ABD ordusu, asker olma konusunda isteksiz veya uygun olmayan gençlerle karşı karşıya

ABD ordusunda görev almak üzere yemin eden askerler (ABD Ordusu web sitesi)
ABD ordusunda görev almak üzere yemin eden askerler (ABD Ordusu web sitesi)
TT

ABD ordusu, asker olma konusunda isteksiz veya uygun olmayan gençlerle karşı karşıya

ABD ordusunda görev almak üzere yemin eden askerler (ABD Ordusu web sitesi)
ABD ordusunda görev almak üzere yemin eden askerler (ABD Ordusu web sitesi)

ABD’li eski bir üst düzey yetkili, ABD ordusunun gençleri askere almada sorun yaşadığını ve tamamen gönüllü gücün mevcudiyetinin tehlikede olabileceğini söyledi.
Söz konusu yetkili, ABC News’e verdiği demeçte, “Özel şirketler gençleri cezbetmek için etkileyici teşvikler kullandığından, ordu bugün askerliğin gençlere faydalarını anlatmada büyük bir zorlukla karşı karşıya” diye konuştu.

Yetkili, “Eskiden sunduğumuz, gazilere fayda sağlayan yasalar gibi pek çok şey bugün özel sektör tarafından sunuluyor. Dolayısıyla bunlar artık bir fayda değil” dedi.
Pentagon verileri, giderek daha az sayıda ABD’li gencin askere gitmek istediğini, obezite ve diğer problemler nedeniyle daha azının askerlik yapmaya uygun olduğunu gösteriyor.
Savunma Bakanlığı’nda Personel ve Hazırlık Müsteşarı olan Gilbert Cisneros, Silahlı Hizmetler Alt Komitesi oturumunda senatörlere hitaben konuşmasında, ülkenin rekabetçi iş piyasasını suçladı.
Cisneros, “Askeri yönetim, yetenekli, ilgili ve yenilikçi yetenekler için şiddetli bir rekabet içinde. Salgının etkileri ve askeri-sivil ayrımıyla şiddetlenen işgücü piyasası zorlu bir istihdam ortamı yaratıyor” dedi.

Savunma Bakanlığı’nın anket verilerine göre, gençlerin yalnızca yüzde 9’u askerlik yapma eğilimi gösteriyor. Bu, 15 yılda görülen en düşük sayı.
Gençlerin orduya katılmak istememe nedenleri arasında yaralanma, ölüm olasılığı, travma sonrası stres bozukluğu ve diğer psikolojik sorunların yaşanacağına ilişkin endişeler yer alıyor.



“İnsani durumu yakından takip ediyor”... Prens William Filistinli yardım görevlilerini ağırladı

İngiliz Prensi William, Londra'da katıldığı bir konferansta konuşuyor (DPA)
İngiliz Prensi William, Londra'da katıldığı bir konferansta konuşuyor (DPA)
TT

“İnsani durumu yakından takip ediyor”... Prens William Filistinli yardım görevlilerini ağırladı

İngiliz Prensi William, Londra'da katıldığı bir konferansta konuşuyor (DPA)
İngiliz Prensi William, Londra'da katıldığı bir konferansta konuşuyor (DPA)

İngiltere Prensi William, Ortadoğu'daki acılardan duyduğu endişeyi dile getirerek Filistinli yardım görevlilerini ağırladı.

Prens William, perşembe günü İngiliz Kızılhaçı ve Filistin Kızılayı temsilcileriyle bir araya geldi.

Şarku'l Avsat'ın The Telegraph gazetesinden aktardığına göre, her iki yardım kuruluşunun da öncelikleri arasında yer alan Gazze'deki çatışmalar, görüşmelerin ana gündem maddesi oldu.

Uluslararası bir devlet adamı olarak rolü giderek artan Prens, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın saldırısından bu yana İsrail ve Gazze'deki gelişmeleri yakından takip ediyor.

Kensington Sarayı sözcüsü dün yaptığı açıklamada, “Galler Prensi, Ortadoğu'daki insani durumu yakından takip etmeye devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Filistin Kızılayı Derneği'nden bin 600'den fazla çalışan ve gönüllü, Gazze'de hayat kurtaran destek sağlıyor, acil yardım malzemeleri dağıtıyor ve 100 binden fazla kişiye tıbbi destek sunuyor.

Filistin Kızılayı Derneği'nden sekiz sağlık görevlisi mart ayında, Gazze'de görev yaparken öldürüldü ve bir meslektaşları hala kayıp. Dernek, Gazze'deki insani durumun “dayanılmaz” olduğunu ve hızla kötüleştiğini ifade etti.

Prens, Şubat 2024'te, İsrail ile diplomatik anlaşmazlığın fitilini ateşlemekle tehdit eden sert ifadeli bir müdahalede bulunarak, çatışmaların sona erdirilmesi çağrısında bulundu.

Prens'in açıklaması, insani yardım çalışmalarına katılan İngiliz Kızılhaç çalışanlarıyla yaptığı görüşme ve bölgede çalışan meslektaşlarına hitaben yaptığı konuşma sırasında yapıldı. Prens, şiddetin kendisini “bir baba olarak çok etkilediğini” belirtti.

Prens, "Çok sayıda kişinin öldüğünü" söyleyerek, daha fazla insani yardım, rehinelerin serbest bırakılması ve "çatışmaların en kısa sürede sona erdirilmesi" çağrısında bulundu.

Bu müdahalesi, İngiliz başbakanının desteğini aldı ve başbakan, ulusun “tek ses” olarak konuşması gerektiğini söyledi.