İsrail: Gantz yeni ittifak katılımlarıyla elini güçlendiriyor

Gantz, Netanyahu'yu zayıflatmak için partisini kıdemli bir general ve bir din adamı ile güçlendirdi

Gantz, 7 Ağustos'ta İsrail Genelkurmay Başkanı da dahil olmak üzere üst düzey savunma yetkilileriyle yapılan bir toplantıya başkanlık ediyor (DPA)
Gantz, 7 Ağustos'ta İsrail Genelkurmay Başkanı da dahil olmak üzere üst düzey savunma yetkilileriyle yapılan bir toplantıya başkanlık ediyor (DPA)
TT

İsrail: Gantz yeni ittifak katılımlarıyla elini güçlendiriyor

Gantz, 7 Ağustos'ta İsrail Genelkurmay Başkanı da dahil olmak üzere üst düzey savunma yetkilileriyle yapılan bir toplantıya başkanlık ediyor (DPA)
Gantz, 7 Ağustos'ta İsrail Genelkurmay Başkanı da dahil olmak üzere üst düzey savunma yetkilileriyle yapılan bir toplantıya başkanlık ediyor (DPA)

İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz, yaklaşan seçimler yaklaşırken büyük bir siyasi kazanım elde etti. Eski İsrail Genelkurmay Başkanı Gadi Eisenkot ve Dini İşler Bakan Yardımcısı Matan Kahane, Mavi Beyaz İttifakı lideri Savunma Bakanı Benny Gantz ve Yeni Umut Partisi lideri Adalet Bakanı Gideon Saar’ın kurmuş olduğu ittifaka katıldı.
Yeni Umut Partisi, Gantz'ın bu ittifaka liderlik edeceğini, Saar'ın ikinci adam olacağını ve General Eisenkot'un üçüncü sırada yer alacağını teyit eden bir açıklama yayınladı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Geniş ve istikrarlı bir ulusal hükümetin oluşumunun temelini oluşturacak bu ittifak, devam eden siyasi krizin sona ermesine, İsrail toplumunun parçaları arasındaki çatlağın onarılmasına ve İsrail devletinin güvenlik, ekonomi ve eğitim alanlarındaki ulusal çıkarlarının geliştirilmesine yol açacak.”
Partiden yapılan açıklamanın devamında, seçimlerin hemen ardından ulusal kampın kurumlarının düzenlenmesi ve 26. Knesset seçimlerine hazırlık için iç demokratik seçimler yapılmasının kararlaştırıldığı ifade edildi.
Partiye yakın kaynaklar, bu gelişme ile Gantz'ın muhalefet lideri Binyamin Netanyahu liderliğindeki sağcı kamptan on binlerce oyu geri çekmeyi hedeflediğini söyledi. Böylece, Netanyahu’yu tekrar iktidara getirecek bir çoğunluk elde etme olasılığı ortadan kalkacak. Söz konusu kaynaklar seçmenlerin yaklaşık yüzde 20'sinin kime oy vereceğine henüz karar vermediğini ve büyük bir kısmının kendi fikirlerini ifade eden ılımlı bir sağ parti arayan "sağcı liberaller" olarak kabul edildiğini vurguladı.
Ancak sağdaki çevreler, Gantz'ın partisinin sağcı olduğu iddiasını reddediyor. Eisenkot'un Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde Filistin devletinin kurulmasını destekleyen bir solcu olduğuna dikkat çekten çevreler dolayısıyla yeni katılımların sağdaki kararsızları etkilemeyeceğini iddia ediyor.
Kahane'nin Gantz'a katılarak güvenilirliğini kaybettiğine dikkat çeken çevreler, onun daha birkaç hafta önce Gantz'ın çıkar peşinde koşan bir oportünist olduğunu söylediğini hatırlattılar. Sağcı çevreler Kahane'nin 5 Ekim 2020'de yaptığı bir konuşmayı arşivden çıkardılar. Kahane konuşmasında Gantz’ı, Filistin yönetimine borç vermeyi kabul ettiği için terörizmi desteklemekle suçluyor.
Eisenkot, Gantz'a ya da Başbakan Yair Lapid liderliğindeki Yesh Atid Partisi’ne katılmaya uzun zamandır hevesliydi. Onlarla birkaç kez bir araya geldi. Ama (Pazar) Gantz ve Saar lehine karar aldı. Eisenkot, Gantz altında yaklaşık 30 yıl orduda hizmet vermiş ve Saar hükümet sekreteriyken İzak Şamir'in hükümetinde askeri sekreterlik yapmıştı. Eisenkot'un yaklaşık dört yıl önce askeri üniformasını çıkardığı ve Tel Aviv'deki Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü'nde kıdemli araştırmacı olarak çalıştığı biliniyor.
