Suriye rejimi ekonomik krizden çıkmak için turizme odaklandı

31 Temmuz'da Şam'daki bir kafede tavla oynayan bir kadın ve bir erkek (Reuters)
31 Temmuz'da Şam'daki bir kafede tavla oynayan bir kadın ve bir erkek (Reuters)
TT

Suriye rejimi ekonomik krizden çıkmak için turizme odaklandı

31 Temmuz'da Şam'daki bir kafede tavla oynayan bir kadın ve bir erkek (Reuters)
31 Temmuz'da Şam'daki bir kafede tavla oynayan bir kadın ve bir erkek (Reuters)

Şam, önde gelen döviz kaynaklarından olan turizm sektörünün gelişimine bilhassa Suriyeli gurbetçilerin ve kendilerine ülkeye yabancı olarak dönme hakkı veren yabancı pasaport almış mültecilerin çokça ziyaretlerde bulunduğu yaz mevsiminde özel bir ilgi gösteriyor. Bu tür mülteci sayısında son iki yılda önemli bir artış kaydedildiği gözlemleniyor.
Suriye’deki turizmin savaş yıllarında İran ile müttefik oluşu dolayısıyla bilhassa Şiilerin inanç turizmi ile sınırlı kalması ardından kıyı bölgelerinde yaz turizmi yenilen canlandı. Dolayısıyla Suriye hükümeti ve Rus müttefiki, Lazkiye ve Tartus'taki turistik yerleri ve tatil köylerini yenilemeye yöneldi. Rus kuvvetlerinin Suriye’de bu iki şehirde konuşlandığı biliniyor.
Rusya geçtiğimiz günlerde iki Rus şirketinin Blue Beach bölgesinde iki turizm projesini gerçekleştirdiğini, bunlardan birinin ileri bir aşamada olduğunu duyurmuştu. Geçtiğimiz hafta Suriye Turizm Bakanı Muhammed Rami Martini ise Tartus kırsalında maliyeti tahminen 60 milyar Suriye lirası olan bir turizm projesinin temel taşını atmıştı. Aynı zamanda yaklaşık 24 milyar Suriye lirasına mâl olan bazı turistik tesislerin (Golden Sands ve Albaher Plus oteli dahil olmak üzere) açıldığı, Turizm Bakanlığına bağlı halk sahilinin hizmete geçtiği, Karnak Sahili ve benzeri plajların geliştirilmesi projelerinin yürütüldüğü, Tartus Grand Hotel’in yenilenmesi ve Gamka Nehri’nin yatırım projesi üzerine durulduğu belirtildi.
Ancak hükümetin bu ilgisi, sübvansiyonlu benzin fiyatlarına yüzde 130 zam getirme yönündeki ani kararına engel olmadı. Herkesi hayrete düşüren bu gelişme, hareketliliğin neredeyse tamamıyla felcine yol açabilir. Ulaşım krizindeki gerilim ile aynı zamanda fiyatların en az yüzde 40 oranında arttığı kaydedildi. Bu, Suriye'de iki yıldan kısa bir süre içinde benzin fiyatına yapılan beşinci zam sayılıyor. Nitekim hükümet, petrol bütçesindeki devasa zararları azaltmaya çalışıyor.
Şam’dan Şarku’l Avsat’a konuşan ekonomik kaynaklar, hükümetin bu kararının orta sınıfı zarara uğrattığını, yoksul kesimin çektiği sıkıntıları körüklediğini, aynı zamanda ülke içi turizm sektörünü de etkilediğini aktardı. Tatil lokasyonlarındaki doluluk oranlarının yüzde 90’larda seyrettiği biliniyor. Sıradan bir vatandaş bu tür lokasyonlarda konaklama masraflarını karşılayamazken dolayısıyla yabancı pasaportlu gurbetçiler ve mülteciler ise Suriye'de 5 yıldızlı turistler olarak kabul ediliyor. Tatil beldelerindeki günlük harcamalar (bir gecelik konaklama yaklaşık yarım milyon Suriye lirası), ortalamaya bakıldığında çalışanların aylık maaşlarının iki katına denk geliyor.
Ekonomik kaynaklar, Suriye lirasının ABD doları karşısındaki değer kaybının süregelişi (1 dolar 4 bin 260 lira) karşısındaki şaşkınlıklarını dile getirdi. Dövizin ülkeye yalnızca ‘gurbetçiler’ aracılığıyla girebildiğine dikkat çeken kaynaklar, bu yıl başından Temmuz ayına dek yaklaşık 700 bin turistin Suriye'ye girdiği yönündeki hükümet verilerine atıfta bulundu. Aynı zamanda, “Şayet bu rakam doğru ise, 700 bin kişi ülkeye giriş yapmak için hükümet kuru (piyasadaki döviz kurundan bin 500 Suriye lirası fark ediyor) ile Suriye Bankası üzerinden 100 dolar harcamıştır. Bu da 70 milyon doların sınır kapıları üzerinden bankaya girdiği, neredeyse yüzde 50 oranında kâr edildiği anlamına geliyor” ifadelerini kullandı. Söz konusu sayıda ülkeye giriş yapanların yarısının minimum 500 dolar harcadığını düşündüğümüzde ise 175 milyon dolara tekabül ediyor. Bu kapsamda, turizm gelirleri hacminin 6 ay içerisinde en az 250 milyon ABD doları olduğu tahmin edilebilir. Kaynaklar, bu miktara aylık 10 milyon doların daha eklenebileceğini, bu rakamın gurbetçilerin ailelerine yaptığı havalelerin değerini temsil ettiğini de ekledi.
Söz konusu rakamların minimum değerde olduğunu hatırlatan kaynaklar, ayrıca “Gurbetçi ve mülteciler üzerinden ülkeye giriş yapan para, piyasalardaki olumlu etkisini gösteriyor. Bu nedenle yaz aylarında ve tatillerde piyasalarda görece bir toparlanma kaydediliyor. Bu gelirler olmasaydı, insani durum şimdikinden çok daha felaket olurdu. Diğer taraftan en büyük faydayı Suriyeli mültecilere yatırım yapan rejim alıyor. Rejim, savaş sırasında da döviz hususunda gurbetçi ve mültecilere bel bağlıyordu” ifadelerini kullandı.
Turizm Bakan Yardımcısı Gıyas el-Ferah, daha önce yerel bir radyoya yaptığı açıklamada, turist sayısında geçen yıla nazaran artış kaydedildiğini söylemişti. 2021’de 660 bin turistin Suriye’ye giriş yaptığını, söz konusu 6 aylık sürede ise yaklaşık 700 bin turistin ülkeye geldiğini bildiren Ferah, çoğunun Arap ve yabancı uyruklu turist olduğuna, aralarında başka ülkelerin pasaportlarını taşıyan Suriyelilerin de bulunduğuna dikkat çekti. Ferah’ın ifade ettiğine göre, bu rakamlar ülkeye giriş iznine ihtiyaç duymayan Lübnanlı ve İranlıları kapsamıyor.



