Herson savaşına dair  

Herson savaşı.  
Herson savaşı.  
TT

Herson savaşına dair  

Herson savaşı.  
Herson savaşı.  

ABD eski dışişleri bakanlarından Henry Kissinger son kitabı 'Liderlik/'Leadership'de, bazı özel liderlerin, seleflerinden miras aldıkları koşulları aşmayı başardığını ve toplumlarını mümkün olanın sınırlarına taşıdıklarını işliyor. Putin, ağır bir tarihsel yükü miras aldı, bu miras onu imparatorluğun kaçınılmaz emperyal başarısının sınırları içine hapsetti. Başarısız olması ve yenilmesi, bu imparatorluk hayallerinin yıkılması ve ‘Çarlık tarihinin lanetine’ maruz kalması anlamına geliyor. Zelenskiy de benzer ancak tarih ve coğrafya koşulları nedeniyle Rusya’ya karşı zayıf bir konumu işaret eden benzer bir ‘tarihsel yükü’ devraldı. Bu denkleme, Peloponez Savaşı tarihçisi YunanlıTukidides’in (Thucydides) şu sözü uygulanabilir: "Güçlüler yapabildiklerini yapar ve zayıflar kendilerine dayatılanlar nedeniyle acı çeker." 
Mutluluğun sırrı özgürlüktür, özgürlüğün sırrı ise cesarette saklıdır. Zelensky yönetimindeki Ukrayna’nın durumu böyledir. Özgürlük istiyorlar, ama özgürlük başkalarının iradesine bağlıdır. Dünyayı şaşırtan bir cesaretlilik arz ediyorlar, ancak cesaret tek başına bir strateji değildir. Mutlak strateji, belirli bir eylem ve olası hedefler ile mevcut araçlar arasında bağlantı kuran bir davranışlar bütünüdür. Bu durumda (stratejik gerçeklik nazarından), Zelenskiy, Putin ile eşit durumdadır. İkisinin de somut hedefleri, kendilerine sunulan araçlarla ilintili ve sınırlıdır. Öte yandan ikisinin de uzak hedefleri, araçlarının sunabileceğinden çok daha fazlasını içermektedir.  
Putin'in stratejisi (başarıda veya başarısızlıkta) ve Zelensky'nin stratejisi (başarıda ve başarısızlıkta) bir dereceye kadar başkalarının, yani Batı'nın ve özellikle Amerika'nın iradesiyle bağlantılıdır. Batı, Zelenski'ye ne kadar çok gelişmiş ekipman desteği sunarsa, Zelenskiy Putin'in stratejisini o kadar çok zayıflatabilecektir. Bunun aksi ise Putin’in lehine bir senaryonun gelişmesi demektir. Bu durumda paradoksal bir denklem oluşur. Putin kazanırsa Batı'yı, özellikle de NATO ülkelerini tehdit edebilecektir. Eğer kaybederse, ‘çarlık lanetine maruz kalmamak’ için alışılmadık bir silah kullanmaya başvurabilir. Buradan yola çıkarak Başkan Biden'ın (Stratejik Netlik) çerçevesinde kurduğu denklemi anlayabiliriz: NATO ya da ABD ordusu asla Ukrayna topraklarında doğrudan faaliyet göstermeyecek, Rusya’yı doğrudan tehdit edecek ve tüm denklemleri altüst edecek silahlar Ukrayna’ya sağlanmayacak. Böylece, Ukrayna sahnesindeki mevcut resim şu şekilde tasvir edilmiş oluyor:  
Savaşın başlamasının üzerinden beş ay geçmişken Başkan Putin tüm Ukrayna'yı işgal edebilecek mi? Bu sorunun yanıtı evet ten çok hayır olarak öne çıkıyor. Başkan Zelensky, Putin tarafından işgal edilen tüm Ukrayna topraklarını kurtarabilir mi? Bu sorunun yanıtı ise ‘evet’ yerine ‘hayır’ olarak öne çıkmaktadır.  
Burada ‘Herson'u kurtarma savaşı’ önem kazanıyor. Bu savaşın, askeri bir denge unsuru olma ihtimali var, böylece (savaşın sonucuna bağlı olarak) herkes müzakere masasına dönebilir. Taraflar yapabileceklerinin zirve noktasına, yani sınırlarına ulaştıklarını kavrayacaklardır. Bu duruma uygun düşen şöyle bir söz vardır; ‘’Düşman ancak yenildiğine ikna olduysa yenilmiştir.’’  