İsrail hükümetlerinin Filistinlilerle barışa yönelik politikasında radikal bir değişiklik yaratma ihtiyacını çokça dile getiren Eisenkot, Filistin sorununu görmezden gelmenin "iki halk için tek devlet" çözümüne yol açabileceği konusunda her zaman uyarıda bulunuyor. Bu çözümü “Siyonist rüyanın yıkımı” olarak değerlendiren Eisenkot, konuya ilişkin şunları söyledi: “İki uluslu bir devlet Siyonist rüyanın sonudur ve bunun milyonlarca Filistinlinin içimize karışması anlamına geleceğini kavramak için büyük bir dahi olmaya gerek yok. Ancak iki devletli çözümün de hemen uygulanması uygun değil ve bu nedenle bu dosyada aşamalı olarak hareket edilmeli.”
Eski İsrail Genelkurmay Başkanı, “Ebu Mazen (Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas) döneminin sonuna geldik. Gerçeği geliştirmek, düşmanlığı azaltmak ve güveni artırmak için üç ila beş yıllık bir ara adım önerilebilir. Gerçek değiştirilmelidir. İsrail toplumundaki çatlak İsrail'in geleceğine yönelik en büyük tehdit. Dış tehditleri küçümsemiyorum. Hayatım boyunca bunlarla karşılaştım. İsrail toplumunun ulusal dokunulmazlığı, ulusal güvenliğin en önemli unsurudur. İsrail toplumunun dokunulmazlığının ulusal güvenliğin en az yüzde 51'ini oluşturduğuna inanıyorum. Bu en önemli unsur. İnsanlar İran tehdidinden değil, iç zayıflıktan, zayıflayan bloklardan, eşitsizlikten, sektörler arasındaki sürtüşmelerden ve tüm kitlelerin topluma asimilasyonunun eksikliğinden endişe duyuyor. Toplumsal dayanışma olmadan ulusal güvenliğin, ulusal güvenlik olmadan toplumsal dayanışmanın olmadığını anlamalıyız” diye konuştu.



İsrail Savunma Bakanı: Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğiz

Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından kalan yıkımın ortasında yürüyor (AP)
Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından kalan yıkımın ortasında yürüyor (AP)
TT

İsrail Savunma Bakanı: Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğiz

Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından kalan yıkımın ortasında yürüyor (AP)
Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından kalan yıkımın ortasında yürüyor (AP)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, bugün salı günü yaptığı açıklamada, İsrail’in “Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğini” söyledi. Katz, 2005 yılında İsrail’in Gazze’den çekilmesi kapsamında boşaltılan yerleşimlerin yerine, Gazze’nin kuzeyinde yeni askerî-tarımsal noktalar kurulacağını belirtti.

İsrail basınının aktardığına göre Katz, Beyt El’de düzenlenen bir törende yaptığı konuşmada, “Bunu doğru şekilde ve doğru zamanda yapacağız. Bazıları itiraz edebilir, ancak ipleri elinde tutan biziz” ifadelerini kullandı.

sdcds
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

Katz’ın açıklamaları, Hamas ile varılan ateşkesin ardından İsrail’in Gazze’ye yönelik uzun vadeli planları hakkında artan spekülasyonların ortasında geldi. Açıklamalar, ABD Başkanı Donald Trump’ın kısa süre önce bu konudaki bir soruya yanıt verirken İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak etme ihtimalini dışlamasıyla da aynı döneme denk geldi.

