Moskova Madrid Zirvesi"ni kınadı ve ‘Demir Perde’ konusunda uyardı

Zelenskiy’nin mesaj gönderdiği Putin, NATO'nun ‘emperyalist ihtiraslarını’ eleştirdi

Putin dün Endonezyalı mevkidaşı Joko Widodo ile Moskova'da bir araya geldi. (Reuters)
Putin dün Endonezyalı mevkidaşı Joko Widodo ile Moskova'da bir araya geldi. (Reuters)
TT

Moskova Madrid Zirvesi"ni kınadı ve ‘Demir Perde’ konusunda uyardı

Putin dün Endonezyalı mevkidaşı Joko Widodo ile Moskova'da bir araya geldi. (Reuters)
Putin dün Endonezyalı mevkidaşı Joko Widodo ile Moskova'da bir araya geldi. (Reuters)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, NATO’nun Madrid Zirvesi’nde Rusya’nın ‘vahşeti’ karşısında Ukrayna’yı desteklemeye devam edileceği taahhüdünün ardından, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) ‘emperyalist hırslarını’ kınadı.  
İspanya'nın başkenti Madrid'deki NATO Liderler Zirvesi'nin sonuç bildirisinde Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırganlığı güçlü bir şekilde kınandı ve yaşanan insani felaketin tüm sorumluluğu Rusya’ya yüklendi. Bildiride, Ukrayna hükümeti ve halkıyla tam dayanışma içinde olunduğu vurgulandı. Ukrayna'nın bağımsızlığı, egemenliği ve toprak bütünlüğüne sarsılmaz destek yinelendi. Ayrıca Ukrayna'nın savunma hakkını ve kendi güvenlik düzenlemelerini seçme hakkının desteklendiği belirtilerek, savunma ve siber alanlarda Ukrayna’ya sağlanan yardımların devam edeceği kaydedildi.
NATO ülkeleri, Rusya'yı ittifaka en önemli ve doğrudan tehdit olarak tanımlayarak, İttifak'ın yeni stratejik konseptini kabul etti. Sonuç bildirisinde, ‘Rusya Federasyonu, müttefiklerin güvenliğine, Avrupa-Atlantik bölgesindeki istikrar ve barışa en ciddi ve doğrudan tehdittir’ ifadesi yer aldı.  
Rusya Devlet Başkanı Putin, Türkmenistan’ın ev sahipliğinde başkent Aşkabat’ta düzenlenen "6. Hazar Denizi Ülkeleri Liderler Zirvesi’nin ardından yaptığı açıklamalarda Batılı ülkelerin tutumunu eleştirerek, NATO'nun Soğuk Savaş döneminin kalıntısı olduğunu ve ABD’nin NATO’yu ‘dış siyasetinin bir enstrümanı olarak uydularını buyruğu altında tutmak için’ kullandığını söyledi. NATO’daki büyük devletlerin ‘emperyalist ihtirasları’ olduğunu söyleyen Putin, ‘’Ukrayna’yı savaşı sürdürmesi için desteklemeleri ve müzakereleri reddetmesi yönünde çağrılar yapmaları, Ukrayna ve Ukrayna halkının çıkarlarının Batı ve NATO’nun amaçları arasında olmadığı tezimizi desteklemekle kalmıyor, aynı zamanda Ukrayna’yı kendi çıkarlarını korumak için bir araç olarak kullandıklarını gösteriyor. NATO’daki büyük devletler hegemonyalarını pekiştirmek istiyorlar’ diye konuştu.  
NATO’nun ve özellikle ABD’nin uzun süredir, ‘müttefikleri bir arada tutmak için’ harici bir düşmana gereksinim duyduğunu belirten Putin, İran’ın bu rolü üstlenmesinin yeterli görülmediğini söyledi. Putin şaka yollu, ‘’Şimdi onlara bu fırsatı tanıdık, herkesi etraflarında toplamaları fırsatı’’ dedi.  
NATO liderlerinin Madrid Zirvesi'nde kabul ettiği yeni Stratejik Konsept belgesinde Çin ilk defa ‘tehdit unsuru’ olarak anıldı. Daha önce stratejik ‘dış ortak’ addedilen Rusya ise bu kez "en önemli ve doğrudan tehdit" olarak sınıflandırıldı. Stratejik Konsept belgesinde Çin ile ilgili şu ifadelere yer verildi: "Çin'in hırsları ve zorlayıcı politikaları, çıkarlarımıza, güvenliğimize ve değerlerimize meydan okuyor. Çin küresel gücünü artırmak için geniş bir yelpazede siyasi, ekonomik ve askeri enstrümanlar kullanırken, stratejisi, niyetleri ve askeri birikimi hakkında belirsizliğini koruyor. Çin, ekonomik gücünü stratejik bağımlılıklar yaratmak ve etkisini artırmak için kullanıyor. Çin ile Rusya arasında derinleşen stratejik ortaklık ve kurallara dayalı uluslararası düzenin altını oymak için karşılıklı olarak güçlendirici girişimleri, değerlerimize ve çıkarlarımıza aykırıdır." 
Pekin NATO’nun ‘stratejik konsept belgesini’ eleştirdi. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Cao Licien, NATO'nun daha önce defalarca, başka ülkelere yayılma hedefinin olmadığını vurguladığını ancak son yıllarda, Asya-Pasifik bölgesine yönelik hamlelerde bulunduğunu söyledi. Cao Licien, "NATO yeni alanlara ve bölgelere yönelen hamleler yapma ve bloklar arası cepheleşme yaratma arayışında, dünya bu girişimleri reddetmeli. NATO yeni bir Soğuk Savaş başlatma arayışını sonlandırmalı. NATO’nun son ‘stratejik belgesi’ gerçeklerle uyumlu değildir ve Çin’in dış politikasını karalamayı hedeflemektedir." dedi. 

