Fransa Ulusal Meclisi’nde ‘uygun kıyafet’ tartışması

Meclis tartışmaları kıyafet yönetmeliği tartışmalarına dönüştü (AFP)
Meclis tartışmaları kıyafet yönetmeliği tartışmalarına dönüştü (AFP)
TT

Fransa Ulusal Meclisi’nde ‘uygun kıyafet’ tartışması

Meclis tartışmaları kıyafet yönetmeliği tartışmalarına dönüştü (AFP)
Meclis tartışmaları kıyafet yönetmeliği tartışmalarına dönüştü (AFP)

Fransa Ulusal Meclis Başkanı Yael Braun-Pivet, milletvekillerine uygun bir kıyafet tarzı benimsemeleri gerektiğini hatırlatırken, kravat konusundaki tartışmalar sağ ve sol milletvekilleri arasında anlaşmazlığa neden oldu.
Braun-Pivet France 2 kanalına verdiği bir röportajda bu konudaki tartışmalara değinerek, “İstediğimiz kıyafetle meclise gelemeyiz. Meclis tüzüğü, iş elbisesi benzeri kıyafetlerin giyilmesi gerektiğini belirtiyor. Meclis’e girdiğinizde artık kendinizi temsil etmiyorsunuz. Millet tarafından seçildiniz ve Fransızları temsil ediyorsunuz. Bu yüzden her zaman Fransızların sizinle gurur duyması gerektiğini düşünmelisiniz. Mecliste kıyafet polisi rolü oynamak istemiyorum. Bu konuda milletvekilllerine güveniyorum” dedi.
Sağcı milletvekili Renaud Muselier geçtiğimiz günlerde, sol ittifak milletvekillerini ‘pis ve dağınık olmakla ve her yerde yüksek sesle konuşmakla’ suçlayarak, meclisteki davranışlarını eleştirdi.
Bu olayın ardından meclis tartışmaları kıyafet yönetmeliği tartışmalarına dönüştü.
Bir diğer sağcı milletvekili Eric Ciotti de, meclis çatısı altında kravat takma çağrısında bulundu.
Radikal sol Boyun Eğmeyen Fransa Partisi’nin milletvekilleri ise bu çağrıya, “İnsanı milletvekili yapan giysiler değildir” ifadeleri ile yanıt verdi.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.