Bu konuya atıfta bulunan Katz, “Bu hükümet bir yerleşim hükümetidir. Egemenliği uygulamak mümkün olursa, bunu uygularız. Şu anda fiili bir egemenlik aşamasındayız. 7 Ekim’deki korkunç felaketin ardından İsrail’in ortaya koyduğu tutum ve güç sayesinde, uzun zamandır görmediğimiz fırsatlar önümüzde duruyor” dedi.

Katz’ın ardından konuşan Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ise, son yıllarda Batı Şeria’da yürütülen “geniş çaplı yerleşim kampanyasıyla” övündü.


ABD'nin uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle bir tekneye düzenlediği saldırıda bir kişi öldü

Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)
Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)
TT

ABD'nin uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle bir tekneye düzenlediği saldırıda bir kişi öldü

Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)
Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)

ABD ordusu dün, Doğu Pasifik'te uyuşturucu kaçakçılığı için kullanıldığı bilinen rotada seyreden bir teknede şüpheli bir uyuşturucu kaçakçısını öldürdüğünü açıkladı.

Latin Amerika'daki Washington askeri operasyonlarını denetleyen ABD Güney Komutanlığı, X'te yayınlanan açıklamada, "Birleşik Müşterek Görev Gücü Güney Mızrağı, uluslararası sularda belirlenmiş terör örgütleri tarafından işletilen gemiye karşı ölümcül bir saldırı düzenledi" dedi. Açıklamada, hiçbir ABD askeri personelinin yaralanmadığı da belirtildi. Güney Komutanlığı, teknenin gerçekten uyuşturucu kaçakçılığıyla ilgili olduğuna dair kanıt sunmadı.

Güney Komutanlığı tarafından yayınlanan videoda, teknenin bir tarafına su püskürtüldüğü görülüyor. İkinci bir püskürtmenin ardından, teknenin arka kısmı alev alıyor, etrafı daha fazla su püskürtmesiyle çevrili ve alevler şiddetleniyor. Videonun son saniyesinde, teknenin yanında büyük bir alev topuyla sürüklendiği görülüyor.

Daha önceki ABD saldırılarında teknelere yönelik patlamaları gösteren videolarda, gemilerde ani patlamalar görülmüş ve bu da füze kullanımına işaret etmişti. Bazı kayıtlarda ise füze benzeri cisimlerin teknelere doğru düştüğü açıkça görülmüştü.

Trump yönetimi, saldırıların ABD'ye uyuşturucu akışını durdurmayı ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro üzerindeki baskıyı artırmayı amaçladığını belirtmişti.


Pentagon: Çin, fırlatma rampalarında yaklaşık 100 kıtalararası balistik füze yüklemiş olabilir

ABD Savunma Bakanlığı (Reuters)
ABD Savunma Bakanlığı (Reuters)
TT

Pentagon: Çin, fırlatma rampalarında yaklaşık 100 kıtalararası balistik füze yüklemiş olabilir

ABD Savunma Bakanlığı (Reuters)
ABD Savunma Bakanlığı (Reuters)

Çin'in büyük askeri emellerini vurgulayan bir Pentagon rapor taslağında, Pekin'in muhtemelen en yeni üç fırlatma üssüne 100'den fazla kıtalararası balistik füze yüklediği ve silah kontrolü görüşmelerine girmeye yanaşmadığı belirtildi.

Çin, nükleer silahlarını modernize ediyor ve menzilini diğer tüm nükleer güçlerden daha hızlı bir şekilde genişletiyor. Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Pekin, askeri yığılmasıyla ilgili haberleri "itibarını zedelemek ve uluslararası toplumu kasıtlı olarak yanıltmak" girişimleri olarak nitelendirerek reddetti.

