Sovyetlerin NATO'ya karşı Varşova Paktı'nda topladığı tüm ülkeler şimdi İttifak'ın üyesi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Sovyetlerin NATO'ya karşı Varşova Paktı'nda topladığı tüm ülkeler şimdi İttifak'ın üyesi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Sovyet Birliği'nin İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra NATO'ya rakip olarak kurduğu Varşova Paktı, doğu blokuyla eşzamanlı dağılırken üyelerinin tümü NATO bünyesine katıldı.
İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Belçika, Hollanda, Lüksemburg, Fransa ve İngiltere, "Brüksel Paktı" altında kolektif savunma için bir araya geldi.
1948'de kurulan Brüksel Paktı, bir sene sonra ABD, Kanada, İzlanda, İtalya, Portekiz ve Danimarka'nın da katılmasıyla NATO'ya dönüştü.
Batı blokundaki gelişmeyi dikkatle takip eden Sovyetler Birliği için alarm verici olay, 1954'te Batı Almanya'nın NATO'ya dahil olması oldu.
NATO'yu dengeleyecek bir oluşum gayretine giren Moskova yönetimi, Doğu Almanya, Arnavutluk, Bulgaristan, Çekoslovakya, Macaristan, Polonya, Romanya'yı "Varşova Paktı" altında birleştirdi.
Soğuk Savaş'ın en önemli simgelerinden Varşova Paktı, 1955 yılından başlayarak, dağıldığı 1991'e kadar Batı dünyasının karşısında önemli bir güç olarak yer aldı.
İki savunma örgütü, Soğuk Savaş boyunca "caydırıcılık" gerekçesiyle silahlanma yarışında oldu.

Kendi üyelerine tehdit oldu
Varşova Paktı'nı NATO'dan ayıran özellik, Moskova'nın diğer Pakt üyesi yönetimler üzerinde kontrol aracına dönüşmüş olmasıydı.
İmzacı devletler arasında birleşik bir askeri komutanlık oluşturulması, diğer devletlerin topraklarında Sovyet askerleri konuşlandırılması kararlaştırılmıştı. Bu kural, Sovyet Birliği tarafından suistimal edildi.
Pakt'ın ilk eylemi, 1956 yılında Macaristan'daki "sosyalizm karşıtı" hareketi bastırmak oldu. Benzer şekilde 1968'de Çekoslovakya, Batı Almanya ile ilişki kurmak, liberalizm yönünde adımlar atmak isteyince, yine Sovyet askerleri bu Pakt'a dayanarak ülkeye girdi.
Böylece Batı blokuna karşı kolektif savunma amacıyla kurulmasına rağmen Pakt, kendi üyeleri için tehdit unsuruna dönüşmüştü.

Akıbeti Sovyet Birliği'nin kaderine bağlıydı
1980'lerin sonunda, üye devletlerin çoğunda meydana gelen siyasi değişiklikler Pakt'ı fiilen etkisiz hale getirdi.
Eylül 1990'da Doğu Almanya, Batı Almanya ile yeniden birleşmeye hazırlanmak için Pakt'tan ayrıldı.
Ekim ayına kadar Çekoslovakya, Macaristan ve Polonya tüm Varşova Paktı askeri tatbikatlarından çekildi. Varşova Paktı, Sovyetler Birliği'nin dağılmasının kısa süre önce 1991'in mart ve temmuz aylarında aşamalı olarak resmen dağıldı.

Varşova Paktı üyelerinin tamamı NATO üyesi oldu
Çekya, Macaristan ve Polonya 1997'de Madrid Zirvesi'nde katılım müzakerelerine başlamaya davet edildiler ve 12 Mart 1999'da Varşova Paktı'nın NATO'ya katılan ilk üyeleri oldular.
Bulgaristan, Romanya, Slovakya da 2002 yılındaki Prag Zirvesi'nde katılım müzakerelerine başlamak üzere davet edildiler. 29 Mart 2004'te, İttifak'ın tarihindeki en büyük genişleme dalgasıyla üye oldular.
Arnavutluk'un da 1 Nisan 2009'da üye olmasıyla, Soğuk Savaş'ta NATO karşıtı Pakt'ta yer alan ülkelerin tamamı NATO üyesi oldu.
NATO'nun doğu kanadında stratejik yere sahip bu ülkeler, Rusya'nın 24 Şubat'ta Ukrayna'ya saldırısını başlatmasından sonra daha büyük önem kazandı.
Doğu kanattaki muharip gruplar saldırı öncesinde Baltık ülkeleri Letonya, Litvanya, Estonya ile Polonya'da bulunurken saldırının ardından Bulgaristan, Macaristan, Romanya ve Slovakya'ya da muharip gruplar konuşlandırıldı.
Halihazırda bu ülkelerdeki muharip birliklerde görevli asker sayısı 10 bine yaklaştı.

