Kırım’da askeri bir havalimanı patlamalarla sarsıldı

Dün Kırım’ın batı kıyısında meydana gelen patlamalardan sonra yükselen dumanlar (Reuters)
Dün Kırım’ın batı kıyısında meydana gelen patlamalardan sonra yükselen dumanlar (Reuters)
TT

Kırım’da askeri bir havalimanı patlamalarla sarsıldı

Dün Kırım’ın batı kıyısında meydana gelen patlamalardan sonra yükselen dumanlar (Reuters)
Dün Kırım’ın batı kıyısında meydana gelen patlamalardan sonra yükselen dumanlar (Reuters)

Salı öğleden sonra meydana gelen bir dizi güçlü patlama Kırım yarımadasını sarstı. Patlamalar, Rus Ordusu’nun tatbikat ve malzeme taşımacılığı için kullandığı askeri havaalanında Rus Hava Kuvvetleri’nin mühimmat depolarının harap olmasıyla sonuçlandı.
Rusya Savunma Bakanlığı hızla, patlamaların bir hava saldırısından kaynaklanmadığını belirten bir açıklama yayınladı. Açıklamada, “Saki Askeri Havaalanı bölgesinde mühimmatın patlaması bir dizi patlamaya neden oldu. Web sitesinde yer alan açıklamada, havalimanındaki mühimmat depolama alanındaki patlamalara dışarıdan bir saldırı neden olmadı” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, patlamalarda herhangi bir can kaybının olmadığı ve havalimanındaki altyapı ve havacılık ekipmanlarının da zarar görmediği belirtildi. Ancak patlamaların büyük bir yangına neden olduğu ve yangının kontrol altına alınması için önlemler alındığı ifade edildi.
Kırım Devlet Başkanı Danışmanı Oleg Kryuçkov, patlamaların Kırım’ın batı kıyısındaki Novoderovka bölgesinde meydana geldiğini söyledi. Bölgede olağanüstü hal (OHAL) ilan edilmesi ile ilgili olarak, söylentilerin yanlış olduğunu vurguladı. Ancak Rusya haber ajansı RIA Novosti, bölgedeki tatilcilerin sosyal medyada kaza bölgesinden yoğun duman çıktığını gösteren fotoğraf ve videolar yayınladığını aktardı ve OHAL ilan edildiğini belirtti.
Bir görgü tanığı RIA Novosti’ye, “İlk patlama çok güçlüydü. Nispeten uzakta olmamıza rağmen güçlü bir sarsıntı hissettik. Sonra bizi bodruma götürdüler ve oradan boğuk sesler duyduk” ifadelerini kullandı.
Rusya Tur Operatörleri Birliği’nin (ATOR) ön verilerine göre, patlama turizm beldesinin çok uzağında meydana geldi ve hiçbir turist yaralanmadı.
Tatbikatlar için kullanılan Novoderovka bölgesinde, bir askeri birlik ve askeri havaalanı bulunuyor.
Kaza bölgesini teftiş eden Kırım Başbakanı Sergey Aksyonov, yerel sakinlerin yaralanmasını önlemek için havalimanının çevresine 5 kilometrelik bir kordon çekildiğini, “Kazaların meydana gelmesi hakkında bilgi olmadığını” belirtti.
Yerel basında kazanın nedenlerine yönelik verilen bilgiler değişiklik gösteriyordu. Rus yetkililer Twitter’da yaptıkları yorumlarda, bunun bir ‘sabotaj’ eyleminden kaynaklanmış olabileceğini belirtirken, bazı medya kuruluşları, Novoderovka’daki hava üssü yakınında meydana gelen patlamaların, yakıt doldurulması sırasında çıkan bir yangından kaynaklandığını bildirdi.



İran, Husiler ve İsrail: Washington karşısındaki üçlü ittifak

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
TT

İran, Husiler ve İsrail: Washington karşısındaki üçlü ittifak

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

Hüda Rauf

İran ile ABD arasındaki müzakereler, her iki müzakereci ve arabulucu tarafın iyimser ve olumlu açıklamalarıyla ilerleyen üç turdan sonra durdu. Dördüncü turun ertelenmesi, ABD-İran arasında geçici veya kalıcı bir anlaşmaya varılma şansı konusunda soru işaretlerine yol açtı.

Donald Trump'ın göreve gelmesinden bu yana tüm göstergeler, hem İran hem de Amerikan tarafının bir anlaşma imzalamaya hazır ve niyetli olduğuna işaret etse de, şimdilik görüşmelerin üçüncü turda durmasının -ama bu geçici ve yakında dördüncü turla devam edecek gibi görünüyor- her bir tarafın istediği şeyin teknik ayrıntılarından ibaret olmayan başka nedenleri de vardı. Nitekim Washington'daki bazı taraflar İran'ın nükleer programının tamamen ortadan kaldırılmasından bahsederken, diğerleri ise sıfır zenginleştirmeden bahsediyor ve İran her ikisini de reddediyor.

