Suudi Arabistan’dan Yemen’de selden etkilenenlere insani yardım

Suudi Arabistan, Yemen’in Marib kentinde selden etkilenenlere yardım ediyor

Marib’de yerinden edilmiş insanların yaşadığı el-Cufeyne kampından bir kare (ÜİYOK Kamplarının Yönetimi Yürütme Birimi)
Marib’de yerinden edilmiş insanların yaşadığı el-Cufeyne kampından bir kare (ÜİYOK Kamplarının Yönetimi Yürütme Birimi)
TT

Suudi Arabistan’dan Yemen’de selden etkilenenlere insani yardım

Marib’de yerinden edilmiş insanların yaşadığı el-Cufeyne kampından bir kare (ÜİYOK Kamplarının Yönetimi Yürütme Birimi)
Marib’de yerinden edilmiş insanların yaşadığı el-Cufeyne kampından bir kare (ÜİYOK Kamplarının Yönetimi Yürütme Birimi)

Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSRelief), Marib’de geçtiğimiz günlerde şiddetli mevsimsel yağmurlar ve sağanak yağışların yol açtığı sele maruz kalan, yerlerinden edilmiş 14 binden fazla Yemenlinin yardımına koştu.
Yemen’in Marib bölgesi Ülke İçinde Yerinden Olmuş Kişilerin (ÜİYOK) yüzde 60’ından fazlasını barındırıyor. Bölge yetkilileri, yardım kuruluşlarına müdahale etmeleri ve selden etkilenen insanlara barınak ve gıda yardımı sağlamaları için bir çağrıda bulundu. KSRelief yaklaşık 14 bin kişiden oluşan 200’den fazla aileye barınak sağlayarak ilk acil yardımda bulunan taraf oldu.
Yerel yetkililer, kampları vuran felaketin boyutunun büyük olduğunu belirterek, yardım kuruluşlarına hızlı harekete geçmeleri, sahip olduklarını yardımları dağıtmaları, ihtiyaçları karşılamaları ve acil durum rezervlerini artırmaları çağrısında bulundu.
Yardım sağlayan kaynaklara göre, yerel yönetim acil bir toplantı gerçekleştirdi ve toplantıda KSRelief’in hızlı bir şekilde tepki vermesi, selden en çok etkilenen ailelere acil nakit desteğinde bulunmasının yanı sıra çadırların ve acil yiyecek sepetlerini temin etmesini takdir etti.
Toplantıya ÜİYOK Kamplarının Yönetimi Yürütme Birimi Yöneticisi, Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’nin (OCHA) Marib Direktörü Santos Aniqua, barınak, çadır, yiyecek ve koruma sağlama grupları liderleri, KSRelief temsilcileri katıldı. Toplantıda ÜİYOK Kamplarının Yönetimi Yürütme Birimi’nin zarara yönelik ilk raporu ele alındı. Raporda, açıkta kalan ailelerin barınma, gıda ve koruma açısından mevcut stoktan ihtiyaçlarının karşılanması konusunda her kuruluş ve insani yardım grubu tarafından katkı sağlanabilecek ihtiyaçlara değinildi.

