Yazarlar, romanlarını daha hızlı bitirmek için yapay zeka kullanmaya başladı

"Bu benim hikayem, benim karakterlerim, benim dünyam. Onu ben buldum. Peki ya bunları bir bilgisayar yazdıysa?"

GPT-3 daha önce akademik makale ve köşe yazısı yazarak dikkat çekmişti (Reuters)
GPT-3 daha önce akademik makale ve köşe yazısı yazarak dikkat çekmişti (Reuters)
TT

Yazarlar, romanlarını daha hızlı bitirmek için yapay zeka kullanmaya başladı

GPT-3 daha önce akademik makale ve köşe yazısı yazarak dikkat çekmişti (Reuters)
GPT-3 daha önce akademik makale ve köşe yazısı yazarak dikkat çekmişti (Reuters)

Yapay zeka teknolojisindeki atılım edebiyat dünyasını da etkilemeye başladı.
Amazon'un Kindle Direct Publishing adlı e-kitap platformunda genç okurlar için belirli aralıklarla fantastik romanlar yayımlayan bir yazar, bu kez işini yetiştirebilmek için yapay zeka tabanlı dil programına başvurdu.
Leanne Leeds takma adını kullanan Jennifer Lepp, bir cadı dedektif hakkındaki serisinin son romanının yüzde 80’inini mart ortasında bitirdiğinde, çalışma planının çok gerisinde kaldığını fark etti.
Rekabetin fazla olduğu e-kitap yayıncılığında okurlara düzenli olarak metin sunmak çok önemli olduğu için Leeds de başka çareler aramaya başladı.
Yazar böylece yapay zeka firması Open AI’ın GPT-3 dil modeli üzerine inşa edilmiş Sudowrite adlı yapay zeka programıyla tanıştı.
Amit Gupta ve James Yu adlı iki araştırmacı tarafından geliştirilen programda kullanıcılar, yazdıklarını bir arayüze yüklüyor. Bunun ardından program, çeşitli kelimeler seçerek metni yeniden yazmaya başlıyor ya da olay örgüsünün devamı için önerilerde bulunuyor.
Biraz kurcaladıktan sonra programı nasıl yönlendireceğini anlayan Lepp, süreci kehanete benzetti. Yazar, sonunda elde ettiği metni düzenlemek ve revize etmek zorunda kalsa da iş yükünün önemli ölçüde hafiflettiğini fark etti. 
The Verge'e konuşan Lepp, "Bu benim hikayem, benim karakterlerim, benim dünyam. Onu ben buldum" ifadelerini kullandı:
"Peki ya bunları bir bilgisayar yazdıysa?"
Birleşik Krallık merkezli Bağımsız Yazarlar Birliği'nin kurucusu Orna Ross, Lepp gibi yapay zekadan yararlanan yazarları desteklediğini ifade etti.
Ross, "Bir aracı kullanmak, yazı ortağına sahip olmak gibi" diye konuştu:
"Her türlü öneriyi ortaya atan, asla yorulmayan, her zaman orada duran çılgın bir ortak. Ve sahip olduğum bu ilişkide sorumlu kişi kesinlikle benim."
Yapay zekanın en büyük savunucularından, bağımsız romancı Joanna Penn de atölyesinin ilk gününde öğrencilerine şöyle söylediğini aktardı:
"Zaten yapay zeka destekli bir yazarsınız. Amazon'u alışveriş yapmak için kullanmıyor musunuz? Google'ı araştırma için kullanmıyor musunuz?"
Independent Türkçe, The Verge, Futurism



"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
TT

"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)

Rachel Clun 

Bilim insanları 116 milyon yıllık bir tsunaminin kanıtını bir kehribar içinde bulduklarını ve bunun muhtemelen bu doğa olayına dair en eski kayıt olduğunu düşünüyor.

Japonya'nın kuzeyindeki Hokkaido Adası'nda derin deniz tortularını inceleyen araştırmacılar Aya Kubota, Yusuke Takeda, Keewook Yi, Shin-ichi Sano ve Yasuhiro Iba, erken Kretase dönemine ait tortularda 114 ila 116 milyon yıl öncesine tarihlenen "olağanüstü zengin kehribar konsantrasyonları" keşfetti.

Nature'ın Scientific Reports'unda yayımlanan bulgulara ilişkin raporda araştırmacılar, kehribarın bir veya daha fazla tsunami tarafından okyanusa sürüklenerek havayla çok az temas etmiş olabileceğini öne sürüyor.

Fosilleşmiş ağaç reçinesi olan kehribar, nispeten hızlı kuruyan bir madde. Araştırmacılar, kehribarın havaya maruz kaldığında genellikle bir hafta gibi kısa bir sürede katılaştığını söylüyor.

Ancak araştırmacıların incelediği tortularda, "belirgin şekilde deforme olmuş" kehribar birikintileri bulundu. Bazıları reçinenin akan su tarafından değiştirildiğini gösteren, alev yapıları denen bir şekilde deforme olmuşken, diğerleri yumuşak reçinenin "akarak deniz tabanına kıvamlı bir şekilde yayıldığına" işaret eden düz kehribar şeritlere sahipti.
 

Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)

Araştırmacılar, "Bu esrarengiz kehribarın derin deniz ortamında bulunmasının en muhtemel nedeni, büyük çaplı tsunamiler" diyor.

Bu reçine deformasyonlarının su altında meydana gelmesi, ormandan pelajik deniz tabanına doğrudan taşındıklarını ima ediyor. Karadan okyanusa bu kadar hızlı ve doğrudan bir taşıma, bir tsunamiyle tetiklenmiş olabilir.

Araştırmacılar, antik tortulardaki diğer kanıtların da bu teoriyi desteklediğini belirtiyor. Bunlar arasında, karadan gelen büyük miktarda bitki kalıntıları ve büyük dalgaların sürüklediği odun parçaları da vardı ve bunların çok az çürüme izi taşıması, açık okyanusa "hızla taşındıklarına" işaret ediyor.

Makalede, "Kiltaşındaki kütüklerin varlığı, çok sayıda odunun bulanık akıntılarla taşınmak yerine kopup sürüklenerek pelajik deniz tabanına battığını gösteriyor" ifadeleri kullanılıyor.

Bilim insanları açık okyanuslardaki diğer tortuların, büyük ölçekli eski tsunamiler veya benzer olaylar hakkında daha fazla kanıt sağlayabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar, Holosen döneminden, yani yaklaşık 4 bin 200 yıl öncesinden daha eski bir tarihten kalma tsunami tortularının normalde tespit edilmediğini ve bunun da kısmen, yol açtıkları geniş çaplı yıkımdan geriye net belirtilerin kalmamasından kaynaklandığını söylüyor.

Independent Türkçe,independent.co.uk/news