Trump yönetiminin İran ile müzakerelerdeki temsilcisi Steve Witkoff, Tahran'ın uranyumu yüzde 3.67 oranında zenginleştirme hakkı olduğunu söylese de, ertesi gün İran'ın uranyum zenginleştirmemesi gerektiğini açıkladı. Ardından Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İran'ın uranyum zenginleştiren tek nükleer olmayan ülke olmak istediğini söyledi.

Öte yandan İran'ın yüzde 3.67 oranında uranyum zenginleştirme imkânına sahip olması durumunda bu oranın barışçıl amaçlarla uyumlu olmadığı belirtiliyor. Zira birkaç hafta içinde yüzde 20, sonra yüzde 60 ve en sonunda da yüzde 90 zenginleştirme oranına ulaşabilir ki bu da silah üretmek için gereken oran.

Her iki taraftan gelen belirsiz açıklamalara rağmen İran ve Washington'un çok yakında bir anlaşmaya varma noktasında olduğu kesin. Ancak görüşmelerdeki duraklamanın bölgesel bir başka gelişmeyle bağlantılı olduğu anlaşılıyor. İran'da Recai Limanı’nda ağır kayıplara yol açan ve etkileri halen devam eden bir patlama meydana gelirken, Husilerin İsrail hedeflerine yönelik saldırısı gerçekleşti. Husilere ait bir insansız hava aracı İsrail'deki enerji merkezini çevreleyen köprünün yakınına düşerek geniş çaplı bir hasara yol açtı. İsrail güvenlik birimlerinin yaptığı değerlendirmelerde, Husilerin Ben Gurion Havalimanı'na yeni tip bir füze fırlattığı belirtiliyor. Saldırı üzerine İsrail, İran’ı hedef alma ve eleştirme bahanesi bulma fırsatını kaçırmayarak, Tahran’ı Husi saldırısının arkasında olmakla suçladı.

İran'ın yıllardır Husilere askeri, mali ve lojistik destek sağladığı biliniyor. Ancak İsrail, bu olayı İran'ı eleştirmek ve Washington ile yürüttüğü müzakereler kapsamında ona baskı yapmak için kullandı. Öte yandan İran da Husi saldırılarını, Washington'u Kızıldeniz'deki saldırıları durdurmaları için Husileri etkileme gücüne sahip olduğuna ikna etmek amacıyla kullanıyor ve bu, İran'ın bilinen meseleleri birbirine bağlama politikasıyla örtüşüyor.

Daha sonra üçüncü tur görüşmelerin ardından müzakereler durdu, ama dördüncü tur görüşmeler yakın. Trump da Husiler ile Kızıldeniz'de ABD gemilerine yönelik saldırıların durdurulması ve ABD’nin Yemen'deki Husilere yönelik saldırılarının durması konusunda anlaşmaya vardıklarını duyurdu.

Bilhassa saldırılardan zarar gören Mısır ve Suudi Arabistan gibi Kızıldeniz'e kıyısı olan bölge ülkeleri olduğu için, iki taraf arasındaki saldırıların durması, bölgede sükunetin sağlanması ve gerginliğin azalması için olumlu bir gösterge. Suudi Arabistan, Yemen'de gerginliğin azaltılması ve Yemen krizinin barışçıl bir şekilde çözülmesi amacıyla bu anlaşmaya mutlaka destek verecektir. Ancak anlaşma diğer yandan, Trump'ın övünebileceği herhangi bir başarı elde etmek isteyen Washington'a baskı yaparak, İran ve İsrail'in çıkarları doğrultusunda birbirlerini nasıl kullandıklarını da ortaya koydu.

Kaldı ki Washington ile Husiler arasındaki anlaşmaya ilişkin soru işaretleri de gündemde; anlaşma Trump'ın bölge ziyareti bitene kadar geçici mi olacak, yoksa devam mı edecek? Yemenli isyancılar sadece İsrail gemilerine saldırmaya devam ederse ne olacak? Bu durum İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının durmasına yol açacak mı? Tüm bunlar önümüzdeki ziyaretten sonra cevapları daha da netleşebilecek sorular.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre İran, İsrail ve Husiler, mevcut süreçte çıkarlarını korumak için Amerikan rolünü kullanmayı, ondan faydalanmayı başardılar. Ancak gelişmeler henüz şekillenme aşamasında ve bunların kısa sürede çökecek geçici düzenlemelerle mi yoksa daha uzun süre devam edecek düzenlemelerle mi sonuçlanacağı belirsiz.