Demir Perde 
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna'daki çatışmayla ilgili benzeri görülmemiş bir diplomatik krizin zemininde şu anda Rusya ile Batı arasında bir ‘Demir Perde’ oluşturulduğu uyarısında bulundu. Rusya Federasyonu ile Belarus arasında diplomatik ilişkilerinin tesis edilmesinin 30. yıl dönümü vesilesiyle Belarus'un başkenti Minsk'te bulunan Lavrov, Winston Churchill'in ünlü sözünü hatırlatarak, "Gerçek şu ki Rusya ve Batı arasına Demir Perde iniyor’’ dedi. Lavrov, "Demir perde, pratikte iniyor ancak dikkatli olsunlar, bir şeylerini sıkıştırmasınlar. Avrupa Birliği, çıkarlarımızı anlamak ve dinlemekle hiç ilgilenmiyor. O sadece Brüksel'de alınan kararlarla ilgileniyor. Brüksel'de alınan kararların Washington'da biçildiğini son yıllarda zaten gördük" diye konuştu.  
NATO’nun Madrid Zirvesi’nin, ABD’nin her ülkeyi kendi iradesine boyun eğdirmek istediğini ortaya çıkardığını belirten Lavrov, ‘’Bu Demir Perdeyi Batılılar kendileri oluşturuyor’ dedi. Churchill’in Demir Perde ibaresi, kapitalist ülkelerle Sovyet ülkeleri arasındaki Soğuk Savaş’a atıf olarak biliniyor.  

Peki ya Tahatcher? 
İngiltere Başbakanı Boris Johnson'un "Rusya Devlet Başkanı kadın olsaydı, savaş olmazdı" yönündeki açıklamasına Rusya Devlet Başkanı Putin, eski İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher'dan örnek vererek yanıt verdi. Putin, "eski İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher'in Falkland Adaları için Arjantin'e karşı savaş başlattığını" anımsatarak, "Yakın tarihten hatırlatma yapmak isterim. Bir kadın savaşı başlatma kararı aldı. Falkland Adaları nerede ve İngiltere nerede? Bunun sebebi, emperyalist hırslar ve emperyalist statünün onaylattırılmasıdır. Bu nedenle mevcut İngiltere Başbakanı'nın bugün olanlarla ilgili atıfları yanlıştır" dedi. 
Boris Johnson, Alman ZDF televizyon kanalına verdiği röportajda, Putin'in cinsiyetini çatışmaya katkıda bulunan bir faktör olarak göstermiş ve "Putin bir kadın olsaydı, ki öyle olmadığı çok açık, ama öyle olsaydı çılgın, erkeksi bir işgal ve şiddet savaşına gerçekten girişmezdi" demişti.  
 