Yerel çağrılar
Marib’deki ÜİYOK Kamplarının Yönetimi Yürütme Birimi Müdürü Seyf Müsenna, KSRelief tarafından 200 çadır ve 200 barınak ihtiyaç çantasının yanı sıra bin 500 gıda sepeti ile acil yardım geldiğini ancak kamplarda yerinden edilenlere yönelik ihtiyacın boyutu ve felaketin şiddeti göz önüne alındığında, bu yardımın yeterli olmadığını belirtti.
ÜİYOK Kampları Yönetim Birimi, perşembe sabahı itibariyle el-Cufeyne kampındaki yerinden edilmiş 18 aile de dahil olmak üzere yerinden edilmiş 449 ailenin tamamen ve kısmen etkilendiğini, selin çadırlarını ve kerpiç evlerini yıktığını, mağdurların bir okula nakledildiğini gözlemledi.
ÜİYOK Kampları Yönetim Birimi bunun, kamplarda (el-Cufeyne, es-Süveyde, es-Simya, ez-Zamin eş-Şarki, Al Munif, Bath Mil) kısmi olarak gerçekleştirilen bir ön istatistik olduğunu ve Yürütme Birimi ve Uluslararası Göç Örgütü’nün saha izleme ekipleri tarafından selden etkilenen insanları araştırma çalışmasını sürdürdüğünü belirtti.
Aynı bağlamda, Cumhurbaşkanlığı Liderlik Konseyi üyesi Sultan el-Arade, Marib’deki Yardım Alt Komitesi’ne ve ÜİYOK Kampları Yönetimi Yürütme Birimi’ne, bir dizi kampı etkileyen şiddetli yağmurların tehlikelerine karşı mücadele ve selden etkilenenlere yardım sağlamak üzere acil müdahaleleri hızlı bir şekilde uygulama talimatı verdi. Selden etkilenenlere gerekli yardımı sağlamak için insani yardım ortaklarıyla koordinasyon seviyesinin artırılması ve hava durumunun yansımalarını sınırlamak için hazırlık düzeyinin yükseltilmesi gerektiğini vurguladı.
Marib sakinlerinin Şarku’l Avsat’a anlattıklarına göre, sel büyük ölçüde batı ve kuzeybatı sıra dağlarından el-Haşeb ve el-Cufeyne bölgesinden el-vadi bölgesine doğru aktı. Yerinden edilmiş 100 binden fazla insanın yaşadığı en büyük kampları korumak üzere el-Cufeyne bölgesinde inşa edilen sel bariyerleri çökünce, yerinden edilenler için kurulan kampları su bastı.
Diğer yandan, Ulusal Mayın Eylem Programı Direktörü Emin el-Akili selin Husi milisleri tarafından komşu el-Cevf’te geniş alanlara döşenen mayınları sürükleyip bölge getirmesine karşı sakinleri toprak yollardan geçmemelerine yönelik uyardı. Akili sivillere vadilerden ve sellerin toplandığı yerlerden geçerken bu mayınlardan kaçınmak üzere dikkatli olma çağrısında bulundu.

41 bin kişi etkilendi
BM’nin Yemen İnsani İşler Ofis’nin yayınladığı rapor, Yemen’de şiddetli yağış ve sellerden 41 bin kişinin etkilendiğini vurguladı.  Özellikle Haziran ayında barınaklarının, gıda kaynaklarının ve ev ihtiyaçlarının kaybolmasına neden olan şiddetli yağışlar ve seller nedeniyle yerinden edilmiş kişilerin etkilendiği belirtildi.
Olayla ilgili haberlere göre, insani yardım ortakları ve yerel yetkililer geçen ay süresince ed-Dali, el-Hudeyde, Hadramut, Hacca ve Taiz valiliklerinde tahminen 6 bin 800 aile (yaklaşık 41 bin kişinin) sellerden etkilendiğini belirtti.
Haberlere göre, selden etkilenen bazı bölgelerde hızlı ön değerlendirmeler yapıldı. Maha’da yaklaşık 400 ailenin yerinden edildiği gözlemlendi. Ayrıca Taiz’in birçok bölgesi de sellerin mağduru oldu.
Sellerden etkilenen bölgelerde ön değerlendirmeler yapan ulusal sivil toplum kuruluşuna göre, et-Taziye, Maviye, Dimne Hadir, Makbanah ve Sami bölgelerinde 2 bin 800’den fazla aile (yaklaşık 16 bin 800 kişi) etkilendi. Hazırlanan rapora göre, el-Hudeyde’de yerinden edilenler, şiddetli yağmur ve seller sonucunda barınaklarının ve gıda kaynaklarının yok olmasıyla karşı karşıya kaldı.
Kamp yönetimi ve koordinasyonu ortakları tarafından yapılan ilk değerlendirmeye göre, Hacca’ya bağlı Abese, Eslem, Hayran el-Muharrik ve Beni Kays ilçelerindeki 22 noktada 2 bin 900’den den fazla yerinden edilmiş ailenin yanı sıra el-Hudeyde’de el-Zehra ilçesinde 13 noktada 238 aile sellerden etkilendi. İnsani yardım ortakları ayrıca ed-Dali şehri ve Kataba bölgesinde 11 noktada yaklaşık 470 ailenin sellerden etkilendiğini bildirdi.



