kişilik nüfusa sahip (AFP)
NATO ülkesi yalnızca 1,4 milyon kişilik nüfusa sahip (AFP)

Kasım 2023'te başlayan dava nihayet sonuçlandı ve Estonya yargısı, aynı yılın mart ayında tutuklanan politikacılar hakkındaki kararını verdi. 

Harju Bölge Mahkemesi'nde geçen perşembe görülen davada muhafazakar Koos partisinin kurucularından Aivo Peterson vatana ihanetten 14 yıl, Dmitri Rootsi ve Andrei Andronov ise 11'er yıl hapis cezasına çarptırıldı. 

Ekim 2022 - Mart 2023'te Estonya devleti ve toplumunun hilafına Rusya'nın politikalarını desteklemekle suçlanan üç siyasetçi bu iddiaları reddediyor. 

Moskova'dan aldıkları emirlerle hareket etme iddialarının hedefindeki üçlü, temyize başvuracaklarını açıkladı. 

Partiden yapılan açıklamada da savcıların Estonya'nın anayasal düzeni ve güvenliğine nasıl zarar verildiğine dair somut kanıt gösteremediği savunuldu.

Estonya'nın Ukrayna'ya yardımına karşı çıkan Koos partisi, bu yıl düzenlenen belediye seçimlerinde ülke genelindeki oyların yalnızca binde 8'ini alabilmişti. 

2022'de kurulan parti, Baltık ülkesinin NATO'dan çıkıp tarafsızlığını ilan etmesini ve yabancı askerlerin ülke topraklarından çekilmesini isterken, diğer ülkeler arasındaki askeri çatışmalara doğrudan ya da dolaylı olarak karışılmasına karşı çıkıyor. 

Öte yandan Aivo Peterson, Ukrayna'dan 2014'te tek taraflı bağımsızlığını ilan eden ve Eylül 2022'de Rusya'ya katılma kararı alan Donetsk Halk Cumhuriyeti'ni 2023'te ziyaret etmişti. 

55 yaşındaki siyasetçi, Şubat 2022'de başlayan Ukrayna savaşına dair bilgi almak için bölgeye gittiğini şu ifadelerle savunmuştu:

Estonya medyasından aldığımız bilgiler tek taraflı. Tüm gazetecilerimiz Kiev'i destekliyor.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova haziranda yaptığı açıklamada Estonya için "düşmanca davranan ülkeler arasında ilk sıralarda" ifadesini kullanmış, Tallin yönetiminin kendilerini yalanlarla bir tehdit gibi gösterdiğini öne sürmüştü. 

Independent Türkçe, ERR, RT


Barrack, Netanyahu’yu Gazze’de Türkiye’nin rolünü kabul etmeye ikna etmeye çalışıyor

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu arasında Pazartesi günü gerçekleşen görüşmeden bir kare (İsrail hükümeti)
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu arasında Pazartesi günü gerçekleşen görüşmeden bir kare (İsrail hükümeti)
TT

Barrack, Netanyahu’yu Gazze’de Türkiye’nin rolünü kabul etmeye ikna etmeye çalışıyor

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu arasında Pazartesi günü gerçekleşen görüşmeden bir kare (İsrail hükümeti)
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu arasında Pazartesi günü gerçekleşen görüşmeden bir kare (İsrail hükümeti)

İsrail basınında yer alan haberlerde, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack ile pazartesi günü Kudüs’te yaptığı görüşmede, Trump yönetiminden “sert ve özel mesajlar” aldığı belirtildi. Görüşmenin, ay sonunda Florida’da yapılması planlanan ABD-İsrail zirvesi öncesinde gerçekleştiği aktarıldı. Barrack-Netanyahu görüşmesinin ana gündem maddelerinin Gazze, Suriye ve Trump’la yapılacak buluşma olduğu kaydedildi.

Gazze’de “kabul edilemez” açıklamalar

Gazze dosyasında, Ekim ayında başlayan kırılgan ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesi ele alınırken, Yedioth Ahronoth gazetesi Barrack’ın, Netanyahu’nun Türkiye’nin rolüne ilişkin kaygılarını gidermeye çalıştığını ve Türkiye’nin Gazze’de kurulması öngörülen uluslararası güce katılmasına ikna etmeye çalıştığını yazdı. Haberde, Barrack’ın Türkiye’nin Hamas üzerinde en fazla etkiye sahip ülke olduğunu ve silahsızlanma konusunda Hamas’ı ikna edebilecek en güçlü aktör konumunda bulunduğunu vurguladığı belirtildi.

frt
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şarm el-Şeyh Ortadoğu Barış Bildirgesi'ni imzalarken (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Şarku’l Avsat’ın Yedioth Ahronoth’tan aktardığı habere göre Barrack, Türkiye’nin Trump planını imzaladığını ve Hamas adına silahların teslimini içeren maddeye taahhüt verdiğini Netanyahu’ya hatırlattı. Türkiye’nin katılımının, şu aşamada çekimser olan birçok ülkeyi de uluslararası güce katılmaya teşvik edeceğini savundu.

Haberde, Barrack’ın “Türkiye’nin dışlanmasının diğer ülkelerin de geri adım atmasına yol açtığını, Başkan Trump’ın bu planın başarısız olmasına izin vermeyeceğini” söylediği aktarıldı. Ayrıca Netanyahu’nun “Hamas’ın silah bırakacağına güvenmediği” yönündeki açıklamalarının ve İsrail’in bunu zorla sağlayabileceğine dair ifadelerinin “kabul edilemez” olduğu ve planı tehdit ettiği uyarısında bulunduğu kaydedildi.