Geçtiğimiz ay ABD Başkanı Donald Trump, Çin ve Rusya ile nükleer silahsızlanma planı üzerinde çalışıyor olabileceğini söylemişti. Ancak Reuters'in gördüğü bir Pentagon raporu taslağı, Pekin'in böyle bir planla ilgilenmediğini gösteriyor.

Raporda, "Pekin'in bu tür adımlar atmaya veya kapsamlı silah kontrolü görüşmelerine katılmaya yönelik bir istekliliğini hala göremiyoruz" ifadesi yer aldı.

Raporda ayrıca, Çin'in Moğolistan sınırına yakın füze depolama tesislerinde 100'den fazla DF-31 katı yakıtlı kıtalararası balistik füze konuşlandırmış olabileceği ve bunun da inşa ettiği bir dizi füze depolama tesisinin en yenisi olduğu belirtildi.

Pentagon daha önce bu bölgeleri belirlemişti, ancak oraya konuşlandırılan füze sayısını belirtmemişti. Pentagon taslak rapor hakkında yorum yapmayı reddetti ve Washington'daki Çin Büyükelçiliği henüz yorum talebine yanıt vermedi. Taslak Pentagon raporunda bu füzeler için potansiyel hedefler belirlenmedi. ABD yetkilileri, raporun yasa koyuculara sunulmadan önce revize edilebileceğini ifade etti.

Raporda, Çin'in nükleer savaş başlığı stokunun 2024 yılında yaklaşık 600 civarında kaldığı ve bunun "önceki yıllara kıyasla daha yavaş bir üretim oranını" yansıttığı belirtildi.

Ancak raporda Çin'in nükleer genişlemesinin devam ettiği ve 2030 yılına kadar 1000'den fazla nükleer savaş başlığına sahip olma yolunda ilerlediği belirtildi.

Çin, "kendini savunma amaçlı nükleer strateji" ve "ilk kullanan taraf olmama" politikasına bağlı olduğunu söylüyor.

Trump, Amerika Birleşik Devletleri'nin nükleer silah testlerine yeniden başlamasını istediğini dile getirdi, ancak bunun nasıl uygulanacağı belirsizliğini koruyor.

ABD eski Başkanı Joe Biden ve Trump, ilk dönemlerinde Çin ve Rusya'yı Yeni START anlaşmasının yerine üçlü stratejik nükleer silah azaltma anlaşması getirmek için müzakerelere dahil etmeye çalışmışlardı.

Pentagon raporunda Çin'in askeri yığılması detaylı bir şekilde ele alınarak, "Pekin'in 2027 yılının sonuna kadar Tayvan'da savaşabilecek ve kazanabilecek durumda olacağı" belirtildi.

Tayvan'ı, demokratik olarak yönetilen bir ada olarak kendi topraklarının bir parçası olarak gören Çin, adayı "yeniden birleştirmek" için güç kullanma fikrinden hiçbir zaman vazgeçmedi.

Pentagon raporu, ABD ve Rusya arasında kalan son nükleer silah kontrol anlaşması olan ve her iki tarafı da 700 fırlatma platformunda en fazla bin 550 konuşlandırılmış nükleer savaş başlığıyla sınırlayan 2010 Yeni START Antlaşması'nın sona ermesinden iki aydan kısa bir süre önce geldi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Joe Biden, Şubat 2021'de anlaşmayı beş yıl daha uzattı, ancak anlaşma, daha fazla resmi uzatmayı engelleyen çeşitli hükümler içeriyor. Birçok uzman, anlaşmanın sona ermesinin üç yönlü bir nükleer silahlanma yarışını tetikleyebileceğinden endişe ediyor.

Silah Kontrol Birliği'nin genel müdürü Darrell Kimball şunları söyledi: "Daha fazla nükleer silah ve diplomasi eksikliği hiçbir tarafı daha güvenli hale getirmeyecektir; ne Çin'i, ne Rusya'yı, ne de Amerika Birleşik Devletleri'ni."