NATO'nun genişleme süreci
1949'da 12 ülkeyle kurulan NATO, "açık kapı" politikası izlediği için NATO, yıllar içinde 8 kez genişleyerek üye sayısını 30'a çıkardı.
Son genişleme, 2020'de Kuzey Makedonya'nın katılımıyla oldu.
29-30 Haziran'daki Madrid Zirvesi'nde Türkiye ile imzalanan üçlü muhtıra neticesinde İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine davet edilmesiyle genişleme konusu yeniden gündeme geldi.
Ukrayna, Gürcistan ve Bosna Hersek ise 2000'lerin başından bu yana NATO'ya üyelik hedeflerini ifade ediyor. 2008'de Romanya'nın başkenti Bükreş'teki zirvede NATO, Ukrayna ve Gürcistan'ın gelecekte üye olacağı konusunda uzlaşsa da halen bu ülkelerin NATO üyeliği için herhangi bir tarih zikredilmiyor.
Aynı zirvede Karadağ ve Bosna Hersek ile "yoğunlaştırılmış diyalog" kurulmasına karar verilirken Karadağ, 2017'de NATO üyesi oldu ancak Bosna Hersek ile ilgili henüz bir karar bulunmuyor.
Yeni üye alımı için tüm üyelerin oy birliği gerekiyor.
Ülkeler, NATO üyeliği için davet alsa da bundan sonraki süreç de oldukça zaman alıyor.
Süreç, İsveç ve Finlandiya örneğinde olduğu gibi, NATO müttefiklerinin ittifaka yeni bir ülkenin katılmasını kararlaştırması, bunu takiben de NATO'nun gönderdiği resmi davetle başlıyor. Bundan sonra Brüksel'deki ana karargahta söz konusu ülkenin NATO'nun siyasi, yasal ve askeri şartlarını karşılayıp karşılamadığı, NATO üyeliğinin ekonomik, askeri, yasal, siyasi ve istihbaratla ilgili yükümlülüklerini yerine getirip getiremeyeceği müzakere ediliyor.
Sonraki adımda davet edilen ülke, NATO üyeliğinin şart ve yükümlülüklerini kabul ettiğini bildirdiği ve müzakerelerde kararlaştırılmışsa reform planını içeren niyet mektubunu NATO Genel Sekreteri'ne gönderiyor. Bunu takiben NATO, Washington Antlaşması'na ilave katılım protokollerini hazırlıyor. Bu protokoller, NATO ülkeleri tarafından imzalanıyor. Ardından protokollerin NATO üyesi ülkeler tarafından kendi ulusal yasaları ve prosedürleri uyarınca onaylanması gerekiyor. Tüm üye ülkeler, kendi onay süreçlerini tamamladıktan sonra Washington Antlaşması'nı saklayan ABD'ye yeni üyenin katılımını öngören protokolleri kabul ettiklerine dair bildirim yapıyor.
Bütün aşamalar tamamlanınca NATO Genel Sekreteri, yeni üyeyi ittifaka katılmaya davet ediyor.
Son olarak yeni üye de kendi ulusal yasal sürecini tamamlayarak katılım belgesini ABD'ye teslim ediyor ve katılım süreci tamamlanıyor.



Magen Oz... İsrail neden Han Yunus'ta yeni bir eksen inşa ediyor?

TT

Magen Oz... İsrail neden Han Yunus'ta yeni bir eksen inşa ediyor?

Magen Oz... İsrail neden Han Yunus'ta yeni bir eksen inşa ediyor?

İsrail ordusu bugün, aynı bölgede Hamas'a ait üç kilometreden uzun büyük bir tünelin imha edildiğini duyurduktan bir gün sonra, kuvvetlerinin “Majin Oz” adı verilen yeni bir eksenin açılışını tamamladığını açıklayarak Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri, özellikle de Han Yunus sakinlerini şaşırttı.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, “188. Tugay ve Golani Tugayı güçleri Han Yunus'un doğusu ve batısını ayıran Majin Oz ekseninin açılışını tamamladı. Eksen yaklaşık 15 kilometrelik bir mesafe boyunca uzanıyor.”

Yeni “Majin Oz” ekseni Han Yunus'un doğusunu batıdan ayıracak ve Han Yunus'un Refah'tan ayrılmasını “Morag” ekseniyle de devam ettirecek.

Resim  İsrail ordusu tarafından yayınlanan, soldan sağa çapraz olarak uzanan ve Morag ekseni ile bir noktada kesişen Magen Oz ekseninin görüntüsü

Han Yunus bölgesindeki son hamleler, İsrail'in “insani şehir” olduğunu iddia ettiği ve Refah'taki (Gazze Şeridi'nin güneyi ve Han Yunus) yüz binlerce Gazzeli’nin bir çadır alanına tıkıştırılmasına yol açacak planla aynı zamana denk geliyor.

İsrail ordusuna göre bu yeni eksen, Hamas üzerindeki “baskının” ve Han Yunus Tugayı'na karşı yürütülen savaşın çözümünün merkezi bir parçası.

Bir parçalama politikası

Ancak İsrail, Gazze'yi parçalamak ve Doha'da devam eden dolaylı müzakerelerde İsrail'in Şerit'ten tamamen çekilmesinde ısrar eden Hamas üzerinde baskı kurmak için tesadüfi coğrafi eksenler dayatma politikası izliyor.