Zelenskiy’den mesaj  
Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo, Ukranya Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in mesajını Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e ilettiğini aktardı. Joko Widodo, Kiev’de Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile görüştükten sonra Rusya’nın başkenti Moskova’ya geldi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Widodo’nun ülkesini ilk kez ziyaret ettiğini belirterek, “Endonezya Devlet Başkanı’nı Kremlin'de ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Bu ziyaretten çok memnunuz. Endonezya'nın Asya-Pasifik bölgesindeki kilit ortaklarımızdan biri olduğunu belirtmeliyim. Görüşmemiz oldukça verimli geçti, Rusya-Endonezya ilişkilerinde yapıcı ve karşılıklı yarar sağlıyoruz. Başkan Widodo’nun, Endonezya’da gerçekleşecek olan G20 Zirvesi için çabalarını destekliyoruz” dedi. 
Joko Widodo ise, Moskova’dan önce Kiev’i ziyaret ettiğini ve Zelenskiy ile bir görüşme yaptığını hatırlatarak, “Başkan Zelenskiy'den, Başkan Putin'e bir mesaj ilettim ve iki lider arasında iletişim kurmaya hazır olduğumu ifade ettim. Endonezya’nın savaşın sona ermesi dışında bir başka çıkarı yoktur. Tüm liderler iş birliği ruhuyla hareket etmelidir ve bu zorlu durumla ilgili diyalog başlatılmalıdır’’ dedi. 
Zelenskiy’nin mesajının içeriğine dair ise herhangi bir bilgi verilmedi.  



Şili'de aşırı sağcı aday başkanlık seçimini kazandı

Jose Antonio Kast, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyunu kullandıktan sonra bir seçim merkezinin dışında konuşuyor (AFP)
Jose Antonio Kast, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyunu kullandıktan sonra bir seçim merkezinin dışında konuşuyor (AFP)
TT

Şili'de aşırı sağcı aday başkanlık seçimini kazandı

Jose Antonio Kast, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyunu kullandıktan sonra bir seçim merkezinin dışında konuşuyor (AFP)
Jose Antonio Kast, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyunu kullandıktan sonra bir seçim merkezinin dışında konuşuyor (AFP)

Şilililer dün, Augusto Pinochet'nin diktatörlüğünün sona ermesinden 35 yıl sonra, en sağcı cumhurbaşkanını seçti. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun resmi sonuçlarına göre Jose Antonio Kast oyların yüzde 58'ini alırken, rakibi yenilgiyi kabul etti.

10 milyondan fazla oy sayıldıktan sonra, toplam oyların yaklaşık yüzde 70'ini temsil eden sonuçlarla, Kast, geniş bir sol koalisyonun başında bulunan Komünist Parti üyesi Janet Jara'ya karşı açık bir üstünlük sağladı.

51 yaşındaki Jara, yenilgiyi kabul ederek sosyal medya paylaşımında seçmenlerin yüksek sesle ve açıkça konuştuğunu ve cumhurbaşkanı seçilen kişiye tebriklerini ve en iyi dileklerini ilettiğini söyledi.

Muhafazakâr Katolik Cast, kampanyasını Şili'deki suçlarla mücadeleye odakladı ve çoğu Venezuelalı olmak üzere yaklaşık 340 bin belgesiz göçmeni sınır dışı edeceğine söz verdi.

Şarku'l Avsat'ın edindiği nilgiye göre Kast, askeri diktatörlüğün açık bir destekçisi ve Pinochet hayatta olsaydı ona oy vereceğini söylemişti.

16 Kasım'da yapılan ilk turda, her iki aday da oyların dörtte birini aldı ve sol kanat az bir farkla öndeydi. Ancak, tüm sağcı adaylar birlikte oyların yüzde 70'ini topladı.


Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.