Lübnan, Filistin mülteci kamplarında bulunan silahlarla ilgili karmaşıklığı araştırıyor

Lübnan'ın kuzeyindeki Beddavi Mülteci Kampında Fetih Hareketi’nin orduya teslim ettiği silahlarla yüklü bir kamyona eşlik eden Lübnan askerleri (AFP)
Lübnan'ın kuzeyindeki Beddavi Mülteci Kampında Fetih Hareketi’nin orduya teslim ettiği silahlarla yüklü bir kamyona eşlik eden Lübnan askerleri (AFP)
TT

Lübnan, Filistin mülteci kamplarında bulunan silahlarla ilgili karmaşıklığı araştırıyor

Lübnan'ın kuzeyindeki Beddavi Mülteci Kampında Fetih Hareketi’nin orduya teslim ettiği silahlarla yüklü bir kamyona eşlik eden Lübnan askerleri (AFP)
Lübnan'ın kuzeyindeki Beddavi Mülteci Kampında Fetih Hareketi’nin orduya teslim ettiği silahlarla yüklü bir kamyona eşlik eden Lübnan askerleri (AFP)

Lübnan, Filistin mülteci kamplarındaki silahlarla ilgili karmaşıklığı ele almaya başladı. Silahların teslim edilmesinin dördüncü aşaması dün, güvenlik, sosyal ve siyasi konular açısından en karmaşık kamp olarak kabul edilen ülkenin güneydeki Sayda'daki Ayn el-Hilve Filistin Mülteci Kampı’nda başladı. Şiddet yanlısı gruplar da dahil olmak üzere çeşitli gruplar, bu kampın sokaklarının kontrolünü elinde tutuyor.

Lübnan ordusu, Ayn el-Hilve Filistin Mülteci Kampı’ndan beş kamyon dolusu silah ve kuzeydeki Beddavi Mülteci Kampı’ndan üç kamyon dolusu silah teslim aldığını duyurdu. Lübnan-Filistin Diyalog Komitesi, teslim edilen silahların Lübnan ordusunun gözetimine verildiğini ve bu operasyonu, aşamalı olarak uygulanan bir plana göre Filistin mülteci kamplarındaki silahlar sorununu tamamen sona erdirme sürecinde yeni bir dönüm noktası olarak değerlendirdiğini açıkladı.

Hamas’tan kaynaklar, silahların teslim edilmesi ve diğer konuların görüşülmesi için birkaç gün içinde diyalog komitesiyle bir toplantı yapılacağını açıkladı. Kaynaklar, ‘Hamas’ın, tüm Filistinliler gibi bir vizyonu ve tutumu olduğunu’ vurguladı.