Gazze'deki saha kaynakları Şarku’l Avsat'a yaptıkları açıklamada, "Yeni eksen İsrail'in kontrolü altındaki birçok bölgeyi kapsıyor: Kizan en-Neccar, Curti el-Lut, Şeyh Nasır, Mean, Menara, Huza'a, Absan, al-Kara'a ve Beni Suheyla." Kaynaklar, “bu bölgenin, herhangi bir Filistinlinin sınıra yaklaşmasını önlemek için sınırdan 2 kilometreden daha uzağa ulaşan geniş tampon bölgeler oluşturmayı amaçladığını,

bunun da Han Yunus'un doğu bölgesinde yaşayan yüz binlerce kişinin İsrail güçlerinin orada kalması halinde, evlerine dönmesini engellemek anlamına geldiğini” belirtti.

İsrail ordusundan yapılan açıklamaya göre yeni “Magen Oz” ekseninin ilan edilmesiyle Hamas üzerinde daha fazla baskı kurulması amaçlanıyor.

İsrail, Refah'ı Han Yunus'tan ayıran Morag ekseninden çekilmemekte ısrar ederken, İbrani medyasının Refah'ın yaklaşık 2 kilometreye kadar olan bazı bölümlerinde askeri kontrolü sürdürmesi koşuluyla “eksenden çekilmek için müzakerelerde esneklik önerdiği” yönündeki haberleri Hamas reddediyor. Hamas, tamamen çekilene kadar kademeli bir çekilme için harita ve belirli tarihler konusunda ısrar ediyor.

Hamas, özellikle geçtiğimiz ocak ayında gerçekleşen ateşkes sırasında İsrail ordusu tarafından kurulan Netzarim ekseninin (Gazze Şehri'nin güneyinde, Gazze Şeridi'nin kuzeyini merkezinden ve güneyinden ayıran) büyük bir kısmı ve Gazze Şeridi'nin kuzeyinde geçici olarak kurulan eksenlerin bir kısmını ortadan kaldırmayı başardıktan sonra, kademeli geri çekilme ve bu yeni eksenlerin ortadan kaldırılması taleplerinde ısrarcı görünüyor.

Büyük Tünel Yıkıldı

Bu arada İsrail ordusu dün, iki aydan uzun bir süre önce Han Yunus'ta yapılan operasyonlar sırasında keşfedilen büyük bir Hamas tünelini yıktığını duyurdu.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, güçlerinin "merkezi bir yeraltı yolunda bulunan tüneli keşfettiğini ve tamamen yok ettiğini" belirterek, tünelin "yaklaşık 3,5 kilometre uzunluğunda olduğunu ve içinde birkaç sığınak bulunduğu" kaydedildi.

Şarku'l Avsat'a konuşan Filistinli saha kaynaklarına göre “bu tünel Hamas'ın askeri kolu olan El Kassam Tugaylarına ait en uzun tünellerden biri ve tünelden birçok tünel ve açılım bulunuyor, savunma tünelleri, komuta ve kontrol için kullanılan tüneller var.”

“Tünelin Mean, Al-Menara ve Han Yunus'un güneydoğusundaki diğer bölgelerde yer aldığını” belirten kaynaklar, “tünelin Kassam Tugayları savaşçıları için savaş düğümleri içerdiğine ve bu tüneli gerek bu bölgelerde gerekse büyük tünelin açıldığı yakın bölgelerde İsrail güçleriyle savaşmak için kullandıklarına” işaret etti.

Kaynaklar, son birkaç haftalarda bu bölgelerde çok sayıda operasyon gerçekleştirildiğini ve İsrail araçlarının patlayıcı düzenekler ve tanksavar füzeleriyle hedef alındığını belirtti.

Kaynaklar, savaşın belirli bir döneminde, büyük tünelin içinde, saha komutanlarının İsrail güçlerine karşı muharebeleri yönettiği, bu güçlerin hareketlerinin izlendiği ve onlara karşı saldırı planlamak için hareketlerinin belgelendiği komuta ve kontrol için özel tüneller bulunduğuna dikkat çekti.

rtgy6u
Gazze tünelinin içindeki bir İsrail askeri, Kasım 2023 (Reuters)

İsrail güçleri, savaşın başlangıcında ve Netzarim ekseninin kontrolünde duyurulduğu gibi, bazıları 2 ve 3 kilometre uzunluğa ulaşan, bazıları Gazze Şeridi'nin kuzeyi ile merkezini birbirine bağlayan ve araçların geçtiği çeşitli büyüklükteki tünellerin imha edildiğini sık sık duyurdu.

İsrail güçleri Gazze Şeridi'nde 20 aydan fazla bir süredir faaliyet göstermelerine, Hamas'ın kabiliyetlerini önemli ölçüde yok etmeyi başardıklarını iddia etmelerine rağmen, Han Yunus örneğinde olduğu gibi girdikleri bölgelere her yeniden girişlerinde daha fazla tünel ortaya çıkarmakta ve bunları yok etmek için çalışmaktadırlar. Saha kaynakları İsrail ordusunun daha önce bu bölgede en az bir kez, bazı bölgelerde ise iki kez operasyon düzenlediğini vurguluyor.