Neden Herson?  
Herson kenti, 1778 yılında Rus İmparatorluğu'nun Karadeniz kıyısındaki kazanımlarını korumak için inşa edilmiştir. 2022 yılında Rus ordusunun kayda değer bir çatışma olmaksızın işgal ettiği ilk büyük şehirdir. Bazıları Herson’un büyük bir ihanet sebebiyle düştüğünü iddia ediyor. Bu ihanetin, Kırım Yarımadası'nı Herson'a bağlayan köprülerin altındaki patlayıcıların kaldırarak yapıldığını söylüyorlar. Vladimir Zelenski’nin bahsi geçen ihanet sebebiyle yakın zamanda istihbarat başkanını görevden aldığı konuşuluyor.  
Rus ordusu, şu anda Ukrayna genelindeki cephelerde, özellikle de Donbas’ta tökezleme yaşamaktadır. Rusya’nın 85 eyaletinin her birinden 400 kadar asker cepheye sürülmek üzere hazırlanmaktadır. Bu askerler bir aylık eğitimin ardından destek güçleri olarak Ukrayna’daki çeşitli birliklere eklemlenecek.  
Ukrayna ordusunun yeni bir silaha (Yüksek Performanslı Topçu Roket Sistemleri HIMARS) sahip olması, komuta ve kontrol merkezlerine ve lojistik, özellikle topçu müdahalesine dayanan temel Rus ordu sistemini operasyonel ve taktiksel boyutta zayıflatmıştır. Bu silahın başarıları nedeniyle, savaş alanındaki operasyonel inisiyatif, geçici olarak Rus ordusundan Ukrayna ordusuna kaymış durumdadır.
  Herson'un coğrafyası ve topografyası ile coğrafi konumu, Ukrayna ordusunun şehre bir saldırı başlatmasına yardımcı olmaktadır, ama nasıl? Herson Dinyeper Nehri'nin batısında yer alıyor, şehre ulaşmak için zorunlu güzergâh ise Antonovsky Köprüsü’dür. Bu köprü Ukrayna ordusu tarafından yoğun bir bombardımana maruz kaldı, dolayısıyla buradaki Rus birliklerinin, nehrin doğu yakasındaki birliklerle doğrudan teması kesildi ve bir nevi tecrit edilmiş oldular. Lojistik sıkıntılarının yanı sıra mühimmat eksikliğinden de muzdarip durumdalar. Ukrayna Herson'u geri almayı başarırsa, Karadeniz’de Odessa’ya kadar uzanacak yeni bir deniz cephesi açılmış olacak. Ukrayna'nın Herson operasyonuna yardımcı olan temel unsur; şehrin kuzey ve batı yönlerinin, Ukrayna ordusunun ana lojistik rotasıyla, yani Polonya'ya doğrudan bağlı olan Ukrayna derinliğine açılıyor olmasıdır.
 
Peki Ukrayna bu operasyonu başarıyla yürütebilecek mi? Ne gibi zorluklarla karşılaşacaklar?  
Ukrayna ordusu, Herson çevresindeki yaklaşık 40 yerleşim birimini ele geçirdiğini öne sürüyor. Kırsaldaki çatışma ile şehir çatışması arasında farklılıklar var mı? Elbette ki kent çatışması çok daha çetin olacaktır. Ukrayna ordusu Herson’u ele geçirmek için yeterli lojistiğe sahip midir? Şehirdeki çatışmalardaki insan kaybına tahammül edebilecek midir? Herson çatışması için Ukrayna ordusunun çok sayıda obüse ve insan gücüne gereksinim duyacaktır. Ukrayna ordusunun Herson’da yeterli manevra ve hareket kabiliyeti var mıdır? Şehri ele geçirmek için sürekli bir ateş desteği sağlayabilecekler mi? Nitekim saldırı pozisyonunda iken, savunma pozisyonuna kıyasla çok daha yüksek ve ağır bir topçu desteğine ihtiyaç olacağı açıktır.

*Bu analiz, Şarku’l Avsat için bir askeri analist tarafından yapıldı



Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
TT

Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)

Polonya Başbakanı Donald Tusk, Ukrayna'daki çatışmanın Avrupa için oluşturduğu tehdit konusunda uyarıda bulunarak, kıtanın İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana ilk kez "savaş öncesi döneme" girdiğini söyledi.

Tusk, Avrupa gazetelerinin en büyük ittifakını içeren “LENA” medya ağına verdiği röportajda şunları söyledi:

 “Savaş artık geçmişte kalan bir kavram değil. Bu gerçek ve iki yıldan fazla bir süre önce başladı. Şu anda en endişe verici olan şey, herhangi bir senaryonun mümkün olmasıdır. 1945'ten beri böyle bir durum görmedik."

Tusk sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun özellikle genç nesil için kulağa yıkıcı geldiğini biliyorum, ancak yeni bir dönemin başladığı gerçeğine alışmamız gerekiyor: savaş öncesi dönem. Abartmıyorum, bu, her geçen gün daha da netleşiyor."

Rusya'nın iki yıldan fazla bir süre önce Ukrayna'yı işgal etmesi Avrupalı ​​liderlerin savaş sonrasındaki istikrarlı barış duygusunu sarstı ve birçok Avrupa ülkesini Kiev'e ve güçleri için ihtiyaç duyduğu silahları sağlamak için üretimlerini hızlandırmaya yöneltti.

Ülkesi komşu Ukrayna'nın en önde gelen destekçilerinden biri olan eski Avrupa Konseyi başkanı Cuma günü, Kiev'in savaşı kaybetmesi halinde Avrupa'da kimsenin kendini güvende hissetmeyeceğini belirtti.

Kıtanın endişelerinin başında, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın, özellikle NATO'ya yönelik bilinen şüpheci duruşunun ardından Beyaz Saray'a dönme olasılığı da etkili oluyor.

Tusk verdiği röportajda, "Misyonumuz, Amerikan başkanının kim olduğuna bakılmaksızın transatlantik ilişkilerini güçlendirmektir" ifadelerini kullandı.