Bu bilgiler, İsrail Kanal 12 televizyonunun aktardıklarıyla da örtüştü. Kanal 12, Beyaz Saray’ın Netanyahu’ya “özel ve sert” bir mesaj gönderdiğini ve Hamas’ın üst düzey askeri isimlerinden Raid Saad’ın öldürülmesinin, Trump arabuluculuğunda varılan ateşkes anlaşmasının ihlali olarak görüldüğünü bildirdi.

Kanal ayrıca, Gazze savaşını sona erdirmeyi amaçlayan anlaşmanın ikinci aşamasına geçiş konusundaki görüş ayrılıkları ve İsrail’in bölgedeki genel politikaları nedeniyle Trump yönetimi ile Netanyahu hükümeti arasında artan bir gerilim yaşandığını aktardı.

ABD’li iki yetkili, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Beyaz Saray Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve Başkan Trump’ın damadı Jared Kushner’in Netanyahu’nun tutumundan “son derece rahatsız” olduğunu söyledi. Üst düzey bir ABD’li yetkiliye göre Netanyahu’ya verilen net mesajda şu ifadelere yer verildi: “Eğer itibarını zedelemek ve anlaşmalara uymayan bir lider olarak görünmek istiyorsan bu senin tercihin. Ancak Trump’ın arabuluculuğunda sağlanan Gazze anlaşmasının itibarını zedelemene izin vermeyiz.”

Batı Şeria ve bölgesel gerilim

Batı Şeria konusunda da Beyaz Saray’ın, Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik şiddetinden ve “Arap dünyasında provokasyon olarak algılanan” İsrail adımlarından giderek daha fazla endişe duyduğu belirtildi. ABD’li bir yetkili, Washington’un Netanyahu’dan İsrail’in güvenliğini tehlikeye atmasını değil, İbrahim (Abraham) Anlaşmaları’nın genişletilmesine zarar verecek adımlardan kaçınmasını istediğini söyledi.

Aynı yetkili, Netanyahu’nun son iki yılda uluslararası alanda giderek yalnızlaştığını savunarak, “Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi’nin neden onunla görüşmeyi reddettiğini ve Abraham Anlaşmaları’nın üzerinden beş yıl geçmesine rağmen neden BAE’ye davet edilmediğini kendisine sorması gerekir” dedi. Yetkili, Netanyahu’nun tansiyonu düşürmeye hazır olmaması halinde Washington’un Abraham Anlaşmaları’nı genişletme çabalarına zaman ayırmayacağını da ifade etti.

Beyaz Saray’da Netanyahu’ya öfke

Trump’ın, son dönemde Netanyahu’nun sert eleştirilerine maruz kalan Barrack’ı Kudüs’e göndermesi dikkat çekti. Netanyahu, Barrack için “Amerika’daki Türk büyükelçisi gibi davranıyor” ifadesini kullanmıştı. Barrack’ın İsrail demokrasisine ilişkin sözleri de Netanyahu’nun tepkisini çekmiş, Barrack bu açıklamalar için özür dilemişti.

Yedioth Ahronoth yazarı Nahum Barnea, ABD’li kaynaklara dayandırdığı yazısında, Washington’un Netanyahu’nun Trump’ın barış planını hayata geçirme konusunda samimi olmadığı ve İsrail’in sürekli savaş halinde kalması için çaba gösterdiği kanaatine vardığını yazdı. Barnea, Beyaz Saray’da Netanyahu’ya yönelik sert ve ağır ifadeler kullanıldığını, bunların bir kısmının doğrudan Netanyahu’ya da iletilmiş olabileceğini belirtti.

Suriye’de “kırmızı çizgiler”

İsrail basınına göre Barrack, Netanyahu’ya Suriye konusunda da “kırmızı çizgiler” iletti. Trump yönetiminin, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’yı Washington’un bir müttefiki olarak gördüğü ve ülkenin istikrarı için desteklenmesi gerektiği görüşünde olduğu aktarıldı. ABD’nin, İsrail’in yoğun askeri operasyonlarının Suriye’de yönetimin çökmesine yol açmasından endişe duyduğu ve güvenlik anlaşmasına varılmasını istediği belirtildi.

Lübnan konusunda ise Trump’ın, İsrail’in Hizbullah’a karşı sınırlı baskıyı sürdürmesini desteklediği, ancak geniş çaplı bir savaşa onay vermediği ifade edildi.

İsrailli analistler, Netanyahu’nun Barrack’ın tüm taleplerini reddetmeyeceğini, ancak kesin taahhütlerden kaçınarak Trump’la 29 Aralık’ta Florida’da yapacağı görüşmenin önünü açmaya çalıştığını öne sürdü. Buna karşın Netanyahu’nun, Barrack’ın ofisine ulaşmasından hemen önce Suriye’ye hava saldırısı düzenlenmesi talimatı vererek bağımsız hareket ettiği mesajını da vermekten geri durmadığı kaydedildi.

vgt
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu Pazartesi günü bir araya geldi (İsrail hükümeti)

Türkiye’ye mesaj olarak yorumlanan bir adımda ise Netanyahu’nun, Yunanistan Başbakanı ve Kıbrıs Rum Yönetimi lideriyle üçlü bir zirve düzenleme kararı aldığı belirtildi. İsrail’de bu toplantı, Türkiye’ye yönelik doğrudan siyasi mesaj olarak değerlendirildi. Barrack ise görüşme sonrasında, temasların “bölgesel barış ve istikrarı hedefleyen yapıcı bir diyalog” olduğunu söyledi.