Sudan, savaşı sona erdirmeye yönelik uluslararası planı memnuniyetle karşıladı

Sudan’da 2023 yılının nisan ayından bu yana devam eden savaş, ülkede binalara ve altyapıya büyük zarar verdi (AFP)
Sudan’da 2023 yılının nisan ayından bu yana devam eden savaş, ülkede binalara ve altyapıya büyük zarar verdi (AFP)
TT

Sudan, savaşı sona erdirmeye yönelik uluslararası planı memnuniyetle karşıladı

Sudan’da 2023 yılının nisan ayından bu yana devam eden savaş, ülkede binalara ve altyapıya büyük zarar verdi (AFP)
Sudan’da 2023 yılının nisan ayından bu yana devam eden savaş, ülkede binalara ve altyapıya büyük zarar verdi (AFP)

Sudan Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada ülkedeki savaşı sona erdirmeye yardımcı olacak her türlü bölgesel veya uluslararası çabayı memnuniyetle karşıladığını, ancak Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) eşit muamele yapılmasını reddettiğini yineledi. Bakanlık, Sudan'ın ‘uluslararası veya bölgesel müdahalelerii’ reddettiğine dair ‘Uluslararası Dörtlü’nün açıklamasına yanıt olarak bu hususu vurguladı.

Sudan'daki savaşı sona erdirmek için bir plan ortaya koyan uluslararası dörtlü (Suudi Arabistan, ABD, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır) tarafından yayınlanan bildiri, siyasi, sivil ve sendikal güçler, özellikle de eski Başbakan Abdullah Hamduk liderliğindeki Sumud Koalisyonu tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandı. Ancak İslamcılar, bu planı ‘kendilerini siyaset sahneden dışlama’ girişimi olarak nitelendirerek reddettiler.

Uluslararası Dörtlü’nün açıklamasında, Sudan'ın geleceğinin Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) ile bağlantılı şiddet yanlısı aşırıcı gruplar tarafından belirlenemeyeceği belirtildi.

Uluslararası Dörtlü, üç aylık bir ateşkes önerdi. Bu ateşkes, kalıcı bir ateşkes haline geldi ve dokuz aylık kapsamlı bir geçiş sürecinin önünü açarak sivil bir hükümetin kurulmasıyla sonuçlandı.


BM: Gazzeliler ayrılmak ya da ölmek arasında seçim yapmak zorunda

Dün, şehirdeki yakın bir konut binasını hedef alan İsrail saldırısı sonucu meydana gelen büyük yıkımın ortasındaki kamplarda yaşayan yerinden edilmiş Filistinli mülteciler (Reuters)
Dün, şehirdeki yakın bir konut binasını hedef alan İsrail saldırısı sonucu meydana gelen büyük yıkımın ortasındaki kamplarda yaşayan yerinden edilmiş Filistinli mülteciler (Reuters)
TT

BM: Gazzeliler ayrılmak ya da ölmek arasında seçim yapmak zorunda

Dün, şehirdeki yakın bir konut binasını hedef alan İsrail saldırısı sonucu meydana gelen büyük yıkımın ortasındaki kamplarda yaşayan yerinden edilmiş Filistinli mülteciler (Reuters)
Dün, şehirdeki yakın bir konut binasını hedef alan İsrail saldırısı sonucu meydana gelen büyük yıkımın ortasındaki kamplarda yaşayan yerinden edilmiş Filistinli mülteciler (Reuters)

İsrail ordusu dün Gazze şehrine yönelik hava saldırılarını yoğunlaştırırken şehir sakinlerinden derhal burayı terk ederek Gazze Şeridi'nin orta ve güney bölgelerine gitmelerini istedi. Bu gelişme kısa bir süre içinde bir kara harekâtının başlayacağının sinyali olarak değerlendirildi. Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM), Gazzelilerin ‘ayrılmak ya da ölmek’ arasında bir seçim yapmak zorunda kaldıklarını açıkladı.

İsrail ordusu sün Gazze şehrinin geniş bir kesimini bombaladı ve çok katlı bir konut binasını yıktı. Gazzelilerin şehirden kaçtığı görüldü. Gazzeliler, yanlarına alabildikleri kişisel eşyalarını ellerinden geldiğince taşıyarak Gazze Şeridi'nin orta ve güney bölgelerine kaçtılar.

Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (UNOCHA) Sözcüsü Olga Cherevko yaptığı açıklamada, “Gazze şehri, ya terk etmek ya da ölmek üzere ölüm cezasına çarptırıldı. Yüzbinlerce bitkin, yorgun ve dehşete kapılmış sivile kalabalık bir bölgeye kaçmaları emredildi” ifadelerini kullandı.

Öte yandan Arap ve İslam ülkelerinin dışişleri bakanları dün Doha'da bir araya gelerek, yarın İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Arap Birliği Olağanüstü Zirvesi'ne hazırlık amacıyla sunulacak olan, İsrail'in Katar'ın başkentine yönelik son saldırısına ilişkin karar taslağını görüştü.

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada zirvenin Katar'ın yalnız olmadığı mesajını verdiğini söyledi.