Filistin Yönetimi, Netanyahu ve Trump'ın açıklamalarından sonra Gazze Şeridi'nin devletleşmesi ve yönetilmesi konusunda ısrarcı

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. (DPA)
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. (DPA)
TT

Filistin Yönetimi, Netanyahu ve Trump'ın açıklamalarından sonra Gazze Şeridi'nin devletleşmesi ve yönetilmesi konusunda ısrarcı

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. (DPA)
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. (DPA)

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa dün yaptığı açıklamada, İsrail'in bir Filistin devletinin kurulmasını ve Filistin Yönetimi’nin Gazze Şeridi’ne geri dönmesini engelleme planının başarılı olamayacağını belirtti.

Bakanlar Kurulu toplantısının başında yaptığı açıklamada Mustafa, “Kesin resmi pozisyonumuz, Gazze Şeridi'ndeki halkımıza yardım sağlayabilmemiz ve uzun zamandır beklenen bağımsız Filistin devletinin somutlaşmasına yol açacak yeniden inşa sürecini kolaylaştırabilmemiz için tek bir siyasi sistem, birleşik ulusal kurumlar ve tek bir güvenlik kurumu altında herkesin iş birliğini gerektiren Filistin topraklarında Filistin devletinin somutlaştırılmasıdır” dedi.

Mustafa sözlerine şöyle devam etti: “İsrail tarafı bu vizyonla savaşıyor. Tüm kurum ve kuruluşları ulusal otoriteyi zayıflatmak, Gazze Şeridi'ndeki halkımıza karşı sorumluluklarını yerine getirmemesi için mali abluka altına almak ve geniş bir uluslararası mutabakatın konusu haline gelen Filistin devletinin kurulmasını engellemek için çalışıyor… İsrail planının desteklenmesi başarılı olamayacak. Zira halkımızın iradesi güçlü. Tüm gücümüz ve kararlılığımızla ulusal görevlerimizi yerine getirmek için sorumluluklarımızı üstlenmeye kararlıyız.”

Mustafa, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesi sırasında ‘bir Filistin devletinin kurulmasına izin vermeyeceğini’ açıklamasının ardından Filistin Yönetimi'nin bir Filistin devleti kurma ve Gazze Şeridi'ndeki sorumluluklarını üstlenme konusundaki ısrarından bahsetti. Mustafa ayrıca, Netanyahu’nun Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri kabul etmek için bir dizi ülkeyle iletişim halinde olduğunu ifade etti.

cdfgthy
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu pazartesi akşamı Beyaz Saray'daki yemekte ABD Başkanı Donald Trump'ı Nobel Barış Ödülü'ne aday gösteren mektubun bir kopyasını elinde tutuyor. (DPA)

Netanyahu'ya Washington ziyaretinde eşlik eden üst düzey bir yetkili, İsrail'in bir süre daha Gazze Şeridi'nde kalabileceğini doğruladı. Yetkili, Netanyahu'ya eşlik eden gazetecilere yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nde Filistin Yönetimi'nin olmayacağını söyledi.

‘Ertesi gün’ meselesi

Maariv gazetesi ve Walla internet sitesine göre Netanyahu ve Trump, ‘Gazze Şeridi'nde ertesi gün’ gibi merkezi ve karmaşık bir meseleyi görüştü. Görüşmenin ardından bir siyasi yetkili, “Ertesi gün elbette Filistinliler olacak ama Filistin Yönetimi olmayacak” dedi.

Maariv, toplantının ardından yalnızca Amerikalı gazetecilerin içeri alınmasına izin verilmesinin ardından Netanyahu'nun, İsrailli gazetecilerin üst düzey bir yetkili tarafından brifing verilmek üzere çağrılmasını istediğini bildirdi.

scdfgrthy
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu pazartesi akşamı Beyaz Saray'da ABD Başkanı Donald Trump'la yediği yemekte konuşuyor. (EPA)

Yetkili, ertesi gün ile ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: “Ana ve gerekli koşul Gazze Şeridi'nde Hamas'ın olmamasıdır. Hamas silahsızlandırılmalı ve liderleri sürgün edilmeli. Başka bir güç Gazze Şeridi'ni kontrol etmeli ve silah kullanımını engellemeli.”

Hangi gücü kastettiği sorulduğunda ise “Bunu tartışıyoruz. İsrail ordusu her türlü tehdidi engellemek için her zaman hazır bulunacak. Gazze Şeridi'nde güvenlikten İsrail sorumlu olacak” yanıtını verdi.

Yetkili, Gazze Şeridi’nin sivil kontrolü konusunda şunları söyledi: “Gazze Şeridi'nde gündelik hayatı yöneten bir hükümet sistemi olmalı. Belki belli bir süre için orada olacağız ve bu konuda endişelenmemeliyiz. Eğer ilk aşamada orada olmazsak, iktidarı başka bir tarafa devredebileceğimizden emin olamayız. Gazze Şeridi'ndeki yönetim sistemi Filistinliler tarafından yürütülecek. Kesinlikle Filistinliler olacak ama Filistin Yönetimi olmayacak. Filistin Yönetimi Gazze Şeridi'ni yönetmeyecek.”

Üçüncü görüşme

Trump ile Netanyahu arasında pazartesi akşamı Beyaz Saray'da gerçekleşen görüşme, Trump'ın geçtiğimiz ocak ayında başkanlık koltuğuna oturmasından bu yana gerçekleşen üçüncü görüşmeydi.

Filistinlilerle barış istediğini ifade eden İsrail Başbakanı, Filistinlilerin gelecekte kuracakları bağımsız bir devleti İsrail'in yıkımı için bir platform olarak tanımladı ve bu nedenle egemen güvenlik yetkisinin İsrail'de kalması gerektiğini savundu.

dfrgty
ABD Başkanı Donald Trump, pazartesi akşamı Beyaz Saray'da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte (DPA)

Trump, gazetecilerin iki devletli bir çözümün mümkün olup olmadığı sorusuna “Bilmiyorum” dedi ve soruyu Netanyahu'ya yönlendirdi.

Netanyahu soruyu, “Filistinlilerin kendi kendilerini yönetmek için tüm yetkilere sahip olmaları gerektiğine inanıyorum, ancak bizi tehdit edecek herhangi bir yetkiye değil” diye yanıtladı.

Netanyahu ayrıca, Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden çıkarılması konusuna da değinerek, İsrail ve ABD'nin, savaştan zarar gören Gazze Şeridi'nden ayrılmak isteyen Filistinlileri kabul edecek ‘birkaç ülke bulmaya yakın’ olduğunu söyledi.

Netanyahu, “Başkan Trump'ın seçim özgürlüğü diye harika bir vizyonu var. Eğer insanlar kalmak istiyorlarsa kalabilirler ama gitmek istiyorlarsa da gidebilmeliler” şeklinde konuştu.

Üst düzey bir İsrailli yetkili yemekten sonra yaptığı açıklamada, İsrail'in Trump'ın Gazzelileri gönüllü olarak göç etmeye teşvik etme konusunda ciddi olduğuna ikna olduğunu belirtti.

Söz konusu açıklamaların ardından Filistin Yönetimi'nden bir kaynak Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: “Onların tutumu biliniyor. Ancak biz siyasi bir süreç başlatmak için uğraşıyoruz. Batı Şeria, Gazze Şeridi ve Doğu Kudüs'ü kapsayan bir devlet kurma hakkımızdan taviz vermeyeceğiz.”